Küçükken aklınıza gelebilen çoklukta oyunlar oynar ve bu oyunların gizemli etkisine kendimizi kaptırıp zamanın geçmesini bile istemezdik.Bir kişinin ebe olup belirli bir yere gözlerini yumarak yüze kadar sayarak oyuna iştirak eden öbür çocukların saklanmasına fırsat vermesiyle bulunduğu yerden oyunu başlatır oyunun başlamasıyla çocuklar ebe tarafından aranmaya başlanırdı.Hepimizin çocukluk yıllarında bir değil birkaç kereler oynadığımız bu oyunun adı saklambaçtı.SARS virüsü bir diğer adı corona saklambaç oynarcasına salt hepimizi saklanmalara itti.Biz bu oyuna isteyerek çocukluğmuzda istediğimiz gibi canı gönülden oynamaya hevesli razı olanlardan olmadık.SARS bizi zorla bu saklambaç oyununun içine aldı sobeleneceğiz diye ödümüz sıdmakta(kopmakta) saklanmakta ve sobelenmek istememekteyiz.Raguel Welch beğendiğim Amerikalı film yıldızı her güzel kadından etkilenip senelerce istisnasız belleğimde yaşattğım gibi bu güzel hanımda belleğimde uzun uzadıya işgalde kalan sinema starlarından biri.Onun "Uzağı koşan kadın" diye çok beğenip izlediğim bir filmi vardı.Kızılderililerin hayatlarını konu alan filmde bir yarışı koşarak kazanmış kızılderililerin büyük reiside onun bu başarısının karşılığı olarak ismini "Uzağı koşan kadın" olarak adlamıştı.Bizlerde taksit taksit dışarılara salınmaların ardından evlerde saklanan insanlar adlamalarını alıp köşelere sinip bir birlerimizden saklanıyoruz.Tarih kitapları 2019 un Mart ayında ülkemize girip bizleri esir alan bu virüsü ilerde nasıl yazacak bilmiyorum ama ben şunu ifade edeyim bizim ülkedeki yetki ve selahiyet sahipleri yani bizleri yönetenler gerçektende bu uygulamaları yanlış yapıyorlar.Gerçi ne yaptıklarını hiç bilmiyorum bildiğim sadece çıkıp çıkıp medyada şow yapıyorlar.Şimdi yanlış yapıyorlar dedimya.Vay senmisin bunu deyen devlete isyan bayrağı asmışsın,devlet sırlarını ifşa ediyorsun,çalışmalarımızı,icraatlarımızı karalıyor,karartıyorsun diye çok ağır bir hükümle yargılayabilirler.O yüzden lafı değiştireyim.Çok başarılı çalışmalar yaparken öyle kendinizi kaptırıyorsunuzki inanın bu kadar çalışma çokluğunun içerisinde bazıları unutulup icraatlara geçirilemiyor.Nedir bu unutulan yapılması gereken icraat?Bas birader böyle zamanlarda para bas 15 gün vatandaşı ona buna muhtaç etmeyecek şekilde evlerde tecritte tut.Bak bakalım vatandaşın evlerde tencereleri fokur fokur kaynamaya,sobaları çatır çatır yanmalara başlayınca nalı kırık uyuz beygirler gibi dışarılarda dolaşan bir fert olacakmı,sokaklara çıkılacakmı?Vallahide billahide tillahide kimseler çıkmaz.Para basmak böyle zamanlarda yapılması zorunlu gerekli icraatlardır.Böyle olanağanüstü fevkalede olumsuzluklarda ekonomi çok kötüyse bu şekil uygulamalar yapılır ve süratle çözümlere gidilir.Bizim vatandaşlarımız yufka yürekli vatandaşlardır bu şekil sahiplenmelerle geleceğini güvencede görerek milli duyguları galeyana gelip tek yürek olmayı çok iyi bilir.Eğerki ona yalan söyler güvenini kaybedersen gönlüne asla bir daha giremezsin.Yazılı ve görsel medyadan bazı ülkelerin nüfuslarının 2-3 katı aşı temin edip stokladıklarını ve vatandaşlarının sağlık hususunda hayatlarını güven altına alacakları bu tür işlemleri başlattıklarını duyuyor,görüyor ve okuyuruz.Bizde ise bazı özel kişilere el altından aşılar vurulduğu,yapıldığı,temin edildiği söylenmekte.Test yaptırmak bile acın yatıp gücün yatan vatandaşlarımızın üstesinden gelemeyeceği kadar pahalı.Ülkemiz zenginlikleriyle çok güzel bir coğrafyada ve bizlerde Türk toplumu olarak bu şekil saklanmaları,taksitli sokağa bırakılmaları,sobelenme korkuları çekmeleri hak etmeyecek kadar per perişan pejmude insan tiplemeleri değiliz.Artık şu parti bu parti gibi ayırımlarınızla,ayrıştırmalarınızlada ilgilenmiyoruz.23/Aralık-2020 Şerafettin Sorkun/Anamur'dan
Bir şarkı dinlersiniz geçmiş yıllarınızı hatırlatan.O şarkıyla hatırasını yaşayacağınız,tekrar bulacağınızı sandığınız sokaklar yok olmuştur.Şükran Ay'ın her şarkısı Kozan sokaklarını ve sinemalarını gözümde canlandırır.Anılarımı gömdüğüm o kentte belediye otobüsleri ve uzak semtlere gidilen dolmuşlar yoktu o zamanlar.Her yerlere yayan gider,günün yorgunluklarına rağmen hayatımızda olmazsa olmaz olan sinemaların gece matinelerinden de kalmaz muhakkak her akşam sinemaya gider,paramız olmazda giremezsek,yazlık sinemaların apörlelerinden çın çın etrafa yayılan filmin müziklerini ve sesini film bitesiye kadar dinlerdik.Bu tarz biz çocuklar için bir takılma biçimiydi.Seviyorduk sinemaları,film yıldızlarını.Onların bizim dünyamızda farklı ve ayrı bir yerleri vardı.Kozan yaz geceleri yazlık sinemalarla güzeldi.Zaman ne kötü bir mevhum bütün değerler bir bir yok oldu.Selma Güneri'nin Konya/Çumra'da seyrettiğimiz filmlerinde yeni bir yüz olarak karşımıza çıkıvermesi,bizden biri...
Yorumlar
Yorum Gönder