Ana içeriğe atla

O UNUTULMAZ İLK AŞKLAR



İLK GÖZ AĞRISI                                                                                                                      Sitemler örüyor kaderin ağı
Hayatım dökülen bir gül yaprağı
Geçse de ömrümün en güzel çağı
Başkadır ilk sevgi ilk göz ağrısı

Şu mahzun kalbimin var bir yarası
Ağlamak hıçkırmak her hatırası
Takılsa duvağı yansa kınası
Başkadır ilk sevgi ilk göz ağrısı

Yanarım andıkça geçen günleri
Kırılan dallarda solan gülleri
Artık vakti geldi sorma nereye
Elvedâ ey gençlik elveda ey dost.                                                                                                Geçsede ömrümün en güzel çağı                                                                                                Başkadır ilk sevgi,ilk göz ağrısı

     Umut,umut,umut.Galiba bizim vatandaşların düşüncelerinde umular ve bu umularla gelecek olan yarınlarda şimdiki durumlardan daha fazla refah düzeylerinin artması düşünceleri yatar.En fukaramızda ve en zenginimizde de bu düşünceler vardır.Bunları yazıyor bir yandan da kulağımda kulaklık,takıldığım odanın köşesinde Seda Gökkadar isimli kendi güzel,sesi güzel şarkıcıdan "İlk Göz Ağrısı" adlı şarkıyı dinliyorum.O aşkların saf,arı,duru duygular taşıdığım,çocukluk yıllarımda kalbime yerleştirdiğim,onun hiç haberi olmayıp,benim gecemde gündüzümde yaşattığım,ilk aşkımı,ilk göz ağrımı anımsıyorum.Şarkı bitti ve ilk aşkım,ilk göz ağrım masumiyetinin dağlarda eriyip koyaklardan aşağıya akıp giden kar sularının duru berraklığındaki görseliyle,unutmadığım bebek yüzüyle,mazinin derinliklerinde gömülü kalsada bir eski resme bakar gibi,teneüffüste okul bahçesinde,voltalar atıp gezmelerde,sıralarda her hareketleri fark ettirmeden göz uçlarıyla takiplere alınıp izlenirken,onun farkındalıksızlıklarla ders takipleri,yüzünün aldığı hareketleri,saçları,kalem tutuşları gözümde canlanıverdi.Koca koca yıllar geçer,ömür yol alır ama içerdeki bir yerlere gömülü ilk aşklar unutulmazmış.Sözleri güzel bestesi güzel ve unutulmaz bir şarkı.Elveda ey gençlik,elveda ey dost yanarım andıkça geçen günleri.Vay be her dizesi ürpertici ve etkili.Hani bir müzik aleti çalabilsem.Bu belki Dünya'da en çok istediğim şeylerden biri olmuştur her zaman,ama nerde.Çok istedim ama bu tür yönlenmelere fırsatım olmadı.İnsan neye yararki hayatında aşk olmasa.Aşk yeryüzünün yaşanılası en güzel kavramlarından biri.Gönlün tutar kalbin birinde takılı kalır şu veya bu sebepten kavuşma olmazsa yıkım vardır,hüsran vardır,elemler,kederler,acılar,ızdıraplar vardır.Uyku,yeme,içme,yatma,kalkma ayrı bir ihtiyaçtır da,aşk olmasa,yaşamın bitkisel hayatta tükenişi gibi hiç yaşamamışlıktır.Şarkılar da Türküler de kalplerden dillerde söyleyişe dönerek,yaşadıkça aşkı anlatırlar.İnsanın haris ruhu menfaatlere dönerse ve orada bir sömürü başlar.Bunun sonuda güzelliklerin bitimi,kargaşaların,kavgaların başlamışlığıdır.Sömürü adaleti yok eder ve akibeti,sonuda fakirlik,fukaralıktır.Aşk güzeldir,yaşanılcak ve yaşanılası en güzel duygulardan biridir.Her anı,her hatırası heyecanlarla dolu dolu olan o evreler şimdilerde usumdan geçerde yaşadıkça ilk aşkımı,ilk heyecanımı,ilk göz ağrımı asla unuttuğumu söyleyemem.02/Kasım-2021 Şerafettin Sorkun/Anamur'dan


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SELMA GÜNERİ ve LAYIK GÖRÜLEN ONUR ÖDÜLÜ

Bir şarkı dinlersiniz geçmiş yıllarınızı hatırlatan.O şarkıyla hatırasını yaşayacağınız,tekrar bulacağınızı sandığınız sokaklar yok olmuştur.Şükran Ay'ın her şarkısı Kozan sokaklarını ve sinemalarını gözümde canlandırır.Anılarımı gömdüğüm o kentte belediye otobüsleri ve uzak semtlere gidilen dolmuşlar yoktu o zamanlar.Her yerlere yayan gider,günün yorgunluklarına rağmen hayatımızda olmazsa olmaz olan sinemaların gece matinelerinden de kalmaz muhakkak her akşam sinemaya gider,paramız olmazda giremezsek,yazlık sinemaların apörlelerinden çın çın etrafa yayılan filmin müziklerini ve sesini film bitesiye kadar dinlerdik.Bu tarz biz çocuklar için bir takılma biçimiydi.Seviyorduk sinemaları,film yıldızlarını.Onların bizim dünyamızda farklı ve ayrı bir yerleri vardı.Kozan yaz geceleri yazlık sinemalarla güzeldi.Zaman ne kötü bir mevhum bütün değerler bir bir yok oldu.Selma Güneri'nin Konya/Çumra'da seyrettiğimiz filmlerinde yeni bir yüz olarak karşımıza çıkıvermesi,bizden biri...

YAŞADIKÇA

    İnanılmaz doğal güzelliklerin olduğu ağaçlar,dağlar,göller,baharla birlikte yeşeren otların yanı sıra ufukların göğe değiverecekmiş gibi göz eriminize ulaşan,gün batımlarının akşamlara dönüşen zamanları.Kulaklarınızda çın çın pervasızca eksilmeksizin süren ağustos böcekleri ötüşlerine,gökyüzünde  parıldayarak ışıklar saçan yıldızlarda dahil aklınıza gelen gelebilen bir çok güzelliklere,kapalı kapılar ardında kalınan şu günlerde özlemler duyuyorsunuz.Artan nüfuslar,mülteci adı altında ülkeye sokulan ne oldukları belirsiz insan tiplemeleri,evlerde odalarda duvarlar arasında eşyalarla birlikte sıkılmışlıklar sizi bu düşüncelere,doğaya tam teslimiyetlere itiyor.Virüs gösterdiki,aniden çepeçevre baskınlar yaparcasına bizleri sarıvermesi kendimizi hiç yaşamamış gibi hissettirdi.Sanki o kadar yılları bizler eksiltmedik,sanki üzerimizden mevsimler hiç geçmedi,kaç kez geçen sonbaharları,sonbaharlardaki yaprak dökümlerini biz hiç görmedik?.Hiç bitmeyen işlerimizin olduğunu sanı...

DOLU DOLU SEVGİLERİM

     Kendimi çok seviyorum,seviyorumki yaşamı;kendime olan tutkum ve ihtirasımla daha bir başka algılarıma düşürüp,ömrün süren her katresinden ayrı bir zevk duyuyor,mutluluğuma mutluluklar katıyorum.Böyle hazlar alarak meydana gelen oluşum,gezegeni sevmemi gerektiriyor.Yer kürede canlılar var,yaşamın her biri ayrı ayrı renk katıcı  tamamlayıcıları.Onlar olmazsa her şey anlamsız ve varlığımızı devam ettirmemiz mümkün değil.Ya bizler,biz insanlar?.Bizler sizler yani hepimiz,bazılarımız ne düşünür sek düşünelim,nasıl eleştiriler yaparsak yapalım çok harika varlıklarız.Duygularımız var,bu duyguların meydana getirdiği arzularımız,isteklerimiz hatta ve hatta gözyaşları döküp hüzünlenmelerimiz.Ağlamak kadınlara nasıl yakışır.Hüzünlenip gözyaşları dökerken ne kadar güzeller..An olur ağlamalara bile özlemler duyup,köşe bir yere çekilip gözyaşları döktüğümüz zamanlar azmıdır?.Dram filmlerini,acıklı romanları,hüzünleri sevdiğimizden okumaz veya seyretmezmiyiz?.Özlem,hasret dolu...