Ana içeriğe atla

ESKİ BİR DOST



 

   Sokaklarda gezinirken,çarşılarda dolaşırken eski,çok eski bir dostunuzla karşılaşılıyor,gözlerinizin taa içlerine kadar gülümsemeler,dudaklarınızın büzüşüvermesiyle oluşuveren tebessümler.Neden acaba?.Sizde ve onda geçmişlerde yaşadıklarınızın hatıraları var.O güzel değerleri hissediyor ve o gerilerde kalan,eski çocukluk günlerine gidiyorsunuz.Taşıdığınız,içinizde tuttuğunuz,kimselerin bilmediği gizli sırlarınız var.Onları konuşuyorsunuz.Kim ne yaptı,nerelerde,kimlerle görüşülüyor sorgu ve sualleri ile tüm arkadaşlarınız konu ediliyor.O şurda,bu burda bilgileri vermeler hazlar aldırıyor ikinizede.Eski çocukluk günleriniz bir bir gözlerinizin önünden geçiyor.Kentler büyümüş,koca koca bloklar oluşmuş.Gitmeler gelmeler zorlaşmış.Ara ara böyle tesadüfi rastlaşmalar olabiliyor binde bir.Herkes bir birinden arınmış,uzaklaşmış,insanlar soğuk,donuk,mat sifatlara bürünülmüş.Sınıfta sıralarda teneffüs aralarında sınıfa öğretmen giresiye yaptığınız haşarılıklar,öğretmenin aniden gelivermesiyle kargaşalarınızı görüp öfkelenmesi,bazılarınızın kulaklarını çekmesi ahh neydi o günler keşke bende yakalanıp benimde kulaklarım çekilseydi diye hayıflanmaları bile gerekli kılıp düşünceerinizden geçiriyor.O zamanlarki bitip tükenmeyen enerjileriniz aklınıza geliyor,sınıfın beğendiğiniz kızlarını konuşuyorsunuz,yani bu rastlaşıp karşılaşma ve yapılan sohbet içinizi yeşertiyor.Herkesler sayılıp dökülüyor isim isim,her söylenen isimle kahkahalara varan gülüşleriniz sokaklarda yankılar yapıyor.Ayrılmak istemiyorsunuz bir birinizden.Zaman kötü,zaman acımasızca geçiyor.Ayrılmak mecburi,sorumluluklarınız var.Tekrar buluşalım diye sözler veriliyor.Kent yaşamının monotonluklarıyla oluşan tüm olumsuzluklar yok oluyor bu rastlaşmayla.Kalbiniz buruk,buruk değil,sevinç yumağına dönüştünüz ve ayrılırken ikinizde memnun.Çocukluğunuzu yaşadınız,tüm geçmişiniz canlandı,eski dostunuzla rastlaşmanızla.Eve dönüp kapıdan girişinizle yüzünüz,betiniz,bendiniz alışık olunmayan bu tuhaf haliniz karşı tarafta,meraklı ne oldu,piyangomu vurdu sorularının arka arkaya sorulmaları.Eski bir dostla rastlaştık da oluyor cevabınız.Arayın dostlarınızı,bırakın ara ara işlerinizi güçlerinizi.Bir aralara gelin çoklayı,konuşacak anlatacak çok şeyleriniz var..29/Ocak-2024 Şerafettin Sorkun/Konya'dan

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SELMA GÜNERİ ve LAYIK GÖRÜLEN ONUR ÖDÜLÜ

Bir şarkı dinlersiniz geçmiş yıllarınızı hatırlatan.O şarkıyla hatırasını yaşayacağınız,tekrar bulacağınızı sandığınız sokaklar yok olmuştur.Şükran Ay'ın her şarkısı Kozan sokaklarını ve sinemalarını gözümde canlandırır.Anılarımı gömdüğüm o kentte belediye otobüsleri ve uzak semtlere gidilen dolmuşlar yoktu o zamanlar.Her yerlere yayan gider,günün yorgunluklarına rağmen hayatımızda olmazsa olmaz olan sinemaların gece matinelerinden de kalmaz muhakkak her akşam sinemaya gider,paramız olmazda giremezsek,yazlık sinemaların apörlelerinden çın çın etrafa yayılan filmin müziklerini ve sesini film bitesiye kadar dinlerdik.Bu tarz biz çocuklar için bir takılma biçimiydi.Seviyorduk sinemaları,film yıldızlarını.Onların bizim dünyamızda farklı ve ayrı bir yerleri vardı.Kozan yaz geceleri yazlık sinemalarla güzeldi.Zaman ne kötü bir mevhum bütün değerler bir bir yok oldu.Selma Güneri'nin Konya/Çumra'da seyrettiğimiz filmlerinde yeni bir yüz olarak karşımıza çıkıvermesi,bizden biri...

YAŞADIKÇA

    İnanılmaz doğal güzelliklerin olduğu ağaçlar,dağlar,göller,baharla birlikte yeşeren otların yanı sıra ufukların göğe değiverecekmiş gibi göz eriminize ulaşan,gün batımlarının akşamlara dönüşen zamanları.Kulaklarınızda çın çın pervasızca eksilmeksizin süren ağustos böcekleri ötüşlerine,gökyüzünde  parıldayarak ışıklar saçan yıldızlarda dahil aklınıza gelen gelebilen bir çok güzelliklere,kapalı kapılar ardında kalınan şu günlerde özlemler duyuyorsunuz.Artan nüfuslar,mülteci adı altında ülkeye sokulan ne oldukları belirsiz insan tiplemeleri,evlerde odalarda duvarlar arasında eşyalarla birlikte sıkılmışlıklar sizi bu düşüncelere,doğaya tam teslimiyetlere itiyor.Virüs gösterdiki,aniden çepeçevre baskınlar yaparcasına bizleri sarıvermesi kendimizi hiç yaşamamış gibi hissettirdi.Sanki o kadar yılları bizler eksiltmedik,sanki üzerimizden mevsimler hiç geçmedi,kaç kez geçen sonbaharları,sonbaharlardaki yaprak dökümlerini biz hiç görmedik?.Hiç bitmeyen işlerimizin olduğunu sanı...

DOLU DOLU SEVGİLERİM

     Kendimi çok seviyorum,seviyorumki yaşamı;kendime olan tutkum ve ihtirasımla daha bir başka algılarıma düşürüp,ömrün süren her katresinden ayrı bir zevk duyuyor,mutluluğuma mutluluklar katıyorum.Böyle hazlar alarak meydana gelen oluşum,gezegeni sevmemi gerektiriyor.Yer kürede canlılar var,yaşamın her biri ayrı ayrı renk katıcı  tamamlayıcıları.Onlar olmazsa her şey anlamsız ve varlığımızı devam ettirmemiz mümkün değil.Ya bizler,biz insanlar?.Bizler sizler yani hepimiz,bazılarımız ne düşünür sek düşünelim,nasıl eleştiriler yaparsak yapalım çok harika varlıklarız.Duygularımız var,bu duyguların meydana getirdiği arzularımız,isteklerimiz hatta ve hatta gözyaşları döküp hüzünlenmelerimiz.Ağlamak kadınlara nasıl yakışır.Hüzünlenip gözyaşları dökerken ne kadar güzeller..An olur ağlamalara bile özlemler duyup,köşe bir yere çekilip gözyaşları döktüğümüz zamanlar azmıdır?.Dram filmlerini,acıklı romanları,hüzünleri sevdiğimizden okumaz veya seyretmezmiyiz?.Özlem,hasret dolu...