Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mart, 2023 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

SEVGİSİZ YAŞANMAZ

     Boş bir akşam bulup takılıyorum slow müziklerine.Bir şarkının beni bir yerlere alıp götürmesini istiyorum,bulutlar üzerinde sonsuzluklara.Saz sesi ta içlere derinlere inip götürüyor gönlümden geçen itirazlar etmeyeceğim gitmelere razı olduğum yerlere.Oralarda kalıyorum gönüllü,istekli,arzularla dolu dolu,mus mutlu.Hayatımdan yitip gitmedi hatıralar.Usumda yaşattığım o zamanları kirlenmemiş yüreklerimizde taşır,kuş cıvıltılarını,ilkbaharlarda leylek sevdalarını andırır güzelliklerle yaşar,içimizden taşan boy atmış sevileri omuzlarımıza sırtlanıp birlikteliklerimizde el ele dolaşmaları sever zamanın hiç bitmesini istemezdik.Sevdalara koşardık sevgiler dolar taşardı yüreklerimizde.Beklemeler kısırdır duraklamalar sıkıcı.Suya düşülüp çırpınışlarda çaresiz kalınmışlığa bir dal uzatılıp tutunulup kurtuluşun sevinçlerinin ne demek olduğunun tarifinin dışa vurulup anlatılışı gibiydi taşıdığımız sevdalar.Yalana benzeyen hayatlarda sevgileri yaşamaktı gerçek olan.Bir fotoğraf ...

YİNE DÜŞTÜN SEYDİŞEHİR AKLIMA

      Kader madem çizik çizik çizilip,yazgı yazgı yazılıp belirlenmiş.Gecelerde gündüzlerde alemlerde dolaşmaların ne anlamı kalmış.Dur bir yerde seni gitmelere,yol yürümelere itekleyip zorlayanlarmı var?.Yok ama bu boğaz denilen bir şeyleri atıştırıp yutması gerekiyor.Zorlayan,mecbur tutan durdurmayan bu.Gitmeler neler getirir,neler kaybettirir,neler kazandırır bilinmez.İllet,mendebur yapılar içine düşülebilir,çok güzel unutulmaz dostlukların yaşanacağı anları yakalarsınız belkide.Velhasılı çıkarsınız hayat yoluna bilinmez bir yaşamın seyyahı,yol alanısınız artık.Kimimiz kaderci kimimiz alın yazıları yazılanlar olmuşuz.Yol sürmüş,yol almışız,durmamacasına.Gitmeler başlamış,dur durak olmaz artık.Bu yollarda çok ağırdır yaşam şartları bilinmez.Beterin beteri var denilip kimilerimiz şükürcü,kimilerimiz isyankar,kimilerimiz ise dalgasında hayatın,elinde boya fırçası,tutunmuş,çıkmış üzerlerine yıldızların,gökyüzünü baştan başa fırçalar vurup boyamakta.Bende gökyüzünü elime bi...

ONLAR İSTEMEDİLER

      Kış gecelerinin bitmezliklerinde,sabahın erişilmezliğini beklerken,çocuk bedenlerin yataklarda mışıl mışıl uyumalarına imrenmeleriniz olur.Ne masum uyurlar derin derin soluk alışverişleriyle.Siz ora bura dönerken uyku zorluğu çeker,yataktan kalkmakla kalkmamak arası dilemmalar yaşar,ikilemlerde takılı kalırsınız.Aile sorumluluklarının zorlukları vardır.İşmi bilmiyorsunuz,işsiz güçsüz kalıp muhtaçlıklar içindemisiniz bir sürü içinden çıkılmaz düşünceler kafalarınızı işgal eder durur.Zordur bunlar,zorların zorudur.Değişmeyecek olmayacak beklentilerle hayaller içinde yaşarız.Hayallerle hayatlarda değişen bir şeyler yok.Kuru boş öylesine hayaller işte.Mart sonlarıyla baharın ayak sesleri indi toprak uyanmakta.Erken açan erikler bademler kayısılar gelinlik kızlar görünümünde.Soğuk ama yinede küresel ısınmanın getirdiği iklim değişikliğiyle,güneşin az biraz görünmesi domur domur çiçekler açmasına neden.Sanatı bilmek,sanatla icralarınızı başarılara götürüp,emeğin karşılığ...

GİZ ODALARDA

  Bir hüzün üzerimde alır başını gider dalga dalga yol alır.Kocaman yılları bir gün geçirircesine hayatımdan silik silik edip vurdurdum tepelere tepelere doğru.Çıkacağım yol alacağım tepeler değil ve artık dur burada.Bi dur hele deli yörük,yürüyüp durma gücün takatin varmışcasına.Hele bir soluklan,soluklan hele.Böylemiydi,ağlamaklı salya sümük akıtarak geçip bir köşeye yüreğiyin ızdıraplara dönüşen inlemelerini susturmak.Sessizleşmeye çalışsanda,yol aldırmamaya gayretler etsende ağlayasın tutuyor bağırık bağırık giz odalarda.Sokaklardan geçenleri baktıracak kadar çok fazla bağırık.Bakarsan anlarsın yaşamın ağlatan bir roman.Hayatın elinden neler çekmedin,geçen yılların gerilerinde kalan.08/Mart-2023 Şerafettin Sorkun/Konya'dan

ÇUMRA'da TRENLER KALKARKEN-17

       Efgan Hadim'i kader 3 evlilikle karşılaştırmıştı.Annesi saraylı Sıddık Hn.mın görüp beğenerek gelin olarak aldığı ilk eşi yanlarında çalışan hizmetkarlardan biriydi.Bu ilk hanımı ölmüş ondan bir kız çocuğu olmuş sonrasında ikinci eşini almıştı.Bu eşinden de 2 oğlu olmuş.İkinci eşininde ölümüyle acılar yaşayıp yıkılmış bu eşine saygısından ikinci eşinin yeğenini üçüncü eş olarak almış bu eşle birlikte acılarını içine gömüp devam eden yaşantısını sürdürmeye normal yaşama ayak uydurmaya başlamış.Üçüncü eşinden 3 kız bir tanede oğlu olmuş.Efgan Hadim Çumra köy ve Konya eksenli iş seyri ve özel yaşamı sürerken birden bire ortadan kaybolmuş.Bu kayıp bir kaç gün sonra Çarşamba çayı içinde su yüzüne çıkan cesedin zuhur etmesiyle son bulmuş.Evet bu ceset bir kaç gündür kayıp olan Efgan Hadim'den başkası değilmiş.Adli tıp araştırmaları Efgan Hadim'in çayda boğulma süsü verilerek esasında önceden boğulduğu tespitlerine varmış.Hadim den Çumra'ya gelirlerken mektep medrese...

ÇUMRA'da TRENLER KALKARKEN-16

      Tarih kitaplarında fetihlerini okuduğumuz 600 yıl saltanat süren Osmanlı imparatorluğundan gerine gerine atalarımızdan miras kaldıda onları yeyip içiyoruz diye rahatlık sürdürdüğümüz bir gelecek içinde yaşamıyorduk.Osmanlı padişahları uçkurlarına çalışmışlar,saraylarda zevk-i sefa içinde bir ömür sürdürmüşler ve bizlere sadece ödeyeceğimiz senelere yayılı borçlar bırakmışlardır.Ben bir fert olarak bana borçtan başka bir şey bırakmayan bu düzene ve bu düzenin tarihine de sahiplenmek istemiyorum.Sahiplenenlerin olsun ve boş laflarla öğünsünler dursunlar.                                                          Çumra yeni bir kent yeni bir belde.Dışarıdan ve yurt içinden gelen insanlarla dağlık beldelerimizin yokluk ve kıtlıklarıyla kıyaslanmayacak kadar zenginlikleri bol bir tarım beldesi.Ben bu kentte yaşadığım evrelerde Çum...

ÇUMRA'da TRENLER KALKARKEN-15

     Vatan denilen sınırları çizilmiş toprak parçasının hudutları içerisinde soluk alıp veriyorsanız,hiç kimselere muhtaçlar olmaksızın yaşamınızı sürdürecek bir geliriniz olmalı,yarınlarınızın güvensizlikler içerisinde olmayacağı düşüncelerini ve bu tür geçim sıkıntısı diyeceğimiz,topyekün  sorunları taşımamalı ve yaşamamalısınız.Yokluk,ona buna muhtaçlık kadar zor olanı yoktur.Hiç kimse dünyaya maddi durumu çok çok iyi bir aile seçerek gelmiyor.Masalllar anlatarak,haramlardan,günahlardan,cennetlerden,cehennemlerden bahsederek gerçekleşeceği belli olmayan sanal kavramlarla,insanların açlıklarını bastıramaz,soğuklardan koruyamaz,üşümelerine engelleyemezsiniz.Bir Mehmet vardı Çumra'da ilk mektep sıralarında birlikte okuduğumuz arkadaşımız.Mehmet'in babası kerpiç keser,o kerpiçlerin bilmiyorum,ya sayılarına göre,yada yevmiyeli getirisiyle geçinip tutunmaya çalışan muhtaçmı muhtaç bir ailede onlardır.Ermenek'ten yeni kent Çumra'ya geleceklerini yakalamak için yola çıkıp...

ÇUMRA'da TRENLER KALKARKEN-14

     Çarşamba çayının akıp gittiği istikametin sağ yanında,daha aşağılarında,köyden kendini soyutlamış düşüncelerle,bir kaç dönüm arazisini kontrol amaçlı ve burada kendisine uygun bir yere ev,ahıl vs. yapmış olan Dur Hasan isimli bir şahıs vardır.Efkan'ların köyüne ve Çumra'ya gidiş gelişerinde Efkan ile bir fırsat bulup tanışarak samimiyeti artırmıştır.Efkanın radyosunun olması,evinde müzik dinlemesi,traktörünün o tarihlerde sade bir onda bulunması,çifti çubuğu traktörle sürmesi,onda parasının çokluğu hususunda içten içe,boyutları yüksek kıskançlık duyguları artmasına nedendir.Kafasında Efkan'a karşı düşünceleri iyi değildir ve karmaşık çeşit çeşit senaryolar türetir.Günlerce fikir üstüne fikirler ve bir oyun,bu oyunla Efkan'ın parasının kendi üzerine aktarılacağı ve kimselerin haberlerinin olmayacağı,duymayacağı,müthiş bir oyun.Efkan Çumra'da kimlerle düşüp kalkmaktadır,zaafları nelerdir,nerelere gidip gelmektedir?.İki fırını bir hanı vardır ve iş için dağınık se...

ÇUMRA'da TRENLER KALKARKEN-13

     Yerküre büyük kara parçası;Soluk alıp yaşadığımız,susayınca sular içip,acıkınca yemekler yeyip,üstündeki her tür olanaklardan yararlandığımız,çok büyük arazi.Sıkıntılarımızı heybetleriyle bizleri hayranlar bırakıp,yok ettirecek büyük,büyüklükten öte,koskocaman dağları,yemyeşil gizemli ağaç ormanları,uçsuz bucaksız atlas yorganı andırır denizleriyle,erişilmeyen gök kubbesiyle,evimiz,yurdumuz,yuvamız,ocağımız.Durmuyoruz,yerlerimizde rahatça oturmuyoruz,mekanlarımızda huzurluca,sessizlikler ve sükûnetler içerisinde değiliz.Arılara,karıncalara bakıyorum.Onlar evrende yaşayabilecekleri mevsimlerle,gözlere zuhur ettikleri zaman,gayretli,imrenilecek bir çalışma içerisinde görsellerimizdeler.Önlerinde kendilerine uğraşlar,iş güç ortamları odaklı,proğramlı yaşamlarıyla işsizlik sıkıntıları ve güçlükleri çekmiyorlar.Emeklerini çalmazsanız küçücük bünyelerinden beklenmeyen cesaretlerle,taarruza geçip saldırganlıklarda yapmazlar.Ağaçlar;dururlar durdukları yerlerde.Kimselere dal...

ÇUMRA'da TRENLER KALKARKEN-12

      Yoksullaşıyor insan kaybettikleriyle.Madden demedim bunu.Telefonlarımız yoktu haberleşip buluşacağımız.Bir çocuk birikimi,çok çocuk birikimi olur,toplanıverirdik sözleşmiş gibi buluşma yeri yaptığımız meydanlarda.Orada oyunlar başlardı ve bizler,çok çocuklar;Bağıra bağıra zamanı soluksuz hiç bitmez gibi doyasıya içimizde,ruhumuzda,tüm benliğimizde mutluluklarla yaşardık.O kent Çumra'ydı .Yeni insanlar,göçlerle doluşmuş göçmenler,Balkanlardan muhacirler,Asya bozkırlarından tatarlar,Anadolu coğrafyasında suya toprağa umuda koşar gibi koşuşmuş Yürükler,Türkmenler ve kurumlarda görevler yapan memurlar,idareciler,öğretmenler,vatan borcu diye gelip terhiste gitmeyip yerleşip kalan askerler ,tüccar kişiliklerin meydana getirdiği tacirler,tümden bu insan yapılarıyla güzelim Çumra,nefes alıp veren,hayat bulan,kımıldayan yol alan,sallanınca parıldayan,ovanın orta yerinde ışıl,ışıl,ışıldayan bir tek elmas gerdanlık.                 ...

ÇUMRA'da TRENLER KALKARKEN-11

      Görme,duyma,bilme,öğrenme,sevme,sevilme,istekleri.Gezmeler ve çevremizi keşfetmeler.Hepsi ama hepsi sahip olmak istenen değerler olarak bizleri işgal eden kavramlardı o yıllarda.Baharın gelmesi heyecanlar estirirdi,kuş cıvıltıları,leyleklerin,kırlangıçların gelişleri içimizi yeşertir,sınırsız,hadsız sevinçler verir,gökyüzünde uçuşları ve güzelliklerinin seyirlerine doyamazdık.İlkbahar'la kırlardaki bir badem ağacının çiçeklenişine,içimizde aşk başlardı.Yaz tatil demekti,özgürlüktü.Gök kubbenin altında doymak bilmediğimiz gün batımlarından,gökyüzünün sonsuzluklarında ışıldayıp,parlayan,yıldızlı gecelerine kadar etkileyici.Ya o canımızın çektiği paramız olur,olmaz,yerdik,yemezdik,tatları damaklarımızdaki,günün her saatinde istek duyduğumuz dondurmaları ve akşamları yazlık sinemalarıyla,farklı daha bir farklı,geçmiş günlerdeki yaşadığımız güzelliklerin içindeydik.Evet o zamanlar yaşanılan yeryüzünün en güzel zamanlarıydı bizim olduğumuz o kentte geçip giden hayatımız.Ç...

ÇUMRA'da TRENLER KALKARKEN-10

          Bazen internette youtube kanallarını açar izlediğim Dr Jivago filminde film müziği olarak çok beğendiğim "Somewhere my love" adlı şarkıyı seçer çok erken ölen bestecisi Andy Willams'ın etkileyici bulduğum sesiyle söylediği müziğinde,geçer bir köşeye sessizleşir takılı kalırım.Konusuyla beğenerek defalarca izlediğim bu filme seçilen müzik müthiş bir güzellik katmış.Çocukluğumun Çumra'da geçen zamanlarında unutamadığım hatıralarım bir bir canlanır gözlerimde.Severim bu hatıraları yaşamayı.O yıllarda çok takıldığımız gün gün gelen posta trenlerini ve bu terenlerdeki yolcuları görmek için uğradığımız tren istasyonuna götürür beni anılarım.Marşandizin (Posta Treni) siren sesi bir süre istasyonda mola verip konaklandıktan sonra acı acı öter.Bir solukluk dinlenmeden sonra yolcular çalan kalkış sireniyle indikleri posta vagonlarına tekrar binip yerlerini alırlar.Kımıldar gürültülü sesler çıkararak lokomotifin gövdesi,akar giderken rayların üzerinde güney ...

ÇUMRA'da TRENLER KALKARKEN-9

          Çumra tarımla gelişmesiyle çok yoğun bir göç akınına uğramış dışarıdan gelen çok sayıda göçmen bu beldemize yerleştirilmeleriyle bir göçmen kenti hüviyetini taşır olmuştur. Çumra isminin nereden nasıl konulduğu hususunda yine tarihi kaynaklara dönülerek bilgi alma ihtiyacı duyuyoruz.Bir rivayete göre;Osmanlı padişahlarından Yavuz Sultan Selim yağmurlu bir günde Mısır seferinden dönerken yağışların her tarafı batağa çevirdiği bu bölgeye girmiştir.Askerlerini sazlık ve bataklık olan bu bölgeden çıkarmak için "ÇEMRE" komutunu verir,uzun ve meşakkatli uğraşlardan sonra askerler çamurun içinden başarılı olarak ovayı geçebilirler.Güçlükle ovayı geçen Osmanlı ordusunun komutanları bu bölgeyi başkalarına tariflerlerken,çamur batağı anlamına gelen Çumuriyet olarak tanıtırlar.Çemren kelimesi zamanla çamura daha sonralarıda Çumra'ya dönüşmüştür.(ÇEMREN;Askerin paçalarını sıvamaları,süvarilerin atların kuyruklarını bağlama emridir)İkinci rivayete göre;Osmanlı padi...

ÇUMRA'da TRENLER KALKARKEN-8

      Yakın tarihimizin kaynaklarına bakılıp incelendiği zaman 1950 yıllarında ülkemizin Kore savaşına katıldığını öğreniyoruz.Kore savaşına katılmamızla o tarihlerdeki Rus çarı Stalin kendi rejimi içine aldığı Bulgaristan yönetimine baskı uygulayarak Bulgaristan içerisindeki Türkleri Türkiye'ye göçe zorlamıştır.Bulgaristan Türkiye'ye nota vererek ilk planda 250.000 göçmeni Türkiye'ye göndermek için oradaki vatandaşlarımıza çok zulümler etmiş,kadınlara kızlara tecavüzler gerçekleştirerek ve hatta cinayetler işleyerek birçok vatandaşımızın canına kıyarak bu zulümlerini artırmıştır.Bu zulümler karşısında o dönemlerde iktidar olan parti,vatandaşlarımızın haklarını orada savunacak gücü ve başarıyı gösterememiştir.Kore savaşına Mehmetçiği yani Türk askerini gönderme düşünceside emperyalizm projesi olup kapitalist bir ülkenin isteği doğrultusunda hareket eden o günkü siyasi parti iktidarlarının bir hatasıdır.Kaynaklar bunu göstermekte bu şekilde bilgiler içermektedir.Bizim sırf...

ÇUMRA'da TRENLER KALKARKEN-7

      Ova Çumra'da bostanlar (kavun-karpuz),güneş çiçekleri ( ay çiçeği) ,pancar ve hububat her türden,karasal iklimin elverdiği ürünler,tarlalardan mülk sahipleri yada bu arazileri kiralayanlarca kaldırılır.Güneş çiçeklerinin tarlalardan öyle güzel yansımaları ve görselleri hasıl olurki aralarına girip bu muhteşemliğin içinde kaybolma düşüncelerini taşıyabilirsiniz.Bu topraklarda tarımın elverişli olmasından dolayı,envai türden canlı kendisine yaşam alanı oluşturmak için buraları işgal etmiştir.Atmacalar Çumra'nın evlerinin çatı çelenlerinden açık bulunan yerlerinden çatılara girerek bu çatıların çelenlerinde kuluçkaya yatarak yavrular dünya ya getirirler.Kerkenezlerin gökyüzünde açık alanlarda uçuşları ve yukarılarda bir yerlerde sabit durarak kanatlar çırparak onları gökyüzünde bu şekil görenlerin hayret eder,dikkat çekici bakışlarının gölgelerinde toprağı gözleyerek av arayan harikalardan öte estetiksel görselleriyle izleyenleri büyüler ve seyretmeye değer buldurur.Bu...

ÇUMRA'da TRENLER KALKARKEN-6

      Kentlerde beldelerde insanların yoğunluklarında veya tek tük oldukları yerlerde,bölgelerde,çarşılarda,sokaklarda,köylerde fiziki görünümlerinizle,giyimlerinizle,kuşamlarınızla,giydiğiniz ayakkabılarınızla,edinimlerinizle,gücünüzle,kuvvetinizle,hareketlerinizle,su içişiniz,yemek yeyişiniz,attığınız adımlarınızla,sarfiyatlarınızla,hiç bir şey alamayıp fukaralıklarınızla,statülere dayalı titrlerinizle yani ünvanlarınızla,alışveriş merkezlerinden çok yüklü alışveriş arabalarını,her türden yiyecektir,şudur budur vs.lerle doldurmalarınızla,muhakkakki muhakkak etrafınızdaki diğer insanların gözleri tarafından farkedilir ve bu farkedilişle,kıskançlık,gıpta ve imrentilerle yada düşmanlıklarla özdeşleştirilecek bir konuma oturtulursunuz.Bu konumunuz o toplumdaki yeriniz ve adınızdır.Bu konumunuza iyi bakanlar olur,düşmanca kin bağlayanlar vardır,ah geçiren yerinize geçme düşünceleri taşıyanlar ve hatta sizin elde ettiklerinizi ellerine geçirme niyetlerinde olanlar bile bulunu...

ÇUMRA'da TRENLER KALKARKEN-5

      Hadim çok eski medeniyetlerin beşiği olmuş bir belde.Roma ve Selçuklu imparatorlukları burada,bu beldede uygarlıklarını sürdürmüşlerdir.Bazı araştırılan kaynaklardan öğrenilmektedir ki..Kuruluş yılı pek bilinmemekle,Karamanoğulları zamanında yaşam alanı oluşturulduğu ve geliştiği yazılmaktadır.1465 tarihinde Fatih Sultan Mehmet Karamanoğulları beyliğini fethedip,yok ederek ortadan kaldırdıktan sonra,1473 senesinde Hadim Osmanlı imparatorluğunun hakimiyetine girmiştir.Taşeli yaylasının tepeleri arasında koyaklara kurulmuş uzanıp giden Batı Toros sıradağlarının doğusunda Konya ovasının bitimiyle Torosların ilk başlayan eteklerindeki düzlüklerden birinde insan hayatlarına yaşama beldesi olmuştur.Hadim maden yataklarının da bol olduğu ve burada yaşayan medeniyetlerin bu maden yataklarını çalıştırdıkları verilen kaynak bilgiler arasındadır.Bu medeniyetlerden Asurlular ve Romalıların Hadimlileri dağlılar olarak adlandırdıkları yine araştırılan kaynak bilgilerden öğrenilmi...

ÇUMRA'da TRENLER KALKARKEN-4

       Sıddık hanım;eşi öldükten sonra bu kaybıyla Hadim'de muhakkak bir gün gelinip buralarda kendisini bulacakları korkularını taşır olmuştu.Saklanmak,bir yerlerde pusulara yatar gibi sinip durmak yada birilerinin ihbar edebileceği düşünceleriyle sıkıntılar içine düşmüştü.Saray belkide kendilerini bulma umudunu kesip,aramaktan vazgeçip peşlerini bırakmıştı.Ama Sıddık Hn.mın bir yanı öyle olduğunu sanmıyor,her yerlerde arandığı his ve düşüncelerini taşıyordu.Taşra da Osmanlı'nın zabıta ve asayiş hizmetlerini Yarkan denilen görevliler yapmaktaydı.Yarkan denilen bu görevliler Tarhan ve Tigin denilen valilerin emrindeydiler.Huzur ve güvenin sağlanması TÖRE adı verilen yasalarla kontrol ediliyordu.Geceleri asayiş Aseslerle sağlanıyordu.Zaman içerisinde bu görevler Subaşılara devredildi.Kaynaklar 1879 dan sonra 1900 lü yıllara gelindiğinde asayişin tamamıyla zaptiye nezaretleri tarafından sağlandığı bilgilerini vermektedir.İyiliğine kötülüğüne her tür insan yapıları olab...

ÇUMRA'da TRENLER KALKARKEN-3

      Alım gücü rahatlıktır,rahatlık olan alım gücü bir şeye sahip olma piyasada geçerli olan para ile mümkündür.Para yoksa bu parayı kazanmak ve kazandığınız bu parayla ona buna muhtaç olmadan mesuliyetlerinizle yani eşinizle,çorunuzla,çocuğunuzla hayat yollarından çamurlara batmadan,ayaklarınızı çöğür dikenleri kanatmadan ilerler,yollar alabilirsiniz.Bir belde size yetecek ihtiyaçları karşılayamıyorsa orasını terk etmek başka yerlerde başka beldelerde yaşam aramak,gelecek aramak kaçınılmaz hale gelir.Eğer bu karar yani gitme düşünceleri kararı alınmış veya verilmişse artık durmak sıkıcı hale geldiği gibi nefes alıp vermek bile zorlaşır.O sevdiğiniz çocukluk yıllarınızda koşup arkadaşlarınızla oyunlar oynadığınız semtler oyun alanları dar bir alandır ve ben bu kadar küçük yerlerde nasıl zaman geçirmişim düşüncelerini taşır hale gelir aklınızdan bulunduğunuz yerlerden başka yerlere göç düşünceleri geçirirsiniz. Ülke olup o ülkede fert olan vatandaşlar gelecekleri ve devam...

ÇUMRA'da TRENLER KALKARKEN-2

      Bozkır,Hadim,Taşkent,Ermenek Konya ilçeleri olup buralar nüfusca küçük ve imkansızlıkları fazla olan beldelerdir.Burada tarla ve ekim alanları dağlık yöreler olduğundan geçim çarklarını döndürecek standart ve olanaklarda fazla değildir.Bu sebeplerden dolayı bu beldelerde doğmuş ve yaşayan insanlar ne uzar nede kısalırlar.Uzun ve kısalık karın doyurmanın haricinde sosyal yaşamlarına ayıracak eder akçeleri yoktur anlamında nitelenmiştir.Arazileri ekin alanlarıda kendilerinin yani bu beldelerinin küçüklükleriyle ölçüttür .Geçimlerini yaşamlarını sürdürecekleri ve ihtiyaçları olan gıdalarda hububat ve bakliyatlar olarak az olan topraklarından elde edilen beslenme gereksinimleridir.Köylerde üzüm bağları hemen hemen tarlası olan herkesin vardır.Güz gelince bağlar bozulur pekmezleri bir satımlık ya vardır yada yoktur sofralarına anca yeter. Ticaret;insan ilişkilerinin en fazla olduğu meslek dallarından biridir.Ticaretle sık sık iş seyahatleri yapmalarda zorunlu gereklilikt...