Ana içeriğe atla

ANAMUR'da BAŞLAYAN YENİ GÜNLER

    7/Temmuz-2020 Temmuz sabahı.Anamur yeni başlayan güne odamda duyduğum kuş sesleri,yollardan geçmekte olan arabaların motor sesleriyle nefes alıp uyanmakta.Biraz sonra 2 saat kadar sürecek her günkü aksatmadan yaptığım yürüyüşlerden birini daha yapmak üzere dışarı çıkacağım.Aynı yerlere ayak basmıyor aynı yollardan yürümüyorum.Nihayetinde insanız ve Dünya'nın en sıkılgan en doyumsuz yaratıklarından biriyiz.Canımız devamlı ve sürekli farklılıklar ister durur.Bir gün gözdemle (Eşim) tenis oynamaya gidiyorsak ertesi gün bisiklete biniyor ve diğer ertesi gün yürüyüşler yaparak bedenler hep zinde tutmak adına aktivitilerimiz devam ediyor.Deniz özgürlüğün ve serbestliğin adı ve bendeki tarifi.Oldum olası özgürlük tutkularım var.Ailemin bu yüzden güdüsü ve kontrolü en zor çocuğu olmuşumdur.Rahmetli Ebemin (Anneannem)bendeki etkisi çok fazladır.Çok seneler oldu hayatımdan gelmez yollara gidip çıkıp gitmesine rağmen çocukluğumda Sandı'da gözünün önünden kaybolmalarımla adımı söylerek bağırması halâ bu yaşlara gelmelerime rağmen bende kulaklarımdan silinmez bir etken olarak varlığını sürdürmektedir.Çok iyi hatırlarım Bozkır'da daha ilkokul 1.sınıftayken Eyyüp Tugay,Coruklu Selahattin,Şeytan Apdullah Şerafettin Kalfa ve ben okulu fazlaca asar Güz'ün o soğuk olmayan ve bağ bozumlarına rastlayan zamanlarında çok sevdiğimiz Arık arası ve camız çayırında yiyeceğimiz dayakları göze alaraktan zamanlar geçirirdik.O yıllarda fasülye sayarak,alfebede bilmediğimiz harfleri öğrenmelere zorlanmak özgürlüklerimizin kısıtlamaları ve yok edilmesi anlamında kabüllenmesi prangalar kadar zor,en ağır esaretler gibi gelirdi.Zaman işte zaman tüm değerleri acımasız bir çark gibi dişlerinin arasına alarak öğüterek yok etmektedir.Zamana direnmekteyiz.Çocukluğumuzu aramakta bu değerlere ortak olup yaşantılarımızda yer işgal eden arkadaşlarımızı özlemekteyiz.Unutamadığımız öğretmenlerimiz akıllarımıza gelmekte hayattta olanlarla devamlı görüşme ihtiyaçları hissetmekteyiz.Bu sayfalarda hemen hemen tüm arkadaşlarımı bulmanın sevinçleri ve mutluluğunu yaşamaktayım zira hayat insana sevdikleriyle birarada olmlarla,aranmalarla,aramalarla,onlardan haberler almalarla güç verir.Kahve bahane yaşadıkça var olan daim tutulan dostluklardır şahane olan.7/Temmuz-2020 Şerafettin Sorkun/Anamur'dan

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SELMA GÜNERİ ve LAYIK GÖRÜLEN ONUR ÖDÜLÜ

Bir şarkı dinlersiniz geçmiş yıllarınızı hatırlatan.O şarkıyla hatırasını yaşayacağınız,tekrar bulacağınızı sandığınız sokaklar yok olmuştur.Şükran Ay'ın her şarkısı Kozan sokaklarını ve sinemalarını gözümde canlandırır.Anılarımı gömdüğüm o kentte belediye otobüsleri ve uzak semtlere gidilen dolmuşlar yoktu o zamanlar.Her yerlere yayan gider,günün yorgunluklarına rağmen hayatımızda olmazsa olmaz olan sinemaların gece matinelerinden de kalmaz muhakkak her akşam sinemaya gider,paramız olmazda giremezsek,yazlık sinemaların apörlelerinden çın çın etrafa yayılan filmin müziklerini ve sesini film bitesiye kadar dinlerdik.Bu tarz biz çocuklar için bir takılma biçimiydi.Seviyorduk sinemaları,film yıldızlarını.Onların bizim dünyamızda farklı ve ayrı bir yerleri vardı.Kozan yaz geceleri yazlık sinemalarla güzeldi.Zaman ne kötü bir mevhum bütün değerler bir bir yok oldu.Selma Güneri'nin Konya/Çumra'da seyrettiğimiz filmlerinde yeni bir yüz olarak karşımıza çıkıvermesi,bizden biri...

YAŞADIKÇA

    İnanılmaz doğal güzelliklerin olduğu ağaçlar,dağlar,göller,baharla birlikte yeşeren otların yanı sıra ufukların göğe değiverecekmiş gibi göz eriminize ulaşan,gün batımlarının akşamlara dönüşen zamanları.Kulaklarınızda çın çın pervasızca eksilmeksizin süren ağustos böcekleri ötüşlerine,gökyüzünde  parıldayarak ışıklar saçan yıldızlarda dahil aklınıza gelen gelebilen bir çok güzelliklere,kapalı kapılar ardında kalınan şu günlerde özlemler duyuyorsunuz.Artan nüfuslar,mülteci adı altında ülkeye sokulan ne oldukları belirsiz insan tiplemeleri,evlerde odalarda duvarlar arasında eşyalarla birlikte sıkılmışlıklar sizi bu düşüncelere,doğaya tam teslimiyetlere itiyor.Virüs gösterdiki,aniden çepeçevre baskınlar yaparcasına bizleri sarıvermesi kendimizi hiç yaşamamış gibi hissettirdi.Sanki o kadar yılları bizler eksiltmedik,sanki üzerimizden mevsimler hiç geçmedi,kaç kez geçen sonbaharları,sonbaharlardaki yaprak dökümlerini biz hiç görmedik?.Hiç bitmeyen işlerimizin olduğunu sanı...

DOLU DOLU SEVGİLERİM

     Kendimi çok seviyorum,seviyorumki yaşamı;kendime olan tutkum ve ihtirasımla daha bir başka algılarıma düşürüp,ömrün süren her katresinden ayrı bir zevk duyuyor,mutluluğuma mutluluklar katıyorum.Böyle hazlar alarak meydana gelen oluşum,gezegeni sevmemi gerektiriyor.Yer kürede canlılar var,yaşamın her biri ayrı ayrı renk katıcı  tamamlayıcıları.Onlar olmazsa her şey anlamsız ve varlığımızı devam ettirmemiz mümkün değil.Ya bizler,biz insanlar?.Bizler sizler yani hepimiz,bazılarımız ne düşünür sek düşünelim,nasıl eleştiriler yaparsak yapalım çok harika varlıklarız.Duygularımız var,bu duyguların meydana getirdiği arzularımız,isteklerimiz hatta ve hatta gözyaşları döküp hüzünlenmelerimiz.Ağlamak kadınlara nasıl yakışır.Hüzünlenip gözyaşları dökerken ne kadar güzeller..An olur ağlamalara bile özlemler duyup,köşe bir yere çekilip gözyaşları döktüğümüz zamanlar azmıdır?.Dram filmlerini,acıklı romanları,hüzünleri sevdiğimizden okumaz veya seyretmezmiyiz?.Özlem,hasret dolu...