Gördükleriyle kalırlar.Dünyaları,devinim yaptıkları alana sığmıştır.Başka yerleri,yurtları bilmezler.Ömürleri burada doğdukları yerlerde son bulur ve burada yaşlanır,ölüncede buraya,doğdukları topraklara gömülürler.İbrahim'in yeri yurdu Sandı olmuştur.Sandı'da aynı insanları göre göre onlarla artık tanışık olmuştur.Ara ara güdüye giderken yollarda silahları omuzlarına asılı jandarmalara rastlamış Hafız'a gördüklerini anlatıp,kim olduklarını sormuş,Hafız onların mahkemeleri olanlar için köylere celp kağıtları dağıtan jandarmalar olduğunu söylemişsede celbin ne olduğunu bilmediğinden merakta etmemiş ama yanından geçip giderlerken,omuzlarındaki asılı silahlarından ürkü ve korku duymuştur.Daha çok sığırlarla ırmağın orada takılmayı sevmesine rağmen,kafasındaki Saliha kavramı onu yukarılara,kendi köyü tarafına çekmektedir.Bir gün inekleri yukarılara tepelere sürer götürürken Saliha ve Anası Dudu'yu görmüş,yanlarına yaklaşacak cesareti olmamıştır.Mesafe aralı olmasına rağmen tahmin etmektedirki uzaklardaki o 2 görsel Saliha ve anasıdır.Çocukkenki duyduğu his başkalaşmaya,farklı bir şekle dönüşmüştür.Bir değil bir kaç kez Saliha ve anasına aynı yerde rastlamış uzaklardan bakmaktan öte yanlarına gitme cesaretini kendinde bulamamıştır.Hafız'dan aldığı derslerin etkisindenmidir nedir,karşıt cinse yaklaşma ve yanlarında olma duyuları yok olup,adeta onlardan kaçar olmuştur.Küçücük bir çocuk anasının ölümüyle farklı bir yaşamın içine itilmiş,hayvan ahırı ev yapılıp oraya yerleştirilmiş,önüne köyün sığırları katılıp bu şekil bir sorumluluk altına alınmıştır.Köyde yaşıtlarıyla bir aralara gelme,onlarla oyunlar oynama şansı hiç olmamıştır.Kendi köylerindeyken uzun bir süre babasının gelip onu sahiplenmesini beklemiş ama baba gidiş o gidiş bir daha hiç gelmemiştir.Muhtarın karısı İbrahim'i hiç istememiş defalarca bu yüzden muhtarı azarlamıştır.Kendini orada çok dışlanmış hissetmiş,gözlerinin önünde geçen zamanların bir tek gününü sanki geçmeyen bin yılmış gibi hissetmiş ağzını açacak mecali kalmamıştır.Bu emanet verilmişlikle İbrahim konuşmayı unutmuştur adeta.Sandı'ya gidiş bir bilinmeyenlik gibi olsada neresi olursa olsun daraldığı,bunaldığı bu evden kurtuluşu olarak görmüş,içten içe sevinmiştir.Hafız'ın eşi İlerde ona müşfik ve sevecen davranmaktadır.Hafız yıkanacağı bir tekne vermiş,İlerde tenekede su kaynatıp yıkanması için ona getirmektedir.İbrahim yıkandıktan sonra eğreti verilen çamaşırlarını giymekte,kirli olanlarıda İlerde ablaya vermektedir.İlerde ablası onları yıkadıktan sonra İbrahim'e kurutup getirmektedir.Burada kendsini bulmuş,özgüveni tekrar yerine gelmiştir.Yün yorganı,yünle doldurulmuş yatağı İlerde abla temin etmiş onu kendi çocuklarından hiç ayrı tutmamıştır.Hafız kış başladığı zamanlarda Ankara'nın Haymana denilen bir yerine gitmekte,orada bir kaç ay hafızlık yaptıktan sonra geri Sandı'ya dönmektedir..17/Şubat-2025 Şerafettin Sorkun/Konya'dan Sandı anılarım.
Gördükleriyle kalırlar.Dünyaları,devinim yaptıkları alana sığmıştır.Başka yerleri,yurtları bilmezler.Ömürleri burada doğdukları yerlerde son bulur ve burada yaşlanır,ölüncede buraya,doğdukları topraklara gömülürler.İbrahim'in yeri yurdu Sandı olmuştur.Sandı'da aynı insanları göre göre onlarla artık tanışık olmuştur.Ara ara güdüye giderken yollarda silahları omuzlarına asılı jandarmalara rastlamış Hafız'a gördüklerini anlatıp,kim olduklarını sormuş,Hafız onların mahkemeleri olanlar için köylere celp kağıtları dağıtan jandarmalar olduğunu söylemişsede celbin ne olduğunu bilmediğinden merakta etmemiş ama yanından geçip giderlerken,omuzlarındaki asılı silahlarından ürkü ve korku duymuştur.Daha çok sığırlarla ırmağın orada takılmayı sevmesine rağmen,kafasındaki Saliha kavramı onu yukarılara,kendi köyü tarafına çekmektedir.Bir gün inekleri yukarılara tepelere sürer götürürken Saliha ve Anası Dudu'yu görmüş,yanlarına yaklaşacak cesareti olmamıştır.Mesafe aralı olmasına rağmen tahmin etmektedirki uzaklardaki o 2 görsel Saliha ve anasıdır.Çocukkenki duyduğu his başkalaşmaya,farklı bir şekle dönüşmüştür.Bir değil bir kaç kez Saliha ve anasına aynı yerde rastlamış uzaklardan bakmaktan öte yanlarına gitme cesaretini kendinde bulamamıştır.Hafız'dan aldığı derslerin etkisindenmidir nedir,karşıt cinse yaklaşma ve yanlarında olma duyuları yok olup,adeta onlardan kaçar olmuştur.Küçücük bir çocuk anasının ölümüyle farklı bir yaşamın içine itilmiş,hayvan ahırı ev yapılıp oraya yerleştirilmiş,önüne köyün sığırları katılıp bu şekil bir sorumluluk altına alınmıştır.Köyde yaşıtlarıyla bir aralara gelme,onlarla oyunlar oynama şansı hiç olmamıştır.Kendi köylerindeyken uzun bir süre babasının gelip onu sahiplenmesini beklemiş ama baba gidiş o gidiş bir daha hiç gelmemiştir.Muhtarın karısı İbrahim'i hiç istememiş defalarca bu yüzden muhtarı azarlamıştır.Kendini orada çok dışlanmış hissetmiş,gözlerinin önünde geçen zamanların bir tek gününü sanki geçmeyen bin yılmış gibi hissetmiş ağzını açacak mecali kalmamıştır.Bu emanet verilmişlikle İbrahim konuşmayı unutmuştur adeta.Sandı'ya gidiş bir bilinmeyenlik gibi olsada neresi olursa olsun daraldığı,bunaldığı bu evden kurtuluşu olarak görmüş,içten içe sevinmiştir.Hafız'ın eşi İlerde ona müşfik ve sevecen davranmaktadır.Hafız yıkanacağı bir tekne vermiş,İlerde tenekede su kaynatıp yıkanması için ona getirmektedir.İbrahim yıkandıktan sonra eğreti verilen çamaşırlarını giymekte,kirli olanlarıda İlerde ablaya vermektedir.İlerde ablası onları yıkadıktan sonra İbrahim'e kurutup getirmektedir.Burada kendsini bulmuş,özgüveni tekrar yerine gelmiştir.Yün yorganı,yünle doldurulmuş yatağı İlerde abla temin etmiş onu kendi çocuklarından hiç ayrı tutmamıştır.Hafız kış başladığı zamanlarda Ankara'nın Haymana denilen bir yerine gitmekte,orada bir kaç ay hafızlık yaptıktan sonra geri Sandı'ya dönmektedir..17/Şubat-2025 Şerafettin Sorkun/Konya'dan Sandı anılarım.
Yorumlar
Yorum Gönder