Ana içeriğe atla

USUL USUL GEÇEN GÜNLER

Her yerlerde hatırası vardı geçmiş günlerin.Çok hızlı koşan atlar misali bu günlerin geçişleriyle derinlerde izi kaldı.Anamur'da 2020 senesinin Haziran ayının takvimlerde gösterdiği gününün 22 lerinde Konya'dan gelişimizle çok güzel günler geçirdik ve geçirmekteyiz.Akdeniz'in bu güzel beldesinde hayatımın çok sevdiğim sürpriz gelişmeleri yaşandı.Kozan'da ortaokulu tamamen üç sınıfınıda birlikte okuduğumuz arkadaşım Aliihsan Kütükoğlu eşi Halise Hanımefendiyle Anamura'a gelişimizden bir kaç gün sonra telefon iletişimlerimizle kararlaştırmamızla Büyük Eceli'deki yazlıklarından ziyaretimize geldiler.Kozan'da ilkokul ve ortaokul evrelerimde bulunduğum zamanlarda tüm arkadaşlarımızla bir birlerimizi yine bir birlerimizden telefonlarımızı alarak bulmalarımıza rağmen tüm Dünya'yı etkisi altına alan corona virüs nedeniyle bir araya gelmelerimiz zorunlu olarak askıya alınmış olmuştu.Aliihsan ve eşi Halise hanımların gelişleriyle virüs şu bu vs.umurumuzda olmaksızın o gün Anamur'da unutamayacağımız anlar yaşadık.Zaman içerisinde hayatımda çok önemli yeri olan Kozan İstiklal İlkokulunun 5.sınıfında benim için büyük değerler olarak ayrı bir yerleri bulunan arkadaşlarım Gülsüm Arık'la iletişim kurduk,arkasından Ergun İzgi,Ali Arık,Mehmet Baykal yeniden iletişimler kurarak telefonlar ve diğer sosyal paylaşım siteleride eski o çok sevdiğimiz güzel günleri yadedeceğimiz yeni bir evrenin başlamasına neden oldu.Aliihsan kilo almış ama o sevecenliği,dost yürekliliğinden,güler yüzünden hiç bir şey eksilmemiş.Eşi Halise Hn.da becerileri çok fazla.Amatörce olarak başladığı müzik uğraşlarıyla bazı enstrümanları çalabilme yetilerini geliştirmiş ve emekliliğiyle birlikte dünyasına daha çok müziği almış.Halise Hn.bir gün mutlaka bir müzik ziyafeti yapabileceğini belirtti.Halise Hn.keşke arabaya atıp getirseydiniz şu çalgıyı dedik,ilk olduğu için düşünemedik bu şekil oldu dedi.İkinci gelişlerinde muhakkak getireceğini ve bir konser verebileceğini söyledi.Yurt dışında yaşayan 2 erkek çocukları olmuş,olmayı geç koca adamlar olup bir tanesi evlenmiş öbürkü evliliğin adına bile yaklaşmıyor hayatını yaşıyormuş.Yaşasınlar demekten başka diyecek bir şey yok.Şimdiki zaman gençlerinin birliktelikleri bizim hafsalalarımızın almayacağı biçim ve şekillerde.Bizler sevdaları taa o ilk mektep yıllarında kalplerimize sokup,duyduk.Şu kızı alacam şununla evleneceğim düşüncelerini o yıllarda kafalarımıza koyup sevdiğimiz,gönül verdiğimiz kızı alırsak tepeleri dağları düz edeceğimizi düşünüp onunla her bir şeylerin üstesinden gelebileceğimizi hayal ederdik. Kanada'da olup evlilik yapmış olandan Aliihsanın bir torunu var.Aliihsan torunun resimlerini gösterdi.Dedesinin bizim o ortaokul yıllarındaki masumiyetini andırır bir görüntüsü var.Unutmadan onuda yazayım Aliihsan bize ekmek yapmış getirmiş.Benim başarılı ve çalışkan arkadaşım.Her daim her zaman üretkenliği ilke edinmiş bir insan olarak bu yaşlara kadar koşturdun.Biliyorum başarısızlık senin hiç hoşuna gitmez bu kavramı hayatında asla barındırmazdın.Neler konuşmadıkki..Güleceğimiz mevzuu edeceğimiz ne çok şeylerimiz varmış.O yıllarda taa ezellerde kalan yıllarda Aliihsan kurtarıcımızdı.Tahtaya o kalkar,öğretmene o cevap verir hele hele benim dersleri hiç sevmediğim,hiç yapmadığım o zamanlarda oh be azar işitmeden bu günde sorgu sual edilmeden geçirdik diyebileceğim zamanlarımın kurtarıcısıydı.Yazlıkları Büyükecelide nükleer santralın kurulduğu yerde buraya uzaklığı ise 80 km.kadardı.Akşama kadar Anamur'da eski günlerden ve Kozan'dan konuştuk.Onlar gittikten sonra bir burukluk hissettim.İşte arkadaşım gelmiş dünya gözüyle görüşmüştük.Bir daha ne zaman nasıl ne şekil görüşülebilinecekmiydi?.Hep buluşalım diyorduk,randevular veriyorduk Dünya'yı saran bu sars virüsü yüzünden gerçektende artık zor olacağı düşüncelerini taşımaya başladık.Çok daha aylar evvelinden Gülsüm Arık,Pürlen Yeğenoğlu,Ergun İzgi arkadaşlarımla Eylül ayını tarih belirleyip buluşma taahhüdümüz eşimin virüs zamanı ateşle oynuyorsunuz uyarısıyla  mantıklı bulunup bir başka zamanlara ertelendi.Öyle pis bir illettiki bu virüs birimizi hiç etkilemezken ötekimizi,berikimizi yok edecek hayattan alıp gidecek şekilde etkileyebilirdi.Eğer bunun içinde birimiz öbürümüze zarar verecekse ömür boyu unutamayacağımız korkunç bir zan altına bürünürdük.Ergun uzaklardan resimler şarkılar attı.Nasıl özlemişim şarkılarını.Pürlen yaz aylarında rahmetli eşinin memleketi olan Adana/Kadirli'de torunlarıyla yaylaya gittiğini yazlığa ise buluşacağımız ay olan Eylül'de geldiğini,sıcaklarda sahillerin çekilmediğinden dem vurdu.Gülsüm çocuklarına göre karar verme yönlenmesi yaptığından ne emekliliğine nede bir yere tam anlamıyla yerleşme düşüncelerinde ikilemler yaşamakta.46 yılları meslekte devirermiş.En son tlf.görüşmemizde izinleri bitirdiğini halâ emeklilikte bir karara varma veya varmama düşüncelerinde olduğunu belirtti.Fevzi Erdoğan'la devamlı iletişim halindeyim,Fevzi mazlum ve bir o kadarda duygularla dolu.Sevdiğim hoşlandığım müzikleri çok iyi bilir ve kendi dinlediklerinide muhakkak atar.Dinler dinler bu müziklerlede eski günlere Kozan sarmalına daha bir sarılır,unutamadığım o güzel günlere dalar giderim.Mehmet Baykal'la telefon görüşmelerim eksik değil.Eşi Nurten Hn.la evliliklerinin ilk yıllarında Benim oturduğum Kozan'daki Aslanpaşa Mahallemizde hemde tam tamına bana 2 adımlık mesafedeki Bahriye teyzelerin evlerinde oturmuşlar.Nurten Hn.daha evvel kalem ettiğim Melek Girmez sokağı eşi arkadaşım Mehmedin facebook sayfasından okumuş ve çok beğendiğiyle kalmayıp anlattığım insanlarıda tanıdığını bana Mehmet arkadaşımla yaptığım bir telefon görüşmesinde benimle konuşacağını benimle tanışmak istediğini Mehmede söylemesiyle telefonla konuşarak tanışmış ve bu bilgileri almış ve çokta duygulanmıştım.Zafer Yeğenoğlu arkadaşım şu sıralar suskunlarda.Zaman,yer,düşünceler,duygular,farklı bakış açıları,ailevi sebepler bazı bazı suskunlukları gerektiriyor belkide.

    Bu gün 22/Aralık-2020 23/Aralık-2020 ye atlamış.Saat 00,20 bu satırları yazarken bir yandanda kulağımda kulaklık şarkı dinlemekteyim.O çocukluk yıllarımad Kozan'da radyoda çok sevdiğim bir şarkı çıkarsa elime kağıt kalem alıp onu yazmaya çalışır ve yazıncada kuytu bir köşede seslice okumaya söylemeye çalışırdım.Ne zor günlermiş.Şimdi bir şarkıyı bas durdur,bitir hem istediğin yerinden hemde yeniden defalarca dinle.Bilmiyorum o zamanlarmı yoksa şimdiki bu zamanlarmı daha güzel.Bana sorarsanız o zamanlar daha güzeldi.Zor elde edilir,zor sahip olunur,sahip olunanında hatırı sayılır bir değeri olurdu.Galiba uyku vakti geldi..23/Aralık-2020 saat 00,25 Şerafettin Sorkun/Anamur'dan


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SELMA GÜNERİ ve LAYIK GÖRÜLEN ONUR ÖDÜLÜ

Bir şarkı dinlersiniz geçmiş yıllarınızı hatırlatan.O şarkıyla hatırasını yaşayacağınız,tekrar bulacağınızı sandığınız sokaklar yok olmuştur.Şükran Ay'ın her şarkısı Kozan sokaklarını ve sinemalarını gözümde canlandırır.Anılarımı gömdüğüm o kentte belediye otobüsleri ve uzak semtlere gidilen dolmuşlar yoktu o zamanlar.Her yerlere yayan gider,günün yorgunluklarına rağmen hayatımızda olmazsa olmaz olan sinemaların gece matinelerinden de kalmaz muhakkak her akşam sinemaya gider,paramız olmazda giremezsek,yazlık sinemaların apörlelerinden çın çın etrafa yayılan filmin müziklerini ve sesini film bitesiye kadar dinlerdik.Bu tarz biz çocuklar için bir takılma biçimiydi.Seviyorduk sinemaları,film yıldızlarını.Onların bizim dünyamızda farklı ve ayrı bir yerleri vardı.Kozan yaz geceleri yazlık sinemalarla güzeldi.Zaman ne kötü bir mevhum bütün değerler bir bir yok oldu.Selma Güneri'nin Konya/Çumra'da seyrettiğimiz filmlerinde yeni bir yüz olarak karşımıza çıkıvermesi,bizden biri...

YAŞADIKÇA

    İnanılmaz doğal güzelliklerin olduğu ağaçlar,dağlar,göller,baharla birlikte yeşeren otların yanı sıra ufukların göğe değiverecekmiş gibi göz eriminize ulaşan,gün batımlarının akşamlara dönüşen zamanları.Kulaklarınızda çın çın pervasızca eksilmeksizin süren ağustos böcekleri ötüşlerine,gökyüzünde  parıldayarak ışıklar saçan yıldızlarda dahil aklınıza gelen gelebilen bir çok güzelliklere,kapalı kapılar ardında kalınan şu günlerde özlemler duyuyorsunuz.Artan nüfuslar,mülteci adı altında ülkeye sokulan ne oldukları belirsiz insan tiplemeleri,evlerde odalarda duvarlar arasında eşyalarla birlikte sıkılmışlıklar sizi bu düşüncelere,doğaya tam teslimiyetlere itiyor.Virüs gösterdiki,aniden çepeçevre baskınlar yaparcasına bizleri sarıvermesi kendimizi hiç yaşamamış gibi hissettirdi.Sanki o kadar yılları bizler eksiltmedik,sanki üzerimizden mevsimler hiç geçmedi,kaç kez geçen sonbaharları,sonbaharlardaki yaprak dökümlerini biz hiç görmedik?.Hiç bitmeyen işlerimizin olduğunu sanı...

DOLU DOLU SEVGİLERİM

     Kendimi çok seviyorum,seviyorumki yaşamı;kendime olan tutkum ve ihtirasımla daha bir başka algılarıma düşürüp,ömrün süren her katresinden ayrı bir zevk duyuyor,mutluluğuma mutluluklar katıyorum.Böyle hazlar alarak meydana gelen oluşum,gezegeni sevmemi gerektiriyor.Yer kürede canlılar var,yaşamın her biri ayrı ayrı renk katıcı  tamamlayıcıları.Onlar olmazsa her şey anlamsız ve varlığımızı devam ettirmemiz mümkün değil.Ya bizler,biz insanlar?.Bizler sizler yani hepimiz,bazılarımız ne düşünür sek düşünelim,nasıl eleştiriler yaparsak yapalım çok harika varlıklarız.Duygularımız var,bu duyguların meydana getirdiği arzularımız,isteklerimiz hatta ve hatta gözyaşları döküp hüzünlenmelerimiz.Ağlamak kadınlara nasıl yakışır.Hüzünlenip gözyaşları dökerken ne kadar güzeller..An olur ağlamalara bile özlemler duyup,köşe bir yere çekilip gözyaşları döktüğümüz zamanlar azmıdır?.Dram filmlerini,acıklı romanları,hüzünleri sevdiğimizden okumaz veya seyretmezmiyiz?.Özlem,hasret dolu...