Ana içeriğe atla

HASTALIĞI GEÇMİŞ MÜJDE


     Evet ünvanlar vardır.Kral,kraliçe,imparator,imparatoriçe ve bunların çocukları prens,prenses gibi.Bu zatimuhteremler saraylarda yaşarlar,bunları koruyan silahlı muhafızlar,askerler vardır.Tüm bunların yiyeceklerini,iaşelerini ve hatta gelecekleri için her devir ve her yerde kıymet taşıyan Altın vs.gibi hazinelerini gariban halk karşılar.Bunlar;ara ara halkın içinden kendilerini koruyan muhafızlarının eşliğinde,halkın arasından geçişler yaparlar.Halk bunları,geçiş yerlerine dizilir selamlarlar,alkışlarlar,"yaşasın kralımız,kraliçemiz,imparatorumuz" diye biatlar ederek bu zatimuhteremlere olan bağlılıklarını gösterirler.Bu zati muhteremlerden birisi cartayı çekip yaradan tarafından vadedilen ömür tamamlandımı,öte dünya ya da gövde gösterisi niteliği taşıyan törenlerle gaipteki hesap sorucular olarak düşünülen görünmezlere gözdağı vermek adına yanında bulunur onu desteklerler.Bir iki gün önce 96 yıl ömür süren,tarlada ayaklarına diken batmamış evde dikiş iğnesi eline hiç almayıp bir tek giysi ve sökük dikmemiş yeryüzünün karıştırıcısı ve entrikalar ülkesi İngiltere'nin kraliçeleri ölmüş.Buraya kadar normal.Bizlerde bu hanımefendiye çok vah vah çektik çok çok üzüldük.Keşke bi tek bu hiç ölmese kıyamatlere kadar yaşasa temennilerinde bulunduk amma ammanın amması;Birtanesi taa herkeslerden önce bu törenlere katılıp gözyaşları dökmek,tabutuna bakmayı değebilirse değmeye nail olmayı gerçekleştirmek için fırlayıp oralara uçup gitmiş.Bu arkadaşın cumhurun başı seçildiği zamanlarda milli bayramlarımızın hiç birine katılımı olmaz,ülkemizin kurtarıcısının yattığı yer olan Anıt Kabire aniden karnında kronikleştiği söylenen ve her nasıl tesadüfse hep bu günlere rastlayan bir ağrıdan ve devamlı arka tutmayarak karasördeki rahatsızlığı bahane edilerek gidemeyişin sebebi belirtilen zatı muhteremin,kraliçenin ölümüne aman ünvanını onbaşılığa öte tarafta indirmeyin diye koşa koşa gitmesi,orada gözyaşları dökmeye hazırlanması çok şaşırtıcı.Yahu bu adam dırtlı,arkası hiç tutmayan ve devamlı tutmadığından üste başa ötürüverir diye,halk olarak üzüntüler duyup,hüzünler yaşamıştık.Bize basında,görsel medyalarda hep böyle haberler yapılmıştı.Ne kadar sevindiriciki gerçekten hastalığı geçmiş.Halkımıza müjdeler olsun.11/Eylül-2022 Şerafettin Sorkun/Konya'dan

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SELMA GÜNERİ ve LAYIK GÖRÜLEN ONUR ÖDÜLÜ

Bir şarkı dinlersiniz geçmiş yıllarınızı hatırlatan.O şarkıyla hatırasını yaşayacağınız,tekrar bulacağınızı sandığınız sokaklar yok olmuştur.Şükran Ay'ın her şarkısı Kozan sokaklarını ve sinemalarını gözümde canlandırır.Anılarımı gömdüğüm o kentte belediye otobüsleri ve uzak semtlere gidilen dolmuşlar yoktu o zamanlar.Her yerlere yayan gider,günün yorgunluklarına rağmen hayatımızda olmazsa olmaz olan sinemaların gece matinelerinden de kalmaz muhakkak her akşam sinemaya gider,paramız olmazda giremezsek,yazlık sinemaların apörlelerinden çın çın etrafa yayılan filmin müziklerini ve sesini film bitesiye kadar dinlerdik.Bu tarz biz çocuklar için bir takılma biçimiydi.Seviyorduk sinemaları,film yıldızlarını.Onların bizim dünyamızda farklı ve ayrı bir yerleri vardı.Kozan yaz geceleri yazlık sinemalarla güzeldi.Zaman ne kötü bir mevhum bütün değerler bir bir yok oldu.Selma Güneri'nin Konya/Çumra'da seyrettiğimiz filmlerinde yeni bir yüz olarak karşımıza çıkıvermesi,bizden biri...

YAŞADIKÇA

    İnanılmaz doğal güzelliklerin olduğu ağaçlar,dağlar,göller,baharla birlikte yeşeren otların yanı sıra ufukların göğe değiverecekmiş gibi göz eriminize ulaşan,gün batımlarının akşamlara dönüşen zamanları.Kulaklarınızda çın çın pervasızca eksilmeksizin süren ağustos böcekleri ötüşlerine,gökyüzünde  parıldayarak ışıklar saçan yıldızlarda dahil aklınıza gelen gelebilen bir çok güzelliklere,kapalı kapılar ardında kalınan şu günlerde özlemler duyuyorsunuz.Artan nüfuslar,mülteci adı altında ülkeye sokulan ne oldukları belirsiz insan tiplemeleri,evlerde odalarda duvarlar arasında eşyalarla birlikte sıkılmışlıklar sizi bu düşüncelere,doğaya tam teslimiyetlere itiyor.Virüs gösterdiki,aniden çepeçevre baskınlar yaparcasına bizleri sarıvermesi kendimizi hiç yaşamamış gibi hissettirdi.Sanki o kadar yılları bizler eksiltmedik,sanki üzerimizden mevsimler hiç geçmedi,kaç kez geçen sonbaharları,sonbaharlardaki yaprak dökümlerini biz hiç görmedik?.Hiç bitmeyen işlerimizin olduğunu sanı...

DOLU DOLU SEVGİLERİM

     Kendimi çok seviyorum,seviyorumki yaşamı;kendime olan tutkum ve ihtirasımla daha bir başka algılarıma düşürüp,ömrün süren her katresinden ayrı bir zevk duyuyor,mutluluğuma mutluluklar katıyorum.Böyle hazlar alarak meydana gelen oluşum,gezegeni sevmemi gerektiriyor.Yer kürede canlılar var,yaşamın her biri ayrı ayrı renk katıcı  tamamlayıcıları.Onlar olmazsa her şey anlamsız ve varlığımızı devam ettirmemiz mümkün değil.Ya bizler,biz insanlar?.Bizler sizler yani hepimiz,bazılarımız ne düşünür sek düşünelim,nasıl eleştiriler yaparsak yapalım çok harika varlıklarız.Duygularımız var,bu duyguların meydana getirdiği arzularımız,isteklerimiz hatta ve hatta gözyaşları döküp hüzünlenmelerimiz.Ağlamak kadınlara nasıl yakışır.Hüzünlenip gözyaşları dökerken ne kadar güzeller..An olur ağlamalara bile özlemler duyup,köşe bir yere çekilip gözyaşları döktüğümüz zamanlar azmıdır?.Dram filmlerini,acıklı romanları,hüzünleri sevdiğimizden okumaz veya seyretmezmiyiz?.Özlem,hasret dolu...