Ana içeriğe atla

FARMA TURLA 2019 DOĞU KARADENİZ GEZİMİZ 3


Devinimsizlik,aynı şehir,aynı insanlar ve bu şehrin aynı sokaklarında dolaşıp durmak gün gelir içinizde sıkıntılar olacak hallere dönüşür.Uçuvermek,şöyle gökyüzünün semalarında turlayıvermek düşünceleri kafanızdan geçer.Bu yüzden kuşları hayatlarınızda hep özgürlük timsalleri olarak görür,onlara imrentiler duyarsınız.İnsan yapımız araştırmalara,gezmelere,görmelere,yeni yeni insanlardan değişik kültürler öğrenmelere proğramlanmıştır.Ekonomik durumlarınız el verdiği müddetçe,iş güç yaşamlarımızdan fırsatlar buldukça gezmeler hayatlarımızda olmalı ve bu olmalarla en az yeme,içme,beslenmeler kadar ruhumuza gıdalar kadar ihtiyaç olan seyahatleri yapmalı,ruhumuzu hoşnut etmeliyiz.Köylerde ve bilhassa erkeklerde gidiyorum demek çaresizliğin çepeçevre sarıp sarmaladığı işgallerinden kurtulunmaktı.Belkide yine bu çaresizliğin ellerin ayakların bağlanışı gibi sevdiği kıza kavuşamaması yada az olan tarlanın çok boğaza yeterli olmamasından dolayı bir küsmek,küsmeyle birlikte bir kaçıştı.Gidiyorum dediler köylerinden gittiler,kaçtılar ama vardıkları yerlerde köyleri sıla oldu içlerinden hiç çıkmadı.Bir kıyı şeridinin yüksek dağlarının eteklerine ve hatta doruklarına kurulu Karadeniz'in tüm şehirleri.Yeşile,maviye tutkunuz varsa,deniz sevdanız her daim debreşikse,Kuzey rüzgarları her daim saçlarımı özgürce savurmalı düşüncelerini taşıyorsanız,yaylalarında kolbastı oynamasam çıldırırım,deliririm diyorsanız siz Karadeniz'i asla bırakamazsınız.Yurdumun insanı cesurdur,güzeldir,yufka yüreklidir ama Karadeniz insanımız daha bir cesur,daha bir sevecen ve daha bir sahiplenici.Bırakmamış Karadeniz'i."İbadet yapacaksam camimide yaylama yaparım"deyip nerdeyse her kişiye bir cami düşecek şekilde yaylalarının tepelerine camisini yapmış,yollar döşeyip erişilmesi güç doruklara bu yollarla erişmeyi kolaylamış.O gün Farma Tur görevlilerinin Aksaray'dan gelecek karı koca iki katılımcıyı almak üzere randevulaşıldığı Ankara-Adana güzergahı kenarındaki bir petrol istasyonunda beklerken bu petrol istasyonunun restoranında acıkmış olanlarımız açlık ihtiyaçlarını,tuvalet sorunu olanlar bu sorunlarını halledip rahatladılar.Bu restoranlarda genelinde yemek ihtiyaçlarının giderilmesi hizmetlerinin haricinde gelen geçen yolculara hediyelik eşyaların satıldığı bölümlerde var.Geziyorsunuz,bakıyorsunuz hoşunuza giden bir şeyi ama kendinize ama sevdiklerinize armağan etmek için alabiliyorsunuz.Kafilede genelinde tur seyahatine katılan 3 lü 4 lü 5 li arkadaş birlikteliği ve çocuklarıyla 2-3 ailenin oluşturdukları gruplarız.Daha birbirlerimizle iletişimlerimiz henüz başlamadı ama rehberimiz Hasan Eröğüt
sevecen,sıcak ve ılımlı tavırlarıyla,tura katılanların onun varlığıyla güven duyduğu,seyahatten zevk aldığı mükemel,eşsiz bir insan örneği.Mikrofonik sesiyle 5 dakika sonra haraket ediyoruz demesi herkeslerin bu sesi duyarak otobüsteki koltuklarına yerleşerek fazla oyalanmalara neden olmuyor.Aksaray'dan gelecek olan katılımcı karı-koca beklediğimiz yere gelmişler.Onlarda boş olan 2 koltuğa oturdukları zaman simalarını görebildik.Sonradan öğrendik emekli eğitimcilermiş.Yeni değil bir kaç kez Farma Tur'la seyahatlere katılmışlar.Otobüsümüz haraket etti.Güzergahımız Ankara'ya uğramadan yeni açılan Karakeçili yolundan Kırıkkale'ye geçmek.Karakeçili yol güzergahı ıssız ama geliş gidiş duble çift yol olması seyrimizi kolaylaştırıyor.Hasan Eröğüt yaptığı espiriler ve verdiği örneklemelerle bizleri güldürüyor.Kendi gülmelerinin kahkahalara dönüşmesi ise otobüste bizleride ayrı bir gülme ve kahkahalar modu ortamına sokuyor.Hasan Eröğüt espirilerden sonra 1-2 şarkı söyledi alkışlar aldıktan sonra yine Deniz Aras ablasından şarkı istedi.Bizlerinde tezahüratlarıyla Deniz Aras hn.bu sefer mikrofonu eline alıp şarkı söylemeye razı oldu.Deniz Aras Hn.ufak tefek minyon yapılı.O belleğinizde daha çok tebessümleri ve gülen gözleriyle yer işgal ediyor.Bunu tur esnasında görerek hissediyorsunuz.Evet nihayet bizlere şarkılar söyledi.Biz Karakeçili yollarından karanlığı yarıp geçercesine seyrederken gecede devam ediyor,Deniz Aras'ın güzel sesiyle ruhlarımıza hayat veren şarkılarını dinlerken devam eden bu gecede daha yolun ilk başlarında bu seyahete katılmamızın ne kadar isabetli olduğu düşüncelerini taşıyoruz.02/Aralık-2020 Şerafettin Sorkun/Anamurdan   

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SELMA GÜNERİ ve LAYIK GÖRÜLEN ONUR ÖDÜLÜ

Bir şarkı dinlersiniz geçmiş yıllarınızı hatırlatan.O şarkıyla hatırasını yaşayacağınız,tekrar bulacağınızı sandığınız sokaklar yok olmuştur.Şükran Ay'ın her şarkısı Kozan sokaklarını ve sinemalarını gözümde canlandırır.Anılarımı gömdüğüm o kentte belediye otobüsleri ve uzak semtlere gidilen dolmuşlar yoktu o zamanlar.Her yerlere yayan gider,günün yorgunluklarına rağmen hayatımızda olmazsa olmaz olan sinemaların gece matinelerinden de kalmaz muhakkak her akşam sinemaya gider,paramız olmazda giremezsek,yazlık sinemaların apörlelerinden çın çın etrafa yayılan filmin müziklerini ve sesini film bitesiye kadar dinlerdik.Bu tarz biz çocuklar için bir takılma biçimiydi.Seviyorduk sinemaları,film yıldızlarını.Onların bizim dünyamızda farklı ve ayrı bir yerleri vardı.Kozan yaz geceleri yazlık sinemalarla güzeldi.Zaman ne kötü bir mevhum bütün değerler bir bir yok oldu.Selma Güneri'nin Konya/Çumra'da seyrettiğimiz filmlerinde yeni bir yüz olarak karşımıza çıkıvermesi,bizden biri...

YAŞADIKÇA

    İnanılmaz doğal güzelliklerin olduğu ağaçlar,dağlar,göller,baharla birlikte yeşeren otların yanı sıra ufukların göğe değiverecekmiş gibi göz eriminize ulaşan,gün batımlarının akşamlara dönüşen zamanları.Kulaklarınızda çın çın pervasızca eksilmeksizin süren ağustos böcekleri ötüşlerine,gökyüzünde  parıldayarak ışıklar saçan yıldızlarda dahil aklınıza gelen gelebilen bir çok güzelliklere,kapalı kapılar ardında kalınan şu günlerde özlemler duyuyorsunuz.Artan nüfuslar,mülteci adı altında ülkeye sokulan ne oldukları belirsiz insan tiplemeleri,evlerde odalarda duvarlar arasında eşyalarla birlikte sıkılmışlıklar sizi bu düşüncelere,doğaya tam teslimiyetlere itiyor.Virüs gösterdiki,aniden çepeçevre baskınlar yaparcasına bizleri sarıvermesi kendimizi hiç yaşamamış gibi hissettirdi.Sanki o kadar yılları bizler eksiltmedik,sanki üzerimizden mevsimler hiç geçmedi,kaç kez geçen sonbaharları,sonbaharlardaki yaprak dökümlerini biz hiç görmedik?.Hiç bitmeyen işlerimizin olduğunu sanı...

DOLU DOLU SEVGİLERİM

     Kendimi çok seviyorum,seviyorumki yaşamı;kendime olan tutkum ve ihtirasımla daha bir başka algılarıma düşürüp,ömrün süren her katresinden ayrı bir zevk duyuyor,mutluluğuma mutluluklar katıyorum.Böyle hazlar alarak meydana gelen oluşum,gezegeni sevmemi gerektiriyor.Yer kürede canlılar var,yaşamın her biri ayrı ayrı renk katıcı  tamamlayıcıları.Onlar olmazsa her şey anlamsız ve varlığımızı devam ettirmemiz mümkün değil.Ya bizler,biz insanlar?.Bizler sizler yani hepimiz,bazılarımız ne düşünür sek düşünelim,nasıl eleştiriler yaparsak yapalım çok harika varlıklarız.Duygularımız var,bu duyguların meydana getirdiği arzularımız,isteklerimiz hatta ve hatta gözyaşları döküp hüzünlenmelerimiz.Ağlamak kadınlara nasıl yakışır.Hüzünlenip gözyaşları dökerken ne kadar güzeller..An olur ağlamalara bile özlemler duyup,köşe bir yere çekilip gözyaşları döktüğümüz zamanlar azmıdır?.Dram filmlerini,acıklı romanları,hüzünleri sevdiğimizden okumaz veya seyretmezmiyiz?.Özlem,hasret dolu...