Ana içeriğe atla

MEHMET KABRAN


     
Konya'da bir zamanlar kalplerini spora adamış ve vermiş insanların,müsabakalar olsun yada olmasın muhakkak bir dostumla rastlaşır hasbihal olur,iki laf eder vakit geçiririm düşünceleriyle içinden geçip,takıldığı uğrak yeriydi şimdiki millet bahçesi.Bu adı alan buradaki şehir stadını,hangi niyet ve maksatlarla yıkıp,bu şekle getirmişlerse,bence iyi etmedikleri görüş ve düşüncelerdeyim.Kimler geldi kimler geçti buralardan.Beden Terbiyesi çalışanlarının en büyük ve en alt görevlerindeki çalışanlarına,saha bekçileri,atölyelerdeki işçilerine,kulüplerin soyunma odaları yanındaki çay servisleri yapanlara kadar herkeslerin sporcular dahil dosthane ilişkiler sürdürdükleri bu güzel mekan yıkılıp,yok edilip burada bir devri kapatan insanların hatıraları katledildi.Bir şehri sokakları,parkları,mekanları ve buralarda dostluklar,arkadaşlık yaşadığınız hatıralarınızla seversiniz.Evet bir kesimin bu stad yıkılışıyla tüm hatıraları bana göre canice öldürülüp yok edilmiş ve şehir bu yıkımla,bir bacağını kaybeden insan misalı topal kalmıştır.Konya'da spora gönül vermiş gerek kazalardan,köylerden,kasabalardan ve gerekse şehrin tümünden sayısız insanlarla sürdürülen dostluklarda sevecenlik,ılım,sevgi ve en önemlisi ve birbirlerine gösterilen saygılar vardı.Bazı arkadaşlarımız bu dünya'dan alın yazlarının onlara tanıdığı sürelerin bitimiyle göçüp gittiler.Onlar kalplerimizde yaşattığımız değerlerimiz olarak yaşadıkça hep var olacaklar,unutulmayacaklardır.Bu camianın içinde hangisini anlatayımki..Bir çocuk tanıdım Mehmet Kabran;Güler yüzlü cıvıl cıvıl yapısıyla sizi olumsuzluklarınızda bile tebessümler etmelere sürükler dostluğuyla,arayacağınız güzel,çok güzel bir çocuk.Futbol maçlarında seyircilerin beğendikleri,benimseyip tuttukları,kafalarına yazdıkları sporcuları olur.Genelde bu tuttukları oyuncuların takımlarının maçları varsa,o maçları kaçırmazlar.Mehmet Kabran kanat oyuncusu olarak orta sahadan,geriden atılan toplara topu kontrole alıp alamayacağı hesaplarına girmeden süratle koşar,rakip takım müdafalarına korkular yaşatırdı.Rakip takım müdafa oyuncularından benle samimi olup,Mehmedi fazla tanımayanların "Adamda motor takılı,vara koşuyor,yoğa koşuyor,canımı çıkardı" serzenişlerini çok duymuşumdur.Tekme atılsa karşılık vermez,rakip oyuncularla sürtüşmez,maç biter,rakip oyuncuların tek tek ellerini sıkarak soyunma odasının yolunu tutan futbol kişiliğiyle,Konya spor camiasında futbol severlerin tuttuğu sporcu kişiliklerinden biri olarak iz bırakmıştır.Stad yıkılıp yok edildi,bu yıkılışla hatıralarda yok edildi.Orada buluşmalar,karşılaşmalar,sohbetler,sohbetlerle gülüşmeler hepsi silindi.O güzel istasyon caddesine artık tren yolculuğu yapmak için mecburi gidiliyor.Millet bahçesi denildi adına,ben yıkıldı yıkılalı çok az o bölgeden geçtim.Şimdilerde pek öyle gidilen bir yer olduğu düşüncelerinide taşımamaktayım.Görüşülen,konuşulan,karşılaşılan tüm sporcu arkadaşlarımızla artık binde bir haricinde rastlaşılmıyor.Bizlerde bir gün yok olunca artık bu hatırların hiç birisi kalmayacak..2025 senesi tüm Konya'lı spor camiasına ve Konya'lıya sağlık,mutluluk getirsin dileklerimle... 08/Ocak-2025 Şerafettin Sorkun/Konya'dan

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SELMA GÜNERİ ve LAYIK GÖRÜLEN ONUR ÖDÜLÜ

Bir şarkı dinlersiniz geçmiş yıllarınızı hatırlatan.O şarkıyla hatırasını yaşayacağınız,tekrar bulacağınızı sandığınız sokaklar yok olmuştur.Şükran Ay'ın her şarkısı Kozan sokaklarını ve sinemalarını gözümde canlandırır.Anılarımı gömdüğüm o kentte belediye otobüsleri ve uzak semtlere gidilen dolmuşlar yoktu o zamanlar.Her yerlere yayan gider,günün yorgunluklarına rağmen hayatımızda olmazsa olmaz olan sinemaların gece matinelerinden de kalmaz muhakkak her akşam sinemaya gider,paramız olmazda giremezsek,yazlık sinemaların apörlelerinden çın çın etrafa yayılan filmin müziklerini ve sesini film bitesiye kadar dinlerdik.Bu tarz biz çocuklar için bir takılma biçimiydi.Seviyorduk sinemaları,film yıldızlarını.Onların bizim dünyamızda farklı ve ayrı bir yerleri vardı.Kozan yaz geceleri yazlık sinemalarla güzeldi.Zaman ne kötü bir mevhum bütün değerler bir bir yok oldu.Selma Güneri'nin Konya/Çumra'da seyrettiğimiz filmlerinde yeni bir yüz olarak karşımıza çıkıvermesi,bizden biri...

YAŞADIKÇA

    İnanılmaz doğal güzelliklerin olduğu ağaçlar,dağlar,göller,baharla birlikte yeşeren otların yanı sıra ufukların göğe değiverecekmiş gibi göz eriminize ulaşan,gün batımlarının akşamlara dönüşen zamanları.Kulaklarınızda çın çın pervasızca eksilmeksizin süren ağustos böcekleri ötüşlerine,gökyüzünde  parıldayarak ışıklar saçan yıldızlarda dahil aklınıza gelen gelebilen bir çok güzelliklere,kapalı kapılar ardında kalınan şu günlerde özlemler duyuyorsunuz.Artan nüfuslar,mülteci adı altında ülkeye sokulan ne oldukları belirsiz insan tiplemeleri,evlerde odalarda duvarlar arasında eşyalarla birlikte sıkılmışlıklar sizi bu düşüncelere,doğaya tam teslimiyetlere itiyor.Virüs gösterdiki,aniden çepeçevre baskınlar yaparcasına bizleri sarıvermesi kendimizi hiç yaşamamış gibi hissettirdi.Sanki o kadar yılları bizler eksiltmedik,sanki üzerimizden mevsimler hiç geçmedi,kaç kez geçen sonbaharları,sonbaharlardaki yaprak dökümlerini biz hiç görmedik?.Hiç bitmeyen işlerimizin olduğunu sanı...

DOLU DOLU SEVGİLERİM

     Kendimi çok seviyorum,seviyorumki yaşamı;kendime olan tutkum ve ihtirasımla daha bir başka algılarıma düşürüp,ömrün süren her katresinden ayrı bir zevk duyuyor,mutluluğuma mutluluklar katıyorum.Böyle hazlar alarak meydana gelen oluşum,gezegeni sevmemi gerektiriyor.Yer kürede canlılar var,yaşamın her biri ayrı ayrı renk katıcı  tamamlayıcıları.Onlar olmazsa her şey anlamsız ve varlığımızı devam ettirmemiz mümkün değil.Ya bizler,biz insanlar?.Bizler sizler yani hepimiz,bazılarımız ne düşünür sek düşünelim,nasıl eleştiriler yaparsak yapalım çok harika varlıklarız.Duygularımız var,bu duyguların meydana getirdiği arzularımız,isteklerimiz hatta ve hatta gözyaşları döküp hüzünlenmelerimiz.Ağlamak kadınlara nasıl yakışır.Hüzünlenip gözyaşları dökerken ne kadar güzeller..An olur ağlamalara bile özlemler duyup,köşe bir yere çekilip gözyaşları döktüğümüz zamanlar azmıdır?.Dram filmlerini,acıklı romanları,hüzünleri sevdiğimizden okumaz veya seyretmezmiyiz?.Özlem,hasret dolu...