Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ocak, 2025 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

YOKSUL SEVDALAR-8

      Kayacık,Çiftlik,Yalıhüyük,Ahırlı,Meyre,Bademli,Eldağan,Aliçerçi,Sandı,Öz yerleşim yerlerinde,buraları kapsamına alan semalarda,göçmen kuşların görsellerini daha net görebilmek için yüksek tepelere koşuştu minik yürekler,küçük ayaklarla ama seri,seri atılan adımlarla,debileri yüksek heyecanlarla.Nasıl beklerlerdi onları.Hacı babalardı onların adları.Küçük başlar gökyüzüne yönelmiş onlardan sanki bir şeyler umuyorlardı.Baharın müjdecileriydi leylekler.Köylerde yaptıkları yuvalarına,kimseler tarafından dokunulmaz,aynı yerlerdeki yuvalarına tekrar gelirlerdi.Kış şartlarıyla yuvalarda oluşan bazı eksiklikler tamamlanır sonra,takırdayarak çiftleşirler yeni yavrular için kuluçkalara yatılır,bir süre sonrada yavruları yuvalarında görülebilirdi.Yeni sıpalar,oğlaklar,kuzular,buzağılar,taylar,tavuk,civcivleri,hindi palazları türer,yepyeni bir hayat başlardı.Köylünün yüzleri gülerdi bu yeni gelişlerle,bu yeni oluşlarla.Erik,badem ağaçları çiçeklere bezenir,dallarında arılar vı...

YOKSUL SEVDALAR-7

      Babanın gidişi İbrahim için köyde sürpriz sayılacak bambaşka günlerin başlaması değildi.Baba bir kaç defa  köye gelmiş,bir kaç gün kalmaları,tam alışmalara başladığı zamanlarda geldiği gibi tekrar gitmeleri olmuştu.Bu yüzden yadırgamamış,yokluğunu fazla hissetmemişti.Belkide küçücük olması onun nasıl ve ne şekil duygular içinde olacağı yaş evresi değildi.Annesiydi varı yoğu,nazı edası,sevinci,kederi.Bir yerlerden çıkıverip geleceği zannıyla ötelerdeki yeni yerleştiği evin oradan,gerçek sahipleri olduğu evlerinin oraya gidiyor ama sessizliğe bürünen yapıya baka kalıyor,kendince annesiyle geçirdiği eski güzel günleri hayal ediyordu.Hemen dip komşuları Saliha'lara bile o çağırmazsa gidemez olmuştu.Üzerinde sanki görünmez bir güç baskılar yapıyor onu sinsi ve çekingen bir yapıya büründürüyordu.Eşek muhtarın ahırına götürülmüş,bağlanmıştı.Tek teselliyi yanına sık sık uğrayıp,onunla bakışmalar,gerekirse konuşmalarda buluyordu.Aradan tam 2 yıl geçti.İbrahim 11 yaşına ...

YOKSUL SEVDALAR-6

         İçinde bulunduğunuz şartlar size bir yön belirler.Belirlenen yönlerin adı yol olur.Upuzun çizgiler gibidir,uzar giderler.Hayat çigileridir bunların adı.Tümden bu çizgiler üstlerinde yaşanır,yaşlar alınır.Ama nasıl yaşanır?.Kimilerinin paylarına mutluluklar,kimilerine ise acılar ve çaresizliklerdir layık görülenler.Sahipsiz,kimsesizler;bu yollarda,yokluklar içindeki ömürleri,nihayete eren yolculardır.Onlar yol alamayacak,adımlar atamayacak kadar yorgun olup,bulundukları yerlere yıkılır,düşer,bir daha hiç kalkmazlar..Kaderleri bu şekil çizilmiş olanların,açılacak kapıları,aydınlatacak,ışıyacak,ışıkları olmaz.Toplumsal kalkınmalar;projeli ve planlı çalışmalar yapılarak,herkeslere eşit yansıyan,milli hasıla dağılımıyla olur.Köylerde yaşayanların,toprakları,ekenekleri varsa,kıt kanaat karınlarını doyuracak bu imkanlarıyla,muhtaç vaziyet ve hallere düşmezler.Eğerki yoksa,ayaklarında zincirler bağlanmış esirler,belirlenen alanların dışında,bir yerlere hareketl...

HER ŞEY DAHİL OTELLERDE ÇALIŞAN BİR AŞÇININ İTİRAFLARI!

  HER ŞEY DAHİL OTELLERDE ÇALIŞAN BİR AŞÇININ İTİRAFLARI! Her şey dahil oteller ekonomik oldukları için çekici gelir. Ancak yediklerinizin perde arkasını bilseniz, aslında çok pahalı tatil yaptğınızı anlarsınız. Üç kuruşa o kadar albenili sanat eserlerinin nasıl hazırlandığını düşünseniz, nasıl bir tuzağa çekildiğinizi anlarsınız. “Eğer her şey dahil sistemin uygulandığı bir otelde tatil yapacaksanız kulak kabartınız. Aşağıdakileri peşinen kabul etmiş oluyorsunuz. Kırmızı et olarak genelde hindi eti kullanırız. Bu da yapısı gereği fazla süner. Ne kadar pişirirseniz pişirin elastiki bir yapısı vardır. Müşteriler genellikle çok az pişmesinden şikayetçidir. Balık olarak Alabalık ya da Kuzu Balığı vardır. Kuzu Balığı da tercihen tuzda pişmiş olarak verilir. Aslında tükettiğiniz şey, köpekbalığıdır. Ben hiç kuzu balığı pişirdiğimizi hatırlamıyorum. Tuzda pişirmemizin nedeni, lezzet farklılığını ortadan kaldırmaktır. Donmuş balıklarda genelde Sudak ve Kalamar kullanılır. Ahtapot, Ege Böl...

YOKSUL SEVDALAR-5

      İstanbul gurbetlerindeyken,köylülerinin daha önce giden,yerleşik hemşehrilerine tel çekip,haber iletmeleriyle,karısının vefatını 5 gün sonra öğrenen baba,köye dönmüş,fakat Sandı köyüne,mefta beklemez denilerek,hafıza haber edilmiş,tüm hukuki araştırma ve soruşturmaların ardından müsade verilmesiyle,talihsiz kadın,tüm gerekleri muhtar ve köylüler tarafından yapılarak,Hafı'zın Öz'e gelip verdiği sela ve kıldırdığı cenaze namazıyla,defin;köylüler tarafından yapılmıştır.Yoksulluk her bir şeye engel olup,imkansızlıklar türetmiştir.Eşini mezarında ziyaret eden acılı baba,uzun uzun karısının altında yattığı taze toprağa bakıp,çaresizliğine göz yaşı dökmüştür.Bu acıları yaşarken ilk kafasına takıp,düşüncelerinde yer işgal ettirdiği konu,İbrahim'i verecek,bırakacak bir yer olmuştur.İstanbul'da kaldığı yer,çalıştığı ortam,İbrahim'i oraya götürmesine uygun değildir.Yoksulluk zor,kimsesizlik ise daha bir zordur.İbrahim ne olacaktır?çaresizliğin bu şekli;yaşamayanlar,böyle...

YOKSUL SEVDALAR-4

     Hölük;ilgisizliğe,Saliha'nın kendisini tınmamasına,görmezden gelmesine içerliyor,buna sebep olan İbrahim'e de,sinirleniyor,sinirlendikçe öfkeleri ve kinlenmeleri gün,gün artıyordu.Erkek yapısı hormonlara dayalı,değişik ve farklı karakter yapılarına dönüşen kişiliklere bürünebiliyordu.Saliha'nın ilgisizliği,kendi gücünü,İbrahim'in gücünün altında görmesi,İbrahim'e korkular verip,engel olamayacağının farkındalığıyla,kafasından çeşit çeşit olumsuz ve tehlikelere dönüşecek her türünden planlar geçiriyor,aklı buralarda takılı kalıp bir türlü başka şeylere odaklanamıyordu.İbrahim faktörü,Saliha ile arasında,çok büyük bir engeldi.İnsanlarda şahsi egoları doğrultusunda istekler olur,umular içinde olunan bu isteklerle,gereken her şeylere sahiplenilmek istenir.Kimsenin gönlü birilerinin istek ve arzuları gereği,ona heba edilemez.Karşıt cinslerde beğeni tek taraflı anlam ifade etmez,beğeninin 2 taraflı ve gönüllerin bir birine ılımı olması gerekir.Anadolu insanı yokluklar...

YOKSUL SEVDALAR-3

      Öz'de Hölük devreye giriyor.Saliha'nın sık sık olmasa da,kapıda,pencerede dikkatini çekmek zannıyla,evinin olduğu civarda dolaşmaları,ister istemez dikkat çekiyor.Saliha ota gitmelerden,dinlenmelere fırsat bulduğu zamanlarda,Hölük'ün evin etrafında dolaşmalarını görse de,ilgilenmiyor,kafasında İbrahim var.Ne İbrahim ne Saliha gelecekeleri üzerine vardıkları bir kararları yok.Kafalarında aşkın büyüleyici etkisiyle,buluşmalar,bir aralara gelmeler,o çok hoşlandıkları sarılmalar var.Hölük İbrahim'in gizliden gelişlerinin takibinde.Bunu,bu durumu,Saliha'nın İbrahim'e gönlü olmasını hazmedemiyor.                                                                                                            ...

YOKSUL SEVDALAR-2

     Hafız,İbrahim,Saliha,Bozkır/Sandı ve Öz köyleri.Bu coğrafyada bu insanların kaderleri birleşir.Saliha ve İbrahim ikiside aynı köyden ama İbrahim Sandı'da çoban.Onu oraya çoban olarak tutan Sandı'nın hem hafızı,hemde muhtarı olan Hafız.Hafız köyde ismiyle çağrılmaz kendi köyü ve civar köyler yaptığı meslekten dolayı muhtar da demez,çoğunluk,hafız diye çağırırlar,bu isimle yad ederler..İbrahim'in Saliha'ya olan sevdası vardır.İbrahim inekleri ekili olmayan Sandı'lıların kır olarak adlandırdıkları tepelerin yamaçlarına güdüme götürür.Güdüme giderken tek düşüncesinde annesiyle ot biçen Saliha vardır.Onların ot biçtikleri yere doğru,inekleri sürer.Burada inekleri serbest bırakır,inekler yayımda iken Saliha'nın annesine ot biçerken yardım etmek maksadıyla yaklaşmak ve fırsatlar bulduğu zamanda Saliha'yla fısıltılarla da olsa konuşmaktır.Bu konuşma anlarında,Saliha'nın kendisine meyli olduğunu sezinler.Bundan cesaretle Saliha'yla çok hafif konuşmaların...

NE İÇİN

Her şey satılıyor.Kefen,mezar taşı,çocuk bezi,iğne,iplik,don,gömlek,oklava,pişirgeç,sac,sac ayakları,sergilerde renk,renk meyve ve sebzeler,koyunlara takılan çanlara kadar aklınıza gelen,gelebilecek her türden,her mamülden,pazarlar;rengarek satılık ürünlerle dolu.Balık pazarına geçin tezgahlarda çeşit çeşit balıklar dizili,balıkçılar üzerlerine avuç avuç su serpiyor,bir yandan da"Derya kuzusu bunlar gel vatandaş gel" diye çığırtkanlıklar yapıyorlar.Kadınlar pazarı daha bir hareketli,tümden ürünler sergilenmiş,alıcı beklemekte.Her ürün sana bana ihtiyaç ama iç geçire geçire,bakmaktan,seyretmekten öte eylem yok.Cüzdanlar nanay,ceplerde metelik yok.Boş,boş gezilip,bakılıp,geçiliyor.Öte Dünya'nın kapısını açacak küçükleştirilmiş mukaddes kitaplar,küçük kabe maketleri,camiler vs.vs.hepten satılık.Hepsini alasınız tutuyor,canınızın çektiği şöyle sofralara kurulup lokmaları art arda atacağınız yiyecekler var.Hakikaten aradımda bulamadım hiçbir şey yok,anlayacağınız yok,yok...

ARA GAZI

         Yer kürede yapılacak,halledilecek hiç bir sorunumuz kalmadı,sırada uzay boşluğundaki gezegenler var.Bir zamanlar Tanrı'nın vasıflarının olduğu söylenen liderimiz,hazinemizin ağzına kadar,tıka basa olduğunu söylediği zamanlarda,yine kürsülerden bir söylevinde, "IMF bizden borç para istedi,bende arkadaşlara verin,gitsin dedim"Dünya ülkelerine borç paralar veren bu kuruluşa borç verebilirsiniz diye,yürütmeyi birlikte üstlendiği arkadaşlarına onay verdiğini söylemişti.Bu çok önemli haberi izlediğim zaman kıkır kıkır önünü kesemediğim gülmelere gark oldum.Yolda sokakta aklımdan çıkmayan bu konuşmalarıyla,görenlerin tırlattı galiba diyeceği,gülmeleri yaşadım.Böyle bir gülme krizlerim,talebelik yıllarımda sınıfta dersteyken de olurdu.Gerçekten bu şekil kriz tutunca,gülmelerinize engel olamıyorsunuz.Gülmek çok güzel bir eylemdir.Ne yazıkki bizim toplumuzda gülme;hafiflik ve cıvıklık olarak değerlendirilir.Ulu orta her yerlerde pişmiş kelleler gibi sırıtamaz,k...

ESAS NİYET

       Yerlere göklere sığdıramadığımız bir müttefikimiz var.Okyanuslar ötesindeki bu ülke;kızılderilerin topraklarını zorla işgal edip,ellerinden almış,bu yetmemiş;şu yahut bu gibi bahane sebeplerle,günlerce,aylarca süren,soykırımı andırır infazlarıyla,toprakların gerçek sahibi,bu masum insanların,oluk oluk kanlarını akıtarak,yaşama haklarını sonlandırmışlardır.Siz holyvood sinemacılarının,senaryolar gereği,kızılderililerin kafa derisi yüzücüler olarak,lanse edilmeye çalıştıkları sahneli filmlerine hiç inanmayın.Hepsi uyduruk hikayeler.Bunlar geçti gitti,mazilere karıştı unutuldu gidildi.Gelelim bizim şimdilere kadar halkın oylarını alıp,ülkenin idaresini alan devlet başkanlarımıza;Cumhuriyet ülkemizin bu değerli devlet başkanları,bu sığır çobanları çoklukları fazla ülkenin başkanlarıyla randevular alabilmek ve bir araya gelebilmek için,uğraşları sonrası bir arada olma fırsatları yakalamışlarsa,kasım,kasım,kasılıp,bizlere havalar basmışlardır.Arkadaşlarımızla bir ar...

KALBİM ORADA

        Bir yerden ayrılırken kalbinizi ayrıldığınız yerde bırakmışsanız oralardan ayrılmış sayılmazsınız.Bedeniniz oralardan gitmişken,yüreğinizi bıraktığınız yerden koparamıyorsunuz.Somon balıklarının doğdukları yerlere hiç bir engel tanımadan döndükleri ve orada son kez yumurtalar bırakıp,hayatları nihayet bulduğu gibi,yüreğinizin kaldığı yerlere,bir gün döneceğiniz muhakkaktır.Köyden göçüyorduk.Bir at arabasının üzerine sardığımız yükümüzle,gideceğimiz yer 15 km.uzaklıktaki kazamız Bozkır'dı.Köyden ilk defa çıkan 3-4 yaşında bir çocuk için bu gidiş ürperti,bilinmeyen,tarifi yapılmayan bir korkuydu.Köyü çıkıp darı yerinden geçerken,at arabasının,atların çekimiyle teker akslarından çıkan ses,yüreğimde yankılar yapıyordu.Darı yeri ırmağın kenarındaki Kayacık köyümüzün üzüm bağlarıdır.Söğüt ağaçlarının sık şılgınlarından gizlenen,bu küçücük dere kenarında,kızıl,beyaz,siyah çeşit çeşit üzümler veren,bu bağlardaki,her anından hazlar alarak,geçirdiğim günleri hiç unutam...

MEHMET KABRAN

      Konya'da bir zamanlar kalplerini spora adamış ve vermiş insanların,müsabakalar olsun yada olmasın muhakkak bir dostumla rastlaşır hasbihal olur,iki laf eder vakit geçiririm düşünceleriyle içinden geçip,takıldığı uğrak yeriydi şimdiki millet bahçesi.Bu adı alan buradaki şehir stadını,hangi niyet ve maksatlarla yıkıp,bu şekle getirmişlerse,bence iyi etmedikleri görüş ve düşüncelerdeyim.Kimler geldi kimler geçti buralardan.Beden Terbiyesi çalışanlarının en büyük ve en alt görevlerindeki çalışanlarına,saha bekçileri,atölyelerdeki işçilerine,kulüplerin soyunma odaları yanındaki çay servisleri yapanlara kadar herkeslerin sporcular dahil dosthane ilişkiler sürdürdükleri bu güzel mekan yıkılıp,yok edilip burada bir devri kapatan insanların hatıraları katledildi.Bir şehri sokakları,parkları,mekanları ve buralarda dostluklar,arkadaşlık yaşadığınız hatıralarınızla seversiniz.Evet bir kesimin bu stad yıkılışıyla tüm hatıraları bana göre canice öldürülüp yok edilmiş ve şehir bu ...

OYUNAMI GELDİK

        Taa dedemin dedesinin,dedesinin,dedesinin,saymakla kafam karıştı,içinden çıkamayacağım.Karışmaması mümkün değil,akıl yorgunluğuna sürükleniliyor.Kolay anlaşılacak şekilde ata babalarımızdan diyelim.Ceddimizden çok güzel,sulak,verimli mahsülleri bol piyasada her zaman değeri ve ederi olan rağbet edilen,ürünler veren,sahiplerini kalkındıracak,rahat ettirecek,ele güne muhtaç ettirmeyecek,miras kalan bir tarlayı senelerce ama senelerce bol ürünler alarak işler,çalıştırır ve ürünler alırken nüfusca çok artmamız ve maddi yönden daha iyi imkanlara eriştik,bu yüzden kendimiz çalıştırmayalım,özelleştirip taşeron kişilere devredelim,bizlerde oturduk yerden farzedelimki,bol kazançlar elde edelim dedik.Bizleri çekemeyip,karıştırmalara çalışan diğer tarla komşularımızın,hasat ettiğimiz bu bol ürünleri kıskanmaları neticeleriyle,nifak sokmalar,ara bozmalar,değişik hiziplere ayırmaları eylemleri ve planlı yok edici uygulamalarla,başımıza büyük işler açıp her şeyi arap saçı ...

YENİ YAŞAM HEYECANLARI

       4/Ocak-2019 tarihinde bu gün zaman sabah saatlerini aşıp öğle saatlerine doğru yaklaşmakta.Dün geceden bu yana sürekliliğini sürdüren yağmur kesildi.Güneş gökyüzünde oturduğum odaya ışıklarını yansıtmakta.Dışarıda ağaçlar ora bura esen rüzgarlarla sallanmakta.Bahçemdeki erik ağacının yanındaki duvar üstüne,kuşlar gece aç kalıp donmasınlar,onları yiyerek gece soğuklarına dayanabilsinler adına epelediğim yemler bir kaç gündür hiç azalmadan öylece duruyorlar.Kediler pusuda kuşların bu yiyecekler için duvar üstüne gelmelerini ve fırsat bulup onları avlamayı bekliyorlar.Yağışlarla duvar üstünde biraz çimlenmişler ama döktüğüm gibi durmaları,soğuklarda yiyecek bulamayan bu hayvanların bu yemlere itibar etmemeleri biraz düşündürücü geldi.Kedileri kollayarak muhakkak bu yiyecekleri bir yolunu bulur tüketirlerdi.Kuşlar yemediğine göre onları oradan alıp evimin arkasındaki bahçenin güneş gören bir kaç gündür ve geceden yağan yağmurların ıslattığı toprağa savurdum.Üzerl...

HAYATLARIMIZ HİÇ KOLAY DEĞİLDİ

        İstanbul yurdumuzun  en fazla göç alan kentlerinin ilk başlarında gelir .Göçleri Anadolunun her kentinden,her yaş grubu kadın erkek,reşit olsun olmasın,çocuk denecek yaşlarda bile ama oto stoplarla ama kaçak köçek köylerinde tarla,mal mülk vs.varlıkları yeterli olmayan ve bu kentimizde kendilerine gelecek arayan insanlarımız yapmışlardır.Bu göçlere gerekliliği genelinde yeşilçam sinema filmlerinden oyuncuların rolleri gereği köylerinden İstanbul'a göç konulu sahnelerin olduğu filmleri seyredip,görmelerin  katkıları fazlacadır.Köylerdeki imkansızlıklar,onların tutunabilecekleri kent düşüncelerine uyar görüşlerle verilen ve varılan  kararlara dönüşür.İzlenen filmlerde anlatılanlar kendi hayat hikayeleridir.Kimisi analık elinde zulüm görmekte,kimileri yokluktan,kimileri sevdadan köylerinden terki diyarı yaparlar.Kara trenler acı acı sirenler çalarak,dumanlarını savurup giderlerken vagonlarında götürdükleri çoğunluk gurbet yolcularıdır.Otogarlardan...

ÇOK SEVELİM

        Koparmak çok anlamları olan bir kelimedir.Yerinden yurdundan koparılmak.Olgun yahut ham meyveyi koparmak,çiçekleri koparmak gibi karşımıza değişik şekillerde ve örneklemelerdekiler gibi ve daha başka yaşam biçimlerimizde çıkar.Çocukken ilkokul yıllarında öğretmenlerimiz bizim için çok değerliydi.Onlara sevgilerimizi belirtmek için ama kendi bahçemizden ama komşuların bahçelerinden çiçekler koparıp demet haline getirerekten sevgi gösterisi olarak öğretmenlerimize verirdik.Bu çiçekler bir kaç gün su dolu bir kavanozda muhafaza edilir sonrada solunca çöpe atıldığı aşikardır.Şimdilerde çiçekler yetiştirilip çelenklerde kullanılıyor,cenazelere düğünlere açılışlara bu çiçek çelenkleri gönderilerekten karşıdaki insana bir iyi niyet göstergesi duygusu ihsan ediliyor.Bilgelik,bilge kişilik sadece kitaplardan okunarak öğrenilmez ve elde edilmez.Zaman içerisinde insan olumlu,olumsuz başına gelen her şeylerden geniş deneyimler ve tecrübeler edinebiliyor.Doğada bir denge ...

DİL

        Konuşulan DİL toplumların en büyük değerlerinden biridir.Dili korumak ülkeyi korumak kadar önemlidir.Maalesef toplumumuzun entel geçinen mürekkep yalamış,yalamamış her türden insan yapılarımızda dilimizi yadsıma ve yozlaştırma ön planlarda gelmektedir.Futbol tabelaları,maç bitimlerini görsel medyada yorumlayan yorumcular,basındaki spor sayfalarındaki yazı dili anlatımları,okullardaki hocasından,cevap veren talebesine kadar,konuşurken yazarken yabancı bir kelimeyi arı duru TÜRKÇE'mizin arasına sırf kültürlü görünülecek ve olunacak,okuyucular ve izleyiciler çok beğenecek babında değerlendirilerek arı dilimizin arasına sokuvermek ukalalıktan başka bir şey değildir.Analarımızdan doğuşumuzla birlikte öğrendiğimiz saf tertemiz Türkçemizi konuşmalı yeni kuşaklarımızada konuşmalarımızın her kelimesine dikkat ederek yabancı kelimeler dilimizin içine sokmadan Türkçe konuşup,Türkçeyi öğretmeli onları bu yozlaşmalardan kurtarmalıyız.Birde DİN diye dayatılan bir kavramın...