Ana içeriğe atla

FATMA GİRİK

       Şimdilerdeki gibi elektriklerin bol olduğu ve tümden köy kasaba şehirler gibi yaşama alanlarının bulunduğu yerlere elektriklerin enerjilerinden elde edilen cereyanlar verilerek sokaklara dikilen aydınlatma araç ve gereçlerinden yararlanıldığı gibi zamanlar değildi zamanlar.İlk akşamla karanlık çöker gece zifiri ortamlara dönüşmeden insanlar yatacakları inlerine kovuklarına kendilerine göre hazırladıkları güven duydukları yerlerine çekilir sabahların olmalarını beklerlerlerdi.Mecburiyetlerin gereği geceleri iş güç koşullarına teslim olmuşlarsa yıldızlardı gidişlerinde gelişlerinde uğraşlarında yol göstericiler.Şimdilerde ışık mevcudiyetinin sokaklarda her daim parıltılar saçması yani bol bulunması günümüz insanında yıldızlar kavramının önemini pek itibarlı ve anlam ifade eder kılmaz.İşte karanlıklarda ışık parıltıları yapmalarından ve insanların işine yaramasından dolayı belirli bir aşamada toplumun geneline hitap eder kişilerede insanlar yıldız yakıştırması yapmışlardır.Bir aileye top yekün yarar sağlayan bir evlat veya bir başka fert bu yararlarından dolayı ailenin parlayan yıldızı olarak ünvan alır.Hülasa yıldızlar karanlıkların aydınlatıcıları şavkımalarıyla karanlıklarda bulunmayan yolların bulunmasına yardımcı olan gökyüzü fenerleridirler.

Bulgu ve bilgiler araştırmalar öğretiyorki ülkemizde sinemalar ve bilhassa Anadolumuzda 1950 senelerinden sonra yaygınlaşmaya başlamış 1950 ve 1960 seneleri arasındaki çekilen sinema filmleride Yeşilçam Sinema filmleri olarak isim ve ad almıştır.Ben sinemanın tarihine ve şu aşamalardan geçip şu katrelere yol aldığına değinmeyeceğim.Ben kendi zamanımla birlikte ülkemizde sinemanın bendeki etkisi ve öneminden bahsedeceğim.Siz benim kendimi anlatmamla da aynı yaşları yaşayanlar olarak bu yazımda kendinizi anlattığımı görecek ve okuyacaksınız.Kentlerde yaşayanlarımız halk olarak 7 den yetmişe sinema sevdalılarıydık.Mevsim yazsa yazlık sinemaların film oynamaya başlayan saatlerinde sinema yakınındaki evlere ve neredeyse çok uzak oturum alanındaki mekanlara kadar sinema filmlerinin sesleri duyulur parası olmayıp gidemeyenler sinema yakınında çöker bir yere bu sesleri dinlemekte yetinir yakın evler ise sinema apörlölerinden çok yükses voltajlarda duyulan bu seslere asla itiraz etmezler bilakis memnunluk bile duyarlardı.Sinema farklı film yıldızları daha bir farklıydı.Onların filmlerdeki canlandırmış oldukları karakterlerin hüviyetlerine itibarlar edinilir,onların saç biçimleri konuşmaları filmlerdeki rolleri gereği bürünmüş oldukları tavırlar hepten taklitler edilir hele hele onları canlı olarak görme duyuları ise Dünya'da en fazla istediğimiz arzular ve emeller olarak belleklerimizde yer işgal ederdi.Anadolu'dan kaç genç kız kaç genç insan film yıldızı olmak filmlerde oynamak düşünce ve hayalleriyle bulundukları mekanları terk edip yeşilçam sinemasının İstanbul'daki yolunu tutmuş ama başarmış ama başaramış bu sihirli ve büyülü hayatın etkisine kendini kaptırıp yollara çıkmıştır.Özel hayatlarını hiç bilmediğimiz bu insanların sinemalardan hayatlarımıza girip tanımalarımızla filmlerinden filmlerdeki bakışlarından hüzünlerinden neşelerinden kahkahalarından nasıl bir insan olduklarını jestlerinden mimiklerinden ne tür karakter taşıdıklarına kadar bilgi sahibi oluyor bu insanlara hayranlıklar duyuyorduk.Nasıl elektriklerin olmayıp yıldızların mecbur olup karanlığa kaldığımız gecelerde yol gösterici ışıklar olarak yollarımızı bulmalarımıza yardımcı oldukları gibi film yıldızlarıda onların oynadıkları filmlerle taşıdıkları karakterler olarak bizlere yön verip ışıyan bilgi kaynaklarıydılar.Fatma Girik Hanımefendi Yeşilçam Sinemamızda halkımızın beğenilerini ve taktirlerini almış ve gönüllerinde taht kurmuş en önemli sanatçılarından biri olarak yer işgal etmiştir.Bu sabah haberlerde vefat haberini duyduğum zaman çok üzülüp taa o eski sinema anılarını gözlerimde canlandırdım.Ezo Gelin ve Fakir Baykurt'un aynı adlı eserinden sinemaya uyarlanan Yılanların Öcü filmlerini çok beğenmiş Ekmekçi Kadın'la devam eden hemen hemen salon filmlerine kadar seyir ajandamda geniş bir izlediğim film sayısı olmuş başarılı bulduğum bir sanatçı olarak hayranlığımı kazanmıştır.
Güle güle Sevgili Fatma Girik.Filmlerde taşımış olduğun haksızlıklara isyanınla bitmeyen tükenmeyen yılmayan mücadelerin ve mertliklerinle,masum maviş gözlerinle yol gösterici ve karanlıklarda ışıyan yıldızım olarak bende daima yaşayacak ve hatırlanacaksın.24/Ocak-2022 Şerafettin Sorkun/Anamur'dan

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SELMA GÜNERİ ve LAYIK GÖRÜLEN ONUR ÖDÜLÜ

Bir şarkı dinlersiniz geçmiş yıllarınızı hatırlatan.O şarkıyla hatırasını yaşayacağınız,tekrar bulacağınızı sandığınız sokaklar yok olmuştur.Şükran Ay'ın her şarkısı Kozan sokaklarını ve sinemalarını gözümde canlandırır.Anılarımı gömdüğüm o kentte belediye otobüsleri ve uzak semtlere gidilen dolmuşlar yoktu o zamanlar.Her yerlere yayan gider,günün yorgunluklarına rağmen hayatımızda olmazsa olmaz olan sinemaların gece matinelerinden de kalmaz muhakkak her akşam sinemaya gider,paramız olmazda giremezsek,yazlık sinemaların apörlelerinden çın çın etrafa yayılan filmin müziklerini ve sesini film bitesiye kadar dinlerdik.Bu tarz biz çocuklar için bir takılma biçimiydi.Seviyorduk sinemaları,film yıldızlarını.Onların bizim dünyamızda farklı ve ayrı bir yerleri vardı.Kozan yaz geceleri yazlık sinemalarla güzeldi.Zaman ne kötü bir mevhum bütün değerler bir bir yok oldu.Selma Güneri'nin Konya/Çumra'da seyrettiğimiz filmlerinde yeni bir yüz olarak karşımıza çıkıvermesi,bizden biri...

YAŞADIKÇA

    İnanılmaz doğal güzelliklerin olduğu ağaçlar,dağlar,göller,baharla birlikte yeşeren otların yanı sıra ufukların göğe değiverecekmiş gibi göz eriminize ulaşan,gün batımlarının akşamlara dönüşen zamanları.Kulaklarınızda çın çın pervasızca eksilmeksizin süren ağustos böcekleri ötüşlerine,gökyüzünde  parıldayarak ışıklar saçan yıldızlarda dahil aklınıza gelen gelebilen bir çok güzelliklere,kapalı kapılar ardında kalınan şu günlerde özlemler duyuyorsunuz.Artan nüfuslar,mülteci adı altında ülkeye sokulan ne oldukları belirsiz insan tiplemeleri,evlerde odalarda duvarlar arasında eşyalarla birlikte sıkılmışlıklar sizi bu düşüncelere,doğaya tam teslimiyetlere itiyor.Virüs gösterdiki,aniden çepeçevre baskınlar yaparcasına bizleri sarıvermesi kendimizi hiç yaşamamış gibi hissettirdi.Sanki o kadar yılları bizler eksiltmedik,sanki üzerimizden mevsimler hiç geçmedi,kaç kez geçen sonbaharları,sonbaharlardaki yaprak dökümlerini biz hiç görmedik?.Hiç bitmeyen işlerimizin olduğunu sanı...

DOLU DOLU SEVGİLERİM

     Kendimi çok seviyorum,seviyorumki yaşamı;kendime olan tutkum ve ihtirasımla daha bir başka algılarıma düşürüp,ömrün süren her katresinden ayrı bir zevk duyuyor,mutluluğuma mutluluklar katıyorum.Böyle hazlar alarak meydana gelen oluşum,gezegeni sevmemi gerektiriyor.Yer kürede canlılar var,yaşamın her biri ayrı ayrı renk katıcı  tamamlayıcıları.Onlar olmazsa her şey anlamsız ve varlığımızı devam ettirmemiz mümkün değil.Ya bizler,biz insanlar?.Bizler sizler yani hepimiz,bazılarımız ne düşünür sek düşünelim,nasıl eleştiriler yaparsak yapalım çok harika varlıklarız.Duygularımız var,bu duyguların meydana getirdiği arzularımız,isteklerimiz hatta ve hatta gözyaşları döküp hüzünlenmelerimiz.Ağlamak kadınlara nasıl yakışır.Hüzünlenip gözyaşları dökerken ne kadar güzeller..An olur ağlamalara bile özlemler duyup,köşe bir yere çekilip gözyaşları döktüğümüz zamanlar azmıdır?.Dram filmlerini,acıklı romanları,hüzünleri sevdiğimizden okumaz veya seyretmezmiyiz?.Özlem,hasret dolu...