Ana içeriğe atla

TIRAK TIRAK

 "Tırak tırak"Bu terimleri mutlu olduğumuz zaman kendimizi taltıflamak adına ya eşimize dostumuza mevzu eder yada kendi kendimize "nasılda başardım,tüm işi hallettim"oynadığımız oyunlarda"oyunun gözdesiydim,takımı kurtardım"düşüncelerini taşır günlük hayat akışlarımızda sevinçler,sevinçlerle gelen coşkularla maneviyatımıza güçler katarız.İnsanın moralinin iyi olması çok önemlidir.Damarlarınızdaki kan debisi bile artıp yükselmiştir.Kalbiniz sevdiğiniz kızı yada kadını hayatınıza katmışcasına tırak tırak saat gibi çalışmaya başlar.Bir şehrin en çok özlediğin yeri neresi diye sorulsa.Giyinip kuşanıp vitrinleri seyrettiğim caddeleri bu caddelerindeki dükkanları diyemem.En koyu heyecanları yaşadığınız hatıralarınız olmuştur.Unutmadığınız unutamadıklarınız vardır.Şöyle bir gözleriniz boşluklara takılı kalır.Bir müzik sesi gelir kulaklarınıza alır sizi taa eskilerin derin çok derin uzaklıklarına götürür.O yerde orada Konya istasyon caddesi gençlik yıllarımızda sebepsiz yürüyüşlerimizin olduğu Anıt meydanından Gar'a kadar uzanan cadde olup,bu cadde üzerindeki akasya ağaçlarıyla Konya rengarenk görünüme bürünür,biz zamanın farkında olmayan veya zamanı duyarsızlıklara alıp serkeş ve boş vermiş algılara ittiğimiz hayat akışımızda doya doya günü sınırsızca bir kaç arkadaşla harcar kendimizi mutlu hissederdik.Caddeler büyüdü.Şimdi öyle özelinizin olduğu buluşup orada arkadaşlarla vakit geçirebildiğiniz mekan ve yerleriniz yok.Biz sevdaları içlerde çeker açıklara çıkarıp ifşalar edemezdik.İçimizde taşır korkardık açığa çıkmasından.Şimdilerde bakıyorumda çok fazla ve yerlerde sürünüyor sevgiler.Bizim tepelerden indirmeyip en yükseklerde taşıdığımız coşku dolu sevdaları tırak tırak şimdiki yüreklerde göremiyorum.İşte bundandır nerde içli hasret dolu sevdalar yansıtan bir şarkı duysam uzaklara dalıp dalıp gidişlerim.24/Mayıs-2021 Şerafettin Sorkun/Anamur'dan

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SELMA GÜNERİ ve LAYIK GÖRÜLEN ONUR ÖDÜLÜ

Bir şarkı dinlersiniz geçmiş yıllarınızı hatırlatan.O şarkıyla hatırasını yaşayacağınız,tekrar bulacağınızı sandığınız sokaklar yok olmuştur.Şükran Ay'ın her şarkısı Kozan sokaklarını ve sinemalarını gözümde canlandırır.Anılarımı gömdüğüm o kentte belediye otobüsleri ve uzak semtlere gidilen dolmuşlar yoktu o zamanlar.Her yerlere yayan gider,günün yorgunluklarına rağmen hayatımızda olmazsa olmaz olan sinemaların gece matinelerinden de kalmaz muhakkak her akşam sinemaya gider,paramız olmazda giremezsek,yazlık sinemaların apörlelerinden çın çın etrafa yayılan filmin müziklerini ve sesini film bitesiye kadar dinlerdik.Bu tarz biz çocuklar için bir takılma biçimiydi.Seviyorduk sinemaları,film yıldızlarını.Onların bizim dünyamızda farklı ve ayrı bir yerleri vardı.Kozan yaz geceleri yazlık sinemalarla güzeldi.Zaman ne kötü bir mevhum bütün değerler bir bir yok oldu.Selma Güneri'nin Konya/Çumra'da seyrettiğimiz filmlerinde yeni bir yüz olarak karşımıza çıkıvermesi,bizden biri...

YAŞADIKÇA

    İnanılmaz doğal güzelliklerin olduğu ağaçlar,dağlar,göller,baharla birlikte yeşeren otların yanı sıra ufukların göğe değiverecekmiş gibi göz eriminize ulaşan,gün batımlarının akşamlara dönüşen zamanları.Kulaklarınızda çın çın pervasızca eksilmeksizin süren ağustos böcekleri ötüşlerine,gökyüzünde  parıldayarak ışıklar saçan yıldızlarda dahil aklınıza gelen gelebilen bir çok güzelliklere,kapalı kapılar ardında kalınan şu günlerde özlemler duyuyorsunuz.Artan nüfuslar,mülteci adı altında ülkeye sokulan ne oldukları belirsiz insan tiplemeleri,evlerde odalarda duvarlar arasında eşyalarla birlikte sıkılmışlıklar sizi bu düşüncelere,doğaya tam teslimiyetlere itiyor.Virüs gösterdiki,aniden çepeçevre baskınlar yaparcasına bizleri sarıvermesi kendimizi hiç yaşamamış gibi hissettirdi.Sanki o kadar yılları bizler eksiltmedik,sanki üzerimizden mevsimler hiç geçmedi,kaç kez geçen sonbaharları,sonbaharlardaki yaprak dökümlerini biz hiç görmedik?.Hiç bitmeyen işlerimizin olduğunu sanı...

DOLU DOLU SEVGİLERİM

     Kendimi çok seviyorum,seviyorumki yaşamı;kendime olan tutkum ve ihtirasımla daha bir başka algılarıma düşürüp,ömrün süren her katresinden ayrı bir zevk duyuyor,mutluluğuma mutluluklar katıyorum.Böyle hazlar alarak meydana gelen oluşum,gezegeni sevmemi gerektiriyor.Yer kürede canlılar var,yaşamın her biri ayrı ayrı renk katıcı  tamamlayıcıları.Onlar olmazsa her şey anlamsız ve varlığımızı devam ettirmemiz mümkün değil.Ya bizler,biz insanlar?.Bizler sizler yani hepimiz,bazılarımız ne düşünür sek düşünelim,nasıl eleştiriler yaparsak yapalım çok harika varlıklarız.Duygularımız var,bu duyguların meydana getirdiği arzularımız,isteklerimiz hatta ve hatta gözyaşları döküp hüzünlenmelerimiz.Ağlamak kadınlara nasıl yakışır.Hüzünlenip gözyaşları dökerken ne kadar güzeller..An olur ağlamalara bile özlemler duyup,köşe bir yere çekilip gözyaşları döktüğümüz zamanlar azmıdır?.Dram filmlerini,acıklı romanları,hüzünleri sevdiğimizden okumaz veya seyretmezmiyiz?.Özlem,hasret dolu...