Ana içeriğe atla

ERMENEK GÜNEYYURT SARIVELİLER-15


     Ermeneki'n yerleşim alanının altlarına yapılan çift yönlü çevre yolundan Ermenek'e hiç girmeden seyrimiz devam ediyor.Ters istikametten ve aynı güzergahtan araçlar tek tük bizim gibi seyir hallerindeler.Bu mevsimde bu mıntıkanın bir birlerine yakın beldelerin işleri gereği trafiğe çıkan vatandaşları olsa gerek.Akşam kış hava şartlarının getirdiği sertlik ve katılık olarak arabada olduğumuz halde dışarısının görseli bu şekil yansıyor.Üşümüyoruz arabanın içinden yansıyan görseller dışarıda üşüyeceğimizi hissettiriyor.Ermenek çok kültürler görmüş bir ilçemiz.Araştırmalar burada Hitit,Frig,Lidya,Pers,Helen,Roma ve Bizans medeniyetlerinin yaşadıklarını,250 yıl kadar hüküm süren Karamanoğlu beyliğine başkentlik yapmış kültürel ve sanatsal yönden tarihe mal olan belde bigilerini vermektedir.Coğrafi şartları buradaki insan yapılarını zorunlu olarak okumaya ve tahsile bunun yanı sıra taşı düz etmiş deyimiyle taştan kayadan tarım yaparak hayatta tutunmaya itmiştir.Yani ermenek'li hemşehrilerimiz zoru yenip ekmeklerini taştan çıkarmışlardır.Hızımız hava ve yol şartlarına göre endeksli 60-65 km.süratle ve bazı bazı bu hızımızdan aşapı km.lere düşerek yol almaktayız.Daha eski yıllarda buralardan yine Anamur'a gidip gelmelerimiz olmuştur.Genelde bu iklim şartlarında değil bahar ve yaz aylarında geçişlerimizi gözlerimin önüne getiriyorum defa bu mevsimde kış şartlarında Ermenek'e uğrayışımız olmuştur.O yıllardaki yolların ıssızlıkları kaybolup bu yeni yolun yapılmasıyla daha fazla trafik işgali bilhassa bahar ve yaz aylarında artmış,seyrin fazla olduğu bir boyut kazanmıştır.Güneyyurt kasabasına kadar gelip gözümüze ilişen bir benzin istasyonundan yakıt alma ihtiyacı hissettik.Petrolde pompacı ile yaptığımız sohbette Taşkent tarafından Konya ya gideceğimizi söyleyince o tarafa doğru düşen yöndeki ufukları ve ufuklardaki borana dönüşmüş karartıyı göstererek "Sakın o hatayı yapmayın hava şartları çok kötü" demesine aldırmayıp yakıt alma işimiz bitince "Bir deneyelim gidemezsek döneriz deyip" benzin istasyonundan ayrıldık.Güneyyurt'u çıkarken son meskenler bittiğinde,aşağılara doğru iniş yaptık.Sarıveliler'e girerken rampa çıktık.Sarıveliler de yerin göğün karının dolduğu bir manzara vardı.Bir grayder kar kürümekteydi ve yol açıktı.Biz geçerken camlı kabinlerinin içinden bize bu havada aklınızı peynir ekmeklemi yediniz manasına bir sürücü ve yanında oturan diğer kişi hayretle bize bakıyorlardı.Bu meraklı bakışlar bize sakın gitmeyin durun vs.gibi işmarlar ve işaretlerde bulunmadılar.Sarıveliler'in son evlerini geçerken kardan sisten pustan gittiğimiz yol güzergahı görünmez oldu.Arabanın dörtlü sinyallerini yakıp bir süre durduk.Benzin istasyonunda pompacının söylediği gibi gerçekten bir hatamı yapıyorduk dönüp vazgeçmelimiydik?.Rastladığımız levhalarda Taşkent e 60 km. mesafenin kaldığını yazıyordu.Oraya varınca ya Hadim de yada Taşkent te kalır Konya ya rahat geçeriz düşüncelerini taşıyorduk.Bir süre sonra bizi çepeçevre sarıp sarmalayan sis ve bulutlar kayboldu.Yolumuza dörtlülerimizi yakarak devam etmeye başladık.Bilmiyorum ne kadar az uz gidince bize uzun geldi ileride bembeyaz görsel teşkil eden yol üzerinde 3 tane araç duruyordu.İyice yaklaşıp durduk eçit yolu kapadıklarından geçit yoktu zaten durmak zorundaydık.Araçlardan bir tanesi yoldan çıkıp yolun kenarındaki kar yığınına tekeri girmiş ortada duran bir araçla halat bağlamışlar onu çekip çıkarmaya çalışıyorlar arkadaki araçta bizim gibi yolun açılmasını bekliyordu.Konuşurken laf lafı açtı misali nerden gittin nerden gelin nere giden soruları shbetlerimizde;"Sakın ha" dediler bu havada "Yolarda kalır donar ölürsünüz" bu sakın ve donar ölürsünüz lafıyla onların araçlarını biraz kaktırarak iterek yardım etmeye çalıştık ama mümkün değil ne çekmeyle nede diğer aracın çekmesine bir kaç kişilik kaktırmalarla tekeri oradan saplandığı yerden çıkarmaya en ufak bir katkımız olmuyor.Yapacağımız bir şey yok biz olduğumuz yerden dönüş yaparak geldiğimiz yollardan geri döndük.Niyetimizde Konya dan vazgeçip Abanoz yaylası güzergahından Anamur a geri dönüş var.Kar yolları kapamış karlı Toroslar geçit vermiyor..31/Ocak-2022 Şerafettin Sorkun/Anamur'dan

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SELMA GÜNERİ ve LAYIK GÖRÜLEN ONUR ÖDÜLÜ

Bir şarkı dinlersiniz geçmiş yıllarınızı hatırlatan.O şarkıyla hatırasını yaşayacağınız,tekrar bulacağınızı sandığınız sokaklar yok olmuştur.Şükran Ay'ın her şarkısı Kozan sokaklarını ve sinemalarını gözümde canlandırır.Anılarımı gömdüğüm o kentte belediye otobüsleri ve uzak semtlere gidilen dolmuşlar yoktu o zamanlar.Her yerlere yayan gider,günün yorgunluklarına rağmen hayatımızda olmazsa olmaz olan sinemaların gece matinelerinden de kalmaz muhakkak her akşam sinemaya gider,paramız olmazda giremezsek,yazlık sinemaların apörlelerinden çın çın etrafa yayılan filmin müziklerini ve sesini film bitesiye kadar dinlerdik.Bu tarz biz çocuklar için bir takılma biçimiydi.Seviyorduk sinemaları,film yıldızlarını.Onların bizim dünyamızda farklı ve ayrı bir yerleri vardı.Kozan yaz geceleri yazlık sinemalarla güzeldi.Zaman ne kötü bir mevhum bütün değerler bir bir yok oldu.Selma Güneri'nin Konya/Çumra'da seyrettiğimiz filmlerinde yeni bir yüz olarak karşımıza çıkıvermesi,bizden biri...

YAŞADIKÇA

    İnanılmaz doğal güzelliklerin olduğu ağaçlar,dağlar,göller,baharla birlikte yeşeren otların yanı sıra ufukların göğe değiverecekmiş gibi göz eriminize ulaşan,gün batımlarının akşamlara dönüşen zamanları.Kulaklarınızda çın çın pervasızca eksilmeksizin süren ağustos böcekleri ötüşlerine,gökyüzünde  parıldayarak ışıklar saçan yıldızlarda dahil aklınıza gelen gelebilen bir çok güzelliklere,kapalı kapılar ardında kalınan şu günlerde özlemler duyuyorsunuz.Artan nüfuslar,mülteci adı altında ülkeye sokulan ne oldukları belirsiz insan tiplemeleri,evlerde odalarda duvarlar arasında eşyalarla birlikte sıkılmışlıklar sizi bu düşüncelere,doğaya tam teslimiyetlere itiyor.Virüs gösterdiki,aniden çepeçevre baskınlar yaparcasına bizleri sarıvermesi kendimizi hiç yaşamamış gibi hissettirdi.Sanki o kadar yılları bizler eksiltmedik,sanki üzerimizden mevsimler hiç geçmedi,kaç kez geçen sonbaharları,sonbaharlardaki yaprak dökümlerini biz hiç görmedik?.Hiç bitmeyen işlerimizin olduğunu sanı...

DOLU DOLU SEVGİLERİM

     Kendimi çok seviyorum,seviyorumki yaşamı;kendime olan tutkum ve ihtirasımla daha bir başka algılarıma düşürüp,ömrün süren her katresinden ayrı bir zevk duyuyor,mutluluğuma mutluluklar katıyorum.Böyle hazlar alarak meydana gelen oluşum,gezegeni sevmemi gerektiriyor.Yer kürede canlılar var,yaşamın her biri ayrı ayrı renk katıcı  tamamlayıcıları.Onlar olmazsa her şey anlamsız ve varlığımızı devam ettirmemiz mümkün değil.Ya bizler,biz insanlar?.Bizler sizler yani hepimiz,bazılarımız ne düşünür sek düşünelim,nasıl eleştiriler yaparsak yapalım çok harika varlıklarız.Duygularımız var,bu duyguların meydana getirdiği arzularımız,isteklerimiz hatta ve hatta gözyaşları döküp hüzünlenmelerimiz.Ağlamak kadınlara nasıl yakışır.Hüzünlenip gözyaşları dökerken ne kadar güzeller..An olur ağlamalara bile özlemler duyup,köşe bir yere çekilip gözyaşları döktüğümüz zamanlar azmıdır?.Dram filmlerini,acıklı romanları,hüzünleri sevdiğimizden okumaz veya seyretmezmiyiz?.Özlem,hasret dolu...