Babanın gidişi İbrahim için köyde sürpriz sayılacak bambaşka günlerin başlaması değildi.Baba bir kaç defa köye gelmiş,bir kaç gün kalmaları,tam alışmalara başladığı zamanlarda geldiği gibi tekrar gitmeleri olmuştu.Bu yüzden yadırgamamış,yokluğunu fazla hissetmemişti.Belkide küçücük olması onun nasıl ve ne şekil duygular içinde olacağı yaş evresi değildi.Annesiydi varı yoğu,nazı edası,sevinci,kederi.Bir yerlerden çıkıverip geleceği zannıyla ötelerdeki yeni yerleştiği evin oradan,gerçek sahipleri olduğu evlerinin oraya gidiyor ama sessizliğe bürünen yapıya baka kalıyor,kendince annesiyle geçirdiği eski güzel günleri hayal ediyordu.Hemen dip komşuları Saliha'lara bile o çağırmazsa gidemez olmuştu.Üzerinde sanki görünmez bir güç baskılar yapıyor onu sinsi ve çekingen bir yapıya büründürüyordu.Eşek muhtarın ahırına götürülmüş,bağlanmıştı.Tek teselliyi yanına sık sık uğrayıp,onunla bakışmalar,gerekirse konuşmalarda buluyordu.Aradan tam 2 yıl geçti.İbrahim 11 yaşına bastı.Baba İstanbul'a gittikten sonra köye bir daha dönmedi.Belkide içinde bulunduğu şartlar dönmesine engeldi.O yıllarda her köyde okul yoktu.Okul;Ahırlı kasabasındaydı.Ahırlı köye 7-8 km.ler kadar uzaklıkta olup,bu kadar mesafelerdeki okula köyden hemen hemen hiç bir çocuk,ya gitmiyor,yada gönderilmiyordu.Ahırlı Selçuklular dönemlerinin kültürlerinin rol oynadığı çok eski medeniyetlerin yaşadığı bir beldedir.Bir rivayete göre burası Ahu adlı bir beyin idaresi altındadır.Bölge bu kişinin idaresinden dolayı Ahurlu bölgesi olarak ad alır.Zaman içerisinde şive farklılığıyla,söylene söylene Ahırlı'ya dönüşür.Diğer bir rivayete göre ise Selçuklular dönemindeki Bozkır beyinin atlarının bakıldığı ahırlar bölgesi olduğundan,Ahırlı adını almıştır.Muhtarlar o zamanlarda maaşlara bağlı değillerdi,şimdiki muhtarlar gibi devlet onlara maaş ödemiyordu.Günler geçer ama nasıl geçer,geçen günler neler getirir,neler götürür?.İnsan hayatı mevsimler gibidir.Coğrafya insanların kaderleri olarak gözlerini açtıkları topraklardır.Toros dağlarının vadilerine,bellerine,tepelerine,eteklerine,ovalarına yerleşmiş bu yöre insanları;mevsimlerin ve arazinin gereklerine göre işe,aşa,hayatlarını sürdürebilecekleri imkanlara yönlenirler.Çok nüfus güç demektir,toprağı uğraşlarında,hayvan güdümlerinde,iş bölümü demektir,dinlenmelere fırsatlar bulabilmek demektir.İbrahim gezegende Annesinin ölümüyle bir nohut tanesi kadar yapa yalnız ve kimsezidir.Değil okula gitmeler,birilerinin yıprandığı için,giyilmeye uygun görülmeyen elbise ve ayakkabılarının,giymesi için layık görülmüş bir hayatın içindedir.Ahırlı'ya okumaya civar köylerdeki maddi imkanları yerinde olan insanların çocukları gidebilmektedir.Okula gitmek İbrahim için çok uzaklarda elde edilmesi imkansız olan bir düşten başka bir şey değildir..30/Ocak-2025 Şerafettin Sorkun/Konya Sandı köyü anılarımdan.
Babanın gidişi İbrahim için köyde sürpriz sayılacak bambaşka günlerin başlaması değildi.Baba bir kaç defa köye gelmiş,bir kaç gün kalmaları,tam alışmalara başladığı zamanlarda geldiği gibi tekrar gitmeleri olmuştu.Bu yüzden yadırgamamış,yokluğunu fazla hissetmemişti.Belkide küçücük olması onun nasıl ve ne şekil duygular içinde olacağı yaş evresi değildi.Annesiydi varı yoğu,nazı edası,sevinci,kederi.Bir yerlerden çıkıverip geleceği zannıyla ötelerdeki yeni yerleştiği evin oradan,gerçek sahipleri olduğu evlerinin oraya gidiyor ama sessizliğe bürünen yapıya baka kalıyor,kendince annesiyle geçirdiği eski güzel günleri hayal ediyordu.Hemen dip komşuları Saliha'lara bile o çağırmazsa gidemez olmuştu.Üzerinde sanki görünmez bir güç baskılar yapıyor onu sinsi ve çekingen bir yapıya büründürüyordu.Eşek muhtarın ahırına götürülmüş,bağlanmıştı.Tek teselliyi yanına sık sık uğrayıp,onunla bakışmalar,gerekirse konuşmalarda buluyordu.Aradan tam 2 yıl geçti.İbrahim 11 yaşına bastı.Baba İstanbul'a gittikten sonra köye bir daha dönmedi.Belkide içinde bulunduğu şartlar dönmesine engeldi.O yıllarda her köyde okul yoktu.Okul;Ahırlı kasabasındaydı.Ahırlı köye 7-8 km.ler kadar uzaklıkta olup,bu kadar mesafelerdeki okula köyden hemen hemen hiç bir çocuk,ya gitmiyor,yada gönderilmiyordu.Ahırlı Selçuklular dönemlerinin kültürlerinin rol oynadığı çok eski medeniyetlerin yaşadığı bir beldedir.Bir rivayete göre burası Ahu adlı bir beyin idaresi altındadır.Bölge bu kişinin idaresinden dolayı Ahurlu bölgesi olarak ad alır.Zaman içerisinde şive farklılığıyla,söylene söylene Ahırlı'ya dönüşür.Diğer bir rivayete göre ise Selçuklular dönemindeki Bozkır beyinin atlarının bakıldığı ahırlar bölgesi olduğundan,Ahırlı adını almıştır.Muhtarlar o zamanlarda maaşlara bağlı değillerdi,şimdiki muhtarlar gibi devlet onlara maaş ödemiyordu.Günler geçer ama nasıl geçer,geçen günler neler getirir,neler götürür?.İnsan hayatı mevsimler gibidir.Coğrafya insanların kaderleri olarak gözlerini açtıkları topraklardır.Toros dağlarının vadilerine,bellerine,tepelerine,eteklerine,ovalarına yerleşmiş bu yöre insanları;mevsimlerin ve arazinin gereklerine göre işe,aşa,hayatlarını sürdürebilecekleri imkanlara yönlenirler.Çok nüfus güç demektir,toprağı uğraşlarında,hayvan güdümlerinde,iş bölümü demektir,dinlenmelere fırsatlar bulabilmek demektir.İbrahim gezegende Annesinin ölümüyle bir nohut tanesi kadar yapa yalnız ve kimsezidir.Değil okula gitmeler,birilerinin yıprandığı için,giyilmeye uygun görülmeyen elbise ve ayakkabılarının,giymesi için layık görülmüş bir hayatın içindedir.Ahırlı'ya okumaya civar köylerdeki maddi imkanları yerinde olan insanların çocukları gidebilmektedir.Okula gitmek İbrahim için çok uzaklarda elde edilmesi imkansız olan bir düşten başka bir şey değildir..30/Ocak-2025 Şerafettin Sorkun/Konya Sandı köyü anılarımdan.
Yorumlar
Yorum Gönder