Mevsimler gelir geçer an an yaşanır ve hayatlarımızda unutulmaz evrelerimizin hatırlatıcıları olarakta düşünülebilir.Mesela Eylül.;Elbette çocuklar için okul;heyecanlarının yürekleri ürkü ve sevinçlere düşürdüğü andır.Yaz mevsimi bitmiş büyüklerin okuma adam olma gibi çocuklarına hiç durmamacasına her fırsatta kafalarına iyice girsin diye söylenip laf sokmalar,uyarmalar yaptıkları bu evreler her çocuğun kafasında Yaz mevsiminin gelip geçiveren güzelliklerine doyamamışlıktan ötürü "Keşke 2 sene mektep tatili olsa"düşüncelerini ve isteklerini belleklerinde hiç gerçekleşmeyecek bir hayal olmasına rağmen o yaşlarda devamlı yaşatmış ve canlı tutmuştur.Elbette bunlardan biride bendim.Okula ilk başladığım sene özgürlüklerim,oyunlarım,koşmalarım,başıma buyruk gezmelerim bitmiş sınıfta bir öğretmene teslim edilip sıralara oturmuşluklarımızla kendimi kapana sıkıştırılmış gibi hissetmiştim.Zil sesleri ders bitiminde teneffüslere çıkılacakken yüreklerde sevinç dalgalarına dönüşür titreşimler gibi gelirken,teneffüslerin bitmesiyle çalmalarıylada ise kalbimizi daraltan çemberlere dönüşmüştür.Çocuklarda bu yüzden ilk öğretmen çok önemlidir.Tüm çocuklarla tek tek ilgilenmeli çocukların bu korkuları yenmelerine yardımcı olmalıdır.Çocuk öğretmenin gösterdiği bu ilgiden dolayı kafasında 2 sene mektep tatilini düşünmemeli okulunu,öğretmenini ve arkadaşlarını özlemeli bu özlem ise çocuğun okula tutkusunu artırmalıdır.Eylül kişilerde yaşamış olduğu hatıralardan dolayı farklı farklı algılara neden olur.Kimilerimiz ilk aşklarımızla Eylül de tanışmışız,kimilerimiz sevdiğimiz en büyük değerle Eylül de ayrılmışızdır.Demiryolu çocukları yani evleri tren garlarına yakın olan çocuklar bu trenlerin demiryollarından geçişleri,gar'lara girişleri ve trenlerin hareket edip gar'lardan ayrılışlarıyla çıkardıkları acı acı öten düdüklerini hep duyduklarında içlerinde hüzün dalgalarına dönüşen duygu patlamaları muhakkak olmuştur.Kimileri bu trenlere binip bilinmeyen yerlere gitmeyi,kimileri gurbetlerdeki sevdiklerinin bu trenlerle getirileceğini beklemiş durmuşlardır.Trenler için türküler yapılmıştır.O kendine has çıkardığı seslerle rayların üzerinden demir tekerleriyle kayıp giderken dumanını gökyüzüne savurmuş arkasında sürüklediği vagonlarla "Al benide götür kara tren"gittiğin yerlere dercesine içimizde heyecanlar estirmiştir.Eylül yavaş yavaş güz'ün inmesi yaprakların sararıp dökülmesidir.O eskilerde bir karnaval havasıyla yapılan bağ bozumları(şimdilerde artık yok)başlamış üzümler toplanıp pekmez kazanlarında kaynatılarak kışlık yiyecek olarak küplere konularak ambarlara alınmıştır.Ne severdim çocukluk yıllarımda bu bağ bozumlarını.Akıp gidiverir gönlüm bağ bozumlarının yaşandığı o eski güzel günlere.İşte Eylül hatıra tazelemedir,geçmişteki ilk aşkları anmadır,el ele tutuşup okula başlamalarımızdır,gurbet trenlerine binip gurbet ellere çıkışlarımızdır,sevgiliyle buluşmalarımızdır,arayıp bulamadığımız sevgiliyi arayışlarımızdır,Eylül'de gel diye sevgiliye şart koştuğumuz ısrarlarımız,vaatlerimizdir.Bu yüzden Eylül bir bitiş değil bir başlayıştır.3/Eylül-2019 Şerafettin Sorkun/Konya'dan
Mevsimler gelir geçer an an yaşanır ve hayatlarımızda unutulmaz evrelerimizin hatırlatıcıları olarakta düşünülebilir.Mesela Eylül.;Elbette çocuklar için okul;heyecanlarının yürekleri ürkü ve sevinçlere düşürdüğü andır.Yaz mevsimi bitmiş büyüklerin okuma adam olma gibi çocuklarına hiç durmamacasına her fırsatta kafalarına iyice girsin diye söylenip laf sokmalar,uyarmalar yaptıkları bu evreler her çocuğun kafasında Yaz mevsiminin gelip geçiveren güzelliklerine doyamamışlıktan ötürü "Keşke 2 sene mektep tatili olsa"düşüncelerini ve isteklerini belleklerinde hiç gerçekleşmeyecek bir hayal olmasına rağmen o yaşlarda devamlı yaşatmış ve canlı tutmuştur.Elbette bunlardan biride bendim.Okula ilk başladığım sene özgürlüklerim,oyunlarım,koşmalarım,başıma buyruk gezmelerim bitmiş sınıfta bir öğretmene teslim edilip sıralara oturmuşluklarımızla kendimi kapana sıkıştırılmış gibi hissetmiştim.Zil sesleri ders bitiminde teneffüslere çıkılacakken yüreklerde sevinç dalgalarına dönüşür titreşimler gibi gelirken,teneffüslerin bitmesiyle çalmalarıylada ise kalbimizi daraltan çemberlere dönüşmüştür.Çocuklarda bu yüzden ilk öğretmen çok önemlidir.Tüm çocuklarla tek tek ilgilenmeli çocukların bu korkuları yenmelerine yardımcı olmalıdır.Çocuk öğretmenin gösterdiği bu ilgiden dolayı kafasında 2 sene mektep tatilini düşünmemeli okulunu,öğretmenini ve arkadaşlarını özlemeli bu özlem ise çocuğun okula tutkusunu artırmalıdır.Eylül kişilerde yaşamış olduğu hatıralardan dolayı farklı farklı algılara neden olur.Kimilerimiz ilk aşklarımızla Eylül de tanışmışız,kimilerimiz sevdiğimiz en büyük değerle Eylül de ayrılmışızdır.Demiryolu çocukları yani evleri tren garlarına yakın olan çocuklar bu trenlerin demiryollarından geçişleri,gar'lara girişleri ve trenlerin hareket edip gar'lardan ayrılışlarıyla çıkardıkları acı acı öten düdüklerini hep duyduklarında içlerinde hüzün dalgalarına dönüşen duygu patlamaları muhakkak olmuştur.Kimileri bu trenlere binip bilinmeyen yerlere gitmeyi,kimileri gurbetlerdeki sevdiklerinin bu trenlerle getirileceğini beklemiş durmuşlardır.Trenler için türküler yapılmıştır.O kendine has çıkardığı seslerle rayların üzerinden demir tekerleriyle kayıp giderken dumanını gökyüzüne savurmuş arkasında sürüklediği vagonlarla "Al benide götür kara tren"gittiğin yerlere dercesine içimizde heyecanlar estirmiştir.Eylül yavaş yavaş güz'ün inmesi yaprakların sararıp dökülmesidir.O eskilerde bir karnaval havasıyla yapılan bağ bozumları(şimdilerde artık yok)başlamış üzümler toplanıp pekmez kazanlarında kaynatılarak kışlık yiyecek olarak küplere konularak ambarlara alınmıştır.Ne severdim çocukluk yıllarımda bu bağ bozumlarını.Akıp gidiverir gönlüm bağ bozumlarının yaşandığı o eski güzel günlere.İşte Eylül hatıra tazelemedir,geçmişteki ilk aşkları anmadır,el ele tutuşup okula başlamalarımızdır,gurbet trenlerine binip gurbet ellere çıkışlarımızdır,sevgiliyle buluşmalarımızdır,arayıp bulamadığımız sevgiliyi arayışlarımızdır,Eylül'de gel diye sevgiliye şart koştuğumuz ısrarlarımız,vaatlerimizdir.Bu yüzden Eylül bir bitiş değil bir başlayıştır.3/Eylül-2019 Şerafettin Sorkun/Konya'dan
Yorumlar
Yorum Gönder