Ana içeriğe atla

DÜZENEK


İçinde her bir şeyler;tüm esaslıklar,sahtekarlıklar,lanetlikler,pislikler,mendeburluklar,aldatmacalar,dürüstlükler,korkaklıkla,soygun yapma,talanlar etme düşünceleri,üzüntüler,sevinçler,Tanrı,şeytan,cennet,cehennem,yufka yüreklilik,zalimlik,incelik,kibarlık,masallar,gerçekler,yalanlar hepsi içinde.Sen uyduruyorsun aslı astarı olmayanları olmuş gibi,aslı var gibi,gerçek gibi.Tanrı'nın evi diye camiyi kafandaki yarattığın kavramlarla,tasavvurlarla taş,taş üstüne ekleyerek,sen yapıp Tanrı adına sömürüye çeviren sensin.Kadın denen dişide başörtüsünü "Saçıyın bir tek teli görünmeyecek,günah" diye çıkaran sensin.Tanrı'nın gücümü yok başörtülü kadını meydana getirmeye,yaratmaya?Tanrı ne yapsın?.Taş,taş üstüne koyarak onun olan mamüllerden yaptığın,adına onun dediğin,Tanrı'nın kendinin yarattığı uçsuz,bucaksız,sonsuzluklarda her maddenin sahibiyken senin içindekilerle türettiğin,uydurduğun yalanlarla,tapınak haline getirdiğin mabetleri?.İbadetini kalbinle yalnızda yaparsın,yoldada,yürüyerekte,şekilli,şekilsiz,eylemli,eylemsiz,oturarak,yatarak,çıplak,giyinik aklına gelen,gelebilecek her türde.Tanrı'nın bunlara yani senin önünde yakarmalarına gerçekten ihtiyacı yoktur.Kutsal toprak diye uydurmalar yapma.Toprağın kutsallığı,emeğinle meydana getirdiğin,ürettiğin ürünlerdir.Çalışılarak meydana getirilen ürünün kişi sayısına bölüşümü,paylaşımıdır.Paylaşmak güzeldir.Hep birlikte,topyekün çalışarak,meydana getirilen üründen,hakça,adilhane yararlanmaktır.Kapitalizm hırsızlıktır,adaletsizliktir,çalışmamadır,asalaklıklıktır,bedavacılıktır,sahtekarlıklarla zayıf,kimsesizlerin üzerlerinden geçinme,garibanları sömürmektir.Çalışmadan başkasının sırtından geçinme,hile,dalevere ve entrikalardır.Yalan dolan çoktur.Uydurur insanlığın kurtuluşu bundadır,Tanrı buyruğudur der,din meydana getirir,birleştiriciliğe milliyetçilik ekleyerek kendinden,kendi gibi olmayanı ötekileştirip, ayrıştırır,hiziplerle kişileri bir birlerine düşman eder,Tanrı adına deyip kendini din adamı olarak tanıtıp,tasvirleyerek ve hiç durmaz artan yandaşların ve ortaklarınla tümden bu yalan dolanları sen uydurur,sömürüye çevirirsin.Tümden hepsi senin uydurmaların.Böylece bedavadan milletin kanını emip, yeyip içip yatmakta,keyifler yapmakta,şaşaalı,lüks içinde yaşamakta,saltanatlar sürmektesin.Sen ne hin oğlu hin,ne köp oğlu köpeksin.Asalak sömürücü.Bunların hepisi senin uydurmaların.Sen,sen.Sen uyduruyorsun.Sende bu akıl oldukça,bunların,yaratılan kavramların hepisi soyma adına,çalma adına sadece bir düzenek..23/Eylül-2022 Şerafettin Sorkun/Anamur'dan

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SELMA GÜNERİ ve LAYIK GÖRÜLEN ONUR ÖDÜLÜ

Bir şarkı dinlersiniz geçmiş yıllarınızı hatırlatan.O şarkıyla hatırasını yaşayacağınız,tekrar bulacağınızı sandığınız sokaklar yok olmuştur.Şükran Ay'ın her şarkısı Kozan sokaklarını ve sinemalarını gözümde canlandırır.Anılarımı gömdüğüm o kentte belediye otobüsleri ve uzak semtlere gidilen dolmuşlar yoktu o zamanlar.Her yerlere yayan gider,günün yorgunluklarına rağmen hayatımızda olmazsa olmaz olan sinemaların gece matinelerinden de kalmaz muhakkak her akşam sinemaya gider,paramız olmazda giremezsek,yazlık sinemaların apörlelerinden çın çın etrafa yayılan filmin müziklerini ve sesini film bitesiye kadar dinlerdik.Bu tarz biz çocuklar için bir takılma biçimiydi.Seviyorduk sinemaları,film yıldızlarını.Onların bizim dünyamızda farklı ve ayrı bir yerleri vardı.Kozan yaz geceleri yazlık sinemalarla güzeldi.Zaman ne kötü bir mevhum bütün değerler bir bir yok oldu.Selma Güneri'nin Konya/Çumra'da seyrettiğimiz filmlerinde yeni bir yüz olarak karşımıza çıkıvermesi,bizden biri...

YAŞADIKÇA

    İnanılmaz doğal güzelliklerin olduğu ağaçlar,dağlar,göller,baharla birlikte yeşeren otların yanı sıra ufukların göğe değiverecekmiş gibi göz eriminize ulaşan,gün batımlarının akşamlara dönüşen zamanları.Kulaklarınızda çın çın pervasızca eksilmeksizin süren ağustos böcekleri ötüşlerine,gökyüzünde  parıldayarak ışıklar saçan yıldızlarda dahil aklınıza gelen gelebilen bir çok güzelliklere,kapalı kapılar ardında kalınan şu günlerde özlemler duyuyorsunuz.Artan nüfuslar,mülteci adı altında ülkeye sokulan ne oldukları belirsiz insan tiplemeleri,evlerde odalarda duvarlar arasında eşyalarla birlikte sıkılmışlıklar sizi bu düşüncelere,doğaya tam teslimiyetlere itiyor.Virüs gösterdiki,aniden çepeçevre baskınlar yaparcasına bizleri sarıvermesi kendimizi hiç yaşamamış gibi hissettirdi.Sanki o kadar yılları bizler eksiltmedik,sanki üzerimizden mevsimler hiç geçmedi,kaç kez geçen sonbaharları,sonbaharlardaki yaprak dökümlerini biz hiç görmedik?.Hiç bitmeyen işlerimizin olduğunu sanı...

DOLU DOLU SEVGİLERİM

     Kendimi çok seviyorum,seviyorumki yaşamı;kendime olan tutkum ve ihtirasımla daha bir başka algılarıma düşürüp,ömrün süren her katresinden ayrı bir zevk duyuyor,mutluluğuma mutluluklar katıyorum.Böyle hazlar alarak meydana gelen oluşum,gezegeni sevmemi gerektiriyor.Yer kürede canlılar var,yaşamın her biri ayrı ayrı renk katıcı  tamamlayıcıları.Onlar olmazsa her şey anlamsız ve varlığımızı devam ettirmemiz mümkün değil.Ya bizler,biz insanlar?.Bizler sizler yani hepimiz,bazılarımız ne düşünür sek düşünelim,nasıl eleştiriler yaparsak yapalım çok harika varlıklarız.Duygularımız var,bu duyguların meydana getirdiği arzularımız,isteklerimiz hatta ve hatta gözyaşları döküp hüzünlenmelerimiz.Ağlamak kadınlara nasıl yakışır.Hüzünlenip gözyaşları dökerken ne kadar güzeller..An olur ağlamalara bile özlemler duyup,köşe bir yere çekilip gözyaşları döktüğümüz zamanlar azmıdır?.Dram filmlerini,acıklı romanları,hüzünleri sevdiğimizden okumaz veya seyretmezmiyiz?.Özlem,hasret dolu...