Ana içeriğe atla

SEHER YELİ ESERKEN


       2021 senesi 8 Ağustos sabahı saat 05,27 sıraları dışarıda ağaçları hışırdatarak serin serin seher yeli esmekte.Bulunduğum yer Konya Yaka Meram Aşkan Mahallesi Gelinalan sokak.Konya'daki mekanım bu sokakta.Kimliğini büyük yapı ve inşaatlardan korumaya çalışan,sürdüren bu beldede 2 katlı bahçeli evler var.Bu evlerde vatandaşlar istek ve arzularına göre kedi köpek tavuk vs.gibi köy yaşamlarında alışmış oldukları hayvanlarla devam edip gelmiş birliktelik ve dostluklarının özlemlerini gidermek adına bahçelerinde bu mevzuu hayvanları barındırıyorlar.Horoz sesleri geliyor seher yelinin ağaçları uyardığı hışırtılar çıkartarak esişlerinde.Bu sesleri seviyorum.Mahalleliler olarak yiyecek ve su verdiğimiz sahipliliğin,bu hayvanlar üzerinde etkileri fazla.Kuşlar en çok bizim ağaçlarımızda mekan işgallerindeler.Köpeklerin rahatsız edici değil,mahalleye "Güven içinde uyuyun biz varız" dercesine havlama sesleri gelmekte.Dün göklerde şimşekler çaktı,hava koyulaşıp kuşuniye dönüverdi ve şakır şakır yağmurlar indi,camlara vurdu yağmur tanecikleri,yağmur suları ağaçlar üzerindeki yaprakları ıslattı.İçimde köyümün yaylasını özlercesine,o yayladaki anları yaşatırcasına bir duygu hasıl oluverdi.Yağmuru güven gördüm,vücudumun tüm elektriği gidiverdi.Seyrettim penceremden uzun uzun,yeniden can bulmuşcasına kan bulmuşcasına.Yol almak bir yere gitme isteği insan yaşayan tüm canlılarda vardır.Hayvanlar yeni otlaklar ve sulak yerler için yol alırlar.İnsan merak ve göz seyri yapma duyularıyla dolu sosyal bir varlıktır.Merakı ona icatları yeni yerler keşfetmeyi gerektiren zorlamalara iter.Güzel olan değerleri bulur ve bu değerler tüm beşeriyet tarafından paylaşılıp,daha başka güzellikler keşfedilmek üzere yol alınır.Bunun adı ise uygarlıktır,medeniyettir.Dün gerilerde kaldı gün başlıyor yarınlarda daha güzel başlangıçlar için gelecek var umut var.8/Ağustos-2021 Şerafettin Sorkun/Konya dan 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SELMA GÜNERİ ve LAYIK GÖRÜLEN ONUR ÖDÜLÜ

Bir şarkı dinlersiniz geçmiş yıllarınızı hatırlatan.O şarkıyla hatırasını yaşayacağınız,tekrar bulacağınızı sandığınız sokaklar yok olmuştur.Şükran Ay'ın her şarkısı Kozan sokaklarını ve sinemalarını gözümde canlandırır.Anılarımı gömdüğüm o kentte belediye otobüsleri ve uzak semtlere gidilen dolmuşlar yoktu o zamanlar.Her yerlere yayan gider,günün yorgunluklarına rağmen hayatımızda olmazsa olmaz olan sinemaların gece matinelerinden de kalmaz muhakkak her akşam sinemaya gider,paramız olmazda giremezsek,yazlık sinemaların apörlelerinden çın çın etrafa yayılan filmin müziklerini ve sesini film bitesiye kadar dinlerdik.Bu tarz biz çocuklar için bir takılma biçimiydi.Seviyorduk sinemaları,film yıldızlarını.Onların bizim dünyamızda farklı ve ayrı bir yerleri vardı.Kozan yaz geceleri yazlık sinemalarla güzeldi.Zaman ne kötü bir mevhum bütün değerler bir bir yok oldu.Selma Güneri'nin Konya/Çumra'da seyrettiğimiz filmlerinde yeni bir yüz olarak karşımıza çıkıvermesi,bizden biri...

YAŞADIKÇA

    İnanılmaz doğal güzelliklerin olduğu ağaçlar,dağlar,göller,baharla birlikte yeşeren otların yanı sıra ufukların göğe değiverecekmiş gibi göz eriminize ulaşan,gün batımlarının akşamlara dönüşen zamanları.Kulaklarınızda çın çın pervasızca eksilmeksizin süren ağustos böcekleri ötüşlerine,gökyüzünde  parıldayarak ışıklar saçan yıldızlarda dahil aklınıza gelen gelebilen bir çok güzelliklere,kapalı kapılar ardında kalınan şu günlerde özlemler duyuyorsunuz.Artan nüfuslar,mülteci adı altında ülkeye sokulan ne oldukları belirsiz insan tiplemeleri,evlerde odalarda duvarlar arasında eşyalarla birlikte sıkılmışlıklar sizi bu düşüncelere,doğaya tam teslimiyetlere itiyor.Virüs gösterdiki,aniden çepeçevre baskınlar yaparcasına bizleri sarıvermesi kendimizi hiç yaşamamış gibi hissettirdi.Sanki o kadar yılları bizler eksiltmedik,sanki üzerimizden mevsimler hiç geçmedi,kaç kez geçen sonbaharları,sonbaharlardaki yaprak dökümlerini biz hiç görmedik?.Hiç bitmeyen işlerimizin olduğunu sanı...

DOLU DOLU SEVGİLERİM

     Kendimi çok seviyorum,seviyorumki yaşamı;kendime olan tutkum ve ihtirasımla daha bir başka algılarıma düşürüp,ömrün süren her katresinden ayrı bir zevk duyuyor,mutluluğuma mutluluklar katıyorum.Böyle hazlar alarak meydana gelen oluşum,gezegeni sevmemi gerektiriyor.Yer kürede canlılar var,yaşamın her biri ayrı ayrı renk katıcı  tamamlayıcıları.Onlar olmazsa her şey anlamsız ve varlığımızı devam ettirmemiz mümkün değil.Ya bizler,biz insanlar?.Bizler sizler yani hepimiz,bazılarımız ne düşünür sek düşünelim,nasıl eleştiriler yaparsak yapalım çok harika varlıklarız.Duygularımız var,bu duyguların meydana getirdiği arzularımız,isteklerimiz hatta ve hatta gözyaşları döküp hüzünlenmelerimiz.Ağlamak kadınlara nasıl yakışır.Hüzünlenip gözyaşları dökerken ne kadar güzeller..An olur ağlamalara bile özlemler duyup,köşe bir yere çekilip gözyaşları döktüğümüz zamanlar azmıdır?.Dram filmlerini,acıklı romanları,hüzünleri sevdiğimizden okumaz veya seyretmezmiyiz?.Özlem,hasret dolu...