Evlerimizde sağ salim oturuyoruz karnımız tok sırtımız pek.Oturuyormuyuz,oturtuluyormuyuz,oturtuldukmu,bizler bir sifat teşkil ediyormuyuz?,belirsiz.Günlük zam geliyor ve bilhassa akaryakıt ürünlerinde almış başını giden bir zam furyası var.Ağzını açıpta pretosto edebilen,karşı çıkabilen,gık diyebilen ise ne yazıkki sistemin değiştirilip bir tek kişiye yetki verilmesiyle bir tek kişi bile yok.Bir sürü cezaevleri çok öncelerden düşünülüp kafalardaki bir plan dahilinde yapıldı.Bu cezaevlerinin yapılışlarından bile ihaleleri yandaş kişilere verilerek korkunç vurgunlar vurulup paralar kazanıldı,mevcut cezaevlerindeki gerçek suçlular salıverildiler şimdi muhalif nispetteki gazeteci,yayıncı,yazar,öğretmen,kahraman silahlı kuvvetler mensubu subaylar,sıradan meslek erbapları.aklınıza gelen gelebilecek olan her türden kişiler fetöcü veya pkk lı isnatlarıyla,bölüclük ve vatan hainliklerinden isnatlar atılıp tutuklanarak bu gerçek suçluların salıverilip boşaltıldığı ve yeni yapılan cezaevlerine dolduruluyorlar ve ağır hapis cezaları alıyorlar.Tabi gazeteci medyacı olupta şakşakcılık yapıp devrin adamı sifatındaysanız oo keyfinize diyecek yok.Kim yapıyor tümden bunları,kim bu gak diyeni,guk diyeni içeri alıp tutukluyor veya ağır mahkumiyetlerle cezalandırıp,ömürlerini cezaevlerinde geçirecek yaşam çilelerine dönüştürüyor,suçsuz,günahsız,masum insanların geleceklerini karartıp,yok ediyor?.Bağımsız yargılarmı!!,muhalif partilermi,sivil toplum kuruluşlarımı,dernekler,odalar,otobüscüler,kamyoncular,tırcılar,nalbantlar,nakkaşlar,muhtarlarmı?Hayır,hayır..Göklerden gelen bir emir var ne yapsanız boş diye oy verilen,Allahın sifatlarını taşıyan,ayeti kerimeyi ezberler eden,her fırsatta bu ezberlerden nas,elhamdülüllah,şükür vs.var,bunları bilelim,kulluklarımızı bu ölçütlerde,kriterlerde yapalım,kelimelerden,kelimeler türeterek biz ahretliklere hatırlatan,din hususunda burnundan kıl aldırmayıp,dürüstlüğün ahlakın,yapının,binanın,taşın,kuşun,duvarın,demirin,sacın,tenekenin,her şeyin ama herşeyin üst düzey bilgilerine sahip,bir asırda zor gelen,değerlimi değerli,başkanlık yetkisi verdiğimiz ama bu başkanlık yetkisiyle,tüm ülke insanının haklarını ihlal edip,devleti şahsım devletine dönüştüren muhterem.Haydi alın elinden,kendi ellerinizle sandıklarda oy verip,başınıza bela ettiğiniz bu yetkiyi alabilirseniz!!Oturur akşama kadar,battık,öldük,bittik diye görsel medyanın yayın organlarından ülkenin felakete gidişini görüp,dinleyip ama hepsinden değil,muhalif olan kanallardan izlediğiniz zaman,çarşıda,pazarda yaptığınız alışverişlerle,yaşadıkça gördüklerinizle,içinde bulunmalarınızla,çektiklerinizle bir bitişi,yok oluşu görürken,ona biat eden,yine halkın paralarıyla bazı kişilere devlet bankalarından ucu açık krediler verilerek,ona hizmet eden kanallardan yapılan yayınlarda ise çok farklı görseller izleyip,sanki kanatlanıp uçmuşuz,teknolojinin,medeniyetin beşiği Avrupa ülkeleri;aç,perişan,su yok,ekmek yok,cereyan yok,yakacak yok ve ihtiyaçları için sıralara dizilmiş kuyruktalarken,bizler bu Avrupa ülkelerine nazaran,bu şahsım devleti tâbaları olarak saltanatlar süren,mutlu refah,ömürler sürdürenleriz.Elektriğimiz var ışıl ışıl hiç kesilmeksizin yanıp gecelerimizi aydınlatıp gündüze çevirirken,doğalgazların yazın bile zevkine yakıldığı evlerimizde,sıcacık odalarımızda mus,mutlu ömürler sürdürmekteyiz.Göllerimiz,barajlarımız yağan yağmurların,eriyen karların sularıyla,akarsularımızın akışlarıyla ağzına kadar dolu.Bu yüzden elektrik,su,yakacak doğalgaz sudan ucuz sembolik fatura tutarları ödüyoruz.Bize ne kalıyor uçmak gerçekten uçmak semalarda dağlarda ovalarda denizlerde dolaşmak.Uçmak için ne gerekli?.Hava alanları tüneller köprüler yollar viyadükler şehir hastaneleri stadlar camiler yapmak .Nasıl yapacaz?ceplerden kuruş çıkmadan devletin hazinesinden beş kuruş ödemeden.Yap işlet devret diye bir model var bu model ve sistemle ama adamına vererek.Öyle zıttırı tenekeci saraç hurdacı makaracı makarnacıya değil adamına vererek.Kim bu adam yahut adamlar ve bu taahhütler kaç paralara yapılıyor?İşte bunu asrın liderimiz bilir öyle ya sen ben ali veli kırkdokuz elli bilecek değilizya.Yaa demek o bilir ha,demek sadece o bilir!!Haydi oradan,haydi yürü git katarlara bedevi coğrafyalarına çöllerde secdeler et daha çok sevaplara girer istediğin düşündüğün asr-ı saadetlere erersin ama önce senin yetkileriyin altındaki hukuk adındaki gukukçularıyın verdikleri varacakları yargılarıyla değil gerçek adelet çatısı altında gerçek yargıçlara hesaplar vererek,gerçek adelet mekanizması çatısı altında bulunan bağımsız mahkemelerde yargılanarak.Bu cumhuriyet ne bedeller ödenerek bunun karşılığında ne canlar verilerek kazanıldı ve ilan edildi.Başı boş bostan tarlası sandın ortalığı ve işte tüm malzemelerin ürettiğin fasaryaların bitti.Bu ülkenin artık karnı tok bu masallara masallar dinlemeyede ihtiyacı yok.Ya hacı fış fış artık gerçekten sonun geldi.Bir daha ezan cami minare devlet işlerinden uzak dursun gerçek din adamları gerçek din icraalığını yapsın ve bütçeden öyle nerelere harcandığı belirsiz paralar bedeller ödemelere gerek yok aslında diyanet diye bir kuruma da gerçekten hiç gerek yok.Aklımız başımıza geldi boyumuzun çok iyi ölçüsünü aldık.Güle güle ya hacı fış fış bedeli belirsiz paralarla çok mahpushaneler yaptın oralara gerçek suçlular gerek.12/Mart-2022 Şerafettin Sorkun/Konya'dan
Bir şarkı dinlersiniz geçmiş yıllarınızı hatırlatan.O şarkıyla hatırasını yaşayacağınız,tekrar bulacağınızı sandığınız sokaklar yok olmuştur.Şükran Ay'ın her şarkısı Kozan sokaklarını ve sinemalarını gözümde canlandırır.Anılarımı gömdüğüm o kentte belediye otobüsleri ve uzak semtlere gidilen dolmuşlar yoktu o zamanlar.Her yerlere yayan gider,günün yorgunluklarına rağmen hayatımızda olmazsa olmaz olan sinemaların gece matinelerinden de kalmaz muhakkak her akşam sinemaya gider,paramız olmazda giremezsek,yazlık sinemaların apörlelerinden çın çın etrafa yayılan filmin müziklerini ve sesini film bitesiye kadar dinlerdik.Bu tarz biz çocuklar için bir takılma biçimiydi.Seviyorduk sinemaları,film yıldızlarını.Onların bizim dünyamızda farklı ve ayrı bir yerleri vardı.Kozan yaz geceleri yazlık sinemalarla güzeldi.Zaman ne kötü bir mevhum bütün değerler bir bir yok oldu.Selma Güneri'nin Konya/Çumra'da seyrettiğimiz filmlerinde yeni bir yüz olarak karşımıza çıkıvermesi,bizden biri...
Yorumlar
Yorum Gönder