Ana içeriğe atla

ANAMUR da 2021/MAYIS


    Bir çocuk gelir bisikletiyle site bahçemize.Esmer,güler yüzlü,kendiyle barışık.Hareketleri,tavırları,yanınıza yaklaşıp selam vermesi,ona;ister istemez ılımlı,sıcak davranmanızı gerektiriyor.Bahçedeki çeşmeden ağaçları sularken onunda yanıma gelip durmasıyla tanışıklığımız oldu.Su içebilrmiyim dedi.Tabi dedim.Bisikletini bir kenara çekip yasladı ve uzattığım hortumdan kana kana su içti.Ben site sakinlerinin misafir çocuklarından biri yada site çocuklarının oyun oynamak,vakit geçirmek için gelen arkadaşlarından olduğunu sandım.Olmadığını sonradan öğrendim.Suyu içtikten sonra teşekkür etti,elinin tersiyle ağzındaki ıslaklığı sildi.Bunları yaparken kendisine o yakışan tebessümüyle;güzelmiş burası dedi.Güzel dedim.Bana veda edip gitti.Bir gün motosikletle cerenler tarafındaki,aslıhan motel istikametinde,tercihim olan kumsal tarafına güneşlenmek için giderken,cerenler köprüsünü geçtikten sonra o taraftaki sitelerin yol güzergahında ona tekrar rastladım.Motorda olduğum için durmadım,geçip gittim.Durmayıp,giderkende akıl yürütüyordum.Aklıma kendi bisikletimin olmadığı Çumra'da bu çocuk yaşlarındayken,Türkmenlerden okul arkadaşım Ali'nin bisikletine onun müsadesiyle binip ve bu binmeyle,tüm bedenimi etkisine alan heyecan dalgaları duymuş,Çumra'nın caddelerini,en uzak yörelerini haz alarak hiç inmeden 5 saatten fazla turlamıştım.Bu çocuk yalnızdı,arkadaşı yoktu,belkide babası kamuda çalışıyor buraya Anamur'a atanmış olabilirdi.Ticaret veya tarım amaçlı mevsimlik gelmişte olabilirlerdi.Bu sebeplerle Anamur'a gelen.aileler vardı.Bilmediğiniz,yeni geldiğiniz bir kentte arkadaş bulabilmeniz,dost edinebilmeniz hemencecik kolay değil,çok zordur.Masum görünüşlü bu esmer çocuğun arkadaşsız kalabileceğini pek sanmıyorum,zira girişken,insanlarla çabucak iletişim kurabilen sempatik,sevimli bir yanı var.Günümüz yaşam biçimleri öyle farklılaştıki,insanlar kendilerini site içerisinde kapalı bahçe ve mekanlara kapatıp,her çocuğun her çocukla oynamasını bile zorlaştırdılar.Yine kendi çocukluğumu düşünüp kafamda objeleştiriyorum.Bizim çocukluk yıllarımızda böyle değildi.Elbet becerisi olmayanlar geri plana itilse de,çocuk oyunlarımızda oyunun jandarması yani fazla oyun becerisi ve bilgisi olanlar tercih edilir,adam yokluğu olursa geri itilen küçük olanlarda ihtiyaç duyulup oyunlara alınabilirlerdi.Çocuğun çocuğu dışlaması çok kötüdür.Arkadaşları ve yaşıtları arasında ilgi gösterilmeyip çocuk dışlanma itilmişliğine alınmışsa,bu dışlanmışlık onu ömür boyu içine alacağı güvensizliğin,korkunun,pısırıklığın merkezine iter.Günümüz çocukları öyle farklı yetişmektelerki;kabül edilir herkes çocuğuna ilgi ve alaka göstermeli ama bu ilgi ve alakanın boyutu ve dozu bazı ebeveynler tarafından öyle abartılıyorki;çocuk şımarıyor ve hatta zaman içinde bunalıyor kapris ve sömürü düzeni uygulamaya başlıyor.Çocuklara küçük yaşlarda sorumluluk bilinci aşılanmalı,görevler verilmelidir.Gençler,yeni nesiller;ülkelerin gelecekleri ve teminatlarıdır.O motorda rastladığım günden bu yana küçük arkadaşım gelmez oldu.Tabi ailesinin yalnız başına böyle dolaşamazsın tarzında yasaklar koymuşluğuda olabilir,belki aynı yerleri dolaşıp durmaktan sıkılmış,başka yerleri görme,gezme,keşfetme düşüncelerinide taşımış olabilir.Günler bir bir kalabalık otoyolarındaki taşıt seyirleri gibi süratle geçmekte.Nisan bitip mayıs'a girdik.Bu ay için baharın bitip sıcaklıkların artmasıyla insanlardaki duygular daha ılıman ve sevecendir.Sadece insanlarmı!?,tekmil tüm canlılar bahar'ın yaz'a basamağı olan bu ay ile farkedilircesine değişmektedir.Toprakta uyanış görsellerine şahit olunur.Karıncalara sık sık rastlıyorum.Bir güzergah belirlemişler toprak üzerindeki o yol güzergahlarında hiç durmamacasına gidip gelmekteler.Ya kuşlar!!doğurganlığa hazırlanmak,kuluçkaya yatmak yeni yavrular üretmek için,ayrı ötüş armonileriyle bir birlerine kurlar yaparak,bizlerede konserler veriyorlar.Deniz hırçınlığını dinginleştirerek uysallığa dönüştürmüş,rüzgarlar susuk ve daha sakin,çıplak bedenleri kucaklayıp biz insanlara olan sevdasını dindirmek istiyor.Bilinirki toprak ana kadar denizde bir büyük anadır.İnsan varya bu insan,öyle güzellikler yapar,meydana getirirki..Oturur deniz kenarında rüzgarın esişinden,dalgaların sesinden şarkı besteleyip,çok güzel müzik eserleri icra edebilir.Alır gerekli tuvaldir,fırçadır,boyadır malzemelerini resimler yapabilir.Yeterki istesin,gönlünde kem,köm düşünceler barındırmayıp,güzel düşünceler taşısın.Anamur sevdiğim kent.Sevmemeniz için nedenler,sebepler,sorunlar çıkaramayacağınız,bahaneler bulamayacağınız kadar güzel yurdumun cennet köşesi bir mekanı.Her isteğinize hitap eder ve ediyorda.Deniziyle,dağlarıyla muzlarıyla,her türden meyve ve sebzeleriyle ve en önemlisi hemen hemen hiç batmayan güneşiyle rüyalar şehri.Alışık yerlerden geçip,aslıhan motel tarafındaki bu mevsimlerde kimselerin olmadığı kumsalın yolunu tuttum.Denizin soğuk olduğunu düşünüp,pırıl pırıl kumların olduğu kumsalda güneşlenip,kitap okumanın,çıplak ayaklarla kıyılara vuran suların üstünde dolaşmanın yanı sıra bu gün farklı bir şey yapacağım.Uzaklardan koşup gelip kendimi birden bire süratle sulara atacağım.Aslıhan motel bitimi başlayan dere üzerindeki köprüyü geçip,sol tarafındaki dalgakırana doğru saptım.Benim haricimde dalga kıranda oltayla balık avlayan 2 kişi daha kayaların üzerindeydiler.Ben motorumu dalga kıran yolu üzerinde arka ayak üzerine alıp,stop ettim.Dalga kıran yapılan kayalardan sahile inerek Anamuryum tarafında kalan geniş ve uzun kumsal boyunca yürümeye başladım.Kendimce uygun olduğunu düşündüğüm bir yer bulup oraya sere serpe uzandım.Güneş tepelerde,elimde Halil İnalcık'ın Osmanlılar adlı kitabı var.Bilgi ve kültür ağırlıklı.Masalcılığa ve abartıya kaçmadan güzel bir eser hazırlamış.Kitap çok güzel.Kumların üzerinde bir kaç sayfa daha okuyup bitirdim.Evet bu gün denize girecektim.Kalktım yerimden,kıyıda yürürken suların soğukluğunu ayaklarımda hissediyorum.soğukmuş,buz deryasıymış umurumda olmadan koşa koşa cumburlop,verdim kendimi sulara.İlginç su düşündüğüm soğuklukta değil.03/Mayıs-2021 Akdeniz'in masmavi sularında sezonum başladı.Battım,çıktım ilerilere yüzdüm.Öyle güzeldiki bir süre sonra çıkıp kumlarda uzanmış dinlenirken bir kaç gün evvelinden "Su dediğin soğuk olmalı,yal gibi su neye yarar" diyen arkadaşıma soğuk sulara girdim mesajını iletirken kumlar üzerinde rahattım.Bir başkadır Akdeniz ve bu beldeye yansıyan bu mevsimin doyumsuz yaşanılası güzellikleri.04/Mayıs-2021 Şerafettin Sorkun/Anamur'dan

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SELMA GÜNERİ ve LAYIK GÖRÜLEN ONUR ÖDÜLÜ

Bir şarkı dinlersiniz geçmiş yıllarınızı hatırlatan.O şarkıyla hatırasını yaşayacağınız,tekrar bulacağınızı sandığınız sokaklar yok olmuştur.Şükran Ay'ın her şarkısı Kozan sokaklarını ve sinemalarını gözümde canlandırır.Anılarımı gömdüğüm o kentte belediye otobüsleri ve uzak semtlere gidilen dolmuşlar yoktu o zamanlar.Her yerlere yayan gider,günün yorgunluklarına rağmen hayatımızda olmazsa olmaz olan sinemaların gece matinelerinden de kalmaz muhakkak her akşam sinemaya gider,paramız olmazda giremezsek,yazlık sinemaların apörlelerinden çın çın etrafa yayılan filmin müziklerini ve sesini film bitesiye kadar dinlerdik.Bu tarz biz çocuklar için bir takılma biçimiydi.Seviyorduk sinemaları,film yıldızlarını.Onların bizim dünyamızda farklı ve ayrı bir yerleri vardı.Kozan yaz geceleri yazlık sinemalarla güzeldi.Zaman ne kötü bir mevhum bütün değerler bir bir yok oldu.Selma Güneri'nin Konya/Çumra'da seyrettiğimiz filmlerinde yeni bir yüz olarak karşımıza çıkıvermesi,bizden biri...

YAŞADIKÇA

    İnanılmaz doğal güzelliklerin olduğu ağaçlar,dağlar,göller,baharla birlikte yeşeren otların yanı sıra ufukların göğe değiverecekmiş gibi göz eriminize ulaşan,gün batımlarının akşamlara dönüşen zamanları.Kulaklarınızda çın çın pervasızca eksilmeksizin süren ağustos böcekleri ötüşlerine,gökyüzünde  parıldayarak ışıklar saçan yıldızlarda dahil aklınıza gelen gelebilen bir çok güzelliklere,kapalı kapılar ardında kalınan şu günlerde özlemler duyuyorsunuz.Artan nüfuslar,mülteci adı altında ülkeye sokulan ne oldukları belirsiz insan tiplemeleri,evlerde odalarda duvarlar arasında eşyalarla birlikte sıkılmışlıklar sizi bu düşüncelere,doğaya tam teslimiyetlere itiyor.Virüs gösterdiki,aniden çepeçevre baskınlar yaparcasına bizleri sarıvermesi kendimizi hiç yaşamamış gibi hissettirdi.Sanki o kadar yılları bizler eksiltmedik,sanki üzerimizden mevsimler hiç geçmedi,kaç kez geçen sonbaharları,sonbaharlardaki yaprak dökümlerini biz hiç görmedik?.Hiç bitmeyen işlerimizin olduğunu sanı...

DOLU DOLU SEVGİLERİM

     Kendimi çok seviyorum,seviyorumki yaşamı;kendime olan tutkum ve ihtirasımla daha bir başka algılarıma düşürüp,ömrün süren her katresinden ayrı bir zevk duyuyor,mutluluğuma mutluluklar katıyorum.Böyle hazlar alarak meydana gelen oluşum,gezegeni sevmemi gerektiriyor.Yer kürede canlılar var,yaşamın her biri ayrı ayrı renk katıcı  tamamlayıcıları.Onlar olmazsa her şey anlamsız ve varlığımızı devam ettirmemiz mümkün değil.Ya bizler,biz insanlar?.Bizler sizler yani hepimiz,bazılarımız ne düşünür sek düşünelim,nasıl eleştiriler yaparsak yapalım çok harika varlıklarız.Duygularımız var,bu duyguların meydana getirdiği arzularımız,isteklerimiz hatta ve hatta gözyaşları döküp hüzünlenmelerimiz.Ağlamak kadınlara nasıl yakışır.Hüzünlenip gözyaşları dökerken ne kadar güzeller..An olur ağlamalara bile özlemler duyup,köşe bir yere çekilip gözyaşları döktüğümüz zamanlar azmıdır?.Dram filmlerini,acıklı romanları,hüzünleri sevdiğimizden okumaz veya seyretmezmiyiz?.Özlem,hasret dolu...