Ana içeriğe atla

2022 SENESİNİN EN UZUN GECESİ

 Hayatı yaşaya yaşaya öğrenmişlikle sürpriz ve umuların olduğu günlerin geçip gitmesiyle,adına yarınlar denilen iyi olduğunu düşündüğümüz geleceklerdeki beklentilere merak ve istek bir yerlerde durmuş ve sönük.Ne caddelerde yürümelerin,ne kalabalıklarda olmanın tadı tuzu bana göre kalmadı yada var ben bunları hiç hissetmez oldum.Bunun sebebi ve nedenleri üzerinde duruyorum bazı bazı ve bazende üzerinde durmuyor hani ot gibi derler ya,ot gibi önce yeşillenip sonrada mevsim dönüşlerinde sararmalara geçişleri gibi adına yaşamak denirse yaşayıp gidiyorum işte.Denize uzun bakardım çok yıllar ötesinde.Üzerindeki büyükçe bir vapur çok ilgimi çekerdi.O yıllarda belki insanlar daha bir sevecen ve hoşgürülü şimdilerde sifatlarında güvensizliklerin çok belirgin ifadeleri bir ayna görseli yansırcasına yansımakta.Belkide buz dağları görsellerindeki soğukluklara bürünmüş insan yapıları sevdirmiyor bana ortamları.Kahveye gitmek,cık şöyle dursun,stad delileri gibi heyecanlarla stadlardaki maçlara gidişlerim,coşkular duyarak ateşin taraflar gibi bu maçları izleyişlerim eskilerde kalmış.Konyaspor'un rakibi hangi takım olursa olsun sahasındaki oynayacağı maçlar için adı 42 olan yeni stadına eski stadın yıkılıp yok edilişiyle içim tutuk,gidesim gelmiyor.Şu saatlerde tv. açıp ajansı bari dinleyim.Ayyy ayki ay.Hangi kanala geçiş yapıp baksam öfkeli,asık suratların görüntülerinin olduğu iktidar ve muhalefet kavgaları.Belkide yazılı ve görsel medyanın ajanslarda bizlere yansıyan siyasetin çirkinleşmesi,masum insanlara yalanlar,iftiralar,isnatlar atılması,herkeslerin herkeslere düşman tavırlar sergilemeleri,bu şekil ajans verileri beni böyle tatsız tuzsuzmu yapıyor?.Yahu ben böyle diyorumda,soruyorum hepinize tadı tuzu olanınız varmı,yoksa sadece benmi böyleyim?.Whatsaptan çok değerli bir dostum"Bu gün en uzun gece olacak" diye mesaj atmış.Diyesiniz tutarmı bilmem;"Şu uzun gecenin gecesi olsam" .Bilipte olmak isteyenlere ve bilmeyenlerin bilgilerine..21/Aralık-2022 Şerafettin Sorkun/İstanbul'dan

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SELMA GÜNERİ ve LAYIK GÖRÜLEN ONUR ÖDÜLÜ

Bir şarkı dinlersiniz geçmiş yıllarınızı hatırlatan.O şarkıyla hatırasını yaşayacağınız,tekrar bulacağınızı sandığınız sokaklar yok olmuştur.Şükran Ay'ın her şarkısı Kozan sokaklarını ve sinemalarını gözümde canlandırır.Anılarımı gömdüğüm o kentte belediye otobüsleri ve uzak semtlere gidilen dolmuşlar yoktu o zamanlar.Her yerlere yayan gider,günün yorgunluklarına rağmen hayatımızda olmazsa olmaz olan sinemaların gece matinelerinden de kalmaz muhakkak her akşam sinemaya gider,paramız olmazda giremezsek,yazlık sinemaların apörlelerinden çın çın etrafa yayılan filmin müziklerini ve sesini film bitesiye kadar dinlerdik.Bu tarz biz çocuklar için bir takılma biçimiydi.Seviyorduk sinemaları,film yıldızlarını.Onların bizim dünyamızda farklı ve ayrı bir yerleri vardı.Kozan yaz geceleri yazlık sinemalarla güzeldi.Zaman ne kötü bir mevhum bütün değerler bir bir yok oldu.Selma Güneri'nin Konya/Çumra'da seyrettiğimiz filmlerinde yeni bir yüz olarak karşımıza çıkıvermesi,bizden biri...

YAŞADIKÇA

    İnanılmaz doğal güzelliklerin olduğu ağaçlar,dağlar,göller,baharla birlikte yeşeren otların yanı sıra ufukların göğe değiverecekmiş gibi göz eriminize ulaşan,gün batımlarının akşamlara dönüşen zamanları.Kulaklarınızda çın çın pervasızca eksilmeksizin süren ağustos böcekleri ötüşlerine,gökyüzünde  parıldayarak ışıklar saçan yıldızlarda dahil aklınıza gelen gelebilen bir çok güzelliklere,kapalı kapılar ardında kalınan şu günlerde özlemler duyuyorsunuz.Artan nüfuslar,mülteci adı altında ülkeye sokulan ne oldukları belirsiz insan tiplemeleri,evlerde odalarda duvarlar arasında eşyalarla birlikte sıkılmışlıklar sizi bu düşüncelere,doğaya tam teslimiyetlere itiyor.Virüs gösterdiki,aniden çepeçevre baskınlar yaparcasına bizleri sarıvermesi kendimizi hiç yaşamamış gibi hissettirdi.Sanki o kadar yılları bizler eksiltmedik,sanki üzerimizden mevsimler hiç geçmedi,kaç kez geçen sonbaharları,sonbaharlardaki yaprak dökümlerini biz hiç görmedik?.Hiç bitmeyen işlerimizin olduğunu sanı...

DOLU DOLU SEVGİLERİM

     Kendimi çok seviyorum,seviyorumki yaşamı;kendime olan tutkum ve ihtirasımla daha bir başka algılarıma düşürüp,ömrün süren her katresinden ayrı bir zevk duyuyor,mutluluğuma mutluluklar katıyorum.Böyle hazlar alarak meydana gelen oluşum,gezegeni sevmemi gerektiriyor.Yer kürede canlılar var,yaşamın her biri ayrı ayrı renk katıcı  tamamlayıcıları.Onlar olmazsa her şey anlamsız ve varlığımızı devam ettirmemiz mümkün değil.Ya bizler,biz insanlar?.Bizler sizler yani hepimiz,bazılarımız ne düşünür sek düşünelim,nasıl eleştiriler yaparsak yapalım çok harika varlıklarız.Duygularımız var,bu duyguların meydana getirdiği arzularımız,isteklerimiz hatta ve hatta gözyaşları döküp hüzünlenmelerimiz.Ağlamak kadınlara nasıl yakışır.Hüzünlenip gözyaşları dökerken ne kadar güzeller..An olur ağlamalara bile özlemler duyup,köşe bir yere çekilip gözyaşları döktüğümüz zamanlar azmıdır?.Dram filmlerini,acıklı romanları,hüzünleri sevdiğimizden okumaz veya seyretmezmiyiz?.Özlem,hasret dolu...