Ana içeriğe atla

SEVDA YAKMAZ


Sevdayı bedenlerinizde tüm o yakıcı,har ateşlerle kavurucu şekliyle hisseder,yağlı çıralar gibi yanar,bu yanışla kül olur gökyüzünde rüzgarların önünde ora bura savrulur durursunuz.Sevdadır gurbetlere çıkartan,sevdadır günlere,haftalara,aylara ve hatta hatta yıllara sığdırılamayıp mesafelerce yol kat ettiren.Bazen türkülerde gezer durur,bulduğum hiç söylenmemiş,hiç duyulmamış türkü yakılarına takılır kalırım.Netde türkü dinlerken sıradaki türkü "Sevda Yakmaz" adıyla kaderime çıktı.Sibel Karabaş hanımefendinin bu güzel türküsünü beğenerek dinledim tabi dinlerken yapılan yorumlarıda okudum.Gerçektende bu şarkıyı yarası olan gocunur dedikleri misalinde olduğu gibi sevdaya düşüp ayrı kalanlar,gurbetlere çıkanlar,sevdiğinin sevdasından ilgi göremeyip buna kızarak sitemkar olanlar hemen hemen her tür sevda tutukluları dinlemişler ve yorumlarınıda eklemişler.Buraya beğendiklerimi ve güzel olanları alıyorum zira bunlar yüreklerin çektiklerinin dışa yansıyışları,hepsi bir birinden değerli duygu akımlarıdır."Hıçkıra hıçkıra ağlamak çok kötüdür, bide ağlayamayacak kadar acıya alışmış olmak" demiş bir tanesi."Askerde Ağlaya Ağlaya Nöbet Tutmak Da varmış Beğeninde arada gelip dinleyeyim" demiş.Belliki asker ve sevdiğini bu yorumla çok özlemiş yorumununda beğenilerle onu sevindireceğini belirtmekte.Temennim tez terhis olurda hasretliği biter.Bir başkası.Olduğu gibi buraya almaya devam ediyorum beğeniyle dinlediğim yanık ve içte alevler artırıcı türküyü dinlerken"Belki burda karşılaşırız diye geldim ama senin o kadar derdin yoktur"demiş.Vayyy ne kadar duygusal.Unutamadığı ama galiba sonu ayrılıkla biten sevdasında sevdiğine sitem dolu ifadeler yansıtan bu yorumu yapmış.Yine bir başka yorum"Annem geceleri şarkı dinleme yüregine oturur derdi"demiş bir bayan yorumcu.Dinleme be kızcağazım o zaman,yorganı iyice çek üstüne vur kafayı yat.Demesi kolayda yatabilirmi acaba!!Devam ediyorum güzel yorumlardan aktarmaya."Aslında hepimiz buraya unutmaya değil hatırlamaya geldik"demiş bir başkası.Bunu çok anlamlı ve manidar buldum.Sevdaya düşüldüğü zaman asla ve ölesiye unutulmaz.Ağır ağır içten içe yanılır yaşadıkça ne içten çıkar nede akıllardan.Kim demiş "Sevda Yakmaz"yakar öyle bir yakarki şeytan çarpmışa döndürür döndürürde bile bile,isteye isteye bu ateşler içinde yanmalara razı olunur..12/Şubat-2021 Şerafettin Sorkun/Anamur'dan

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SELMA GÜNERİ ve LAYIK GÖRÜLEN ONUR ÖDÜLÜ

Bir şarkı dinlersiniz geçmiş yıllarınızı hatırlatan.O şarkıyla hatırasını yaşayacağınız,tekrar bulacağınızı sandığınız sokaklar yok olmuştur.Şükran Ay'ın her şarkısı Kozan sokaklarını ve sinemalarını gözümde canlandırır.Anılarımı gömdüğüm o kentte belediye otobüsleri ve uzak semtlere gidilen dolmuşlar yoktu o zamanlar.Her yerlere yayan gider,günün yorgunluklarına rağmen hayatımızda olmazsa olmaz olan sinemaların gece matinelerinden de kalmaz muhakkak her akşam sinemaya gider,paramız olmazda giremezsek,yazlık sinemaların apörlelerinden çın çın etrafa yayılan filmin müziklerini ve sesini film bitesiye kadar dinlerdik.Bu tarz biz çocuklar için bir takılma biçimiydi.Seviyorduk sinemaları,film yıldızlarını.Onların bizim dünyamızda farklı ve ayrı bir yerleri vardı.Kozan yaz geceleri yazlık sinemalarla güzeldi.Zaman ne kötü bir mevhum bütün değerler bir bir yok oldu.Selma Güneri'nin Konya/Çumra'da seyrettiğimiz filmlerinde yeni bir yüz olarak karşımıza çıkıvermesi,bizden biri...

YAŞADIKÇA

    İnanılmaz doğal güzelliklerin olduğu ağaçlar,dağlar,göller,baharla birlikte yeşeren otların yanı sıra ufukların göğe değiverecekmiş gibi göz eriminize ulaşan,gün batımlarının akşamlara dönüşen zamanları.Kulaklarınızda çın çın pervasızca eksilmeksizin süren ağustos böcekleri ötüşlerine,gökyüzünde  parıldayarak ışıklar saçan yıldızlarda dahil aklınıza gelen gelebilen bir çok güzelliklere,kapalı kapılar ardında kalınan şu günlerde özlemler duyuyorsunuz.Artan nüfuslar,mülteci adı altında ülkeye sokulan ne oldukları belirsiz insan tiplemeleri,evlerde odalarda duvarlar arasında eşyalarla birlikte sıkılmışlıklar sizi bu düşüncelere,doğaya tam teslimiyetlere itiyor.Virüs gösterdiki,aniden çepeçevre baskınlar yaparcasına bizleri sarıvermesi kendimizi hiç yaşamamış gibi hissettirdi.Sanki o kadar yılları bizler eksiltmedik,sanki üzerimizden mevsimler hiç geçmedi,kaç kez geçen sonbaharları,sonbaharlardaki yaprak dökümlerini biz hiç görmedik?.Hiç bitmeyen işlerimizin olduğunu sanı...

DOLU DOLU SEVGİLERİM

     Kendimi çok seviyorum,seviyorumki yaşamı;kendime olan tutkum ve ihtirasımla daha bir başka algılarıma düşürüp,ömrün süren her katresinden ayrı bir zevk duyuyor,mutluluğuma mutluluklar katıyorum.Böyle hazlar alarak meydana gelen oluşum,gezegeni sevmemi gerektiriyor.Yer kürede canlılar var,yaşamın her biri ayrı ayrı renk katıcı  tamamlayıcıları.Onlar olmazsa her şey anlamsız ve varlığımızı devam ettirmemiz mümkün değil.Ya bizler,biz insanlar?.Bizler sizler yani hepimiz,bazılarımız ne düşünür sek düşünelim,nasıl eleştiriler yaparsak yapalım çok harika varlıklarız.Duygularımız var,bu duyguların meydana getirdiği arzularımız,isteklerimiz hatta ve hatta gözyaşları döküp hüzünlenmelerimiz.Ağlamak kadınlara nasıl yakışır.Hüzünlenip gözyaşları dökerken ne kadar güzeller..An olur ağlamalara bile özlemler duyup,köşe bir yere çekilip gözyaşları döktüğümüz zamanlar azmıdır?.Dram filmlerini,acıklı romanları,hüzünleri sevdiğimizden okumaz veya seyretmezmiyiz?.Özlem,hasret dolu...