Sili Sandı'dan azık çıkınını alıp,matarasınıda suyla doldurup yollara çıkarken içinde Devre'ye taşıdığı çocukca masummu masum derin sevdanın başına neler getireceğinin idrakında ve algısında değildi.Hava soğuktu,bulunulan yer yazın bile ayaza kesen Toros dağlarıydı ve Toroslar yağan karlarla bembeyaz olmuş tipiye dönüşen görseliyle göz gözü görmez vaziyetler hasıldı.Nitekim aşırı kar yağışlarının artması ve tipiye geçmesiyle Sili yürüyemez hareket edemezken gözlerine ilişen karartı kayaların kuytularına kendini zar zor atabilmişti.Burası pek güvenilir koruyucu özelliği olmayan bir yer olmasına rağmen karların ortasında hedef olmaktan daha iyiydi.Üzerindeki soğuğa karşı korunmak amaçlı garanti olarak gördüğü kepeneğine güvenmesinin yanı sıra yağışlardan ve tipiden dolayı eh işte diyebileceği bu sığındığı yerin açıkta kalıp yüzüne karlar vurmasından çok çok daha iyi olduğu düşüncelerini taşıdı.İçinde yaylaların buz gibi sularının olukları bitirircesine içse bile söndü...