Ana içeriğe atla

GÖKYÜZÜ MAVİLİKLERİNDE TUTKULARIM



 



       İnsan duygularıyla baş başa kalınca ne anlatacak?Doğduğu yerleri,göç seyirleriyle yaşamına ortak olanları,oralardaki etkisinde kaldığı olayları anlatır,kalem eder yazar,defter sayfalarına dizin,dizin dizeler.Kovboy filmlerinin Amerika'larını,büyük sahra çölünün kumullarını anlatacak değil elbet.Beğenilip aşık olunan kızlar,iş hayatı,yaşadığı beldelerin sokaklarında yürümeleri,boy boy dükkanların sıralandığı,kalabalık insan kitleleriyle renklenen caddeler,mahallesinde çelik çomaklar,saklambaçlar,körebeler,yakar toplar,uzun eşekler,bunlara benzer bir sürü oyunlar oynadığı arkadaşlar ve unutulmaz ilk aşklar.Hepten bunlardır anlatımlarının içine giren konular.Kendisini doğuran dünyalara getiren anasını ve babasını sevecek ilk alâlarda.Sonra yumuk,küçücük ellerini okşayıp tuttuğu,masum bebek bakışlarını görüp,olur olmaz,sebepli sebepsiz gülücükler sergileyen,uykusuz kalınca cıyaklamaları,ağlamalarıyla beleme beşiklere belenip,minik elleriyle anasına destek olmak adına beşiğin bir tarafından sallayarak büyümelerini takip ettiği kardeşlerini.Yüreğinin sevgi kesesinde bir yerlere koyup ayırdığı bu değerlerine,onlara olacak tutkunlukları.Memleket,ülke,yaşadığımız,geçen senelerle yaş alıp yaşlandığımız güzel yurdumuz o kadar çok çakma insan şiplemeleri,uğru,hırsız çalma,çırpma,yok etme zihniyeti taşıyan,kadınlarını cinayetler işleyip öldüren,dünya suç sıralamalarında ilk sıralarda yer alan insan nüsvettelerini sevecek değil elbet (Meğer ülkede ne çok aşağılık karakterler varmış)..İçerisinde  özgürce yaşadığı derelerinde yüzdüğü,tepelerine çıktığı,yürüyüşlerinde rahatça yol alıp,yolaklar bulduğu,bu vatan topraklarını armağan eden cumhuriyet gibi bir değer bağışlayıp,özgürlükler veren,tekke zihniyetlerinden kurtarıp,çağdaş eğitimlerin önünü açan,eğitim seferberliklerini başlatan,gözlerinin renklerini göklerin,denizlerin maviliklerinden alan büyük atasını sevecek.Bu gün benim doğum yıl dönümüm.Ben doğum günü kutlamıyorum kutlayanlarada karşı değilim.Bana lüzumsuzluk gibi gelmekte.Anam beni karlı bir kış gününde Kayacık köyümde doğurmuş.Doğumumdan bu günlerime kadar yaşadığım Sandı ve Kayacık köylerimin,göç edip gittiğim beldelerin,şehirlerin,okuduğum okullardaki sınıflar,futbol oynadığım kulüpler ve rakibim olan tümden tanıdığım sporcular,hayatımda ortak birliktelik ve beraberlik yaptığım tüm insanlar hepinizi gökyüzü ve deniz maviliklerinden çok seviyorum.İstanbul sokaklarını geziyorum.Havalar anamın beni doğurduğu yıllardaki gibi karlarla kaplı değil.Bu mevsimde günlük güneşlik.Gezmeyi sevenler,denize bakıp şiir söyleme ihtiyacı hissedenler,köprülerde ve kıyılarda olta balıkçılığı yapanlar,birde züğürt züğürt dolaşanlar için,haniya o değilden güzel havalar.Yürüyorum güzelliklerle dolu İstanbul cadde ve sokaklarında.Toprağına,taşına,kaldırımına,vapurların iskelelerden yolcular alıp,marmaranın masmavi suları üzerinde gidişlerine,galatasına,eminönüne,haydarpaşasına,kız kulesine,uçuşan martısına şiir yazasım tutuyor.2024 senesi barış,kardeşlik,sağlık,çorunuzla,çoçuklarınızla geçireceğiniz gökyüzü maviliklerinde mutluluk yılınız olsun..10/Ocak-2024 Şerafettin Sorkun/İstanbul'dan-Doğum Günüm anısına.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SELMA GÜNERİ ve LAYIK GÖRÜLEN ONUR ÖDÜLÜ

Bir şarkı dinlersiniz geçmiş yıllarınızı hatırlatan.O şarkıyla hatırasını yaşayacağınız,tekrar bulacağınızı sandığınız sokaklar yok olmuştur.Şükran Ay'ın her şarkısı Kozan sokaklarını ve sinemalarını gözümde canlandırır.Anılarımı gömdüğüm o kentte belediye otobüsleri ve uzak semtlere gidilen dolmuşlar yoktu o zamanlar.Her yerlere yayan gider,günün yorgunluklarına rağmen hayatımızda olmazsa olmaz olan sinemaların gece matinelerinden de kalmaz muhakkak her akşam sinemaya gider,paramız olmazda giremezsek,yazlık sinemaların apörlelerinden çın çın etrafa yayılan filmin müziklerini ve sesini film bitesiye kadar dinlerdik.Bu tarz biz çocuklar için bir takılma biçimiydi.Seviyorduk sinemaları,film yıldızlarını.Onların bizim dünyamızda farklı ve ayrı bir yerleri vardı.Kozan yaz geceleri yazlık sinemalarla güzeldi.Zaman ne kötü bir mevhum bütün değerler bir bir yok oldu.Selma Güneri'nin Konya/Çumra'da seyrettiğimiz filmlerinde yeni bir yüz olarak karşımıza çıkıvermesi,bizden biri...

YAŞADIKÇA

    İnanılmaz doğal güzelliklerin olduğu ağaçlar,dağlar,göller,baharla birlikte yeşeren otların yanı sıra ufukların göğe değiverecekmiş gibi göz eriminize ulaşan,gün batımlarının akşamlara dönüşen zamanları.Kulaklarınızda çın çın pervasızca eksilmeksizin süren ağustos böcekleri ötüşlerine,gökyüzünde  parıldayarak ışıklar saçan yıldızlarda dahil aklınıza gelen gelebilen bir çok güzelliklere,kapalı kapılar ardında kalınan şu günlerde özlemler duyuyorsunuz.Artan nüfuslar,mülteci adı altında ülkeye sokulan ne oldukları belirsiz insan tiplemeleri,evlerde odalarda duvarlar arasında eşyalarla birlikte sıkılmışlıklar sizi bu düşüncelere,doğaya tam teslimiyetlere itiyor.Virüs gösterdiki,aniden çepeçevre baskınlar yaparcasına bizleri sarıvermesi kendimizi hiç yaşamamış gibi hissettirdi.Sanki o kadar yılları bizler eksiltmedik,sanki üzerimizden mevsimler hiç geçmedi,kaç kez geçen sonbaharları,sonbaharlardaki yaprak dökümlerini biz hiç görmedik?.Hiç bitmeyen işlerimizin olduğunu sanı...

DOLU DOLU SEVGİLERİM

     Kendimi çok seviyorum,seviyorumki yaşamı;kendime olan tutkum ve ihtirasımla daha bir başka algılarıma düşürüp,ömrün süren her katresinden ayrı bir zevk duyuyor,mutluluğuma mutluluklar katıyorum.Böyle hazlar alarak meydana gelen oluşum,gezegeni sevmemi gerektiriyor.Yer kürede canlılar var,yaşamın her biri ayrı ayrı renk katıcı  tamamlayıcıları.Onlar olmazsa her şey anlamsız ve varlığımızı devam ettirmemiz mümkün değil.Ya bizler,biz insanlar?.Bizler sizler yani hepimiz,bazılarımız ne düşünür sek düşünelim,nasıl eleştiriler yaparsak yapalım çok harika varlıklarız.Duygularımız var,bu duyguların meydana getirdiği arzularımız,isteklerimiz hatta ve hatta gözyaşları döküp hüzünlenmelerimiz.Ağlamak kadınlara nasıl yakışır.Hüzünlenip gözyaşları dökerken ne kadar güzeller..An olur ağlamalara bile özlemler duyup,köşe bir yere çekilip gözyaşları döktüğümüz zamanlar azmıdır?.Dram filmlerini,acıklı romanları,hüzünleri sevdiğimizden okumaz veya seyretmezmiyiz?.Özlem,hasret dolu...