Ana içeriğe atla

ÖZLEDİĞİNİZ TUTARKEN


     Bende unutulmayan ara ara takılı kaldığım hatıralar yaşar.Unutmadım gün,gün,ay,ay,mevsim mevsim ve yıl,yıl geçmelerle,eskimeyen aklımın bir köşesinde takılı,o eski günleri.Çocuk heyecanları uçuk,kaçık olur.Gönlünüzün çektikleri,etkilerine girdikleriniz,bakıp gördükleriniz,sahip olmadığınız ve imrendikleriniz.Yapmaları beceremediğiniz,başkaları uçururken gökyüzünde uçurtmak istemelere iç geçirdiğiniz uçurtmaları,çıkıp tepelere ipi elinizde semalarda uçurtmak istersiniz.O yıllarda peşinde koştuğunuz zıp zıplar,sahip olamadığınız bir bisikletin eksikliğini duymanız,sinemalardaki filmlerde seyrettiğiniz film artistlerinin etkilerinde kalıp,fotoğraf makineleri önünde pozlar vererek çektirdiğiniz siyah beyaz fotoğraflarınıza yıllar sonra bir dolapta rastlayıp bulup,elinize geçirdiğiniz albüm sayfalarında hoşlanarak uzun uzun bakmalarınız.Tümüyle çok gerilerde kalan güzelim yıllarınız hiç silinmemecesine us'unuzda elbet çoğumuzda takılıdır.Suyun kıyılarına koşardık Çumra'da,demir yolları rayları üstüne sıra sıra dizilip kafalara uyar,uymaz gruplar yaptığımız biz çocuklar,okul çıkışları uzun yürüyüş yarışlarından tarifsiz heyacanlar yaşayıp,hazlar alırdık.Çarşamba çayına doğru istekli,hevesli çabucak varmalar için demiryolu raylar üstünde giderken,sürekli yol alamayan,yürüyemeyip düşenlere katıla katıla gülerdik.Gülüşmeler,hakırdamalara,kahkahalara ve bağırıklarla hayat bulurdu yaşadığımız o yerler.Yokluklarına alışılamıyor hayatlarınızdan çekip gitmeleriyle eksilen sevilenlerin,yaşadığınız yerlerin,beldelerin.top sahalarında bir topun peşinde koşarak kıran kırana yaptığınız maçların.Taa o tüm çocukluk yıllarınızın tümden;Kıyıda,köşede oturduğunuz şu evreler,bu yaşlarda,gözlerinizin bir noktada takılı kalıp,derinlere dalıp dalıp gittiğiniz geçip giden zamanlarınızı şüphesiz özlediğiz tutuyordur..30/Aralık-2023 Şerafettin Sorkun/İstanbul'dan

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SELMA GÜNERİ ve LAYIK GÖRÜLEN ONUR ÖDÜLÜ

Bir şarkı dinlersiniz geçmiş yıllarınızı hatırlatan.O şarkıyla hatırasını yaşayacağınız,tekrar bulacağınızı sandığınız sokaklar yok olmuştur.Şükran Ay'ın her şarkısı Kozan sokaklarını ve sinemalarını gözümde canlandırır.Anılarımı gömdüğüm o kentte belediye otobüsleri ve uzak semtlere gidilen dolmuşlar yoktu o zamanlar.Her yerlere yayan gider,günün yorgunluklarına rağmen hayatımızda olmazsa olmaz olan sinemaların gece matinelerinden de kalmaz muhakkak her akşam sinemaya gider,paramız olmazda giremezsek,yazlık sinemaların apörlelerinden çın çın etrafa yayılan filmin müziklerini ve sesini film bitesiye kadar dinlerdik.Bu tarz biz çocuklar için bir takılma biçimiydi.Seviyorduk sinemaları,film yıldızlarını.Onların bizim dünyamızda farklı ve ayrı bir yerleri vardı.Kozan yaz geceleri yazlık sinemalarla güzeldi.Zaman ne kötü bir mevhum bütün değerler bir bir yok oldu.Selma Güneri'nin Konya/Çumra'da seyrettiğimiz filmlerinde yeni bir yüz olarak karşımıza çıkıvermesi,bizden biri...

YAŞADIKÇA

    İnanılmaz doğal güzelliklerin olduğu ağaçlar,dağlar,göller,baharla birlikte yeşeren otların yanı sıra ufukların göğe değiverecekmiş gibi göz eriminize ulaşan,gün batımlarının akşamlara dönüşen zamanları.Kulaklarınızda çın çın pervasızca eksilmeksizin süren ağustos böcekleri ötüşlerine,gökyüzünde  parıldayarak ışıklar saçan yıldızlarda dahil aklınıza gelen gelebilen bir çok güzelliklere,kapalı kapılar ardında kalınan şu günlerde özlemler duyuyorsunuz.Artan nüfuslar,mülteci adı altında ülkeye sokulan ne oldukları belirsiz insan tiplemeleri,evlerde odalarda duvarlar arasında eşyalarla birlikte sıkılmışlıklar sizi bu düşüncelere,doğaya tam teslimiyetlere itiyor.Virüs gösterdiki,aniden çepeçevre baskınlar yaparcasına bizleri sarıvermesi kendimizi hiç yaşamamış gibi hissettirdi.Sanki o kadar yılları bizler eksiltmedik,sanki üzerimizden mevsimler hiç geçmedi,kaç kez geçen sonbaharları,sonbaharlardaki yaprak dökümlerini biz hiç görmedik?.Hiç bitmeyen işlerimizin olduğunu sanı...

DOLU DOLU SEVGİLERİM

     Kendimi çok seviyorum,seviyorumki yaşamı;kendime olan tutkum ve ihtirasımla daha bir başka algılarıma düşürüp,ömrün süren her katresinden ayrı bir zevk duyuyor,mutluluğuma mutluluklar katıyorum.Böyle hazlar alarak meydana gelen oluşum,gezegeni sevmemi gerektiriyor.Yer kürede canlılar var,yaşamın her biri ayrı ayrı renk katıcı  tamamlayıcıları.Onlar olmazsa her şey anlamsız ve varlığımızı devam ettirmemiz mümkün değil.Ya bizler,biz insanlar?.Bizler sizler yani hepimiz,bazılarımız ne düşünür sek düşünelim,nasıl eleştiriler yaparsak yapalım çok harika varlıklarız.Duygularımız var,bu duyguların meydana getirdiği arzularımız,isteklerimiz hatta ve hatta gözyaşları döküp hüzünlenmelerimiz.Ağlamak kadınlara nasıl yakışır.Hüzünlenip gözyaşları dökerken ne kadar güzeller..An olur ağlamalara bile özlemler duyup,köşe bir yere çekilip gözyaşları döktüğümüz zamanlar azmıdır?.Dram filmlerini,acıklı romanları,hüzünleri sevdiğimizden okumaz veya seyretmezmiyiz?.Özlem,hasret dolu...