Ana içeriğe atla

KURAKLIKLARMI GELİYOR

    10 Şubat/2018 tarihlerinde Kış yaşanmadan bitiverdi düşüncesini oturduğum koltukta yaşatırken cüce Şubat ay'ınında 2 hafta sonra bitişini görüp Mart ay'ına merhaba diyeceğiz.2017 Yaz'ının bitimiyle gelen Sonbahar ne serin serin esti,ne beklenen yağmurları nede o eskilerde diye abartarak başlayıp dam boyu kar yağdı dış kapılar karlarla kapanıp dışarılara çıkamadık mevzularını ettirdi.Abartılarda olsa benim çocukluğumda kezlerce karlar yağar biz çocuklara kendimize göre sele,çul,yatay bir kaç tahtanın yan yana çakılmasıyla meydana getirilen kızaklarla tepece bir yere çıkar oralardan çığlık çığlığa kendimizi aşağılara bırakır buzlar üstünde kayışlardan tarifsiz zevkler alırdık.Alışveriş merkezleri yoktu,sokaklardan vesait şu bu da olmadığından boş yollar sadece biz çocuklara kalırdı.Güz bağ bozumlarıyla farklı bir güzel.Yaprakların sararıp rüzgarla birlikte ağaçlardan savrulup dökülmesiyle Sonbahar insanların Kış için hazırlıkların habercisidir.Odun kömür gibi yakacaklar temin edilir,her yörenin kendine göre hazırladığı Kış günlerinde tüketeceği yiyecekler ambarlara ve kilerlere istifler edilirdi.Şimdilerde çocukların hemen hemen ailelerin maddi durumlarına göre her ihtiyaçları temin edilmekte.Bu yüzden o zamanlarda bizlerin heyecanlarla sahip olduğumuz değerleri şimdiki çocukların heyecanlar duyarak yaşayabileceklerini sanmıyorum zira bir istedikleri 2 defa söylenmeden yerine getirilmekte.Şubat ay'ının çıkımıyla gelmeyen yağışların Mart ay'ında geleceğini düşünmek galiba hayalcilik olur.Düşüncelerimde umarım yanılırımda o eski çocukluk günlerimizde yaşadığımız gibi bir Kış'ı Mart ay'ında yaşarız ve toprak ana kuraklıktan kurtulup doğurgan hüviyete bürünüp biz insanlara bereket hayvanlara ot verir olur...   Şerafettin Sorkun/Konya'dan

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SELMA GÜNERİ ve LAYIK GÖRÜLEN ONUR ÖDÜLÜ

Bir şarkı dinlersiniz geçmiş yıllarınızı hatırlatan.O şarkıyla hatırasını yaşayacağınız,tekrar bulacağınızı sandığınız sokaklar yok olmuştur.Şükran Ay'ın her şarkısı Kozan sokaklarını ve sinemalarını gözümde canlandırır.Anılarımı gömdüğüm o kentte belediye otobüsleri ve uzak semtlere gidilen dolmuşlar yoktu o zamanlar.Her yerlere yayan gider,günün yorgunluklarına rağmen hayatımızda olmazsa olmaz olan sinemaların gece matinelerinden de kalmaz muhakkak her akşam sinemaya gider,paramız olmazda giremezsek,yazlık sinemaların apörlelerinden çın çın etrafa yayılan filmin müziklerini ve sesini film bitesiye kadar dinlerdik.Bu tarz biz çocuklar için bir takılma biçimiydi.Seviyorduk sinemaları,film yıldızlarını.Onların bizim dünyamızda farklı ve ayrı bir yerleri vardı.Kozan yaz geceleri yazlık sinemalarla güzeldi.Zaman ne kötü bir mevhum bütün değerler bir bir yok oldu.Selma Güneri'nin Konya/Çumra'da seyrettiğimiz filmlerinde yeni bir yüz olarak karşımıza çıkıvermesi,bizden biri...

YAŞADIKÇA

    İnanılmaz doğal güzelliklerin olduğu ağaçlar,dağlar,göller,baharla birlikte yeşeren otların yanı sıra ufukların göğe değiverecekmiş gibi göz eriminize ulaşan,gün batımlarının akşamlara dönüşen zamanları.Kulaklarınızda çın çın pervasızca eksilmeksizin süren ağustos böcekleri ötüşlerine,gökyüzünde  parıldayarak ışıklar saçan yıldızlarda dahil aklınıza gelen gelebilen bir çok güzelliklere,kapalı kapılar ardında kalınan şu günlerde özlemler duyuyorsunuz.Artan nüfuslar,mülteci adı altında ülkeye sokulan ne oldukları belirsiz insan tiplemeleri,evlerde odalarda duvarlar arasında eşyalarla birlikte sıkılmışlıklar sizi bu düşüncelere,doğaya tam teslimiyetlere itiyor.Virüs gösterdiki,aniden çepeçevre baskınlar yaparcasına bizleri sarıvermesi kendimizi hiç yaşamamış gibi hissettirdi.Sanki o kadar yılları bizler eksiltmedik,sanki üzerimizden mevsimler hiç geçmedi,kaç kez geçen sonbaharları,sonbaharlardaki yaprak dökümlerini biz hiç görmedik?.Hiç bitmeyen işlerimizin olduğunu sanı...

DOLU DOLU SEVGİLERİM

     Kendimi çok seviyorum,seviyorumki yaşamı;kendime olan tutkum ve ihtirasımla daha bir başka algılarıma düşürüp,ömrün süren her katresinden ayrı bir zevk duyuyor,mutluluğuma mutluluklar katıyorum.Böyle hazlar alarak meydana gelen oluşum,gezegeni sevmemi gerektiriyor.Yer kürede canlılar var,yaşamın her biri ayrı ayrı renk katıcı  tamamlayıcıları.Onlar olmazsa her şey anlamsız ve varlığımızı devam ettirmemiz mümkün değil.Ya bizler,biz insanlar?.Bizler sizler yani hepimiz,bazılarımız ne düşünür sek düşünelim,nasıl eleştiriler yaparsak yapalım çok harika varlıklarız.Duygularımız var,bu duyguların meydana getirdiği arzularımız,isteklerimiz hatta ve hatta gözyaşları döküp hüzünlenmelerimiz.Ağlamak kadınlara nasıl yakışır.Hüzünlenip gözyaşları dökerken ne kadar güzeller..An olur ağlamalara bile özlemler duyup,köşe bir yere çekilip gözyaşları döktüğümüz zamanlar azmıdır?.Dram filmlerini,acıklı romanları,hüzünleri sevdiğimizden okumaz veya seyretmezmiyiz?.Özlem,hasret dolu...