Ana içeriğe atla

DEFTER YAPRAKLARI


     Kader bağlar,kader ayırır ve kader bir yerlerde,ne yapar eder,çözer.Çözermi dersiniz?Saplantılı,özlemler içerir ağrılı,yaşamınızda bir şarkı duyduğunuz zaman uzaklara derin,derin baktırıp,eksiklik ettiren,her nasıl bilmem etkisine alıp,unutamadıklarınızı bir gün,bir yerlerde tesadüfte olsa karşılaştırıp,rastlaştırırmı?.Kimbilir,kader bu,ne denebilir,ne söylenebilirki.Çiçek sevdaları,kırlangıç döngüleri tutkuları olur insanların.Kapatamadıkları defterler vardır hayatlarında.Orkideler vazgeçilmezleri olanlarımız vardır.Bahar gelişlerinde kırsallara gidenleriniz olmuşsa,oralarda tepelerde,bayırlarda,tarlalarda yeşiller içinde kırmızı renklerde gelincikler muhteşem görselleriyle içlerinizi geçirir.Bahçeli evde oturanların bazılarının sarmaşık veya yaban gülleri tutkuları vardır.Bir köşe sarmaşık yada yaban gülleri köşesidir.Sulanır o çiçekler,geçmiş yıllara olan özlemlerinizin susuzluklarının her su dökülüp sulanışlarıyla hasretleriniz dindirilircesine.Uzaklarda olunsada uzaklaşılmazki,daha tamamlanacak,sayfaları bitmemiş,yazılacak,çizilecek defter sayfaları,defter yapraklarınız var.Bir ufak biraderim Hayrettin Sorkun'la Konya'dan çıkıp Akkise içinden geçip Soğla havzasına inişimizle Bozkır-Seydişehir şose yolundan doğduğum köye doğru yol alıyorduk.Yalıhüyük kasabasını geçmeden yol güzergahımızdan karşı dağlara ve Soğla'ya bakıyordum.Toros dağlarının bu tarafındaki en yüksek doruklarında çocukluğumun geçtiği Sandı yaylasının yerini bulunduğumuz yerden tespit etmeye çalışıyordum.Sandı'ya doğru yaklaştıkça taa o kuzuların peşlerinde koştuğum çocukluk yıllarımın geçtiği tepelerinde yazılarında koştuğum,ayak sürüdüğüm anıları hayal ediyordum.Şoseden Kayacık köyü yol ayrımından saparak köye girerken Hüyük gözlerimize zuhur etti.Köyüm,kenarlarındaki söğütlerin olduğu yerlerde vakit geçirdiğim ırmak,tepelerinden dam boyu otların eksik olmadığı Hüyük hepsi yerli yerinde bıraktığım şekilde duruyorlardı ve ben onlarla burada var oluşun tamamlayıcaları olmuştuk.Onlar beni terk etmemiş ben buraları bırakıp gitmiştim.Köye girerken sol taraftaki çeşme bir kaç değişiklik geçirmişsede yine aynı yerinde duruyordu.Yalınayak üzerinde koştuğum tozlarında yuvarlandığım yol üzerindeydim.Aklımda,fikrimde,kalbimde,ruhumda olan,içimden hiç çıkmayan bir sebeple yıllardan sonra ayrı düştüğüm köyümdeydim ve defter yapraklarına daha yazacak çok şeylerimin olduğu düşüncelerindeyim..20/Mayıs-2025 Şerafettin Sorkun/Konya'dan 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SELMA GÜNERİ ve LAYIK GÖRÜLEN ONUR ÖDÜLÜ

Bir şarkı dinlersiniz geçmiş yıllarınızı hatırlatan.O şarkıyla hatırasını yaşayacağınız,tekrar bulacağınızı sandığınız sokaklar yok olmuştur.Şükran Ay'ın her şarkısı Kozan sokaklarını ve sinemalarını gözümde canlandırır.Anılarımı gömdüğüm o kentte belediye otobüsleri ve uzak semtlere gidilen dolmuşlar yoktu o zamanlar.Her yerlere yayan gider,günün yorgunluklarına rağmen hayatımızda olmazsa olmaz olan sinemaların gece matinelerinden de kalmaz muhakkak her akşam sinemaya gider,paramız olmazda giremezsek,yazlık sinemaların apörlelerinden çın çın etrafa yayılan filmin müziklerini ve sesini film bitesiye kadar dinlerdik.Bu tarz biz çocuklar için bir takılma biçimiydi.Seviyorduk sinemaları,film yıldızlarını.Onların bizim dünyamızda farklı ve ayrı bir yerleri vardı.Kozan yaz geceleri yazlık sinemalarla güzeldi.Zaman ne kötü bir mevhum bütün değerler bir bir yok oldu.Selma Güneri'nin Konya/Çumra'da seyrettiğimiz filmlerinde yeni bir yüz olarak karşımıza çıkıvermesi,bizden biri...

YAŞADIKÇA

    İnanılmaz doğal güzelliklerin olduğu ağaçlar,dağlar,göller,baharla birlikte yeşeren otların yanı sıra ufukların göğe değiverecekmiş gibi göz eriminize ulaşan,gün batımlarının akşamlara dönüşen zamanları.Kulaklarınızda çın çın pervasızca eksilmeksizin süren ağustos böcekleri ötüşlerine,gökyüzünde  parıldayarak ışıklar saçan yıldızlarda dahil aklınıza gelen gelebilen bir çok güzelliklere,kapalı kapılar ardında kalınan şu günlerde özlemler duyuyorsunuz.Artan nüfuslar,mülteci adı altında ülkeye sokulan ne oldukları belirsiz insan tiplemeleri,evlerde odalarda duvarlar arasında eşyalarla birlikte sıkılmışlıklar sizi bu düşüncelere,doğaya tam teslimiyetlere itiyor.Virüs gösterdiki,aniden çepeçevre baskınlar yaparcasına bizleri sarıvermesi kendimizi hiç yaşamamış gibi hissettirdi.Sanki o kadar yılları bizler eksiltmedik,sanki üzerimizden mevsimler hiç geçmedi,kaç kez geçen sonbaharları,sonbaharlardaki yaprak dökümlerini biz hiç görmedik?.Hiç bitmeyen işlerimizin olduğunu sanı...

DOLU DOLU SEVGİLERİM

     Kendimi çok seviyorum,seviyorumki yaşamı;kendime olan tutkum ve ihtirasımla daha bir başka algılarıma düşürüp,ömrün süren her katresinden ayrı bir zevk duyuyor,mutluluğuma mutluluklar katıyorum.Böyle hazlar alarak meydana gelen oluşum,gezegeni sevmemi gerektiriyor.Yer kürede canlılar var,yaşamın her biri ayrı ayrı renk katıcı  tamamlayıcıları.Onlar olmazsa her şey anlamsız ve varlığımızı devam ettirmemiz mümkün değil.Ya bizler,biz insanlar?.Bizler sizler yani hepimiz,bazılarımız ne düşünür sek düşünelim,nasıl eleştiriler yaparsak yapalım çok harika varlıklarız.Duygularımız var,bu duyguların meydana getirdiği arzularımız,isteklerimiz hatta ve hatta gözyaşları döküp hüzünlenmelerimiz.Ağlamak kadınlara nasıl yakışır.Hüzünlenip gözyaşları dökerken ne kadar güzeller..An olur ağlamalara bile özlemler duyup,köşe bir yere çekilip gözyaşları döktüğümüz zamanlar azmıdır?.Dram filmlerini,acıklı romanları,hüzünleri sevdiğimizden okumaz veya seyretmezmiyiz?.Özlem,hasret dolu...