Hasret sarar sarmalar ve rüzgarlar gibi bedenlerde etkiler göstererek eser durur.Gelmesini gözlersin uzaklardan.Gelmez gelemez sen onun yokluğunu çekerken o başka yoklukların sarmallarının içine alınmıştır.Gurbet acıdır yokluk ise başka bir acı topu bilinmez bir bilmece misali hepten bir sancı.Gökyüzünden karlar düşer örter bembeyaz bir yorgan misali tepeleri dağları yolları.Dünya senin bir gıdım bile farkında değildir.Karlar düşerken tohumlardır,bitkilerdir,ağaçlardır,ormanlardır düşünülen.Sen kendini önemser itibara sokarsın göya dünya nezdinde.Köprüleri yapan sensin nehirler üzerine,evleri kuran sensin yüksek yüksek tepelere,bulunduğun yerlerden terki diyarlar ederek sensin gurbetleri yaratan ve yokluklarla bunları hasretlere,bitmez sancılara sokup dönüştüren sen sen.Karlar ılımanlığa dönüşümle,güneşin vuruşuyla,mevsimlere geçişle erimeye başlar.Eriyen karlarla sulanır topraklar.Otlar yeşerir sarı çiğdemler topraklardan fışkırır böcü böcek kurt ayı çakal tilki tekmil tümden canlılarda başlar bir telaş bir telaş başlamıştır yeni yepyeni bir yaşam yeni bir hayat.Ben hemcinslerim insanları önemsemiyorum.Dünya yı bıktırdılar gına getirdiler yaşadıkları hayatları ve inançları sömürüleri ve bunlara dayanan cinayetleri katliamları ve yok edişleriyle.Burada gözlerinin önünde yaşanacak bir cennet varken yer altında hayali cennetler yarattılar,hayali putlar yaratıp put perestliklere yöneldiler.Tanrı utanç değildi utanca soktular,Tanrı ahlaksız değildi ahlaksızlaştırdılar.Ben insanları önemsemiyorum kendimde insan olsam.Ben gezegeni yok edişimize üzülüyor bunu önemsiyor tüm hayvanlara,bitkilere,göllere,denizlere burada yaşayan canlılara üzülüyorum.30/Ağustos-2021 Şerafettin Sorkun/Konya'dan
Bir şarkı dinlersiniz geçmiş yıllarınızı hatırlatan.O şarkıyla hatırasını yaşayacağınız,tekrar bulacağınızı sandığınız sokaklar yok olmuştur.Şükran Ay'ın her şarkısı Kozan sokaklarını ve sinemalarını gözümde canlandırır.Anılarımı gömdüğüm o kentte belediye otobüsleri ve uzak semtlere gidilen dolmuşlar yoktu o zamanlar.Her yerlere yayan gider,günün yorgunluklarına rağmen hayatımızda olmazsa olmaz olan sinemaların gece matinelerinden de kalmaz muhakkak her akşam sinemaya gider,paramız olmazda giremezsek,yazlık sinemaların apörlelerinden çın çın etrafa yayılan filmin müziklerini ve sesini film bitesiye kadar dinlerdik.Bu tarz biz çocuklar için bir takılma biçimiydi.Seviyorduk sinemaları,film yıldızlarını.Onların bizim dünyamızda farklı ve ayrı bir yerleri vardı.Kozan yaz geceleri yazlık sinemalarla güzeldi.Zaman ne kötü bir mevhum bütün değerler bir bir yok oldu.Selma Güneri'nin Konya/Çumra'da seyrettiğimiz filmlerinde yeni bir yüz olarak karşımıza çıkıvermesi,bizden biri...
Yorumlar
Yorum Gönder