Her şeyler içinizde.Masumiyet,katillik,kafanızda yarattığınız tümden subjektif kavramlar.Din,iman,aşk,hırsızlık,yalanlara yönelmeler,ilkelerinizden ödünler vermeyip vijdanınızın tarttığı doğruluklardan vazgeçmemeler;içimizdedir.Bizlere bunlar yön verir,istikametler belirleyip ora bura yol aldırır.Düşünceler beklentiler dahilinde yol yürümeler gerektirir yada zorunlu duraklamalara iter.Nedir bu düşünceler?.Hiç bir eksiğinizin olmaması,her şeylere sahiplenmeler,yaşanılan toplum içinde var olmalar,edinilen statüler,açlık ihtiyaçları,sıcak,huzur içinde olacağınız mekanlarda dinlenmek,yatıp uyumak,dağları düz edip,deniz ötelerini aşıp,keşifler etmek.Bir sürü bitmek bilmeyen ihtiyaçların gerektirdiği hırslar.Yapamadıklarınızı içinizde güç olarak kavramlaştırıp,büyüttüğünüz,her şeylere egemen olduğunu düşündüğünüz ve bu yüzden onun gücüne ihtiyaç duyduğunuz Tanrı'dan istersiniz.Tanrı o imkanı vermezse,vijdanınız devreye girer.Devreye giren vijdan sorgular ve sizi susmaya zorlar."Bir yerlerde birilerinin hakkını yedim,Tanrı'nın şöyle böyle dışladıklarından oldum,dolayısıyla işim rast gitmedi" algısı devreye girer,bu algıyla suçlu olduğunuz sanrısıyla susarsınız.Artık Tanrı'nın gözüne girecek,onun istediği kul olacaksınız.İnsanlar yaşadıkça sorgu,sual,neden,sebep ilişkilerinin meydana getirdiği muhakeme içerisinde olmuşlardır.Neden onun var,benim yok.Onda olması bende olmaması kadermidir?.Hayır kader olan bu değil coğrafyadır.Kaderi değiştirmek gerek.Nasıl?Tanrı'nın istediği kul olmayla.Olalım o zaman.Ayak basılan,her yerlere Tanrı'ya kul olmanın yollarının başında gelen ibadet evleri yapıp,buralarda yerin göğün dualarını edelim,kurbanlar keselim.Yapmıyormuyuz bunları?Yapıyoruz.Apdestimiz devamlı var,oruçluyuz,camilerimizin minareleri gökleri delmiş arşa varmakta ama tüm bunlara rağmen rüzgar bir delik bulmuş oradan soğuk giriyor ve üşümelerimizi durduramıyor,ambarlarımız,kilerlerimiz tamtakır,esen rüzgar bu açık delikten girerek ambarlarımızı,kilerlerimizi boşaltıp bizi aç,açık bırakıp,per,perişan eyliyor.Feodal düzen orta çağla yok oldu.Medeni kanunları uyarak,buna geçen ülkeler,gelir düzeylerini yükseltip muassır medeniyetlere eriştiler.Bilimle,fenle teknolojiye hakim olup,refah düzeyleri arttı.Cumhuriyet gibi bir değeri bırakıp,bir tek kişinin feodalitesine,hükmiyetine boyun eğdik.İp üstünde cambaz oynatılıyor.Cambazı seyretmelerle meşguluz.Ara ara sirkin çadırından bir maymun çıkarılıp cıyak cıyak bağırtılıyor ve biz oraya koşarak,maymunu seyrederek zaman öldürüyor,kaderimiz olan coğrafyada Tanrı böyle istedi diyen mahşer kargalarının çığırtkanlıklarıyla gaflet uykularına devam ediyoruz.Kış kapıda,yakacak,odun kömür fiyatlarının tonu altın fiyatlarıyla yarışmakta.Çarşıda pazarda ihtiyaçlarımızı görmek çok zorlaştı.Bir tek odayı yakalım,doğalgaz fiyatlarını az ödeyerek kışı geçirelim düşünceleri taşıyanlar çoğunlukta.Bir sürü işe yaramaz insanın işgalinde olan,kaçak yapılaşmayla kurulan,bir tek insanın egosunun hizmetine sunulan yapıya,halk olarak ödediğimiz günlük bedel 11-14 milyon tl.lerde olduğu söylenmekte.diyanetin bütçesi 5-6 bakanlığın bütçesinden fazla.Coğrafya kaderdir,Tanrı bize 3 tarafı denizlerle çok güzel bir coğrafya bahşetmiş ama kaderimizi refah düzeylerimizi üst düzeylere çıkararak değiştirmeler ise bizlerin elinde.Ama çıkaramıyoruz,yerimiz seviyemiz bu yüzlerden durağan,aynı yerlerden bir milim ötelere yol almıyor..07/Kasım-2024 Şerafettin Sorkun/Anamur'dan
Yorumlar
Yorum Gönder