Dünyanın neresi bilmem,her hangi bir yerinde yollarınızın çakıştığı kader birlikteliklerinizde,yüreklerinizi verdiğiniz dostluklar,arkadaşlıklar yaşadığınız,bunları zaman zaman resimler ettiğiniz ve devam eden hayat seyrinizin içinde ayrılık rüzgarları esmiş ayrılıklar yaşamışsınızdır.Kaç mevsimler geçmiştir hayatlarınızdan,güz yağmurları inmiştir,çiğ baharlar yeşilin en koyularını gözlerinize gelişiyle yeniden yansıtmış içinizde dağ dağ,dem dem koyu yaşama sevinçleri oluşturmuştur.Bu şehrin ıslak kaldırımlarında çok dolaştım.Her sokağında yıkılıp yıkılıp yenilerden imar talanlarıyla yapılmaları bile öldüremedi içimde yaşattığım hatıralarımı.Karlı kış günlerinin soğuklarında istasyon caddelerinde bir şeyler getiren,yine bir şeyler götüren acı acı siren seslerini duyduğum trenlere rayların üzerinden kayıp gidişlerini seyreyleyip bakarken gidişlerinin son buluşlarıyla battı çıktı tarafına yönelir kuzeyden gelen kamçı gibi yüzüme vuran soğuk rüzgarlara aldırmaz atkımı biraz daha sıkı sarar yakasını kaldırdığım pardüsüme biraz daha büzüşüp zafer istikametine doğru yol alır saatlerce Konya sokaklarını gezer dolaşır bu şehrin o zamanki hallerinden bıkkınlıklar duymazdım.Bu şehri sevmek bir Paris'i sevmek kadar pahalı ve lüks değil.Bakmayın sizler boş boğaz Paris,İsveç,Danmarka,anlatımlarına.Lise yıllarında geçen anılarımı kalem edip ak kağıtlara döksem bir Paris sevgisi kadar pahalı olmayan gönüllere hitap eder hemde bedavasına Konya sevgisi çıkar.Bir şehri yaşıyorsan görmezden gelmek nankörlüktür.18/Mayıs-2020 Şerafettin Sorkun/Konya'dan
Bir şarkı dinlersiniz geçmiş yıllarınızı hatırlatan.O şarkıyla hatırasını yaşayacağınız,tekrar bulacağınızı sandığınız sokaklar yok olmuştur.Şükran Ay'ın her şarkısı Kozan sokaklarını ve sinemalarını gözümde canlandırır.Anılarımı gömdüğüm o kentte belediye otobüsleri ve uzak semtlere gidilen dolmuşlar yoktu o zamanlar.Her yerlere yayan gider,günün yorgunluklarına rağmen hayatımızda olmazsa olmaz olan sinemaların gece matinelerinden de kalmaz muhakkak her akşam sinemaya gider,paramız olmazda giremezsek,yazlık sinemaların apörlelerinden çın çın etrafa yayılan filmin müziklerini ve sesini film bitesiye kadar dinlerdik.Bu tarz biz çocuklar için bir takılma biçimiydi.Seviyorduk sinemaları,film yıldızlarını.Onların bizim dünyamızda farklı ve ayrı bir yerleri vardı.Kozan yaz geceleri yazlık sinemalarla güzeldi.Zaman ne kötü bir mevhum bütün değerler bir bir yok oldu.Selma Güneri'nin Konya/Çumra'da seyrettiğimiz filmlerinde yeni bir yüz olarak karşımıza çıkıvermesi,bizden biri...
Yorumlar
Yorum Gönder