Ana içeriğe atla

SIR SEVDALAR


     İstanbul/Kartal Uğur Mumcu.Gökyüzünde gri sonra bulutlarla harman olmuş kara,zift kara bir görsel.Kararan bu görselle kuşlar semalarda kanat çırparlarken,kargaların etrafın tüm gürültülerini bastırır ve dikkatleri üzerlerine çeken gaklayarak ötüşleriyle Aydos çam ormanlarının üzerinden uçup gidişlerinin ardından eski zamanlardaki gibi güçlü olmayan yağmurlar,hafif hafif çiseliyordu.Gezinti için çıktığım Aydos ormanları altındaki taşıt yolu kaldırımlarında yağmura aldırmaksızın yürümekteyim.Eski yıllarda sokaklarda oyunlar oynarken böyle az olmayan çok düşen yağmur yağışlarında,çelen altlarına siner,tüm çocuklar yağmurun dinmesini ve yarım kalan oyunlarımızı tamamlamaları beklerdik.Kahkahalarla geçen günler,her şeyleriyle çok güzeldi.Sorumluluklar silinmiş,Tanrı dünyayı usul usul döndürürken,bizlerde ayaklarımız nere alıp götürürse götürsün,hayatın akışıyla o yönlere yuvarlanan küçücük bedenlerdik.Yağmurlar üstüme üstüme damla,damla,şıp,şıp vururken,bir çelen altı bulup sinmedim.Şu anki zaman diliminde,yağmurlu,eski,mazide kalan herhangi bir gün,o geçmişte yitip giden ve arar ara hatıramda her yağmur yağışlarında aklımdan geçiverir.Çocukluk günlerimizdeki sokakların hatırasını yaşatır,o güzel yılların tükenişlerini düşünmek.Yağmurlar yağarken çelen altlarında sinilmiş ama sessiz beklenirken sevinçler vardır yağmur düşüşlerine bakışlarda.Gidilesi,gezilesi düşünülür o sokaklara,yağmurlar düşerkenki,çelen altlarındaki bekleyişlerdeki olduğu zamanlara.Yeniden yağmurlar düşmesi ve çelen altlarına sinilmek istenir.Saçları belik belik örülmüş kızlar geçerlerken sabahları okul gidişlerinde.Çaktırılmadan her hareketlerinin izlenişleri vardır.Kurdelaları vardır başlarında,saçları aralarına tokalarla tutturulmuş kolalı,bembeyaz renkleriyle farkedilir.Farkedilişleriyle dudaklarımızda masumca gülücükler,üzerlerimizde bıraktıkları etkileri vardır çocuk yüreklerimize yerleşen.Herkesin başında içinde taşıdığı sır sevdası vardır saklı ve örtülü.Bu yağmur düşüşleriye akıllara  takılıp,uzaklara alıp götüren.Aşk kör ve suskundur,sevgi ise lal..27/Aralık-2022 Şerafettin Sorkun/İstanbul'dan

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SELMA GÜNERİ ve LAYIK GÖRÜLEN ONUR ÖDÜLÜ

Bir şarkı dinlersiniz geçmiş yıllarınızı hatırlatan.O şarkıyla hatırasını yaşayacağınız,tekrar bulacağınızı sandığınız sokaklar yok olmuştur.Şükran Ay'ın her şarkısı Kozan sokaklarını ve sinemalarını gözümde canlandırır.Anılarımı gömdüğüm o kentte belediye otobüsleri ve uzak semtlere gidilen dolmuşlar yoktu o zamanlar.Her yerlere yayan gider,günün yorgunluklarına rağmen hayatımızda olmazsa olmaz olan sinemaların gece matinelerinden de kalmaz muhakkak her akşam sinemaya gider,paramız olmazda giremezsek,yazlık sinemaların apörlelerinden çın çın etrafa yayılan filmin müziklerini ve sesini film bitesiye kadar dinlerdik.Bu tarz biz çocuklar için bir takılma biçimiydi.Seviyorduk sinemaları,film yıldızlarını.Onların bizim dünyamızda farklı ve ayrı bir yerleri vardı.Kozan yaz geceleri yazlık sinemalarla güzeldi.Zaman ne kötü bir mevhum bütün değerler bir bir yok oldu.Selma Güneri'nin Konya/Çumra'da seyrettiğimiz filmlerinde yeni bir yüz olarak karşımıza çıkıvermesi,bizden biri...

YAŞADIKÇA

    İnanılmaz doğal güzelliklerin olduğu ağaçlar,dağlar,göller,baharla birlikte yeşeren otların yanı sıra ufukların göğe değiverecekmiş gibi göz eriminize ulaşan,gün batımlarının akşamlara dönüşen zamanları.Kulaklarınızda çın çın pervasızca eksilmeksizin süren ağustos böcekleri ötüşlerine,gökyüzünde  parıldayarak ışıklar saçan yıldızlarda dahil aklınıza gelen gelebilen bir çok güzelliklere,kapalı kapılar ardında kalınan şu günlerde özlemler duyuyorsunuz.Artan nüfuslar,mülteci adı altında ülkeye sokulan ne oldukları belirsiz insan tiplemeleri,evlerde odalarda duvarlar arasında eşyalarla birlikte sıkılmışlıklar sizi bu düşüncelere,doğaya tam teslimiyetlere itiyor.Virüs gösterdiki,aniden çepeçevre baskınlar yaparcasına bizleri sarıvermesi kendimizi hiç yaşamamış gibi hissettirdi.Sanki o kadar yılları bizler eksiltmedik,sanki üzerimizden mevsimler hiç geçmedi,kaç kez geçen sonbaharları,sonbaharlardaki yaprak dökümlerini biz hiç görmedik?.Hiç bitmeyen işlerimizin olduğunu sanı...

DOLU DOLU SEVGİLERİM

     Kendimi çok seviyorum,seviyorumki yaşamı;kendime olan tutkum ve ihtirasımla daha bir başka algılarıma düşürüp,ömrün süren her katresinden ayrı bir zevk duyuyor,mutluluğuma mutluluklar katıyorum.Böyle hazlar alarak meydana gelen oluşum,gezegeni sevmemi gerektiriyor.Yer kürede canlılar var,yaşamın her biri ayrı ayrı renk katıcı  tamamlayıcıları.Onlar olmazsa her şey anlamsız ve varlığımızı devam ettirmemiz mümkün değil.Ya bizler,biz insanlar?.Bizler sizler yani hepimiz,bazılarımız ne düşünür sek düşünelim,nasıl eleştiriler yaparsak yapalım çok harika varlıklarız.Duygularımız var,bu duyguların meydana getirdiği arzularımız,isteklerimiz hatta ve hatta gözyaşları döküp hüzünlenmelerimiz.Ağlamak kadınlara nasıl yakışır.Hüzünlenip gözyaşları dökerken ne kadar güzeller..An olur ağlamalara bile özlemler duyup,köşe bir yere çekilip gözyaşları döktüğümüz zamanlar azmıdır?.Dram filmlerini,acıklı romanları,hüzünleri sevdiğimizden okumaz veya seyretmezmiyiz?.Özlem,hasret dolu...