Hasret sancılarına tutulursunuz.Çıkarsınız tepelere ufuk erimi bakışlarınız bir şeyler bulacakmışcasına boşluklarda arayışlarınız olur.Gözleriniz arayıp arayıp göremedikçe kalbinize akıtırsınız kayboluşunun hüzünlere boğan acısını.Mahsunluğunuz tutar ve başlar sancılar,içinize derin derin işler bıçak kesikleri gibi.Tutulmuyor ve tutamazsınız yarını olmayan günleri ve bu günlere kalmak gibisi yokmu,debelen debelen çıkamamak gibisi yokmu der durursunuz sabit durağan kımıldamasız yalnız bırakıldığınız bu kentte.Avutulmazsınız avutulamazsınız,yapamazsınız ışığınız sönmüştür sokakların lambalarının yanmayışları,odaların karanlıklara boğuluşları gibi.Giden sevdiğinizdir anılarınıza gömüp sizi.Alıştığınız kentin tüm sokakları bomboştur.Gezdiğiniz tozduğunuz o yolları sular sellermi götürdü,rüzgarlarmı sildi süpürdü der batan sizi acıtan bir hummanın reçeteleri yazılmayan yazılamayan çaresiz hastası olmuş vira vira deyip demir alamayacak,halatları limanlardan sökemeyecek bahtsız durdukça duran durağanlığın beklerisiniz.Siz beklerken daha çok hasret,siz durağanken daha fazla çile dolu dolu yakar ha yakar içinizi çünkü giden sevdalandığınız gönlünüzün tutuk olduğu sevdiğinizdir.Ağlama kesik kesik sicim gibi yağan yağmurlar misali gözyaşları akıtma.Haydi sil gözlerini çok uzaklarda sevdiğin seveceğin papatya kokuları olan mutluluklarla yaşanacak güzel bir yer var.14/Ekim-2021 Şerafettin Sorkun/Konya'dan
Bir şarkı dinlersiniz geçmiş yıllarınızı hatırlatan.O şarkıyla hatırasını yaşayacağınız,tekrar bulacağınızı sandığınız sokaklar yok olmuştur.Şükran Ay'ın her şarkısı Kozan sokaklarını ve sinemalarını gözümde canlandırır.Anılarımı gömdüğüm o kentte belediye otobüsleri ve uzak semtlere gidilen dolmuşlar yoktu o zamanlar.Her yerlere yayan gider,günün yorgunluklarına rağmen hayatımızda olmazsa olmaz olan sinemaların gece matinelerinden de kalmaz muhakkak her akşam sinemaya gider,paramız olmazda giremezsek,yazlık sinemaların apörlelerinden çın çın etrafa yayılan filmin müziklerini ve sesini film bitesiye kadar dinlerdik.Bu tarz biz çocuklar için bir takılma biçimiydi.Seviyorduk sinemaları,film yıldızlarını.Onların bizim dünyamızda farklı ve ayrı bir yerleri vardı.Kozan yaz geceleri yazlık sinemalarla güzeldi.Zaman ne kötü bir mevhum bütün değerler bir bir yok oldu.Selma Güneri'nin Konya/Çumra'da seyrettiğimiz filmlerinde yeni bir yüz olarak karşımıza çıkıvermesi,bizden biri...
Yorumlar
Yorum Gönder