Elimde küçük bir çapa çiğdem çiçekleri toplardım yüksek tepelerde yaylalarda cemrelerin düşüp karların eriyip bitmesi baharın inmesiyle.Hatıralarım canlanıverdi birden bire.Mart ortalarıyla kışın bitip son yağışlarla baharın ayak seslerini göz kırpışlarını görüyor ve hissediyorum.Doğada bir telaş bir hareketlilik.Böcüde böcekte karıncada arıda aklınıza gelen gelebilen bizlerin işlerimizin çokluğuyla fark etmediğimiz gezegen ortaklarımızda bu hareketlilik.Göçmen kuşlar hazırlıklarına çoktan başladılar.Göç edecekler sulak bol yiyeceklerin oldukları beldelere..Bu yağışlar o kadar çok varlığa yaşam olup hayat verdiki.Bu olumlu bir başlayış güzelliklere kardeşliklere;olumsuzluklardan sıyrılıp yeniden hayat bulmaya canlanmaya can vermeye.Bunun için olmalı,yerimizden kalkıp doğrulmak ve bu yolda olmalı atacağımız adımlar.İçimde çocukca heyacanlar ve çoşkular var.Görüyorum baharın inişini,yerde gökte her tarafta,kulaklarımda ise ayak seslerini hissediyorum.Yavaş yavaş yürümesiyle ayak seslerinin başka bir odadan duyulmasını istemeyen gizlice gelmeye çalışan biri gibi,ben bu sesleri duyabiliyorum.Dışarıda tatlı üşütmeyen bir ayaz var Konya'da.Pencereden bakıyorum bahçemde halâ erimeyip duran 2 gecedir yağışlarla kat kat katlanan bu karlarla manzaralara dönüşmüş görebildiğim alanlar.Mazıların çamların üzerinide karlar bürümüş örtmüş yapraklarını.Çok sevilen görsellere sergiliyorlar.Eski Konya kışları aklıma geliyor.Evlerin inşaatlarla doldurulmayıp sık sık bir arada olmadığı o dönemlerde önümüzde alabildiğince uzanan boş alanlarda karlar üzerinde yürümelerimiz bir kaç arkadaş bir araya gelince yürürken bir birimizin dalgınlıklarından yararlanıp farkettirmeden yerden avuçladığımız bir hapam karı giysisi ile ensesi arasındaki uygun bulunan boşluktan iyice çıplak tenine girip üşütsün diye boşaltıp kaçışlarımız o şakanın yapıldığı arkadaşın aynı şekilde yerden kar avuçlayıp peşimiz sıra koşuşu sonra kıyasıya yerlerden kar avuçlayıp sıkarak top haline getirerek bir birlerimize atma oyun ve şakalarımız hayatlarımızın o güzellikleri bir daha yaşatmayacak kadar çok gerilerinde kalmasına rağmen yinede bu kar anıları yaşatması bakımından çok güzel bir görsel.Boynu boğazları altında kalasıca kan emici vampirler ama ilaç satalım ama fazlalaşan Dünya nüfusunu azaltalım zannıyla covid 19 gibi bir virüsü beşeriyetin başına bela ettilerBu doğadan oluşan değil bilerek çıkarılan bir virüs.Ben bu kanaatlarda ve düşüncelerdeyim.Çağdaşlık ve ilerleme adına teknolojinin artmasıyla soyutlanan insan yapıları bir birlerinden temelli soyutlanır hallere geldi ve daha soğuk bir yapıya dönüştü.2021 senesi 31/Aralık ayıyla başlayıp 2022 senesinin bu günlerine kadar gezegenimizin ve bilhassa ülkemizin her yerine her beldesine inen bu yağışlar inanın bende çocukluk yıllarımda yaşadığım sevinçler kadar sevinçler yaşatıp beni çok mutlu etti.Facebook sayfalarında Dünya ya gelip ayak bastığım toprakların derelerinin ırmaklarının yağan karlar ve yağmurlarla dolu dolu olan akışlarını paylaşan arkadaşların bu paylaşımlarındaki görselleriyle ne kadar mutlu olduğumu anlatamam.Su demek hayat demek,canlılık demek,var oluş demek,kuş sesleri kuzu meleyişleri demek.İşte ben bu soğuk Mart ayının daha evvel bizlere yaşattığı iklim özelliğini yeni baştan yaşatmasıyla geçmiş günlerde yaşadığımız o güzel kış günlerinin hatıralarını yaşadım ve artık Bahar ı bekliyorum.13/Mart-2022 Şerafettin Sorkun/Konya'dan
Bir şarkı dinlersiniz geçmiş yıllarınızı hatırlatan.O şarkıyla hatırasını yaşayacağınız,tekrar bulacağınızı sandığınız sokaklar yok olmuştur.Şükran Ay'ın her şarkısı Kozan sokaklarını ve sinemalarını gözümde canlandırır.Anılarımı gömdüğüm o kentte belediye otobüsleri ve uzak semtlere gidilen dolmuşlar yoktu o zamanlar.Her yerlere yayan gider,günün yorgunluklarına rağmen hayatımızda olmazsa olmaz olan sinemaların gece matinelerinden de kalmaz muhakkak her akşam sinemaya gider,paramız olmazda giremezsek,yazlık sinemaların apörlelerinden çın çın etrafa yayılan filmin müziklerini ve sesini film bitesiye kadar dinlerdik.Bu tarz biz çocuklar için bir takılma biçimiydi.Seviyorduk sinemaları,film yıldızlarını.Onların bizim dünyamızda farklı ve ayrı bir yerleri vardı.Kozan yaz geceleri yazlık sinemalarla güzeldi.Zaman ne kötü bir mevhum bütün değerler bir bir yok oldu.Selma Güneri'nin Konya/Çumra'da seyrettiğimiz filmlerinde yeni bir yüz olarak karşımıza çıkıvermesi,bizden biri...
Yorumlar
Yorum Gönder