Ana içeriğe atla

BOŞUNA YOL GİTMELER


      Bazen her şeylerden bıktığınız bir an geliyor.Ne gecelerden hoşlanıyorsunuz nede gündüzlerden,bütün saatlerin hiç çalışmamasını,zamanın birden bire duruvermesini istiyorsunuz.Boşvermişliği bile istenen,karşılığında verilen bir ödün olarak hissedip,hayatın bir hiç olduğu kanısına varıyorsunuz.Dursa ne olur zaman?.Durmaz,o zaman siz durmalı,boşu boşuna,hiç mi hiçine,ora bura fütursuz,akimsiz adımlar atıp yorulmamalısınız.Hesap sormalar,hesaplar vermeler,alınan,verilen karararlar,kararlarsızlıklar,,uçsuz bucaksız,kumlu çöllerde yolculuk yaparcasına,bitmeyen yolların yolcusuymuşcasına,yol alınmayan gidişlerin,varılamayan yerleri.Nerde bu yerler?.Omuzlarınıza yükleyip kaldıramadığınız ağırlıktaki yükün sorumluluklarının içinde.Hayatın bu yükü size yükleyeceği,sizin sırtlayacağınız bu yükü hiç bir zaman farkedememenizle başlıyor hamallığınız.O zaman durmalı,üzerinize yüklenen ağırlıklarla boşuna yol almamalı,devinimler yapmamalısınız.. Zamanın durmasını belki o çocukluk yaşlarında,çok büyüme düşüncelerinde olmalarımdan dolayı,sorulsa belki istemezdim ama şu an sorulsa 10-12 yaşlarımda olduğum evrelerimde,bir elin bana sormaksızın zamanı durdurmasını isterdim.O yaşlar tanımanın,merakın,hevesin,öğrenmenin,fethetmenin yüreklerde heyecanlarla dolu dolu taşınan bitmez,tükenmez istekleriydi.Gönlümün uçsuz bucaksız boşlukları vardı.Neler neler sığdırmazdımki o boşluklara.Mahallemizin yoksullarına çok yardımlar edeceğimi,kimsesiz insanlara aş evleri,bakım evleri açabileceğimi,silgisi,kalemi,defteri olmayan fakir öğrencilerin bu ihtiyaçlarını gidereceğimi,mahallemizin köpekleri akkuş ve karakuş için soğuklarda üşümesinler diye kulübelerini yapabileceğimi mevzu yaşlarda çocuk yüreklerimde taşımışımdır..07/Temmuz-2024 Şerafettin Sorkun/Konya'dan

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SELMA GÜNERİ ve LAYIK GÖRÜLEN ONUR ÖDÜLÜ

Bir şarkı dinlersiniz geçmiş yıllarınızı hatırlatan.O şarkıyla hatırasını yaşayacağınız,tekrar bulacağınızı sandığınız sokaklar yok olmuştur.Şükran Ay'ın her şarkısı Kozan sokaklarını ve sinemalarını gözümde canlandırır.Anılarımı gömdüğüm o kentte belediye otobüsleri ve uzak semtlere gidilen dolmuşlar yoktu o zamanlar.Her yerlere yayan gider,günün yorgunluklarına rağmen hayatımızda olmazsa olmaz olan sinemaların gece matinelerinden de kalmaz muhakkak her akşam sinemaya gider,paramız olmazda giremezsek,yazlık sinemaların apörlelerinden çın çın etrafa yayılan filmin müziklerini ve sesini film bitesiye kadar dinlerdik.Bu tarz biz çocuklar için bir takılma biçimiydi.Seviyorduk sinemaları,film yıldızlarını.Onların bizim dünyamızda farklı ve ayrı bir yerleri vardı.Kozan yaz geceleri yazlık sinemalarla güzeldi.Zaman ne kötü bir mevhum bütün değerler bir bir yok oldu.Selma Güneri'nin Konya/Çumra'da seyrettiğimiz filmlerinde yeni bir yüz olarak karşımıza çıkıvermesi,bizden biri...

YAŞADIKÇA

    İnanılmaz doğal güzelliklerin olduğu ağaçlar,dağlar,göller,baharla birlikte yeşeren otların yanı sıra ufukların göğe değiverecekmiş gibi göz eriminize ulaşan,gün batımlarının akşamlara dönüşen zamanları.Kulaklarınızda çın çın pervasızca eksilmeksizin süren ağustos böcekleri ötüşlerine,gökyüzünde  parıldayarak ışıklar saçan yıldızlarda dahil aklınıza gelen gelebilen bir çok güzelliklere,kapalı kapılar ardında kalınan şu günlerde özlemler duyuyorsunuz.Artan nüfuslar,mülteci adı altında ülkeye sokulan ne oldukları belirsiz insan tiplemeleri,evlerde odalarda duvarlar arasında eşyalarla birlikte sıkılmışlıklar sizi bu düşüncelere,doğaya tam teslimiyetlere itiyor.Virüs gösterdiki,aniden çepeçevre baskınlar yaparcasına bizleri sarıvermesi kendimizi hiç yaşamamış gibi hissettirdi.Sanki o kadar yılları bizler eksiltmedik,sanki üzerimizden mevsimler hiç geçmedi,kaç kez geçen sonbaharları,sonbaharlardaki yaprak dökümlerini biz hiç görmedik?.Hiç bitmeyen işlerimizin olduğunu sanı...

DOLU DOLU SEVGİLERİM

     Kendimi çok seviyorum,seviyorumki yaşamı;kendime olan tutkum ve ihtirasımla daha bir başka algılarıma düşürüp,ömrün süren her katresinden ayrı bir zevk duyuyor,mutluluğuma mutluluklar katıyorum.Böyle hazlar alarak meydana gelen oluşum,gezegeni sevmemi gerektiriyor.Yer kürede canlılar var,yaşamın her biri ayrı ayrı renk katıcı  tamamlayıcıları.Onlar olmazsa her şey anlamsız ve varlığımızı devam ettirmemiz mümkün değil.Ya bizler,biz insanlar?.Bizler sizler yani hepimiz,bazılarımız ne düşünür sek düşünelim,nasıl eleştiriler yaparsak yapalım çok harika varlıklarız.Duygularımız var,bu duyguların meydana getirdiği arzularımız,isteklerimiz hatta ve hatta gözyaşları döküp hüzünlenmelerimiz.Ağlamak kadınlara nasıl yakışır.Hüzünlenip gözyaşları dökerken ne kadar güzeller..An olur ağlamalara bile özlemler duyup,köşe bir yere çekilip gözyaşları döktüğümüz zamanlar azmıdır?.Dram filmlerini,acıklı romanları,hüzünleri sevdiğimizden okumaz veya seyretmezmiyiz?.Özlem,hasret dolu...