Yaşam alanlarının olduğu yerlerde yaşamı zorunlu kılan aşklardır.Aşksız yaşam düşünülemez ve yaşadıkça kaç aşklar yaşanır yüreklerde baharla ağaçların tomurcuklanıp çiçek açışları tazeliklerinde.Bitti denilip iki taraftada yüreklerde hiç bitmeyen gidişlerde hüzün denilip sonbaharın sarı yapraklarıyla eş değer tutuldu ayrılışlar.Gecelerin körlerinde binlerce kez dilediler geçmeyen saatlerde dönmeleri.Susturulmaz,susturulmadı kalpler,duyulmayan sessiz ağlayışlarla içlerde yaşayıp duydular hasret oluşları.Kumrulardı aşklara örnekler.İbibikler,güvercinler,penguenler,tavuslar,gümüş renkli sularının aktığı derelerde aşk aşk diye vırraklayan kurbağalar.Sen uzaklarda değil diye başlardı uzaklarda kalmış sevgiliye yazılacak bir mektupta anlatılacak özlem dolu gizlice bir yere oturulup masum duyguların ifşaları.Olmadı denilirdi yazılanlar beğenilmeyip,buruşturulur atılır ve yeniden başlanılırdı yazılmaya.Olmazdı,bitmezdi ürpertiler duyularak,satır satır dizelere dökülen o ilk mektup,asla bitirilemez sevgiliye verilemezdi.Tuhaf bir korku çekilirdi işte o kan debilerinin çok yüksek olduğu,heyecanların dop dolu olduğu o yaşlarda,o evrelerde.Sahilde gün batımını izliyorum.Deniz oynak bir kadın gibi kıyılara vuruyor beyaz köpüklerini getirip,ıslanan çakıl taşları elmas parlaklığında.Ayaklarım çıplak gün batımı tarafına yürüyorum beyaz köpüklere basaraktan.Akşam çökerken gidemiyorum,beni rüzgarlar aldı getirdi diyorum,gidesim tutmuyor.14/Kasım-2022 Şerafettin Sorkun/Anamur'dan
Bir şarkı dinlersiniz geçmiş yıllarınızı hatırlatan.O şarkıyla hatırasını yaşayacağınız,tekrar bulacağınızı sandığınız sokaklar yok olmuştur.Şükran Ay'ın her şarkısı Kozan sokaklarını ve sinemalarını gözümde canlandırır.Anılarımı gömdüğüm o kentte belediye otobüsleri ve uzak semtlere gidilen dolmuşlar yoktu o zamanlar.Her yerlere yayan gider,günün yorgunluklarına rağmen hayatımızda olmazsa olmaz olan sinemaların gece matinelerinden de kalmaz muhakkak her akşam sinemaya gider,paramız olmazda giremezsek,yazlık sinemaların apörlelerinden çın çın etrafa yayılan filmin müziklerini ve sesini film bitesiye kadar dinlerdik.Bu tarz biz çocuklar için bir takılma biçimiydi.Seviyorduk sinemaları,film yıldızlarını.Onların bizim dünyamızda farklı ve ayrı bir yerleri vardı.Kozan yaz geceleri yazlık sinemalarla güzeldi.Zaman ne kötü bir mevhum bütün değerler bir bir yok oldu.Selma Güneri'nin Konya/Çumra'da seyrettiğimiz filmlerinde yeni bir yüz olarak karşımıza çıkıvermesi,bizden biri...
Yorumlar
Yorum Gönder