Aşağıda çok hazin bir ÖĞRETMEN hikayesi var.Bu ÖĞRETMEN hikayede olduğu gibi bir kaza neticesinde öldü gitti şimdi yaşamamakta.Olayın geçtiği beldelerde yaşamışlığım ve gitmişliklerim var.Isparta Gönen in kasabası Atabey'de bulunan Isparta Gönen Öğretmen okulu tepelerin üzerinde çam ağaçlarının arasında güzel bir beldede kurulmuş ortaokul ve lise eğitimleri veren bir okul.Ülkemizde siyasi kariyeri epey onun kullandığı tabirle diyelim böyyük ve önemli siyasetçilerimizden olan Süleyman Demirel'in memleketi olması dolayısıyla kaldırılan köy ensitütülerinden burası muaf tutulmuş şimdilerde Anadolu öğretmen okulu olarak eğitimler sürdürülmekte ve belkide değerli valilerimizin birilerine yaranmak adına imam hatip okulu olarak isim ve amaç değişikliğine uğratılmış vaziyette öğrenimlere devam edilmektedir.Burada en önemli amaç daha çok çalışkan fakir ama başarılı köy çocuklarının parasız yatılı olarak okutulmalarıdır.Blog sayfama bir ÖĞRETMEN çocuğu olarak etkilendiğim için bana ait olmayan bu yazıyı paylaşma ihtiyacı hissettim.24/Ocak-2021 Şerafettin SORKUN/Anamur'dan
Çivril, Denizli'nin şirin bir ilçesidir. Öğretmen Şefik Sınıg'ın mezarı, şehir mezarlığında bir tepenin üzerindedir. Nüfus kayıtlarına göre, asıl adı ve soyadı Şefık Eren Şınıg' dır. Ancak, "Şınığ" yerine, "Sınıg" soyadını kullanmıştır.Şefık Sınığ, 1925 yılında Konya-Seydişehir' de dünyaya geldi. Babasının adı Hulusi, annesinin adı Nazife'dir. Küçük yaşta annesini ve babasını kaybeden küçük Şefık, hem yetim. hem de öksüz kalır. Kimsesiz kalınca; o yıllarda Denizli'nin Çivril ilçesinde PTT müdürü olan eniştesinin yanına gelir. Burada, ilçenin tek ilkokulu olan 30 Ağustos İlkokulu'nda öğrenime başlar.Çivrilli Osman Gürkan, Isparta-Gönen Köy Enstitü¬sü'nde tarım ögretmenidir. Çevresinde; zeki, çalışkan, yardıma muhtaç çocukları teşvik ederek, çoğunlukla, okula kendisi götürerek, o çocuklann öğrenim görmelerini sağlar. Şefık de, bu çocuklardan biridir.Öğretmen Osman Gürkan, Şefik'i Isparta-Gönen Köy Enstitüsü'ne götürür, Orada, parasız yatılı okumasını sağlar. Ona bir baba şefkati gösterir. Ona sahip çıkar.Şefik Sınığ, Gönen Köy Enstitüsü'nü bitirdikten sonra, Afyon-Dinar ilçesi, Sütlaç Köyü İlkokulu'na öğretmen olarak atanır. Burada ilk görevine başlar1949 yılı ekim ayında bir gün, görev yaptığı Sütlaç Kö¬yü'ne yakın Bostancı Köyü'ne futbol oynamaya giderler. O köyde Çivril'den ve Gönen Köy Enstitüsü'nden sınıf arkadaşı olan öğretmen Mehmet Aydeniz görev yapmaktadır Orada, maç esnasında fut¬bol topu patlar. Şefik öğret¬men ve arkadaşları, topu tamir etmek için okula girerler. Şefik öğretmen, topu tamir ederken okulun ara duvarı üzerlerine çöker. Yalnızca o ağır yaralanır.O yıllarda, ulaşım şartlan hayli zor olduğundan Çivril e güç şartlarda" getirilir.Doktor Şerif Gürsel, ağır yaralı olan Şefik öğretmeni muayene ediyor ve omuriliğinin hayli ezilmiş olduğunu görüyor. Çaresiz bir şekilde, Çivril'den Sütlaç'a geri götürülüyor ve orada okul odasında yatağına yatırılıyor. Hasta ya¬tağının başında, öğretmen arkadaşı Mehmet Aydeniz. köylülerden bir kaç kişi bekliyor Ancak, durum umutsuzdur. Dünyanın bütün çiçeklerini, köy çocuklarını, öğretmenlik mesleğini çok seven idealist öğretmen ölmek üzeredir.Sürekli öğrencilerini sayıklar Bu sayıklaması gün boyunca sürer. Hep, öğrencilerini, kaderleri kendisine benzeyen o köy çocuklarını sayıklar. Dünyanın bütün çiçeklerini yanına ister. Son sözleri şu olur:
Yorumlar
Yorum Gönder