Ana içeriğe atla

BEDAVA

    Dünya'nın en güzel şeylerinden birisidir"Bedava"Bu fırsatı kıyısından,köşesinden bir şekilde yakaladığınız zaman düşünün altınızda model model arabalar,özel uçaklar,size hizmetkarlık eden insanlar kapıkulu askerleri gibi el pençe divan durmuşlar emirlerinize amade.Siz bu araçları kullanmıyorsunuz.Size hizmet eden insanlar geçiyorlar bu araçların direksiyonlarına,öyle trafiklerde bekleyeceğim,sıkışacağım durumları hiç yok,bütün yollar önceden pırradak başka araçların sizi rahatsız etmeyeceği anlamında görevliler tarafından başka yollara yönlendirilmiş.Siz geçiyorsunuz rahat edeceğiniz koltuklara eliniz bilmem nerenizde.Bu koltuklarda havada karada yahutta denizde giderken rahat rahat gaz çıkarma ihtiyacı duyarsınız buda gayet normal zira o kadar çok ve çeşitli yiyecekler önünüzde seriliki haliyle yediğiniz önünüzde yemediğiniz arkanızda olan bu yiyecek çokluğundan ve karışık karışık bunlardan götürdüğünüzden zangır zangır gaz çıkarma ihtiyacınızda zaruridir.Keyfe keder canınızın istediği yerlere gidiyor,seyahatlar ediyorsunuz.İşte şu yukarıdaki satırlarda mevzuu ettiğim"Bedava"böyle bir şeydir.Haa diğer yanlarıda var bunun.Eşiniz ve çocuklarınızda,akrabalarınızda sizin kadar bu bedava saltanattan yararlanma hak ve özgürlüklerine sahiptirler.Hele hele"Vatan vazifesi kutsal,şehitlik ise en güzel mertebedir"dersiniz ama her ne sebepse bu mertebelerden kendi erkek evlatlarınızı şu yahut bu şekilde muaf tutar o mertebelerden ve hizmetlerden yararlandırmazsınız.Şehitlik fakir fukara çocuklarına mahsustur.Onlarda bu Dünya'da sizin sürdüğünüz,onların süremediği saltanata öte tarafta kavuşacaklar.Gelelim size hizmet eden tebaaya.Danışmanlar,yaverler,ibrik tutucular,getiriciler,götürücüler,sizin hakkınızda sizi övücü niteliklerde basın yayın kuruluşlarında yazılar yazan yazıcılar,görsel medyada her konuşmasında size naatlarda bulunan televizyoncular vs.bir sürü her türden hizmet anlayışçıları,usta olmasa bile usta görünen usta kalıpçıları yani,yani aklınıza gelen gelebilecek olan her türden meslek erbabı onlarda bu bedavalardan konumlarına göre yararlanan ve yararlanabilen zatimuhteremler.Geçelim birde bedava olmayıp,bedeller ödeyerek yaşamlarını sürdüren vatandaşlara.Ekmek,su,maydonoz,marul,soğan,gezme,dolaşma,turlama,köprülerden geçme,gaz,tuz,elbise,ayakkabı aklınıza gelen gelebilecek olan her şey parayla.Onlar sizin o size hizmet eden kişiler tarafından sürülen araç ve gereçlere oturup,kaykılamaz haliyle devamlı yiyecek,içecekte paralı olduğundan sizin gibi keyifli keyifli gaz çıkaramazlar.Bulgur pilavı,soğan,ekmek yediklerinden,kış aylarında iyi ısınamadıklarından,ayakları yalınayak olduğundan ve hep üşüttüklerinden zangır zangır ossururlar,etraflara pis kokular saçar dururlar.Sizin gibi elleri bilmem nerelerde düşünceler taşımazlar,hep edepsizcedir düşünceleri.Bu yüzden bu edepsiz kesime bankalar vs.ler pek fazla krediler vermezler.Pazara çıkarlar bir şeyler alıp satmak için,odun çekerler,balya balya,çuval çuval kömürleri ve yükleri arabalardan indirirler,hamallıklar yaparlar,her tür araç gereci tamir ederler,bostan ekerler,çift sürerler,hor görülürler vs.akla gelebilen her tür işlerden bir tek lokma ekmek yiyebilmek ve çorlarına çocuklarına yedirebilmek için çabalar sarfederler ve bedeller öderler.Yani yani düşünüyorumda "BEDAVA" hakikaten çok güzel bir şey.PARRRRAAAA...uğraş ve çaba gerektirir,nerden bulunur,kim bedava para verirki?En iyisi "BEDAVA"    Şerafettin Sorkun/Konya'dan

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SELMA GÜNERİ ve LAYIK GÖRÜLEN ONUR ÖDÜLÜ

Bir şarkı dinlersiniz geçmiş yıllarınızı hatırlatan.O şarkıyla hatırasını yaşayacağınız,tekrar bulacağınızı sandığınız sokaklar yok olmuştur.Şükran Ay'ın her şarkısı Kozan sokaklarını ve sinemalarını gözümde canlandırır.Anılarımı gömdüğüm o kentte belediye otobüsleri ve uzak semtlere gidilen dolmuşlar yoktu o zamanlar.Her yerlere yayan gider,günün yorgunluklarına rağmen hayatımızda olmazsa olmaz olan sinemaların gece matinelerinden de kalmaz muhakkak her akşam sinemaya gider,paramız olmazda giremezsek,yazlık sinemaların apörlelerinden çın çın etrafa yayılan filmin müziklerini ve sesini film bitesiye kadar dinlerdik.Bu tarz biz çocuklar için bir takılma biçimiydi.Seviyorduk sinemaları,film yıldızlarını.Onların bizim dünyamızda farklı ve ayrı bir yerleri vardı.Kozan yaz geceleri yazlık sinemalarla güzeldi.Zaman ne kötü bir mevhum bütün değerler bir bir yok oldu.Selma Güneri'nin Konya/Çumra'da seyrettiğimiz filmlerinde yeni bir yüz olarak karşımıza çıkıvermesi,bizden biri...

YAŞADIKÇA

    İnanılmaz doğal güzelliklerin olduğu ağaçlar,dağlar,göller,baharla birlikte yeşeren otların yanı sıra ufukların göğe değiverecekmiş gibi göz eriminize ulaşan,gün batımlarının akşamlara dönüşen zamanları.Kulaklarınızda çın çın pervasızca eksilmeksizin süren ağustos böcekleri ötüşlerine,gökyüzünde  parıldayarak ışıklar saçan yıldızlarda dahil aklınıza gelen gelebilen bir çok güzelliklere,kapalı kapılar ardında kalınan şu günlerde özlemler duyuyorsunuz.Artan nüfuslar,mülteci adı altında ülkeye sokulan ne oldukları belirsiz insan tiplemeleri,evlerde odalarda duvarlar arasında eşyalarla birlikte sıkılmışlıklar sizi bu düşüncelere,doğaya tam teslimiyetlere itiyor.Virüs gösterdiki,aniden çepeçevre baskınlar yaparcasına bizleri sarıvermesi kendimizi hiç yaşamamış gibi hissettirdi.Sanki o kadar yılları bizler eksiltmedik,sanki üzerimizden mevsimler hiç geçmedi,kaç kez geçen sonbaharları,sonbaharlardaki yaprak dökümlerini biz hiç görmedik?.Hiç bitmeyen işlerimizin olduğunu sanı...

DOLU DOLU SEVGİLERİM

     Kendimi çok seviyorum,seviyorumki yaşamı;kendime olan tutkum ve ihtirasımla daha bir başka algılarıma düşürüp,ömrün süren her katresinden ayrı bir zevk duyuyor,mutluluğuma mutluluklar katıyorum.Böyle hazlar alarak meydana gelen oluşum,gezegeni sevmemi gerektiriyor.Yer kürede canlılar var,yaşamın her biri ayrı ayrı renk katıcı  tamamlayıcıları.Onlar olmazsa her şey anlamsız ve varlığımızı devam ettirmemiz mümkün değil.Ya bizler,biz insanlar?.Bizler sizler yani hepimiz,bazılarımız ne düşünür sek düşünelim,nasıl eleştiriler yaparsak yapalım çok harika varlıklarız.Duygularımız var,bu duyguların meydana getirdiği arzularımız,isteklerimiz hatta ve hatta gözyaşları döküp hüzünlenmelerimiz.Ağlamak kadınlara nasıl yakışır.Hüzünlenip gözyaşları dökerken ne kadar güzeller..An olur ağlamalara bile özlemler duyup,köşe bir yere çekilip gözyaşları döktüğümüz zamanlar azmıdır?.Dram filmlerini,acıklı romanları,hüzünleri sevdiğimizden okumaz veya seyretmezmiyiz?.Özlem,hasret dolu...