Ana içeriğe atla

DERECE


     Artık bana Konya'dan ayrılıp Anamur'a doğru,yükü tutup,yol alma zamanı geldi.Her mevsim Akdeniz görülesi yaşanası güzelliklerle dolu.Torosların tepelerinden çam ve ladin ağaçları arasından görülebilir uzaklıkları seyreylemek gerek.Kokuları ise daha farklı ve etkileyici.Günümüz koşulları her fırsatta doğaya sığınma mecburiyetlerini arzulatıp,istetiyor.Çocukluğumda keşiklerle (güdüm sırası) gelen köyümün hayvanlarının güdümünde yazılara,yazıların tepelerine çıkar,hayvanların peşlerinde onları otlaklara götürürken,ekine,bostana girmesinler diye arkalarından gönlümce bağırır,bu bağırıklarla hayvanları kontrol altına aldığımdan kendimce önemli bir kişi olduğum kanısına varır ve bundan hoşlanırdım.Kentlerde dilimiz kayboldu,yuttuk,bu yaşam ise tamamen pısırıklaşmaları getirdi.Anamur'dan telefonla arayan komşularımız "Ne duruyorsunuz Konya'da çakılı kaldınız,biz halâ deniz keyfi sürdürüyoruz"diyorlar.Denize dayanamadığımı bildiklerinden beni galeyana getirmek istiyorlar.Dedikleri doğru zira hava sıcaklıkları Adana-Mersin ve Antalya'da 29-31 dereceler arasında.Hava raporu haberlerinde bu bilgileri medyadan alabiliyor ve görebiliyorum.Dereceler dedimde ilk dereceyi Çumra'da ilkokul 4.sınıftayken karlı bir kış gününde öğretmenimiz Haydar Gençtürk sınıf pencerelerinden birini açar,pencere kenarlarındaki denizliklere kadar yağan karların üzerine küçük bir termometreyi batırır ve dışarıdaki havanın sıcaklığını ölçer sonra sınıfın sıcaklığınıyla kıyaslar,hava sıcaklık dereceleri içerde ve dışarda şu diye o günkü hava raporu bilgisini verirdi.Hiç unutmam kilo bilgilerinide Çumra'nın pazartesi günleri kurulan pazarına giderek kilo ve gramı uygulamalı canlı pazarda görmüştük.Hey gidi günler bu kadarmı çabucak geçip gittin habersizce.17/Ekim-2021 Şerafettin Sorkun/Konya'dan

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SELMA GÜNERİ ve LAYIK GÖRÜLEN ONUR ÖDÜLÜ

Bir şarkı dinlersiniz geçmiş yıllarınızı hatırlatan.O şarkıyla hatırasını yaşayacağınız,tekrar bulacağınızı sandığınız sokaklar yok olmuştur.Şükran Ay'ın her şarkısı Kozan sokaklarını ve sinemalarını gözümde canlandırır.Anılarımı gömdüğüm o kentte belediye otobüsleri ve uzak semtlere gidilen dolmuşlar yoktu o zamanlar.Her yerlere yayan gider,günün yorgunluklarına rağmen hayatımızda olmazsa olmaz olan sinemaların gece matinelerinden de kalmaz muhakkak her akşam sinemaya gider,paramız olmazda giremezsek,yazlık sinemaların apörlelerinden çın çın etrafa yayılan filmin müziklerini ve sesini film bitesiye kadar dinlerdik.Bu tarz biz çocuklar için bir takılma biçimiydi.Seviyorduk sinemaları,film yıldızlarını.Onların bizim dünyamızda farklı ve ayrı bir yerleri vardı.Kozan yaz geceleri yazlık sinemalarla güzeldi.Zaman ne kötü bir mevhum bütün değerler bir bir yok oldu.Selma Güneri'nin Konya/Çumra'da seyrettiğimiz filmlerinde yeni bir yüz olarak karşımıza çıkıvermesi,bizden biri...

YAŞADIKÇA

    İnanılmaz doğal güzelliklerin olduğu ağaçlar,dağlar,göller,baharla birlikte yeşeren otların yanı sıra ufukların göğe değiverecekmiş gibi göz eriminize ulaşan,gün batımlarının akşamlara dönüşen zamanları.Kulaklarınızda çın çın pervasızca eksilmeksizin süren ağustos böcekleri ötüşlerine,gökyüzünde  parıldayarak ışıklar saçan yıldızlarda dahil aklınıza gelen gelebilen bir çok güzelliklere,kapalı kapılar ardında kalınan şu günlerde özlemler duyuyorsunuz.Artan nüfuslar,mülteci adı altında ülkeye sokulan ne oldukları belirsiz insan tiplemeleri,evlerde odalarda duvarlar arasında eşyalarla birlikte sıkılmışlıklar sizi bu düşüncelere,doğaya tam teslimiyetlere itiyor.Virüs gösterdiki,aniden çepeçevre baskınlar yaparcasına bizleri sarıvermesi kendimizi hiç yaşamamış gibi hissettirdi.Sanki o kadar yılları bizler eksiltmedik,sanki üzerimizden mevsimler hiç geçmedi,kaç kez geçen sonbaharları,sonbaharlardaki yaprak dökümlerini biz hiç görmedik?.Hiç bitmeyen işlerimizin olduğunu sanı...

DOLU DOLU SEVGİLERİM

     Kendimi çok seviyorum,seviyorumki yaşamı;kendime olan tutkum ve ihtirasımla daha bir başka algılarıma düşürüp,ömrün süren her katresinden ayrı bir zevk duyuyor,mutluluğuma mutluluklar katıyorum.Böyle hazlar alarak meydana gelen oluşum,gezegeni sevmemi gerektiriyor.Yer kürede canlılar var,yaşamın her biri ayrı ayrı renk katıcı  tamamlayıcıları.Onlar olmazsa her şey anlamsız ve varlığımızı devam ettirmemiz mümkün değil.Ya bizler,biz insanlar?.Bizler sizler yani hepimiz,bazılarımız ne düşünür sek düşünelim,nasıl eleştiriler yaparsak yapalım çok harika varlıklarız.Duygularımız var,bu duyguların meydana getirdiği arzularımız,isteklerimiz hatta ve hatta gözyaşları döküp hüzünlenmelerimiz.Ağlamak kadınlara nasıl yakışır.Hüzünlenip gözyaşları dökerken ne kadar güzeller..An olur ağlamalara bile özlemler duyup,köşe bir yere çekilip gözyaşları döktüğümüz zamanlar azmıdır?.Dram filmlerini,acıklı romanları,hüzünleri sevdiğimizden okumaz veya seyretmezmiyiz?.Özlem,hasret dolu...