Ana içeriğe atla

O ŞEHİR İÇİMDE YAŞAYAN BOZKIR

 






     O yıllarda emekler vardı insanlarımızda.Benim doğduğum hayata ilk ürperişlerle başladığım,kendime göre sahipleneceğim her şeylerinden zevk alıp,ortasından geçip giden çarşamba çayının bahardaki coşkun akışlarından,daha fazla debileri yüksek heyecanları taşıdığım yer Bozkır.Bana göre anlamlı ve değerli bulduğum gezegenin bu coğrafyasında nefes alışımla acı,tatlı tüm duygular harmanlanırken,diyebilirimki o yılların hayatımın en güzel yılları olduğudur.Ağaç oluklarından buz gibi sularındanmı içmedim,bağlarında,çayırlarında,çimenlerinde,dağlarında azmı ayaklar sürüdüm.Günün inip,güneşin dağlar arkasına çekilip batışıyla,akşam karanlığı çöker ve her yatağa yatışla gezmelerle,tozmalarla doyamadığım Bozkır'ımı,ertesi günü kafam yastıktayken daha fazla keşfetme ve tanıma heyecanlarıyla düşler kurarken,uykulara dalar giderdim.Bir kent muhakkakki görseliyle muteber olarak düşünülsede,o tarihlerde,orada yaşayan insanlarımızla paylaşılan ve yaşatılan kültürlerlede o kentin ortak sahiplenicileri olarak anlam ve nitelik bulur.Bizlere bilgiler veren öğretmenlerimiz,milli ve dini bayramlarımız,sokaklarında o evrelerde gençlerinin akım akım uyup uyguladıkları sosyallikler,pazarlarında köylerinden merkepleriyle ihtiyaç gidermeye gelen insanlarımız,çarşılarında Bozkır halkımızın ihtiyaçlarına amade esnaflarımızla siyasetin kimseleri henüz dışlamaya ve ayrıştırmalara almadığı o yıllarda topyekün bu insan yapılarımızla güzel bir mozayığın tamamlayıcılarıydık şüphesiz.Düğünlerimiz evrenselleşip yurtdışı sınırlarımızı aşıp oralara giden hemşehrilerimizin gurbet ellerde sıla özlemleri dinsin adına söyleyip,dinledikleri,dinlettikleri Aslan Mustafam türküsüyle başlar,köçeklerin kaşık oyunlarıyla sürerken neredeyse çoluk çocuk,genç,yaşlı,kadın,kız herkeslerin iştirakleriyle karnaval havasında yapılır,sevilesi ve yaşanılası güzellik olarak Bozkır'ımız içimizi yakar hasretiyle hevesler duyulur,uzaklarda olununca çok özlenirdi.Aslan mustafam yöresel türkümüzü doğuşumuzdan bu yana yaşadığımız insanlarımızla sahiplendik,onlarla yaşattık,onlarla paylaştık.Yaşadığınız yerde güzel insanlar olsunki o kent o güzel insanlar sayesinde bizim Bozkır'ımızda olduğu gibi asla unutulmasın,yaşadıkça bu güzel değerler genç nesillere aktarılıp,sevdirilsin.Uzaklarda olsamda içimde dinmeyen sevdam ve özlemimsin güzel Bozkır'ım.01/Kasım-2023 Şerafettin Sorkun/Konya'dan

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SELMA GÜNERİ ve LAYIK GÖRÜLEN ONUR ÖDÜLÜ

Bir şarkı dinlersiniz geçmiş yıllarınızı hatırlatan.O şarkıyla hatırasını yaşayacağınız,tekrar bulacağınızı sandığınız sokaklar yok olmuştur.Şükran Ay'ın her şarkısı Kozan sokaklarını ve sinemalarını gözümde canlandırır.Anılarımı gömdüğüm o kentte belediye otobüsleri ve uzak semtlere gidilen dolmuşlar yoktu o zamanlar.Her yerlere yayan gider,günün yorgunluklarına rağmen hayatımızda olmazsa olmaz olan sinemaların gece matinelerinden de kalmaz muhakkak her akşam sinemaya gider,paramız olmazda giremezsek,yazlık sinemaların apörlelerinden çın çın etrafa yayılan filmin müziklerini ve sesini film bitesiye kadar dinlerdik.Bu tarz biz çocuklar için bir takılma biçimiydi.Seviyorduk sinemaları,film yıldızlarını.Onların bizim dünyamızda farklı ve ayrı bir yerleri vardı.Kozan yaz geceleri yazlık sinemalarla güzeldi.Zaman ne kötü bir mevhum bütün değerler bir bir yok oldu.Selma Güneri'nin Konya/Çumra'da seyrettiğimiz filmlerinde yeni bir yüz olarak karşımıza çıkıvermesi,bizden biri...

YAŞADIKÇA

    İnanılmaz doğal güzelliklerin olduğu ağaçlar,dağlar,göller,baharla birlikte yeşeren otların yanı sıra ufukların göğe değiverecekmiş gibi göz eriminize ulaşan,gün batımlarının akşamlara dönüşen zamanları.Kulaklarınızda çın çın pervasızca eksilmeksizin süren ağustos böcekleri ötüşlerine,gökyüzünde  parıldayarak ışıklar saçan yıldızlarda dahil aklınıza gelen gelebilen bir çok güzelliklere,kapalı kapılar ardında kalınan şu günlerde özlemler duyuyorsunuz.Artan nüfuslar,mülteci adı altında ülkeye sokulan ne oldukları belirsiz insan tiplemeleri,evlerde odalarda duvarlar arasında eşyalarla birlikte sıkılmışlıklar sizi bu düşüncelere,doğaya tam teslimiyetlere itiyor.Virüs gösterdiki,aniden çepeçevre baskınlar yaparcasına bizleri sarıvermesi kendimizi hiç yaşamamış gibi hissettirdi.Sanki o kadar yılları bizler eksiltmedik,sanki üzerimizden mevsimler hiç geçmedi,kaç kez geçen sonbaharları,sonbaharlardaki yaprak dökümlerini biz hiç görmedik?.Hiç bitmeyen işlerimizin olduğunu sanı...

DOLU DOLU SEVGİLERİM

     Kendimi çok seviyorum,seviyorumki yaşamı;kendime olan tutkum ve ihtirasımla daha bir başka algılarıma düşürüp,ömrün süren her katresinden ayrı bir zevk duyuyor,mutluluğuma mutluluklar katıyorum.Böyle hazlar alarak meydana gelen oluşum,gezegeni sevmemi gerektiriyor.Yer kürede canlılar var,yaşamın her biri ayrı ayrı renk katıcı  tamamlayıcıları.Onlar olmazsa her şey anlamsız ve varlığımızı devam ettirmemiz mümkün değil.Ya bizler,biz insanlar?.Bizler sizler yani hepimiz,bazılarımız ne düşünür sek düşünelim,nasıl eleştiriler yaparsak yapalım çok harika varlıklarız.Duygularımız var,bu duyguların meydana getirdiği arzularımız,isteklerimiz hatta ve hatta gözyaşları döküp hüzünlenmelerimiz.Ağlamak kadınlara nasıl yakışır.Hüzünlenip gözyaşları dökerken ne kadar güzeller..An olur ağlamalara bile özlemler duyup,köşe bir yere çekilip gözyaşları döktüğümüz zamanlar azmıdır?.Dram filmlerini,acıklı romanları,hüzünleri sevdiğimizden okumaz veya seyretmezmiyiz?.Özlem,hasret dolu...