Hiç yazmaya doyamadan oturdummu bir köşeye hiç bitmeyen yazacaklarım var diyorum kendimce.Ama nedendir havamı bulamıyor yazmaya yönelik isteklerim isteksizliklere dönüşüveriyor.Şair görsem,türkü duysam sevinç duyarım veya bir anlatıya dönüşmüş siz roman deyin adına elime geçiverse hele bir başlayım ilk sayfalarından okumaya son sayfafalarda buluveririm kendimi.Orhan Veli'nin beni bu havalar mahvetti dediği gibi benide bu hiç hoşlanmadığım haberler mahvetti.Nerden sardırdıysam hayatımda bir mecburiyetmişcesine saat başı televizyonlardan verilen haber proğramlarına.Biliyorum sinek zırıltıları bile bunların yanında en hoşlanacağım bir melodi gibi düşünülüp sevilebilir.İddialar bitmiyor,kavgalar bitmiyor,herkeslerde bir katliam çağrıştırıcılığı,kavgalar neyin kavgaları,korunanlar neye karşı korunuyor,savunuluyor anlaşılır gibi değil.Birileri çok zenginlemiş ve halâ hiç durmamacasına zenginlemekte,şorda bir çıplak,yiyecek ekmeği yok,ona buna el açar biçareleştirilmiş şaşkınmı şaşkında üst boyutlara varmış arap sevdalılığı yapmakta,hırsızı korumakta,çalanlara destekler olmakta.
İşte bunlardan dolayı yazgı,yazın,defter,kitap çok sevmeme rağmen bana biraz bence kendimce onlardan uzak tutulmakta.Neden kendimi uzak tutuyorumki!!.?.Hani bir zamanlar Bursa'da Uludağ'ın eteklerinde ağaçlık bir yere oturup akşama kadar buranın güzelliğinden kopamamış şehri seyretmiştin.Bursa'nın 7 kızık köyüne gidip doğal bulduğun bu köyün güzelliklerine doyamayıp zamanın akıp gitmelerine aldırmaksızın saatleri aşan geçlere kadar arnavut kaldırımlarını andırır taş döşemelerinde tüm o daracık sokakları gezmiş durmuştun.Tepelerdeki evlerde saç börekleri yapan kadınlar,yöresel hediyelikler satan köylüler seni nasıl etkilemişlerdi.Ya köye ismini veren 7 kızın hikayeleri.Yen kızgınlıklarını,hani çocukken sümüğün akarda mendiline batacak sümüklenecek diye kıyamaz yenine siliverir geçerdinya sümüğünü işte o yenine siliverip geçtiğin çocukluğundaki sümük gibi batı cephesinde bir şey yok misali verilen haberlerde de hiç bir şey yok misali zıpla geç bir dahada haber şu bu vs. izleme.Yaz birader yaz,Karacaoğlan çıkmış Toros'lara oradan seyreylemiş Niğde'yi Bor'u.Oturmuş Karaca bir sedir ağacının altına,kara sevdasını aklına getirip omuzundan sazı indirip vurmuş tellerine,her vuruşta aşağılara Mut iline kadar ılgıt ılgıt esen yellerle aşağıları bulmuş kara sevdası.Anamur'a her gidiş Karacaoğlanı akla hep getiriştir benim için.Mut bu yüzden çok özeldir bende.Ilımanlık çöküverir Mut topraklarına Sertavul'dan inişimle.Bazen Silifke/Taşucu'na yönlenir varmadan Karacaoğlan'ın sol taraftaki köyünü geçer Kargıcak'ta mola alırım.Tepelerden Göksu'ya bakarım Kargıcak'ta verdiğim molayla.Akar gider Göksu turkuaza dönüşmüş rengiyle Akdeniz'e bir gelinin sevdalısına koşup kendini teslim edişi gibi.13/Mayıs-2020 Şerafettin Sorkun/Konya'dan virüs devam ederken
İşte bunlardan dolayı yazgı,yazın,defter,kitap çok sevmeme rağmen bana biraz bence kendimce onlardan uzak tutulmakta.Neden kendimi uzak tutuyorumki!!.?.Hani bir zamanlar Bursa'da Uludağ'ın eteklerinde ağaçlık bir yere oturup akşama kadar buranın güzelliğinden kopamamış şehri seyretmiştin.Bursa'nın 7 kızık köyüne gidip doğal bulduğun bu köyün güzelliklerine doyamayıp zamanın akıp gitmelerine aldırmaksızın saatleri aşan geçlere kadar arnavut kaldırımlarını andırır taş döşemelerinde tüm o daracık sokakları gezmiş durmuştun.Tepelerdeki evlerde saç börekleri yapan kadınlar,yöresel hediyelikler satan köylüler seni nasıl etkilemişlerdi.Ya köye ismini veren 7 kızın hikayeleri.Yen kızgınlıklarını,hani çocukken sümüğün akarda mendiline batacak sümüklenecek diye kıyamaz yenine siliverir geçerdinya sümüğünü işte o yenine siliverip geçtiğin çocukluğundaki sümük gibi batı cephesinde bir şey yok misali verilen haberlerde de hiç bir şey yok misali zıpla geç bir dahada haber şu bu vs. izleme.Yaz birader yaz,Karacaoğlan çıkmış Toros'lara oradan seyreylemiş Niğde'yi Bor'u.Oturmuş Karaca bir sedir ağacının altına,kara sevdasını aklına getirip omuzundan sazı indirip vurmuş tellerine,her vuruşta aşağılara Mut iline kadar ılgıt ılgıt esen yellerle aşağıları bulmuş kara sevdası.Anamur'a her gidiş Karacaoğlanı akla hep getiriştir benim için.Mut bu yüzden çok özeldir bende.Ilımanlık çöküverir Mut topraklarına Sertavul'dan inişimle.Bazen Silifke/Taşucu'na yönlenir varmadan Karacaoğlan'ın sol taraftaki köyünü geçer Kargıcak'ta mola alırım.Tepelerden Göksu'ya bakarım Kargıcak'ta verdiğim molayla.Akar gider Göksu turkuaza dönüşmüş rengiyle Akdeniz'e bir gelinin sevdalısına koşup kendini teslim edişi gibi.13/Mayıs-2020 Şerafettin Sorkun/Konya'dan virüs devam ederken
Yorumlar
Yorum Gönder