Ana içeriğe atla

YAŞATILAN SEVGİLER


   
İnsanlar sadece sevgi isterler,dışlanmadık sahtelerle dolu olmayan sevgi için koşulsuz bütün kalplerini verirler.Bu sevgiyi bulabilmek kolaymıdır?elbette hayır.Bulabilmek çok zordur.Bunun için kafadan hesaplamalar yapmamak,sevgide insanın görünümüne şartlanmamak gerekir.Geçmiş yıllarda çocuk kalplerde böyle sevgileri tertemiz içinizde hissedip farkında olmadan yaşadınız.Hayattan beklentileriniz bu sevgilere sahiplenmeyi zaman zaman yaş aldıkça hep geri planlara itti.Herşeylere sahip oldunuz,evlilikler yaptınız,Dünya'ya gelen çocuklarınız mutluluklarınızı artırıp sevinçlerinize sevinçler kattı ama gün geldi bir şarkı sizi yıllar yıllar ötelerine götürdü.Yaşamınızda bir eksiklik hissettiniz.Bu eksiklik çocukluk yıllarıydı,çocukluk yıllarındaki el ele tutuşup koşturmalarınızı özlemelerinizdi.Okul yıllarınız başladı.Mahalleden öte her kesimden okul arkadaşlarınız oldu.Dersler muhakkak gelecek açısından önemliydi ama derslerden ziyade birbirinizle olmalar,kafa kafaya verip bir araya gelmeler daha çok anlamlıydı.Körebeler,mendil kapmacalar,yakar toplar yahut birimizin düştüğü komikçe durumlar hep yıllar ötesine götürüp bu anıların defalarca kafamızda yaşanmasına neden oldu.Okuma kitaplarında bazı şiirler vardı,bunlar hepimizi ve bilhassa bu yaşlara kadar aklımdan hiç silinmemişki beni çok daha fazla  etkilemiştir.Aklımda kalanlardan bazılarını sizlerle paylaşmak istiyorum.
GÖÇMEN KUŞLAR
Gelmeden kış bitmeden yaz
Gidin gidin güzel kuşlar
Sıcak güney illerinde
bol yiyecek bol güneş var
Türkülerle gidersiniz
Kim gösterir size yol iz
Ürkütmezmi kalbinizi
Yüce dağlar coşkun deniz
Gökte olup sıra sıra
Kayboldunuz ufuklarda
Göçmen kuşlar güzel kuşlar
Yine gelin İlkbaharda
                                                                                                                                                                           Adını hiç unutmam Zeki Tunaboylu yazmış,kalem tutan ellerine,emeklerine sağlık,çok güzel yazmış.
Bu şiiri böyle hatırlıyorum belki böyle değil eksik okumam var,eksik okumama rağmen böylede seviyorum.Dadaloğlu'nu,Karacaoğlan'ı Kırşehir'li Muharrem Ertaş'ı,Şarkışlalı Aşık Veysel'i hatırlıyorum.Güney'e her gidişimde Sertavul'u geçtikten sonra Mut'a doğru giderken yolun sol tarafındaki orman içinde şose dışı gözüme ilişiveren Musa Eroğlu Hatıra Ormanı yazılı tabelayı görünce Musa Eroğlu'na hayranlığım kat kat artar.Sizler bilirmisiniz bilmem ama Yürükler(Yörük) çok iyi bilir.Dağlarda mor,mavi,sarı renklerde karışımları olan bir"Beni Unutma"çiçeği vardır.Eskilerde kavilleşen sevdalılar birbirleriyle arada geçici bir ayrılık olacaksa birer tutam beni unutma çiçeğini alır,onları paylaşır sevdalarının ölümsüz olacağına,birbirlerini bekleyeceklerine dair bu beni unutma çiçekleriyle ant içerlermiş.Bu ayrılık ama vatan borcu askerlik,ama para kazanmak,var olmak adına gurbet ellerdir.Eğerki bu sevdalılardan birisinin başına olumsuz bir durum hasıl olursa bu çiçekler solarmış.Solmazsa gavillerinde bir cayma yahut bir olumsuzluk yok demekmiş.Sizleri her ne olumsuzluklar olursa olsun yaşatan sevgidir.Uzaklarda olunsa bile birilerinin dostluğunun sevgisi ona her zaman güç verir.Ben buna inanıyorum sevgimi bütün dostlarıma sınırsızca tüm kalbimle veriyorum.Mut köyleriyle,konumuyla,çıktığı kaynağından salını salını bir gelinlik kız edasıyla Akdeniz'e doğru akıp giden Göksu'yuyla ap ayrı muhteşem bir güzelliktir.Bu topraklara girivermenizle Karacaoğlanın sazının tellerine vuruşunu perde perde yüreğinizde hissedersiniz.Göksu'ya bakar,onun Akdeniz'e doğru özgür akışını seyredersiniz.Kargıcak'ta oturup verdiğiniz mola,içtiğiniz çayla tüm bedeniniz rahatlayıverir.Karaca(Karacaoğlan) bu tepeleri adım adım sazıyla sözüyle hep fethetmiş.Rüzgarın ılgıt ılgıt esişiyle,bu sesi karacanın sazının sesini rüzgarın içinde duyduğunuzu gerçekten hissedersiniz.Hemen aklıma bir başka şiir geliveriyor;
    Bir yer düşünüyorum yemyeşil
    Bilmem neresinde yurdun
    Bir ev günlük güneşlik çiçekler içinde memnun
    Bahçe kapısına varmadan daha
    Baygın kokusu ıhlamurun
    Mesut olun yaşayın Ana Baba Evlat Torun.
    Yazarı Ahmet Kutsi Tecer olsa gerek tam olarak bilemiyorum ama şair tüm kalbini vermiş her satırına nakış nakış yüreğini işlemiş.Tüm sevgiler sizleri bulsun ve daima yüreklerinizde tertemiz pırıl pırıl sevgiler olsun...Resim Kargıcak Kanyonudur..
25/Haziran-2015  Şerafettin Sorkun/Anamur'dan

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SELMA GÜNERİ ve LAYIK GÖRÜLEN ONUR ÖDÜLÜ

Bir şarkı dinlersiniz geçmiş yıllarınızı hatırlatan.O şarkıyla hatırasını yaşayacağınız,tekrar bulacağınızı sandığınız sokaklar yok olmuştur.Şükran Ay'ın her şarkısı Kozan sokaklarını ve sinemalarını gözümde canlandırır.Anılarımı gömdüğüm o kentte belediye otobüsleri ve uzak semtlere gidilen dolmuşlar yoktu o zamanlar.Her yerlere yayan gider,günün yorgunluklarına rağmen hayatımızda olmazsa olmaz olan sinemaların gece matinelerinden de kalmaz muhakkak her akşam sinemaya gider,paramız olmazda giremezsek,yazlık sinemaların apörlelerinden çın çın etrafa yayılan filmin müziklerini ve sesini film bitesiye kadar dinlerdik.Bu tarz biz çocuklar için bir takılma biçimiydi.Seviyorduk sinemaları,film yıldızlarını.Onların bizim dünyamızda farklı ve ayrı bir yerleri vardı.Kozan yaz geceleri yazlık sinemalarla güzeldi.Zaman ne kötü bir mevhum bütün değerler bir bir yok oldu.Selma Güneri'nin Konya/Çumra'da seyrettiğimiz filmlerinde yeni bir yüz olarak karşımıza çıkıvermesi,bizden biri...

YAŞADIKÇA

    İnanılmaz doğal güzelliklerin olduğu ağaçlar,dağlar,göller,baharla birlikte yeşeren otların yanı sıra ufukların göğe değiverecekmiş gibi göz eriminize ulaşan,gün batımlarının akşamlara dönüşen zamanları.Kulaklarınızda çın çın pervasızca eksilmeksizin süren ağustos böcekleri ötüşlerine,gökyüzünde  parıldayarak ışıklar saçan yıldızlarda dahil aklınıza gelen gelebilen bir çok güzelliklere,kapalı kapılar ardında kalınan şu günlerde özlemler duyuyorsunuz.Artan nüfuslar,mülteci adı altında ülkeye sokulan ne oldukları belirsiz insan tiplemeleri,evlerde odalarda duvarlar arasında eşyalarla birlikte sıkılmışlıklar sizi bu düşüncelere,doğaya tam teslimiyetlere itiyor.Virüs gösterdiki,aniden çepeçevre baskınlar yaparcasına bizleri sarıvermesi kendimizi hiç yaşamamış gibi hissettirdi.Sanki o kadar yılları bizler eksiltmedik,sanki üzerimizden mevsimler hiç geçmedi,kaç kez geçen sonbaharları,sonbaharlardaki yaprak dökümlerini biz hiç görmedik?.Hiç bitmeyen işlerimizin olduğunu sanı...

DOLU DOLU SEVGİLERİM

     Kendimi çok seviyorum,seviyorumki yaşamı;kendime olan tutkum ve ihtirasımla daha bir başka algılarıma düşürüp,ömrün süren her katresinden ayrı bir zevk duyuyor,mutluluğuma mutluluklar katıyorum.Böyle hazlar alarak meydana gelen oluşum,gezegeni sevmemi gerektiriyor.Yer kürede canlılar var,yaşamın her biri ayrı ayrı renk katıcı  tamamlayıcıları.Onlar olmazsa her şey anlamsız ve varlığımızı devam ettirmemiz mümkün değil.Ya bizler,biz insanlar?.Bizler sizler yani hepimiz,bazılarımız ne düşünür sek düşünelim,nasıl eleştiriler yaparsak yapalım çok harika varlıklarız.Duygularımız var,bu duyguların meydana getirdiği arzularımız,isteklerimiz hatta ve hatta gözyaşları döküp hüzünlenmelerimiz.Ağlamak kadınlara nasıl yakışır.Hüzünlenip gözyaşları dökerken ne kadar güzeller..An olur ağlamalara bile özlemler duyup,köşe bir yere çekilip gözyaşları döktüğümüz zamanlar azmıdır?.Dram filmlerini,acıklı romanları,hüzünleri sevdiğimizden okumaz veya seyretmezmiyiz?.Özlem,hasret dolu...