Ana içeriğe atla

KİMLER VİRÜS TEHLİKESİNDE

    Aylara yıllara yayılı ne olacağı belirsiz bir virüs sarmalının içine itildik.Bu virüs in nasıl ne şekilde bir virüs olduğu tanısı üzerinde net hiç bir bilgi yok.Yerleştiği yerler vücudun en önemli organları.Akciğerleri kapsamlı şekilde işlevsiz kılmakta,damarlara yerleşerek pıhtılaşmalara neden olmakta.İnsanın seyri sefer eden yaşamında şu borcum,harcım bir bitsin hele ilerde çok güzel yaşamların içinde olacağım düşüncelerini taşıyacağımız gibi değilmiş meğer o borç harçlar içinde,iki yakamızın bir araya gelmediği eksikler içinde geçen yaşamlarımız.Hayatlarımızın en güzel yıllarıymışta bu geçen bitirdiğimiz yıllarımız ve biz bunların farkında olmadan bu güzellikleri yaşamış bitirmişiz.Olay dönüp dolaşıp vitaminlere gelmekte,gelmeyi geç gelip toslamakta.Hayatlarını kaybeden insanlarda genelinde ölüm olaylarının olmasına neden olan unsurlar vitamin eksiklikleri.Spor yapan,dengeli beslenen,güçlü bünyeleri olan insan yapıları bu virüsten rahatça kurtulabiliyorlarmış.Virüsün sıcaklarda yok olma durumu olmadığı gibi uzmanlar çok uzun bir süre bu virüsün kalıcı olacağı görüşlerini belirtmekteler.Sıcakların bir tek etkisi güneşten aldığımız D vitaminiyle vücudumuzun ihtiyacı olan en önemli vitaminin güneş tarafından tamamlanması uzman görüş ve önerileri arasında.Virüs kesinlikle sanal ortamlarda ve genelinde bilgisayarlarının başında ömür tüketen,hareketsiz ve obez konuma gelmiş(Vücudun yağ bağlaması)sigara ve alkol bağımlılığıyla vücudunun en önemli ihtiyacı olan oksijen deposunu yok etmiş,insan yapılarını çok çabuk işgal etmekle birlikte metabolizmalarının artık yavaşlamaya başlayan 65 yaş üstü insan yapılarında da acımasız,affetmez bir ölümle sonuçlanacak iş bitiriciliği var.Bilhassa sıcakların başlamasıyla vücudumuzun ihtiyacı olan su gereksinmelerimizi çav,kola,meşrubatlarla değilde sadece ve sadece çok su içerek tamamlamalarımız gerekmektedir.Kalabalıkları çok seven yalnızlıktan ise hiç hoşlanmayıp intiharlara yönelip kendini yok eden bir virüs.Yasakları idareci ve uzmanlarımızın baskılarıyla değilde kendi kendimize şuurla,bilinçle,akıl sağlıklarıyla uygulayıp bu virüs sarmalından kurtulabilecek tek etken sadece ve sadece kendilerimiziz.Ben açarım ellerimi iki dua okurum,kafama cüppe takar sakal bırakarak kendime ermiş,eren,evliya görünümü vererek virüsten kurtulurum,gider camide taa hocanın en yakınında namaz eda ederim,bayramlarda eşimi dostumu sarar sarmalar bayramlaşırım bana virüs şu bu işlemez modları taşınılır ise tahtalı köye bizden selamlar iletebilirsiniz.20/Mayıs-2020    Şerafettin Sorkun/Konya'dan

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SELMA GÜNERİ ve LAYIK GÖRÜLEN ONUR ÖDÜLÜ

Bir şarkı dinlersiniz geçmiş yıllarınızı hatırlatan.O şarkıyla hatırasını yaşayacağınız,tekrar bulacağınızı sandığınız sokaklar yok olmuştur.Şükran Ay'ın her şarkısı Kozan sokaklarını ve sinemalarını gözümde canlandırır.Anılarımı gömdüğüm o kentte belediye otobüsleri ve uzak semtlere gidilen dolmuşlar yoktu o zamanlar.Her yerlere yayan gider,günün yorgunluklarına rağmen hayatımızda olmazsa olmaz olan sinemaların gece matinelerinden de kalmaz muhakkak her akşam sinemaya gider,paramız olmazda giremezsek,yazlık sinemaların apörlelerinden çın çın etrafa yayılan filmin müziklerini ve sesini film bitesiye kadar dinlerdik.Bu tarz biz çocuklar için bir takılma biçimiydi.Seviyorduk sinemaları,film yıldızlarını.Onların bizim dünyamızda farklı ve ayrı bir yerleri vardı.Kozan yaz geceleri yazlık sinemalarla güzeldi.Zaman ne kötü bir mevhum bütün değerler bir bir yok oldu.Selma Güneri'nin Konya/Çumra'da seyrettiğimiz filmlerinde yeni bir yüz olarak karşımıza çıkıvermesi,bizden biri...

YAŞADIKÇA

    İnanılmaz doğal güzelliklerin olduğu ağaçlar,dağlar,göller,baharla birlikte yeşeren otların yanı sıra ufukların göğe değiverecekmiş gibi göz eriminize ulaşan,gün batımlarının akşamlara dönüşen zamanları.Kulaklarınızda çın çın pervasızca eksilmeksizin süren ağustos böcekleri ötüşlerine,gökyüzünde  parıldayarak ışıklar saçan yıldızlarda dahil aklınıza gelen gelebilen bir çok güzelliklere,kapalı kapılar ardında kalınan şu günlerde özlemler duyuyorsunuz.Artan nüfuslar,mülteci adı altında ülkeye sokulan ne oldukları belirsiz insan tiplemeleri,evlerde odalarda duvarlar arasında eşyalarla birlikte sıkılmışlıklar sizi bu düşüncelere,doğaya tam teslimiyetlere itiyor.Virüs gösterdiki,aniden çepeçevre baskınlar yaparcasına bizleri sarıvermesi kendimizi hiç yaşamamış gibi hissettirdi.Sanki o kadar yılları bizler eksiltmedik,sanki üzerimizden mevsimler hiç geçmedi,kaç kez geçen sonbaharları,sonbaharlardaki yaprak dökümlerini biz hiç görmedik?.Hiç bitmeyen işlerimizin olduğunu sanı...

DOLU DOLU SEVGİLERİM

     Kendimi çok seviyorum,seviyorumki yaşamı;kendime olan tutkum ve ihtirasımla daha bir başka algılarıma düşürüp,ömrün süren her katresinden ayrı bir zevk duyuyor,mutluluğuma mutluluklar katıyorum.Böyle hazlar alarak meydana gelen oluşum,gezegeni sevmemi gerektiriyor.Yer kürede canlılar var,yaşamın her biri ayrı ayrı renk katıcı  tamamlayıcıları.Onlar olmazsa her şey anlamsız ve varlığımızı devam ettirmemiz mümkün değil.Ya bizler,biz insanlar?.Bizler sizler yani hepimiz,bazılarımız ne düşünür sek düşünelim,nasıl eleştiriler yaparsak yapalım çok harika varlıklarız.Duygularımız var,bu duyguların meydana getirdiği arzularımız,isteklerimiz hatta ve hatta gözyaşları döküp hüzünlenmelerimiz.Ağlamak kadınlara nasıl yakışır.Hüzünlenip gözyaşları dökerken ne kadar güzeller..An olur ağlamalara bile özlemler duyup,köşe bir yere çekilip gözyaşları döktüğümüz zamanlar azmıdır?.Dram filmlerini,acıklı romanları,hüzünleri sevdiğimizden okumaz veya seyretmezmiyiz?.Özlem,hasret dolu...