Ana içeriğe atla

BEYAZ KURDELALI KIZ


     İçinizde notalar oluşur,sazlar,çalgılar çalınır.Neydi o güzel günler dediğiniz,tüm anılarınız bir bir gözlerinizde canlanır.Zaman saman rengidir,flu ve dumanlı.Mazi gelir akıllara,ağaçlar ve yerlerdeki otlar,küçük küçük domuran tümden kır çiçekleri,onlara vızıldayarak konan arılar,kuş ötüşleri,aşk çağırışları olduklarını bildiğiniz o cıvıldamalar,o etkisinde en çok kaldığınız,ilk aşkınız gözlerinizin önündeymişcesine beliriverir.Evet dolu dolu içinizde notalar oluşur "Neydi o güzel günler" diye başlayan şarkınızın bestesi çoktan yapılmıştır.Dağlara,tepelere,gökyüzünün maviliklerine parça parça beyaz bulutların arasından geçerek yankılanır bu muhteşem şarkı.Herkeslerin doğuşuyla içinde şarkıya dönüşen notalar oluşturduğu bir bestesi vardır.Bu beste ağlayarak ilk dünya'ya gelişinizle yaşamınızın içinde yavaş yavaş notalaşır.                                                                                                                                2023 senesi ekim ayının şu günlerinde ilkokul yıllarım aklıma geliyor.O kentte heyecanlar içinde,zil sesiyle ürküler yaşayıp,sınıflara dolduruşumuzla ders başlardı.Kapalı dikdörtgen 35 yada 40 kadar kızlı erkekli karışık tahmini sayılarda,bir odada dışarıdaki özgürlüklerimizden kısıtlanıp bir öğretmene teslim ediliyoruz.Bu kadar sayıda,bu kadar mini yürek,öğretmene mıhlanmış bir sürü göz.Öğretmenin bilgiler öğretmek için sorular sormaları,sıralarımızdan ayağa kaldırmaları veya tahtaya çıkarmaları,kan debilerimizin,baharda kar sularının koyaklardan eriyerek yavaş yavaş akarken,derelere,ırmaklara karışmasıyla,güç oluşturup azgınlaşıp,coşkunlaşmaları gibi artmalarına nedendi.Deli ve masum akardı o yıllarda damarlarımızdaki kanlarımız.Bu debinin meydana getirdiği hız kalplerimizde fırtınalar estirmiş,her bir şeyleri heyecanla karşılamalarımızı gerektirmişti,Şimdilerde,akıllarımıza geldikçe,o ilk mektep günlerimizi,o heyecanları yaşatmış ve unutturmamıştır.İlkokul mektep günlerimizin hiç unutulmaz sıralardaki heyecanlarıdır bunun adı.                                                                                                  Gönlüm çok zengin,yüreğim ise çok ezik,kendim ise haşarılığı son bulmuş,zavallı,kimsesiz bir sokak köpeği yavrusu kadar sahipsiz.Susuverdi işte bu haşarı haylaz çocuk.Siyah önlüklerimiz,boyunlarımızda kolalı beyaz yakalarımız var.Kızlar kafalarına saçlarının aralarına zülüfbastılarla tutturdukları beyaz kurdelalar takıyorlar.İşte onlar suskunlaştırıyorlarya bizleri.Biz o evrelerde yetişmiş olduğumuz gelenek,görenek ve ananeler gereği kızlarla oynamaz,bir arada arkadaşlıklar yapmaz,karşıt cinsten ürkeklik ve pısrıklıkla ayrı durur,beğendiğimiz kızı ise farkettirmeden gözlerimizle tehler dururduk.Bir tanesi içimi eritiyor.Şımarıyor teneffüs aralarında,bana baksın diye dikkatini haşarılaşmalarımal çekmek istiyorum.Yaramazlıkların en alasını yapıyor,kaynatıyorum öğretmen gelesiye,derse giresiye kadar sınıfı.Onun kurdelasıda aynı kızlarınki gibi ama bana farklı,daha bir başka,beni çok daha bi fazla etkisine alıcı.En çokta esir olduğum masum bakışıyla,burasıyla,bu yanıyla yüreğimden vuruyor.Kader nasıl yazarsa yazsın alın yazınızı,çocuk yüreklerimizde taşıdığımız,o ilk aşklar,ilk heyecanlar unutulmuyor.Eylül bir başka ekim ise yavaş yavaş üşütür,yine bir başkadır.Sonbahar gelişi,güz inişi içimdeki şarkının bestesini çalıyor.Kalktı limandan yol almakta gemi,sallanan mendiller var,liman gerilerde kaldı.Beklemelerle içimizde yeşerttiğimiz umutlar tutuk,gerçekleşeceğide yok.Savaş,din iman,Tanrı,günah sevap kavramlarının içlerine itilip,kakılıp,yaşamayı unuttuk.Saftirik akıllı insanların ellerinde oyuncaklara döndürülüp,iplerle oynatılan kuklalara haline getirildik.İçimdeki o unutamadığım notaları yazılmış,bestesi,yapılmış sazlarla,çalgılarla çalınıp,söylenen beyaz kurdelalı kız yaşar,tek masumiyet..19/Ekim-2023 Şerafettin Sorkun/Konya'dan



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SELMA GÜNERİ ve LAYIK GÖRÜLEN ONUR ÖDÜLÜ

Bir şarkı dinlersiniz geçmiş yıllarınızı hatırlatan.O şarkıyla hatırasını yaşayacağınız,tekrar bulacağınızı sandığınız sokaklar yok olmuştur.Şükran Ay'ın her şarkısı Kozan sokaklarını ve sinemalarını gözümde canlandırır.Anılarımı gömdüğüm o kentte belediye otobüsleri ve uzak semtlere gidilen dolmuşlar yoktu o zamanlar.Her yerlere yayan gider,günün yorgunluklarına rağmen hayatımızda olmazsa olmaz olan sinemaların gece matinelerinden de kalmaz muhakkak her akşam sinemaya gider,paramız olmazda giremezsek,yazlık sinemaların apörlelerinden çın çın etrafa yayılan filmin müziklerini ve sesini film bitesiye kadar dinlerdik.Bu tarz biz çocuklar için bir takılma biçimiydi.Seviyorduk sinemaları,film yıldızlarını.Onların bizim dünyamızda farklı ve ayrı bir yerleri vardı.Kozan yaz geceleri yazlık sinemalarla güzeldi.Zaman ne kötü bir mevhum bütün değerler bir bir yok oldu.Selma Güneri'nin Konya/Çumra'da seyrettiğimiz filmlerinde yeni bir yüz olarak karşımıza çıkıvermesi,bizden biri...

YAŞADIKÇA

    İnanılmaz doğal güzelliklerin olduğu ağaçlar,dağlar,göller,baharla birlikte yeşeren otların yanı sıra ufukların göğe değiverecekmiş gibi göz eriminize ulaşan,gün batımlarının akşamlara dönüşen zamanları.Kulaklarınızda çın çın pervasızca eksilmeksizin süren ağustos böcekleri ötüşlerine,gökyüzünde  parıldayarak ışıklar saçan yıldızlarda dahil aklınıza gelen gelebilen bir çok güzelliklere,kapalı kapılar ardında kalınan şu günlerde özlemler duyuyorsunuz.Artan nüfuslar,mülteci adı altında ülkeye sokulan ne oldukları belirsiz insan tiplemeleri,evlerde odalarda duvarlar arasında eşyalarla birlikte sıkılmışlıklar sizi bu düşüncelere,doğaya tam teslimiyetlere itiyor.Virüs gösterdiki,aniden çepeçevre baskınlar yaparcasına bizleri sarıvermesi kendimizi hiç yaşamamış gibi hissettirdi.Sanki o kadar yılları bizler eksiltmedik,sanki üzerimizden mevsimler hiç geçmedi,kaç kez geçen sonbaharları,sonbaharlardaki yaprak dökümlerini biz hiç görmedik?.Hiç bitmeyen işlerimizin olduğunu sanı...

DOLU DOLU SEVGİLERİM

     Kendimi çok seviyorum,seviyorumki yaşamı;kendime olan tutkum ve ihtirasımla daha bir başka algılarıma düşürüp,ömrün süren her katresinden ayrı bir zevk duyuyor,mutluluğuma mutluluklar katıyorum.Böyle hazlar alarak meydana gelen oluşum,gezegeni sevmemi gerektiriyor.Yer kürede canlılar var,yaşamın her biri ayrı ayrı renk katıcı  tamamlayıcıları.Onlar olmazsa her şey anlamsız ve varlığımızı devam ettirmemiz mümkün değil.Ya bizler,biz insanlar?.Bizler sizler yani hepimiz,bazılarımız ne düşünür sek düşünelim,nasıl eleştiriler yaparsak yapalım çok harika varlıklarız.Duygularımız var,bu duyguların meydana getirdiği arzularımız,isteklerimiz hatta ve hatta gözyaşları döküp hüzünlenmelerimiz.Ağlamak kadınlara nasıl yakışır.Hüzünlenip gözyaşları dökerken ne kadar güzeller..An olur ağlamalara bile özlemler duyup,köşe bir yere çekilip gözyaşları döktüğümüz zamanlar azmıdır?.Dram filmlerini,acıklı romanları,hüzünleri sevdiğimizden okumaz veya seyretmezmiyiz?.Özlem,hasret dolu...