Ana içeriğe atla

YOKLUK AĞLATIRMIŞ

    Ağlayan Analara dayanamam.Anadolu kadını yapan,üreten,doyuran her daim erkeğinin başarılarının arkasında olan mücadeleci yapısıyla tarihler boyunca Türk devlet yapılarımızın silinmeden var oluşlarının gerçek mimarlarıdır.Kadının elinin olmadığı toplumlar devlet olamayıp yok olup gitmişlerdir.Bu gün Meral Akşener Hanımefendi bir televizyonda canlı yayındaydı.Meral Hanımı ilgiyle takip eder doğru yalansız siyaset yapan siyasi şahsiyetlerden biri olarak gerçektende beğenirim.Ara ara canlı yayınlarda halktan kişileri yayınlarının arasına alarak onlara kürsüden söz hakkı verir.Bu uygulama hakikaten şahsım tarafından çok beğeni almıştır.Bu sabah şu anki süren canlı yayınına Münevver Acar diye bir hanımefendiyi içimizden bir halk insanını aldı.Halk üretmez yaşadığı neyse yaşadığını anlatır.Münevver Hanım 42 yaşındayken eşini kaybedip çocuklarına hem analık hem babalık etmiş.Eşinden kalan Bağkur maaşının yetmemesiyle saçını süpürge etmiş misali el işleri yaparak çocuklarını kimselere muhtaç etmeden yetiştirmiş.Münevver Hanım doğalgaz faturalarının el yaktığından,elektrik ve su faturalarını zar zor karşıladığından,et balık ve tavuk gibi hayvansal gıdalardan yararlanamadığından,pazarlarda iki tutam ot alıp eve döndüğünden hele hele meyveleri sadece seyirlik geçtiğinden bahsetti ve bu anlatımlardan sonra gözyaşlarının boşalmasına engel olamadı.Bunu ne yazıkki birileri itibar içinde itibardan tasarruf olmaz diyerek zevk_i sefalar sürerken halkın çoğu bu şekilde aynı Münevver Hanımefendinin durumlarında.Vatandaşın neredeyse çoğu bir tek odada toplanıp sadece o odanın kalorifer peteklerini açmakta,diğerlerini kapatmaktadır.Bazı vatandaşlar faturaları ödeyemem karşılayamam diye hiç açmamakta yorganları üzerine çekerek soğuk kış şartlarından korunmaya çalışıp böyle kışı atlatmaya çalışırken ülkeyi uçurduğunu söyleyen şahsiyet ise "keyif çayı için" diye aç perişanız diyen,gezdiği yerlerde aracının önüne çıkan vatandaşlara çay poşetleri savurmaktadır.Saraylarda keyfi gıcır çalsın sazlar misali bazı sanatçılara canlı konserler verdirmekte şaşaalı bir devri hayat yaşamaktadır.Doğalgaz ülkemize bir örnekleme yapılacak olursa diyelimki 5 lira halka yansıtılışı ise 100 liradır.Neden böyledir?zira doğalgaz dağıtım ve kazanım haklarından tamamıyla iktidarın başındaki ülkeyi şahsım devletine dönüştüren şahsın ailesin sahipliğinin olduğu söylenmektedir.Ülke vatandaşları bir ticari kazanç kaynağı değildir ve politika ise asla ticaret adı altında bir köşe dönme arenası hiç değildir.İşte böyle sahipliği olunan sektörün zamlarının artmasının gerçek nedeni budur.Türk halkı kaynakları bol bir ülke olarak bu tür yoklukları yaşamayı ve yaşatılmayı hak etmemektedir.Vay vatandaşın haline vay neresinden konuştuğunu,ne konuştuğunu bilmeyen bir şahsiyetin ağırlığını görünen köyün klavuz istemez ata sözünde olduğu gibi batağa gittiğini göre göre hiç bir şey üretemeyen bu kişinin hökmüyatını halâ kabüllenip çekmektedir.Yazık oluyor bizlere hakikaten yazıktır halâ kandırılıyor birilerinin üzerimizden yeyip içip otlamasını çekiyoruz..17/Şubat-2021 Şerafettin Sorkun/Anamur'dan

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SELMA GÜNERİ ve LAYIK GÖRÜLEN ONUR ÖDÜLÜ

Bir şarkı dinlersiniz geçmiş yıllarınızı hatırlatan.O şarkıyla hatırasını yaşayacağınız,tekrar bulacağınızı sandığınız sokaklar yok olmuştur.Şükran Ay'ın her şarkısı Kozan sokaklarını ve sinemalarını gözümde canlandırır.Anılarımı gömdüğüm o kentte belediye otobüsleri ve uzak semtlere gidilen dolmuşlar yoktu o zamanlar.Her yerlere yayan gider,günün yorgunluklarına rağmen hayatımızda olmazsa olmaz olan sinemaların gece matinelerinden de kalmaz muhakkak her akşam sinemaya gider,paramız olmazda giremezsek,yazlık sinemaların apörlelerinden çın çın etrafa yayılan filmin müziklerini ve sesini film bitesiye kadar dinlerdik.Bu tarz biz çocuklar için bir takılma biçimiydi.Seviyorduk sinemaları,film yıldızlarını.Onların bizim dünyamızda farklı ve ayrı bir yerleri vardı.Kozan yaz geceleri yazlık sinemalarla güzeldi.Zaman ne kötü bir mevhum bütün değerler bir bir yok oldu.Selma Güneri'nin Konya/Çumra'da seyrettiğimiz filmlerinde yeni bir yüz olarak karşımıza çıkıvermesi,bizden biri...

YAŞADIKÇA

    İnanılmaz doğal güzelliklerin olduğu ağaçlar,dağlar,göller,baharla birlikte yeşeren otların yanı sıra ufukların göğe değiverecekmiş gibi göz eriminize ulaşan,gün batımlarının akşamlara dönüşen zamanları.Kulaklarınızda çın çın pervasızca eksilmeksizin süren ağustos böcekleri ötüşlerine,gökyüzünde  parıldayarak ışıklar saçan yıldızlarda dahil aklınıza gelen gelebilen bir çok güzelliklere,kapalı kapılar ardında kalınan şu günlerde özlemler duyuyorsunuz.Artan nüfuslar,mülteci adı altında ülkeye sokulan ne oldukları belirsiz insan tiplemeleri,evlerde odalarda duvarlar arasında eşyalarla birlikte sıkılmışlıklar sizi bu düşüncelere,doğaya tam teslimiyetlere itiyor.Virüs gösterdiki,aniden çepeçevre baskınlar yaparcasına bizleri sarıvermesi kendimizi hiç yaşamamış gibi hissettirdi.Sanki o kadar yılları bizler eksiltmedik,sanki üzerimizden mevsimler hiç geçmedi,kaç kez geçen sonbaharları,sonbaharlardaki yaprak dökümlerini biz hiç görmedik?.Hiç bitmeyen işlerimizin olduğunu sanı...

DOLU DOLU SEVGİLERİM

     Kendimi çok seviyorum,seviyorumki yaşamı;kendime olan tutkum ve ihtirasımla daha bir başka algılarıma düşürüp,ömrün süren her katresinden ayrı bir zevk duyuyor,mutluluğuma mutluluklar katıyorum.Böyle hazlar alarak meydana gelen oluşum,gezegeni sevmemi gerektiriyor.Yer kürede canlılar var,yaşamın her biri ayrı ayrı renk katıcı  tamamlayıcıları.Onlar olmazsa her şey anlamsız ve varlığımızı devam ettirmemiz mümkün değil.Ya bizler,biz insanlar?.Bizler sizler yani hepimiz,bazılarımız ne düşünür sek düşünelim,nasıl eleştiriler yaparsak yapalım çok harika varlıklarız.Duygularımız var,bu duyguların meydana getirdiği arzularımız,isteklerimiz hatta ve hatta gözyaşları döküp hüzünlenmelerimiz.Ağlamak kadınlara nasıl yakışır.Hüzünlenip gözyaşları dökerken ne kadar güzeller..An olur ağlamalara bile özlemler duyup,köşe bir yere çekilip gözyaşları döktüğümüz zamanlar azmıdır?.Dram filmlerini,acıklı romanları,hüzünleri sevdiğimizden okumaz veya seyretmezmiyiz?.Özlem,hasret dolu...