Vatan denilen sınırları çizilmiş toprak parçasının hudutları içerisinde soluk alıp veriyorsanız,hiç kimselere muhtaçlar olmaksızın yaşamınızı sürdürecek bir geliriniz olmalı,yarınlarınızın güvensizlikler içerisinde olmayacağı düşüncelerini ve bu tür geçim sıkıntısı diyeceğimiz,topyekün sorunları taşımamalı ve yaşamamalısınız.Yokluk,ona buna muhtaçlık kadar zor olanı yoktur.Hiç kimse dünyaya maddi durumu çok çok iyi bir aile seçerek gelmiyor.Masalllar anlatarak,haramlardan,günahlardan,cennetlerden,cehennemlerden bahsederek gerçekleşeceği belli olmayan sanal kavramlarla,insanların açlıklarını bastıramaz,soğuklardan koruyamaz,üşümelerine engelleyemezsiniz.Bir Mehmet vardı Çumra'da ilk mektep sıralarında birlikte okuduğumuz arkadaşımız.Mehmet'in babası kerpiç keser,o kerpiçlerin bilmiyorum,ya sayılarına göre,yada yevmiyeli getirisiyle geçinip tutunmaya çalışan muhtaçmı muhtaç bir ailede onlardır.Ermenek'ten yeni kent Çumra'ya geleceklerini yakalamak için yola çıkıp,bin bir umutla gelmişler,tavuk kümesi gibi,ev demeyeceğim,bahçe içerisinde bir yapıda,ablası,kendinden ufak bir kardeşi,anne ve babasıyla 5 nüfus olarak,bu küçücük yerde otururlar,Çumra'da yeni yaşamlarının içinde tutunmaya çalışarak kendilerine gelecek arayanlardan biride çok fakir olan bu sınıf ve mahalle arkadaşımın ailesidir.Babasının yüz şeklini,fiziğini aklıma getiriyorum.Önünde iskele (Toprak taşınan tahtadan alet) ,toprak atmak,kerpiç çamuru hazırlamak için elde kürek,ayakları ya çıplak yada mevsim soğuksa lastik çizmeyle sahada,bulunduğu alanda çalışırken eğilip kalkmasından dolayı beli her an yerden bir şeyler kaldırmaya hazır,bundan dolayı hafif eğik,kamburumsu,kasketinin altında saçsız bir başla görüp belleğimde bu şekil yer işgal etmiş bir şahıs.Mustafa amca bazen yorgunluktan Çumra'nın kuzeyinde Konya tarafına kadar dümdüz bir alanda,tamamen tatarların işgal ettiği Fethiye köyü yolu kenarındaki kerpiç kestiği yerde dinlenmek için dizleri üzerine çökerek,gömlek cebinin sol yanında duran ikinci sigarasından yakar ve bu sigarayı gözlerini kısıp,uzaklardaki bir noktaya bakarak,derin derin dumanlarını içine çekerek içer,sigara bitimiyle fazla oyalanmadan tekrar işine koyulurdu.Mehmet sınıfımızda imkansızlıklar içinde olmalarına rağmen ezberci,ezberci olmasıyla derslerde de başarılı ve çalışkan öğrencilerindendi.Çalışkan ve başarılı olmasına rağmen Öğretmenimizin sevdiği öğrencilerden biri değildi.Ne yazıkki insanlar tasnif edilmişler babalarının titr ve servetleri,mevkileri doğrultusunda ilgi ve alakalara mazhar olabiliyorlardı.Bu şekil davranış biçimlerini biz yaştaki çocuklara bile yapıyorlardı..06/Ekim-2021 Şerafettin Sorkun/Konya'dan
Vatan denilen sınırları çizilmiş toprak parçasının hudutları içerisinde soluk alıp veriyorsanız,hiç kimselere muhtaçlar olmaksızın yaşamınızı sürdürecek bir geliriniz olmalı,yarınlarınızın güvensizlikler içerisinde olmayacağı düşüncelerini ve bu tür geçim sıkıntısı diyeceğimiz,topyekün sorunları taşımamalı ve yaşamamalısınız.Yokluk,ona buna muhtaçlık kadar zor olanı yoktur.Hiç kimse dünyaya maddi durumu çok çok iyi bir aile seçerek gelmiyor.Masalllar anlatarak,haramlardan,günahlardan,cennetlerden,cehennemlerden bahsederek gerçekleşeceği belli olmayan sanal kavramlarla,insanların açlıklarını bastıramaz,soğuklardan koruyamaz,üşümelerine engelleyemezsiniz.Bir Mehmet vardı Çumra'da ilk mektep sıralarında birlikte okuduğumuz arkadaşımız.Mehmet'in babası kerpiç keser,o kerpiçlerin bilmiyorum,ya sayılarına göre,yada yevmiyeli getirisiyle geçinip tutunmaya çalışan muhtaçmı muhtaç bir ailede onlardır.Ermenek'ten yeni kent Çumra'ya geleceklerini yakalamak için yola çıkıp,bin bir umutla gelmişler,tavuk kümesi gibi,ev demeyeceğim,bahçe içerisinde bir yapıda,ablası,kendinden ufak bir kardeşi,anne ve babasıyla 5 nüfus olarak,bu küçücük yerde otururlar,Çumra'da yeni yaşamlarının içinde tutunmaya çalışarak kendilerine gelecek arayanlardan biride çok fakir olan bu sınıf ve mahalle arkadaşımın ailesidir.Babasının yüz şeklini,fiziğini aklıma getiriyorum.Önünde iskele (Toprak taşınan tahtadan alet) ,toprak atmak,kerpiç çamuru hazırlamak için elde kürek,ayakları ya çıplak yada mevsim soğuksa lastik çizmeyle sahada,bulunduğu alanda çalışırken eğilip kalkmasından dolayı beli her an yerden bir şeyler kaldırmaya hazır,bundan dolayı hafif eğik,kamburumsu,kasketinin altında saçsız bir başla görüp belleğimde bu şekil yer işgal etmiş bir şahıs.Mustafa amca bazen yorgunluktan Çumra'nın kuzeyinde Konya tarafına kadar dümdüz bir alanda,tamamen tatarların işgal ettiği Fethiye köyü yolu kenarındaki kerpiç kestiği yerde dinlenmek için dizleri üzerine çökerek,gömlek cebinin sol yanında duran ikinci sigarasından yakar ve bu sigarayı gözlerini kısıp,uzaklardaki bir noktaya bakarak,derin derin dumanlarını içine çekerek içer,sigara bitimiyle fazla oyalanmadan tekrar işine koyulurdu.Mehmet sınıfımızda imkansızlıklar içinde olmalarına rağmen ezberci,ezberci olmasıyla derslerde de başarılı ve çalışkan öğrencilerindendi.Çalışkan ve başarılı olmasına rağmen Öğretmenimizin sevdiği öğrencilerden biri değildi.Ne yazıkki insanlar tasnif edilmişler babalarının titr ve servetleri,mevkileri doğrultusunda ilgi ve alakalara mazhar olabiliyorlardı.Bu şekil davranış biçimlerini biz yaştaki çocuklara bile yapıyorlardı..06/Ekim-2021 Şerafettin Sorkun/Konya'dan
Yorumlar
Yorum Gönder