Ana içeriğe atla

AYRI BİR KENTTE

     Bilmediğiniz bir kenttesiniz.Göçünüzle gelmiş ve bir eve yerleşmişsiniz.Nasıl düşünceler ve heyecanlar sarar içinizi.Gün batmış,akşam başlamıştır.Eşyalar taşınmış çökmüşsünüz bir köşeye,yarın kafanızdan gezeceğiniz,göreceğiniz yerlerin kurgularını planlıyorsunuz.Yorgunsunuz ama uykunuz gelmiyor,zihninizdeki kenti merak etme düşünceleriniz uykulara fırsat tanımıyor.Ertesi gün sabahla okulların bu mevsimde açılımıyla sokaklarda harika görselleriyle kızlı,erkekli öğrencilere rastlıyorsunuz.Mevsim Sonbahar aylardan Eylül bu mevsim;Yüreklerde debileri yüksek heyecanları yaşatışıyla,anılarda unutulmaz mevsim olarak kalmıştır çoklarımızda.Ağustos Eylül'e vermiş devir teslim töreniyle yetkilerini.Bu yeni kentte bir yabancı aynı zamanda yitmişlik gibi duygular taşırsınız.Çevreyi öğrenmek.kolacan etmek adına dışarı çıkıyorsunuz.Sokaklarda kendine göre iş güç derdinde ora,bura koşuşturan insanlar var.Sahipsiz başı,boş gezen,durup oturan,insanlara bakıp onlardan birinin sevgisine okşamasına ihtiyaç duyan,caddelerdeki köpekleri görüyorsunuz.Şık bayanlar ilişiyor görselerinize.Ahh liseliler.Gençkızlarda,genç erkeklerde farkedilir görseller yansıyor.Dönüp bakıyorsunuz onlara"Keşke ömürlerce liseli kalsaydım düşünceleri aklınızdan geçerek"Ne kadar güzel gülüyorlar bir arada.Gülmeleri bir birlerine bu gülmelerle yüksek sesle bir şeyler anlatışları etrafa pervasız geliyor,bakıyorlar bu umarsızlıklarına.Evet onlar kendi dünyalarında çağları,yaşları gereği bu heyecanları bir daha yaşayamayacaklarını bilmeden farkındalıksızlıklarla gençliklerinin özgürlüklerini debeliyorlar.Kuytulara yönleniyorsunuz.Bir kız bir erkek yine liseli,çabucak ve hızlı değil yürüyüşleri.Kuytu ve giz yerleri seçmeleri içlerinde bir birlerine sevdalar oluşu.Bıyık altı gülüyorsunuz geçip giderken yanlarından.

    Ara ara ayrı bir kentte olunmalı,ayrı bir kente gidilimeli.Gerilerde kalan sevdiklerinizi,yaşadığınız ilk heyecanlarınızı,hatıratınıza getirip özlemeli,hasretler duymalı,sabah güneşin doğuşunu,akşam batışını görmeli,izlemelelisiniz.16/Eylül-2022 Şerafettin Sorkun/Anamur'dan

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SELMA GÜNERİ ve LAYIK GÖRÜLEN ONUR ÖDÜLÜ

Bir şarkı dinlersiniz geçmiş yıllarınızı hatırlatan.O şarkıyla hatırasını yaşayacağınız,tekrar bulacağınızı sandığınız sokaklar yok olmuştur.Şükran Ay'ın her şarkısı Kozan sokaklarını ve sinemalarını gözümde canlandırır.Anılarımı gömdüğüm o kentte belediye otobüsleri ve uzak semtlere gidilen dolmuşlar yoktu o zamanlar.Her yerlere yayan gider,günün yorgunluklarına rağmen hayatımızda olmazsa olmaz olan sinemaların gece matinelerinden de kalmaz muhakkak her akşam sinemaya gider,paramız olmazda giremezsek,yazlık sinemaların apörlelerinden çın çın etrafa yayılan filmin müziklerini ve sesini film bitesiye kadar dinlerdik.Bu tarz biz çocuklar için bir takılma biçimiydi.Seviyorduk sinemaları,film yıldızlarını.Onların bizim dünyamızda farklı ve ayrı bir yerleri vardı.Kozan yaz geceleri yazlık sinemalarla güzeldi.Zaman ne kötü bir mevhum bütün değerler bir bir yok oldu.Selma Güneri'nin Konya/Çumra'da seyrettiğimiz filmlerinde yeni bir yüz olarak karşımıza çıkıvermesi,bizden biri...

YAŞADIKÇA

    İnanılmaz doğal güzelliklerin olduğu ağaçlar,dağlar,göller,baharla birlikte yeşeren otların yanı sıra ufukların göğe değiverecekmiş gibi göz eriminize ulaşan,gün batımlarının akşamlara dönüşen zamanları.Kulaklarınızda çın çın pervasızca eksilmeksizin süren ağustos böcekleri ötüşlerine,gökyüzünde  parıldayarak ışıklar saçan yıldızlarda dahil aklınıza gelen gelebilen bir çok güzelliklere,kapalı kapılar ardında kalınan şu günlerde özlemler duyuyorsunuz.Artan nüfuslar,mülteci adı altında ülkeye sokulan ne oldukları belirsiz insan tiplemeleri,evlerde odalarda duvarlar arasında eşyalarla birlikte sıkılmışlıklar sizi bu düşüncelere,doğaya tam teslimiyetlere itiyor.Virüs gösterdiki,aniden çepeçevre baskınlar yaparcasına bizleri sarıvermesi kendimizi hiç yaşamamış gibi hissettirdi.Sanki o kadar yılları bizler eksiltmedik,sanki üzerimizden mevsimler hiç geçmedi,kaç kez geçen sonbaharları,sonbaharlardaki yaprak dökümlerini biz hiç görmedik?.Hiç bitmeyen işlerimizin olduğunu sanı...

DOLU DOLU SEVGİLERİM

     Kendimi çok seviyorum,seviyorumki yaşamı;kendime olan tutkum ve ihtirasımla daha bir başka algılarıma düşürüp,ömrün süren her katresinden ayrı bir zevk duyuyor,mutluluğuma mutluluklar katıyorum.Böyle hazlar alarak meydana gelen oluşum,gezegeni sevmemi gerektiriyor.Yer kürede canlılar var,yaşamın her biri ayrı ayrı renk katıcı  tamamlayıcıları.Onlar olmazsa her şey anlamsız ve varlığımızı devam ettirmemiz mümkün değil.Ya bizler,biz insanlar?.Bizler sizler yani hepimiz,bazılarımız ne düşünür sek düşünelim,nasıl eleştiriler yaparsak yapalım çok harika varlıklarız.Duygularımız var,bu duyguların meydana getirdiği arzularımız,isteklerimiz hatta ve hatta gözyaşları döküp hüzünlenmelerimiz.Ağlamak kadınlara nasıl yakışır.Hüzünlenip gözyaşları dökerken ne kadar güzeller..An olur ağlamalara bile özlemler duyup,köşe bir yere çekilip gözyaşları döktüğümüz zamanlar azmıdır?.Dram filmlerini,acıklı romanları,hüzünleri sevdiğimizden okumaz veya seyretmezmiyiz?.Özlem,hasret dolu...