Ana içeriğe atla

EDİP AKBAYRAM KONYA'da


      Konya'nın siyasete yeni yeni bulaştırıldığı zamanlar.İnsanlar gominist faşist diye ayrımlara dediğim senelerde henüz başlamadılar.Kazalarımızın köylerinden Konya'ya okumak için gelen köy çocukları genelde ticaret,imam hatip veya teknik liseleri tercih etmekteler.Kit kuruluşlarımız satılıp elden çıkarılmış değil.Onların varlıkları şimdilerde olduğu gibi jumbo jet uçakları hızında zamları gerektirmiyordu.Eski garajın olduğu bölge peynircilerin.kasapların,sebzecilerin olduğu bölge onların biraz aşağısında anıta doğru seyir güzergahını teşkil eder larende caddesinin solunda balık pazarı var.Ve sırasıyla bulgurcular.Zafer alanı daha çok tek tük moda ayakkabı satıcıları,terziler,manifaturacılar,plakçılar,pastacılar ve yollarda yolcular getirip götüren pırpırlarla kaldırımlarda ise aşağı caddelere ileri geri gezen dolaşan insanlarla Konya'nın kalbinin güzel attığı zamanları yaşamaktayız.Şimdiki ferah işhanının olduğu yerde ferah sineması,karşısındaki cadde üzerindeki zafer sineması henüz yok,araboğlu makasında park ve rüya olmak üzere 2,aladdin altındaki üst caddede saray sineması,eski belediye binası,yeni ve şahin sinemaları.Aşağıya inen cadde mevlanaya doğru hediyelik eşya satıcıları,konak,saray çarşısı,mevlana resimlerinin olduğu hediyelik eşya satıcıları,manifaturacılar,attarlar,kuyumcular mezat ve bit pazarları,çıkrıkçılar ve sobacılar derken bir yerden başlayınca mevzu mekanların gezimiyle aynı yere dönülen güzelmi güzel bir belde.Alaaddin tepemiz herkeslerin muhakkak ziyaretlerine mazhar olan çok güzel vakit geçirilen bir mekan.Aşağıda anıtı biraz geçtikten sonra tren garına giderken sol tarafta şehir stadyomumuz var.Maçların haricinde ara ara yetkililer burada sosyal etkinlikler düzenlerler ve o dönemlerin meşhur şarkıcılarını getirir kapalı spor salonunda biz Konya'lılara konserler verdirirlerdi.Yenisi henüz yapılmamıştı,eski kapalı spor salonunda Edip Akbayram ve İlhan İrem'in konserleri vardı.Müziğe,sanata ve sanatçıya tutkularla bağlıydı Konya'lı.Erken davranır bilet alabilirseniz bu konserleri izleme şansı bulabilirdiniz.Evet şanslıydık erken davranıp bilet bulabildik,tıklım tıklım dolu eski kapalı spor salonunda Edip Akbayram,İlhan İrem ve rüvertür sanatçıların olduğu bu muhteşem konseri izleyebildik.Sevdiğinin başka birine yar olmasıyla içindeki aşırı sevgiyi yok edememesini boşver boşver arkadaş diyerek bizlere canlı canlı okuyan İlhan İrem,Sazlıklardan havalanan ördeği ile devam edip hepimize güzel anlar yaşattı.Edip Akbayram Hasretinle yandı gönlüm dedi,biz Konya'ları coşturdu.İlhan İrem bir hastalığa yakalanıp genç yaşta bu dünyadan göçüp gitti.Duydumki Edip Akbayram da hayatlarımızdan bir yıldız gibi kayarak akıp gitmiş.Toprakları bol olsun,ışıklar içinde uyusunlar..02/Mart-2025 Şerafettin Sorkun/Konya'dan

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SELMA GÜNERİ ve LAYIK GÖRÜLEN ONUR ÖDÜLÜ

Bir şarkı dinlersiniz geçmiş yıllarınızı hatırlatan.O şarkıyla hatırasını yaşayacağınız,tekrar bulacağınızı sandığınız sokaklar yok olmuştur.Şükran Ay'ın her şarkısı Kozan sokaklarını ve sinemalarını gözümde canlandırır.Anılarımı gömdüğüm o kentte belediye otobüsleri ve uzak semtlere gidilen dolmuşlar yoktu o zamanlar.Her yerlere yayan gider,günün yorgunluklarına rağmen hayatımızda olmazsa olmaz olan sinemaların gece matinelerinden de kalmaz muhakkak her akşam sinemaya gider,paramız olmazda giremezsek,yazlık sinemaların apörlelerinden çın çın etrafa yayılan filmin müziklerini ve sesini film bitesiye kadar dinlerdik.Bu tarz biz çocuklar için bir takılma biçimiydi.Seviyorduk sinemaları,film yıldızlarını.Onların bizim dünyamızda farklı ve ayrı bir yerleri vardı.Kozan yaz geceleri yazlık sinemalarla güzeldi.Zaman ne kötü bir mevhum bütün değerler bir bir yok oldu.Selma Güneri'nin Konya/Çumra'da seyrettiğimiz filmlerinde yeni bir yüz olarak karşımıza çıkıvermesi,bizden biri...

YAŞADIKÇA

    İnanılmaz doğal güzelliklerin olduğu ağaçlar,dağlar,göller,baharla birlikte yeşeren otların yanı sıra ufukların göğe değiverecekmiş gibi göz eriminize ulaşan,gün batımlarının akşamlara dönüşen zamanları.Kulaklarınızda çın çın pervasızca eksilmeksizin süren ağustos böcekleri ötüşlerine,gökyüzünde  parıldayarak ışıklar saçan yıldızlarda dahil aklınıza gelen gelebilen bir çok güzelliklere,kapalı kapılar ardında kalınan şu günlerde özlemler duyuyorsunuz.Artan nüfuslar,mülteci adı altında ülkeye sokulan ne oldukları belirsiz insan tiplemeleri,evlerde odalarda duvarlar arasında eşyalarla birlikte sıkılmışlıklar sizi bu düşüncelere,doğaya tam teslimiyetlere itiyor.Virüs gösterdiki,aniden çepeçevre baskınlar yaparcasına bizleri sarıvermesi kendimizi hiç yaşamamış gibi hissettirdi.Sanki o kadar yılları bizler eksiltmedik,sanki üzerimizden mevsimler hiç geçmedi,kaç kez geçen sonbaharları,sonbaharlardaki yaprak dökümlerini biz hiç görmedik?.Hiç bitmeyen işlerimizin olduğunu sanı...

DOLU DOLU SEVGİLERİM

     Kendimi çok seviyorum,seviyorumki yaşamı;kendime olan tutkum ve ihtirasımla daha bir başka algılarıma düşürüp,ömrün süren her katresinden ayrı bir zevk duyuyor,mutluluğuma mutluluklar katıyorum.Böyle hazlar alarak meydana gelen oluşum,gezegeni sevmemi gerektiriyor.Yer kürede canlılar var,yaşamın her biri ayrı ayrı renk katıcı  tamamlayıcıları.Onlar olmazsa her şey anlamsız ve varlığımızı devam ettirmemiz mümkün değil.Ya bizler,biz insanlar?.Bizler sizler yani hepimiz,bazılarımız ne düşünür sek düşünelim,nasıl eleştiriler yaparsak yapalım çok harika varlıklarız.Duygularımız var,bu duyguların meydana getirdiği arzularımız,isteklerimiz hatta ve hatta gözyaşları döküp hüzünlenmelerimiz.Ağlamak kadınlara nasıl yakışır.Hüzünlenip gözyaşları dökerken ne kadar güzeller..An olur ağlamalara bile özlemler duyup,köşe bir yere çekilip gözyaşları döktüğümüz zamanlar azmıdır?.Dram filmlerini,acıklı romanları,hüzünleri sevdiğimizden okumaz veya seyretmezmiyiz?.Özlem,hasret dolu...