Ana içeriğe atla

BEĞENDİKLERİM-BEĞENMEDİKLERİM

    Ekonomisi bozuk toplumlarda asla hiçbir tartışma kazanılmaz derdi Babam.Ülkemiz bir haklılar ülkesi,herkes yerden göğe haklı.Kırmızı ışıkların küçük olan ve yeni büyümeye başlayan şehirlerde ilk kullanımlarında bu ışıklara hiç bir araç sürücüsü aldırmaz ve itibar etmez ve bir kaza anında meydana gelen tartışmalarda her iki kazazade banada yeşil yandı gerekçesini kıyasıya iddia ederdi ve bereket teknoloji mobesa kameralarla kırmızı ışık ihlalini son buldurdu nedenide bu kameralarda plakanın okunmasıyla gelen para cezaları bu ihlali tamamen yok etti.Bu şehirlerin süratle büyümeleri kırlara özlemide paralelinde getirdi.Genelinde bankaların kredileriyle borç harç temin edilen arabalarla piknik alanları çokca itibar edilen yerler haline geldi.Arabasıyla çoluk çocuk yahut samimi olduğu arkadaş eş dost gruplarıyla bu alanlara gelen vatandaş pırıl pırıl yerler arayıp oralara çöker,yer içer oradan gidiminde Doğa'yı fitursuzca kirlettiği bilinen gerçeklerdir.Umumun çok bulunduğu kalabalık alanlarda insan manzaraları genelinde belirgindir.Üstünden başından tutda herkesler birbirlerini gözlemler.Suratlar toplum adabından öte ya asıktır yada kendini kendince farklı gören yeni yetme karışık insan gruplarında dikkat çekici bir aşırılık vardır.Yüksek sesle bağırık çağırık gibi gülmeli konuşmalar bağrışmalar şakalaşmalar.Sorsan özgürdür,Dünya'ya yaşamak için gelmiştir,her haraketi özgürce olmalıdır ama senin sessizliği dinleme özgürlüğüyün önemi onun gözünde ve düşüncesinde asla olmaz,aklına bile gelmez.Böyle insan yapılarının olduğu bir ülkede toto loto gibi kısadan zengin olma düşünceleri devamlı vardır.Birde bu ülkede bana göre halkın hiçbir sorununa hal çaresi olabilme niteliği olmayan parlemonto vardır.Burada ne kadar çok yalan söylersen o derecede önemin ve itibarın atar.Çok iyi atıcı olacaksın,desteksiz atacaksın,attıkça atacaksın,inkar geleceksin ve zamanı gelince dün dündür bu gün bugündür deyip hiç bir şey olmamışcasına olağan bir şekilde yaşamına devam etmeye başlayacaksın.Nasıl olsa hiç bir kimselerden hiçbir şekilde hesap sorulmuyor.Birde çocuk yürekler vardır.Onların yüreklerindeki sevginin tarifi yoktur.Onları bütün bu yalan dolan sahtecilikten uzak tutuyorum.Onların hiç bitmeyen sevgi dolu yüreklerini seviyor ve çok beğeniyorum.Bütün güzellikler sizin olsun sevgili çocuklar...22/Haziran-2014   Anamur'dan

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SELMA GÜNERİ ve LAYIK GÖRÜLEN ONUR ÖDÜLÜ

Bir şarkı dinlersiniz geçmiş yıllarınızı hatırlatan.O şarkıyla hatırasını yaşayacağınız,tekrar bulacağınızı sandığınız sokaklar yok olmuştur.Şükran Ay'ın her şarkısı Kozan sokaklarını ve sinemalarını gözümde canlandırır.Anılarımı gömdüğüm o kentte belediye otobüsleri ve uzak semtlere gidilen dolmuşlar yoktu o zamanlar.Her yerlere yayan gider,günün yorgunluklarına rağmen hayatımızda olmazsa olmaz olan sinemaların gece matinelerinden de kalmaz muhakkak her akşam sinemaya gider,paramız olmazda giremezsek,yazlık sinemaların apörlelerinden çın çın etrafa yayılan filmin müziklerini ve sesini film bitesiye kadar dinlerdik.Bu tarz biz çocuklar için bir takılma biçimiydi.Seviyorduk sinemaları,film yıldızlarını.Onların bizim dünyamızda farklı ve ayrı bir yerleri vardı.Kozan yaz geceleri yazlık sinemalarla güzeldi.Zaman ne kötü bir mevhum bütün değerler bir bir yok oldu.Selma Güneri'nin Konya/Çumra'da seyrettiğimiz filmlerinde yeni bir yüz olarak karşımıza çıkıvermesi,bizden biri...

YAŞADIKÇA

    İnanılmaz doğal güzelliklerin olduğu ağaçlar,dağlar,göller,baharla birlikte yeşeren otların yanı sıra ufukların göğe değiverecekmiş gibi göz eriminize ulaşan,gün batımlarının akşamlara dönüşen zamanları.Kulaklarınızda çın çın pervasızca eksilmeksizin süren ağustos böcekleri ötüşlerine,gökyüzünde  parıldayarak ışıklar saçan yıldızlarda dahil aklınıza gelen gelebilen bir çok güzelliklere,kapalı kapılar ardında kalınan şu günlerde özlemler duyuyorsunuz.Artan nüfuslar,mülteci adı altında ülkeye sokulan ne oldukları belirsiz insan tiplemeleri,evlerde odalarda duvarlar arasında eşyalarla birlikte sıkılmışlıklar sizi bu düşüncelere,doğaya tam teslimiyetlere itiyor.Virüs gösterdiki,aniden çepeçevre baskınlar yaparcasına bizleri sarıvermesi kendimizi hiç yaşamamış gibi hissettirdi.Sanki o kadar yılları bizler eksiltmedik,sanki üzerimizden mevsimler hiç geçmedi,kaç kez geçen sonbaharları,sonbaharlardaki yaprak dökümlerini biz hiç görmedik?.Hiç bitmeyen işlerimizin olduğunu sanı...

DOLU DOLU SEVGİLERİM

     Kendimi çok seviyorum,seviyorumki yaşamı;kendime olan tutkum ve ihtirasımla daha bir başka algılarıma düşürüp,ömrün süren her katresinden ayrı bir zevk duyuyor,mutluluğuma mutluluklar katıyorum.Böyle hazlar alarak meydana gelen oluşum,gezegeni sevmemi gerektiriyor.Yer kürede canlılar var,yaşamın her biri ayrı ayrı renk katıcı  tamamlayıcıları.Onlar olmazsa her şey anlamsız ve varlığımızı devam ettirmemiz mümkün değil.Ya bizler,biz insanlar?.Bizler sizler yani hepimiz,bazılarımız ne düşünür sek düşünelim,nasıl eleştiriler yaparsak yapalım çok harika varlıklarız.Duygularımız var,bu duyguların meydana getirdiği arzularımız,isteklerimiz hatta ve hatta gözyaşları döküp hüzünlenmelerimiz.Ağlamak kadınlara nasıl yakışır.Hüzünlenip gözyaşları dökerken ne kadar güzeller..An olur ağlamalara bile özlemler duyup,köşe bir yere çekilip gözyaşları döktüğümüz zamanlar azmıdır?.Dram filmlerini,acıklı romanları,hüzünleri sevdiğimizden okumaz veya seyretmezmiyiz?.Özlem,hasret dolu...