Ana içeriğe atla

BİR ZAMANLAR SEYDİŞEHİR'de FUTBOL-1


    Kitleleri mıknatıs gibi çekerek hastalık derecesinde sarıp sarmalayan bir kavramdır futbol.İkamet edip oturduğunuz mahallede küçüksünüz,büyükler maç yapacak oynayacakları oyuna sizide alsınlar diye gözlerinin içine bakarsınız,onlar ya bir kişi eksik maçlarını yapar,oyunlarını oynarlar yada takımlarındaki eksik kişiyi tamamlarlar ama tamamlanan,takımın içine alınan eksik kişi siz değilsinizdir.Küçücük yüreğinizde öyle bir acı oluşurki,sessiz sedasız bir köşeye siner şıpır şıpır gözyaşı dökersiniz,sonra bir iç çekersinizki inanın dağlar gümbür gümbür yıkılır,nehirler kurur gökyüzü hüzünlenir kararır ve hayat birden sizi büyümelere kocaman adam olmalara iter.Ben futbolun tarihine değinmeyeceğim geçmiş yıllardaki,çocukluğumdaki sahalarda yüreklerimizi bir meşin yuvarlağın içine sığdırıp bulduğumuz alanlarda,çayırlarda bu yuvarlağın peşinden koşmalarımızdan da bahsetmeyeceğim.Hepimiz biliriz,hepiniz bilirsiniz.Yaşanılan şehirlerde sporu seven,spora gönül vermiş kişiler
 bir takım kurar bu kurdukları takımlarla liğlerde kulüp hüviyetiyle maçlara çıkılır ve futbol müsabakaları yapılır.Zaman içinde nüfus arttıkça her mahalle;sporu seven kişiler tarafından kendi mahallelerinin takımlarını kurup bir kaç büyüğün önderliğinde takım hüviyetleriyle maçlara çıkılır müsabakalara iştirak eder hallere gelinir.Takım kaynaşma bir birleriyle sosyal ilişkilerin artması aynı zamanda rahatlamaydı.Devlet kurumları artan siyasal olayların azaltılarak gençlerin sportif faaliyetlere yönelmeleri ve olimpiyatlarda Dünya ülkeleri arasında Türk sporcularının başarı elde etmesi,ülkemizi temsil etmesi ve al yıldızlı bayrağımızın göndere çekilerek semalarda dalgalanmasını,kaliteli milli oyuncular yetiştirmek amacıyla milli takımızın başarılı olması  gençlerin spor alanlarına çekilmeleri düşünceleriyle  futbolun bu revaçtalığını sporculara daha iyi imkanlar ve olanaklar sunarak sahiplenir hallere geldiler.Spor artık Avrupa ülkeleri gibi yaşam biçimimizdi.O yıllarda ülke yöneticlerinin politikaları haline geldi KİT kuruluşlarına 5 spor dalında faaliyet gösterecek zorlamalar getirdiler.KİT kuruluşlarının spor uğraşları birdenbire amatör spor yapısını değiştirdi.Kamudan destekli spor kulüpleri kendi kadrolarında maaşlı antrönörleri ve kaliteli futbolcuları kulüplerinin takımlarının çatısı altında topladılar.Bu camiada diğer mahallelerinin takımları olan amatörce sürdürülen kulüplerde futbola gönül vermişlik ruhuyla pür-amatör spora teslim olup,futbolu düşünen futbol oynamaya çalışan kulüplerin sporcularının para veren kulüpleri tercihler etmeleriyle kendilerininde kaynakları olmadığı ve bu imkanları sağlayamadıkları için maddi açıdan sıkıntılar çeken kulüpler olarak kadrolarında kaliteli futbolcuları tutamaz hallere geldiler.Kamu kuruluşlarının para ve iş imkanları sağlaması bir çok futbolcunun profösyönel futbol hayatlarına kendi istekleriyle son verip bu kurumlarda işe başlamak geleceklerini garanti altına almak amacıyla amatör olup bu kamu kuruluşlarının kadrolu futbolcuları oldular.Artık amatör futbolculuk ve futbol;pür amatörlükten çıkılıp kadrolarıyla her gün antreman yapabilen bir profösyönel futbol takımı hüviyeti statüsü konumuna büründü.

      Seydişehir Soğla gölüyle Soğla nın sularının çekilip tarla hüviyetini taşıdığı evrelerde etrafında bulunan köylerin 7-8 seneye yayılan tarıma yönelik konumu itibarıyla bu alana ektikleri dünya kalitesindeki nohut ürünlerini bu küçük kasaba niteliğindeki kente getirip buradaki leblebicilere satarak leblebicilerin imalatlarıylaTürkiye'de leblebinin başkentiyken Alüminyum tesislerinin kurulmasıyla köklü bir geçmişi olan lebleciliği artık yavaş yavaş bırakıyor,bırakmasada tek tük hale düşürüp başka alanlardaki getirisi daha kolay ve iş hacmi daha az olan mesleklere yönelmeye başlıyordu.Evet Soğla gölü (Suğla) 7 yıl suları çekiliyor 7 yıl sonra göle dönüşerek suların gelmesiyle ekolojik denge farklılaşıyordu.Bu yöre insanı sular geldiğinde balıkçılık,suların gitmelerinde ise tarım ve zirai işler niteliğindeki bu büyük hamuslu ekenek alanından tarım ürünlerinden yararlanmaktaydı.Yüce Torosların uzanıp giden Konya'nın güney batısındaki bu göl ve kent Torosların bu taraflardaki dağ bloklarında çok asırlar yetecek Alüminyum yatakları bulunmasıyla artık Seydişehir ve civar köylerin daha doğrusu ülkemizin tümden etkileyen farklı bir yaşama alanı olmuş bu kentin demografik yapısıda kısa sürede değişmeye başlamıştır.Gelişen ve gelişmeyen kentlerde sosyalleşmeleri çocuklar ve gençler başlatırlar.Bu sosyalleşmeler gelir düzeylerine endeksli olur veya olabilir.Seydişehir'de artan nüfusla bu nüfusu teşkil eden insan yapılarının fabrikayla birlikte ekonomik yapılarında da artışlar olduğu muhakkaktır.Etibank Seydişehir Alüminyum Tesislerinde bulunan yönetici kadroyla birlikte bu kadronun insan yapıları sosyal faaliyetlerin halk yapılarına sunulacak sosyal hizmetlerinde mimarları uygulayıcıları oldukları kadar beşeri ilişkilerin memnunluk ve hoşça vakit geçirilmesi açısından yaptıkları hizmetlerden dolayı akıllarda ve belleklerde kalarak unutulmayan insanlar olarak o devrelerdeki kişiler üzerinde etkili olup unutulmamışlardır.Futbolun bu kente yerleşmesini kişilik bulmasını yukarı dağdaki mortaş madendeki tesislerin sorumlu başkanı Sacit Korkut aşağıdaki tesislerin Grup Başkanı Celal Kurtuluş ve tesislerde ticaret müdürü olarak görev yapan Hayri Cevizci beyefendiler kısım kısım sıra sıra senelere göre devam eder görev basamaklarıyla müessesenin müdür yardımcısı Erdoğan Saynak sosyal faaliyetler müdürü Mete Dereli ve Konya futbolcularının kulube transferler edilip alınmasıyla o zaman yönetim kadrosunda olan Ünal Ketencioğlu,Nuri Mutlu,Hüsnü Boğa,Ramazan Ceylan,Tümer Keskin,Orhan Güngör,Fuat Şahin,Mustafa Memeç,Doğan Mutlutürk gibi isimleri aklımda kalan yöneticiler olarak isimlendirilebilirim.Bu saydığım isimlerden bazıları bu yaşamdan kopup ebediyete intikal etmişlerdir ama isimleri halâ o evreleri bilenlerin belleklerinde hiç silinmemecesine yaşadıkları muhakkaktır.Konya'dan alınan sporcularla birlikte maçlar bir sezon sarı siyahlı formayla Seydişehir spor olarak oynandıktan sonra kulübün ismi ESAS açılışı Etibank Seydişehir Alüminyum Spor olarak değiştirilmiş kulübün forma renkleride eski sarı siyah renklerden Alüminyum madeninin topraktan çıkan işlenmemiş haldeki rengi olan bordo ve alüminyuma dönüşünce beyaz görsel sergilemesiyle bordo-beyaz dönüştürülüp bu şekilde tescil ettirilmiştir.Seydişehir'de spor adına Alüminyum fabrikasının ve Seydişehir'in  kulüp olarak birçok sporcular yetiştirip Türk futboluna kazandırmaları spor çevresi camiası içerisinde tanınmaları Konya futboluna da iyi sporcular alıp bu alınan sporcuların oynadıkları güzel futbolla renklilik getirdikleri kabül edilir bir gerçektir.Sarı Siyah forma renkleriyle uzun yıllar Konya amatör küme liğlerinde mücadeleler edip Türkiye nin her yerinden çok üstün yetenekli futbolcuları maddi ve iş olanakları sunarak getirmelerine kulüp renklerine bağlamalarına rağmen bir türlü Konya şampiyonu olamamışlardır.Konya amatör futbolu 70 li 90 lı yıllarda kıran kırana maçların oynandığı takımlarına destek veren hastalık denecek kadar fanatik taraftar kitleleriylede Cumartesi ve Pazar günleri tam bir karnaval havası yansıtırcasına Şehir Stadyomunda herkeslerin maçlara ilgi gösterdiği evrelerdir.

      Futbol maçları Konya da sert oynanmakta bu sertliklerle maçı kazanan kulüp yöneticileri ve taraftarlar bu şekil oyunu ve maç kazanmayı gayet doğal bulmaktadır.Seydişehir'de Alüminyum Tesislerinin sosyalleşmeler düşünceleriyle önemsenip ilk plana aldıkları futbol takımı için alınan çok kaliteli futbolcuları Konya fatbolunun sertliklerine direnç sağlayamamakta teknikliklerini sertlikler yok etmektedir.Haliyle Seydişehir futbol kulübü sporcularının üst düzey teknik özellikleri bu sert futbol karşısında bozulup pek işe yaramamakta bundan dolayıda bir türlü istedikleri başarıyı elde edememektedirler.Bu düşüncelerle harekete geçilir ve hareketler maddi olanaklarla başlatılır.Maddi imkanları vardır o zaman bu maddi imkanlar doğrultusunda her tür seferberlik başlatılacaktır.Seydişehir'in stadyomu maden yolunda ve mesafe olarak şehre ve fabrikaya uzaktır.Fabrikanın içerisinde bekar işçiler için yapılan karabulak lojmanlarının olduğu yerde daha evvel eğitim ve sosyal faaliyetler müdürlüğü bünyesinde hizmet gören bina sivil savunma amirliği nispetinde görev anlayışıyla devam etmektedir.Seydişehir ülke genelinde sağ sol çatışmalarının işçi kesiminin fazlalığından dolayı en fazla yaşanan seçilmiş bölgelerinden biri olduğu kesindir.Sendika ağalığının sürmesi açısından bu sendika ağaları buralarda kendileri fikir ve görüşleri doğrultularında kişi ve militanları fabrikaya alma hak ve özgürlüğünün kendilerinde olmasını istemekte bunda da siyasi güçlerinin iktidarlarda ortaklık yapması işlerine gelmekte haliyle devletteki siyasal yapıları kendilerine amade militanlarını rahatça fabrikaya işçi olarak alabilmektedirler.Daha evvel DİSK sol görüşlü sendika çeşitli olaylarla yok edilip sağ görüşlü Türk-metal sendikası Alüminyum Tesislerinde yetkiyi eline geçirmiştir.Militanlar artık bu sendikanın istediği görüş ve düşünceleri taşıyan kişiler olacaktır.Bir partinin yapısına uyan üye kişiler militan özelliğine uygun kişilerdir.Okullarda ve yurdun her tarafında başlatılan sağ sol çatışmalarında ülkeyi komümistler olarak gördükleri rakiplerinden en iyi koruyacak kişiler bu kişilerdir.Haliyle işe alınmalarda onlarda en ön sırada olanlardır.Fabrika sendika ağaları artık bu militanlarla kendilerine destek olacak kendi sendikaları haricinde başka bir sendikayı yaşatmayacak vurucu güç olan teşekkülü oluşturmuşlardır.Bu sağ sol meseleleri halk tarafından nasıl ve ne şekil bir illete dönüştürüldüğü bilinmeyen halkı ayrıştırıp bir birlerimize düşman eder bir ürün olduğu saf duygular taşıyan vatandaşlarımız tarafından anlaşılamayan Türk milleti üzerinde oynanan emperyalist ülkelerin projesiydi.Bu proje aşı yapılan ağacın çok fazla meyve vermesi gibi meğer ne kadar çok bu projeye atlatıyıp  ülkeyi hain ve hıyanet içinde olanlardan temizleyecek kahraman ve bahadır insan yapılarımız varmışki saf köy çocukları ve taşra insanımızda aşı tutar gibi bu proje çok iyi tutmuş emperyalis ülkeler kurduğu bu oyunlarla masum insanlarımızı ayrıştırma politikalarının içerisine almayı başarmışlardır.Hukuk,polis asker şu bu vs. o zamanlar şöyle genel anlamda bir gözden geçirilse bütün kurumlar bu projenin içinde yer aldılar.Böyle düşünmek elbette millet birliği en derin vatandaş yapısı olan Türk toplumumuza yakıştırlan bir kaftan ve düşünce olmasada insanları midelerinden vurup bu kapsamın içine çok rahat aldılar.İcabediyormuydu bu ayrştırım etmiyordu ama icap ettirdiler ve bu işlerin gönüllüleri çok fazlaymış.

      Seydişehir e gelen giden ve bilhassa fabrikaya kendi görüşleri doğrultusunda olmayan kendi yetkileri yani sendika dışında fabrika idaresince alınan  kişiler artık takiptedir.Kim tarafından?Seydişhir de yaşamasını sürdüren yetkili sendika tarafından.Kişinin kılığına kıyafetine giyimine saç şekline aldığı okuduğu gazeteye uydurulacak bir bahane olacak kişiye komünist damgası vurulup hemen bu militanlarca komünist var zannıyla gönderilen kalabalıkla orada bulunan insan kalabalıklarınında görüp ders alacağı düşünceleriyle saldırılacak bu saldırıyla yapayalnız ekmeğini kazanmaya gelen kişi korkutulup sindirilecek biat ettirilip kendi saflarına çekilecektir.Karakola gidip şikayetçi olmakmı,savcılığı dilekçe verip şikayette bulunmakmı?.Güldürmeyin..Bunları yani bu durumları çok iyi bilen fabrika idarecileri futbolcularının karabulak lojmanlarında ve yukarı sitelerde kalmalarına rıza göstermeyerek yukarıdaki satırlarda mevzuu edilen eğitim ve sosyal faaliyetler binası futbolcuların televizyonlarını izleyecekleri ve yatacakları yer haline getirilir ve idman yapacakları bir sahada anında kaldıkları yatakhane önlerine yapılarak rahatca idman sorunlarıda bu şekilde giderilmiş olur.Maçlara çıktıkları maden yolundaki saha çim saha değil toprak sahadır süratle yukarıdaki bekarlar sitesinin oradaki tesislere ait olan koca bir alana biri çim biri toprak olmak üzere 2 adet saha yapılır.Konya da 3 no'lu saha toprak 2 no'lu saha ise çimdir.Toprak sahada yapılacak maçları olursa o hafta toprak olan sahada idmana çıkılacak 2 no'lu çim sahada maç yapılacaksa çim sahada idmanlara çıkılacaktır.Sahalarının yapılıp bitip tamamlandığını Konya Beden terbiyesi İl Müdürlüğüne bildirirler bu bildirimle çekilen fikstürlerde maçları oynayacakları sahaları artık tesislerin içindeki bu yeni yapılan sahalardır.Buraların yapılmasıyla fabrika içerisindeki kaldıkları yerlerden tüm sporcular ayrılarak kendilerine tahsis edilen yukarıdaki bekarlar sitesi denilen lojmanların bir bloğuna taşınarak idmanlara buradan çıkmaya başlamışlardır.Artık sıra Konya kulüplerinin teknik ve sert kaliteli futbolcularının Seydişehir futbolunun temsilciliğini yapan fabrikanın takımı olan kulübe alınacak futbolculara iş imkanları sağlanarak transferlerine kalmıştır.

      Konya amatör futbolunun tek hakim kulübü her sene şampiyon oluşuyla Konya ve Türkiye'de dikkatleri üzerine çeken istasyon demir spor futbol kulübüdür.Konya'mızın bu güzide kulübü bir kezde başkanları Ali Gözönü ve antrenör Köksal Gürler çalıştırıcılığında Türkiye şampiyonluğu kazanmıştır.Seydişehir'de öyle bir kadro kurulmalıdırki Konya'daki 18 1.amatör spor kulüpleri arasından Etibank sas Konya şampiyonluğunu göğüslemeli ve Türkiye şampiyonluğuna katılmalıdır.Bu klasmandan geçtikten sonra onlara Türkiye şampiyonluğu çok daha kolay görünmektedir.Bunun için bir transfer politikası yapılmalı takımda kalacak eski futbolcular belirlenmeli,başka kulüplere gidecek futbolculara kolaylıklar sağlanmalı,futbol oynamayıp çalışacak olan sporcularda ihtiyaç olan ünitelere çalışmaları için tasniflenmeliydi.Toplantılar yapıldı,grup başkanı Celal Kurtuluş ve yukardaki maden ocakları mortaş madenin sorumlusu Sacit Korkut beylerin onaylarıyla transfer komitesi oluşturuldu.Yeni kurulucak takım yeni alınacak futbolcularla fişek gibi olmalı Konya amatör kümesinden puan farkıyla lider çıkmalıydı..01/Ocak-2024 Şerafettin Sorkun/İstanbul'dan 

 

      

          

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SELMA GÜNERİ ve LAYIK GÖRÜLEN ONUR ÖDÜLÜ

Bir şarkı dinlersiniz geçmiş yıllarınızı hatırlatan.O şarkıyla hatırasını yaşayacağınız,tekrar bulacağınızı sandığınız sokaklar yok olmuştur.Şükran Ay'ın her şarkısı Kozan sokaklarını ve sinemalarını gözümde canlandırır.Anılarımı gömdüğüm o kentte belediye otobüsleri ve uzak semtlere gidilen dolmuşlar yoktu o zamanlar.Her yerlere yayan gider,günün yorgunluklarına rağmen hayatımızda olmazsa olmaz olan sinemaların gece matinelerinden de kalmaz muhakkak her akşam sinemaya gider,paramız olmazda giremezsek,yazlık sinemaların apörlelerinden çın çın etrafa yayılan filmin müziklerini ve sesini film bitesiye kadar dinlerdik.Bu tarz biz çocuklar için bir takılma biçimiydi.Seviyorduk sinemaları,film yıldızlarını.Onların bizim dünyamızda farklı ve ayrı bir yerleri vardı.Kozan yaz geceleri yazlık sinemalarla güzeldi.Zaman ne kötü bir mevhum bütün değerler bir bir yok oldu.Selma Güneri'nin Konya/Çumra'da seyrettiğimiz filmlerinde yeni bir yüz olarak karşımıza çıkıvermesi,bizden biri...

YAŞADIKÇA

    İnanılmaz doğal güzelliklerin olduğu ağaçlar,dağlar,göller,baharla birlikte yeşeren otların yanı sıra ufukların göğe değiverecekmiş gibi göz eriminize ulaşan,gün batımlarının akşamlara dönüşen zamanları.Kulaklarınızda çın çın pervasızca eksilmeksizin süren ağustos böcekleri ötüşlerine,gökyüzünde  parıldayarak ışıklar saçan yıldızlarda dahil aklınıza gelen gelebilen bir çok güzelliklere,kapalı kapılar ardında kalınan şu günlerde özlemler duyuyorsunuz.Artan nüfuslar,mülteci adı altında ülkeye sokulan ne oldukları belirsiz insan tiplemeleri,evlerde odalarda duvarlar arasında eşyalarla birlikte sıkılmışlıklar sizi bu düşüncelere,doğaya tam teslimiyetlere itiyor.Virüs gösterdiki,aniden çepeçevre baskınlar yaparcasına bizleri sarıvermesi kendimizi hiç yaşamamış gibi hissettirdi.Sanki o kadar yılları bizler eksiltmedik,sanki üzerimizden mevsimler hiç geçmedi,kaç kez geçen sonbaharları,sonbaharlardaki yaprak dökümlerini biz hiç görmedik?.Hiç bitmeyen işlerimizin olduğunu sanı...

DOLU DOLU SEVGİLERİM

     Kendimi çok seviyorum,seviyorumki yaşamı;kendime olan tutkum ve ihtirasımla daha bir başka algılarıma düşürüp,ömrün süren her katresinden ayrı bir zevk duyuyor,mutluluğuma mutluluklar katıyorum.Böyle hazlar alarak meydana gelen oluşum,gezegeni sevmemi gerektiriyor.Yer kürede canlılar var,yaşamın her biri ayrı ayrı renk katıcı  tamamlayıcıları.Onlar olmazsa her şey anlamsız ve varlığımızı devam ettirmemiz mümkün değil.Ya bizler,biz insanlar?.Bizler sizler yani hepimiz,bazılarımız ne düşünür sek düşünelim,nasıl eleştiriler yaparsak yapalım çok harika varlıklarız.Duygularımız var,bu duyguların meydana getirdiği arzularımız,isteklerimiz hatta ve hatta gözyaşları döküp hüzünlenmelerimiz.Ağlamak kadınlara nasıl yakışır.Hüzünlenip gözyaşları dökerken ne kadar güzeller..An olur ağlamalara bile özlemler duyup,köşe bir yere çekilip gözyaşları döktüğümüz zamanlar azmıdır?.Dram filmlerini,acıklı romanları,hüzünleri sevdiğimizden okumaz veya seyretmezmiyiz?.Özlem,hasret dolu...