Ana içeriğe atla

EMEK


   
Koşun koşabildiğiniz kadar koşun,kanatlanıp uçun kuşlar gibi,yaşamalarını sonlandıracak ustura gibi dişleri olan vahşi etoborlardan kurtulmak için,ahu ceylanlar,impalalar gibi seke seke zıplayarak kaçın kaçabildiğiniz kadar;Asla sizi yargıya almış vijdanlarınızdan kaçamazsın.Suç üstü bir işi gizli kapaklı,kimseler görmeden yapmaya çalışıp,bitirirken;Yakalanmadınız.Yakalanmadınız ama,sizde vijdanın zerresi bulunuyor ve bunu taşıyorsanız,çöm olur,çömelek olur,yakalanmadığınız halde vijdanlarınız sizleri,imik imik yer bitirir yoklaşırsınız.Seçtiklerimiz,ne diye seçtiklerimiz?Bizlerin rahat etmelerimizi sağlasınlar diye sandıklarda oylar verip seçtiklerimiz.Çalıyorlar,çırpıyorlar,yeyip,içip yutuyorlar ve türlü sahtekarlıklarla utanmadan,her tür yüzsüzlüklerle yine kendilerine oylar alabilecekleri çığırtkanlıklar yapıyorlar.Nereden?bizim paralarımızla sahip oldukları yazılı ve görsel medya organlarından.İşte Eylül geldi bitiyor bile.Eylül; her yaşın değişik başlayışlara adımların atıldığı Sonbahar mevsiminin ilk ay'ı.Talebeler yaz aylarının bitimi ve okulların açılmasıyla,korkulara yakın ürküler duyarlar.Sanki öğretmenler öyle değilmi?onlarda okulların açılımıyla,talebeler kadar heyacanlıdırlar.Ben Akdeniz'in güzelliklerinde korku ve ürkülerden ırak,ömrümün bundan sonrasına,kendi kendime tatil reçetesi yazdım.Dert,tasa gamdan ırak,sabah koşuları,kültür fizik eksersizleri yaptıktan sonra,doyumsuz bir deniz keyfim var.Denizden sonra,kurt gibi acıkmış olarak,kahvaltıya oturup,önüme ne koyulmuşsa silip,süpürüyorum.İştahınız çok iyi olursa,hayata tutunuşunuz ve bakış açınızda,ona göre ılımlı ve sevecen olunacağı düşüncelerindeyim.İç organlarınıza kadar,vücudunuzun her ihtiyacını çalışır hale getirirmek,yani yaşamak için Tanrı'nın bizlere armağanı olan her tür yiyecekleri yemeli ve vücüdumuzu sporsal eylemlerimizle çalıştırarak bunları yakmalıyız.Oturarak,tv izleyerek,ve bu eylemler halindeyken,halk dilinde söylendiği gibi,abbasın kör kazı gibi bir şeyler atıştırıp,durmamalıyız.Bu tür aktivitelerimizle sağlıklarımız,kolay kolay sektelere uğramaz.Yemek yerken ve bilhassa kahvaltılarda,milli içecek haline gelen çay her lokmayı ağzınıza attığımız zamanda yudumlanmamalı;Eğerki çay alışkanlığımız varsa kahvaltı bitiminde keyf yaparcasına içilmelidir.Buradaki amaç yapılan kahvaltı ve yenilen yemeklerde lokmaları yutarken tükrük bezlerini çalıştırmak hedef olmalıdır.Ayrıca kahvaltılarda çay içmeyenlerimizde olabilir,çay denilen nebat uykusuzluklardan tutunda,sindirim sistemi bozukluklarına kadar vücutta dengesizliklere neden olabilir.Bizlere çocukluklarımızda pekmez yedirdiklerinden,böyle alıştırıldığımızdan çay aklıma hiç gelmeyen içitlerden biridir.İtalyan'ların çok güzel bir uygulamaları olduğunu,daha evvel okuduğum bir kitaptan öğrenmiştim "Çok iyi yiyeceksiniz ve tuvalete gidip,zangır zangır tuvaleti yıkarcasına,vücudunuza yaramayan ifrazataları çıkaracaksınız"Sindirim sistemleri çok iyi çalışan insanlar asla kabızlık çekmezler ve hastalıklara maruz kalmazlar.Dağlardan,bağlardan,bahçelerden,tarlalardan çeşit,çeşit alıçlardan tutun,kır armutlarına kadar,kışlık yiyecekler,bu işleri yapan satıcı vatandaşlar tarafından,pazarlara getirilmekte ve satışa sunulmaktadır.Her mevsimin meyveleri,vücuda bir amaç ve yarardır.Turşular yapılmalı,kışın yenileceş reçeller ve salamura sebzeler hazırlanmalı,soğuk kış günlerini hastalanmadan geçirebilmek için,vitamin değerlerinden yararlanılabilecek her tür yiyecekler ve bunların yapılmaları için seferberlikler başlatılmalıdır.Köylerden gelen köy çocukları olarak Anne ve Babalarımızdan biz bunları görüp,öğrendik.Sizlerde ebeveynler olarak çocuklarınıza öğretin.Herşeylerin marketlerden alındığı hissinden vazgeçip,emeğin,yemeğin ne demek olduğunu,nasıl meydanlara geldiğini öğrensinler.19/Eylül-2022 Şerafettin Sorkun/Anamur'dan

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SELMA GÜNERİ ve LAYIK GÖRÜLEN ONUR ÖDÜLÜ

Bir şarkı dinlersiniz geçmiş yıllarınızı hatırlatan.O şarkıyla hatırasını yaşayacağınız,tekrar bulacağınızı sandığınız sokaklar yok olmuştur.Şükran Ay'ın her şarkısı Kozan sokaklarını ve sinemalarını gözümde canlandırır.Anılarımı gömdüğüm o kentte belediye otobüsleri ve uzak semtlere gidilen dolmuşlar yoktu o zamanlar.Her yerlere yayan gider,günün yorgunluklarına rağmen hayatımızda olmazsa olmaz olan sinemaların gece matinelerinden de kalmaz muhakkak her akşam sinemaya gider,paramız olmazda giremezsek,yazlık sinemaların apörlelerinden çın çın etrafa yayılan filmin müziklerini ve sesini film bitesiye kadar dinlerdik.Bu tarz biz çocuklar için bir takılma biçimiydi.Seviyorduk sinemaları,film yıldızlarını.Onların bizim dünyamızda farklı ve ayrı bir yerleri vardı.Kozan yaz geceleri yazlık sinemalarla güzeldi.Zaman ne kötü bir mevhum bütün değerler bir bir yok oldu.Selma Güneri'nin Konya/Çumra'da seyrettiğimiz filmlerinde yeni bir yüz olarak karşımıza çıkıvermesi,bizden biri...

YAŞADIKÇA

    İnanılmaz doğal güzelliklerin olduğu ağaçlar,dağlar,göller,baharla birlikte yeşeren otların yanı sıra ufukların göğe değiverecekmiş gibi göz eriminize ulaşan,gün batımlarının akşamlara dönüşen zamanları.Kulaklarınızda çın çın pervasızca eksilmeksizin süren ağustos böcekleri ötüşlerine,gökyüzünde  parıldayarak ışıklar saçan yıldızlarda dahil aklınıza gelen gelebilen bir çok güzelliklere,kapalı kapılar ardında kalınan şu günlerde özlemler duyuyorsunuz.Artan nüfuslar,mülteci adı altında ülkeye sokulan ne oldukları belirsiz insan tiplemeleri,evlerde odalarda duvarlar arasında eşyalarla birlikte sıkılmışlıklar sizi bu düşüncelere,doğaya tam teslimiyetlere itiyor.Virüs gösterdiki,aniden çepeçevre baskınlar yaparcasına bizleri sarıvermesi kendimizi hiç yaşamamış gibi hissettirdi.Sanki o kadar yılları bizler eksiltmedik,sanki üzerimizden mevsimler hiç geçmedi,kaç kez geçen sonbaharları,sonbaharlardaki yaprak dökümlerini biz hiç görmedik?.Hiç bitmeyen işlerimizin olduğunu sanı...

DOLU DOLU SEVGİLERİM

     Kendimi çok seviyorum,seviyorumki yaşamı;kendime olan tutkum ve ihtirasımla daha bir başka algılarıma düşürüp,ömrün süren her katresinden ayrı bir zevk duyuyor,mutluluğuma mutluluklar katıyorum.Böyle hazlar alarak meydana gelen oluşum,gezegeni sevmemi gerektiriyor.Yer kürede canlılar var,yaşamın her biri ayrı ayrı renk katıcı  tamamlayıcıları.Onlar olmazsa her şey anlamsız ve varlığımızı devam ettirmemiz mümkün değil.Ya bizler,biz insanlar?.Bizler sizler yani hepimiz,bazılarımız ne düşünür sek düşünelim,nasıl eleştiriler yaparsak yapalım çok harika varlıklarız.Duygularımız var,bu duyguların meydana getirdiği arzularımız,isteklerimiz hatta ve hatta gözyaşları döküp hüzünlenmelerimiz.Ağlamak kadınlara nasıl yakışır.Hüzünlenip gözyaşları dökerken ne kadar güzeller..An olur ağlamalara bile özlemler duyup,köşe bir yere çekilip gözyaşları döktüğümüz zamanlar azmıdır?.Dram filmlerini,acıklı romanları,hüzünleri sevdiğimizden okumaz veya seyretmezmiyiz?.Özlem,hasret dolu...